'Proje okullara tarikatçılar atanacak'
Kadıköy Anadolu Lisesi'nin 'proje okul' kapsamına alınmasına veliler tepkili... Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, "Proje okullara tarikatçı, yandaş, cemaatlerden ve partizan olanlar atanacak" diyor. Veliler de, en başarılı liseler de eğitim kalitesinin düşmesinden endişeli...
DUVAR – Öğrenci ve velilerin protestolarına rağmen çok sayıda lisenin 'proje okul'a dönüştürülmesi çalışması tüm hızıyla sürüyor. Türkiye'nin en başarılı liselerinin de aralarında bulunduğu 155 eğitim kurumunun proje okula dönüştürülmesiyle, bu okulların yönetimleri ve öğretmen kadrosu da büyük ölçüde değişecek. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, 24 Eylül'de Twitter hesabından, öğretmen değişikliği yapılacak toplam 155 proje okulunda 4 bin 598 öğretmenin çalıştığını, bunlardan 1187'sinin başka okullara görevlendirileceğini açıkladı.
Öğretmen kadrolarının değiştirileceği liseler arasında; İstanbul Erkek, Vefa, Galatasaray, Cağaloğlu, Kabataş Erkek, Kadıköy Anadolu, Hüseyin Avni Akyol, Çankaya Fen, Ankara Atatürk, Bornova Anadolu ve İzmir Fen Lisesi gibi Türkiye'nin en yüksek puanlarla öğrenci alan liseler de bulunuyor.
LAİK EĞİTİM Mİ HEDEF ALINIYOR?
Uygulamaya karşı çıkanlar; laik eğitimin hedef alındığını, 'paralel bir eğitim'in oluşturulduğunu, öğretmeninden idarecisine kadar bu okullarda kadrolaşmaya gidildiğini, hükümetle aynı düşünmeyen öğretmenlerin tasfiye edilmek istendiğini ve bu okulların fiili olarak imam hatipleştirildiğini savunuyor.
(Proje Okulu'na dönüştürülen Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencileri, başka okullara dağıtılan öğretmenleri için uğurlama töreni -üstteki video- düzenledi.)
'PARTİZAN KADROLAŞMA'
Proje okullara ilişkin Duvar'a değerlendirmelerde bulunan Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, 1 ay önce Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği için dava açtığını, ancak davanın lehlerine sonuçlanacağından şüphe duyduğunu ifade etti. "Öncelikle Proje okulları için şu sorunun sorulması gerekiyor: Proje okullarıyla hedeflenen nedir?" diye soran Demir, asıl amacın 'demokratik eğitim'in bypass edilmesi olduğunu söylüyor.
Proje okullarla diğer okullara paralel bir yapı oluşturulduğunu savunan Demir, "Bu projeyle, çağdaş ve laik eğitimin kalıntıları tamamıyla ortadan kaldırmak isteniyor. Proje okullarıyla Milli Eğitim'in diğer okullarına paralel bir yapı oluşturuluyor. 'İdareci atamaları, öğretmen atamaları ve öğrenci seçimleri nasıl olacak?' noktasında bir kural ve kriter yok. Milli Eğitim Bakanı idarecisini, öğretmenini kendisi alıyor" diyor ve ekliyor: "Bu uygulamaları doğru bulmuyoruz. Çok yanlış bir proje. Bu okullar Türkiye'nin en iyi okulları. Ayrıca bu okullar Türkiye'nin en iyi laik eğitim sisteminin olduğu okullardır. Buralarda eğitim veren iyi öğretmenler emekli olup özellere okullara geçecek. Bu okullarda eğitim gören öğrencilerin velileri de çocuklarını zorunlu bir şekilde özel okullara kayıt yaptıracak. Şu an vaziyet bunu gösteriyor. Bunun da altyapısı oluşturuldu. Başbakanın yaptığı açıklamanın proje okullarıyla uyuşan hiçbir tarafı yok. Devlet okullarının göz bebekleri olan bu okulları da çökertmek istiyorlar. Bu okullarda var olan değerli öğretmenler gönderilip yerine 3-5 günlük öğretmenleri atayacaklar. Bu öğretmenler de yandaş ve sınavla gelmemiş öğretmenler. Proje okulu kapsamına alınan okulların başarı sıralamaları Türkiye'deki eğitim kurumlarının başarı sıralamasının üstündeydi. Bu okullara atanan öğretmenler belirli kriterlere ve sınavlara uygun olarak alınıyordu. Ama şimdi tarikatçı, yandaş, cemaatlerden ve partizan olanlar atanacak. Başarılı okullar itibarsızlaştırılmak isteniyor.”
'OBJEKTİF KRİTERLER GETİRİLMELİ'
Proje okullarına kesinlikle karşı olduklarını belirten Demir, öğretmenlerin tayin istenmeye zorlanmasının kabul edilecek bir durum olmadığını söylüyor. Söz konusu okullardan alınan öğretmenlerin görevlerine dönmesi gerektiğini belirten Demir, uygulamada ısrarlı olunması halinde ise proje okullarına ilişkin şu önerileri getiriyor:
"Bu okullara alınacak öğretmenler sınavla alınmalı ve objektif kriterler getirilmelidir. Şu an idareciler kendi kafalarına göre öğretmenlere 'gel' diyor. Yine aynı şekilde kendisine muhalif bir öğretmen varsa 'git' diyor. Keyfiyet had safhada. Atatürkçü, laik, evrensel değerleri benimsemiş, sol-sosyalist görüşlü öğretmenler görevden alınıp, kendilerine yakın öğretmenleri bu okullara gönderecekler. Sanırım şu an tuzun koktuğu dönemi yaşıyoruz.”
'ÇOCUKLARIMIZ ÖĞRETMENSİZ BIRAKILDI'
Hülya Şen adlı öğrenci velisi de, Kadıköy Anadolu Lisesi'nde 11. sınıfa giden oğlunun motivasyonun düştüğünü, proje okullarının henüz ne olduğunu dahi kavrayamadıklarını, oğlu gibi birçok öğrencinin öğretmensiz bırakıldığını ifade ediyor. Eğitim yılının başında öğretmenlerin tayin edilmesi dolayısıyla bir belirsizlik yaşandığını anlatan Şen, endişelerini şöyle sıralıyor:
"Yeni gelen öğretmenler hangi kriterlere göre gelecek bilemiyoruz. Ama daha önce tecrübe yaşadığımız diğer proje okullarından gözlemlediğimiz bilgilere göre herhangi bir bilimsel kriterin olmadığını öğrendik. Keyfi bir idareyle sağlıklı bir eğitim beklememiz mümkün değil. Çünkü öğretmenler özgür iradelerini ortaya koyamayacak. Her şey bir müdürün iki dudağı arasında gidip geliyor. Özellikle İstanbul'da bu proje okullarında bir an önce öğretmen değişikliği için ısrar edilmesi tesadüf değil. Çünkü geçen sene okul idarecileri öğrenciler tarafından protesto edildi. Ne hikmetse özellikle bu okulların kadroları değiştirilmek isteniyor. Bir an önce yürütmenin durdurulmasını ve proje okulu kapsamının ortadan kaldırılmasını istiyoruz.”
ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞINACAK
Proje okullara öğretmenlerin hangi kriterlere göre atanacağını bilmenin veliler olarak hakları olduğunu söyleyen Şen, okul idareleri ile öğretmenler arasındaki ilişkilerin bozulduğuna, bu durumun öğrencilere de yansıdığına dikkat çekiyor. "Öğretmenlerin motivasyonu düşmüş, öğrenciler ve öğretmenler idareye kızgın. Tüm bunlar çocuklarımızın motivasyonunu düşürüyor" eleştirisinde bulunan Şen, "Bu hukuksuzluğun giderilmesi için dilekçelerimizi hazırladık. Bu dilekçeleri okul yönetimine sunacağız. Bunun sadece Kadıköy Anadolu Lisesi'yle sınırlı olmadığının farkındayız. Çocuğumun bu okulu kazanması için çok emek verdim. Oğlumun kaydını bu okula yaptırdığım zaman eğitim kalitesinin yüksek olduğunu düşündüm. Ama şu an bu eğitim kalitesini düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz veliler olarak hukuksal mücadelemize başlayacağız. Önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi'ne de başvuracağız. Davalara müdahil olacağız. Biz buna razı olmayacağız” diyor.