Ukrayna’daki kolektif Batı cephesinin Rusya’da güvenliğin
bozulduğu ve Kremlin’in duruma hakim olmadığı algısını yaratmak
üzere düzenlediği saldırılara rağmen Vladimir Putin suhuletle
beşinci başkanlık dönemine geçti. Putin dereyi geçerken at
değiştiren liderlerden değil. Koltuk operasyonları için yeni
hükümetin teşekkülünü bekledi.
Putin; Ukrayna savaşının başındaki rezalet tökezlemelerin,
ordudaki artan çürümenin ve Vagner’in patronu Yevgeniy Prigojin’in
başlattığı isyanın muhatabı olan Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yu
görevden aldı. Yıllardır beraber yürüdüğü ağır topları kapının
dışına atmak yerine yanında tutma geleneğini sürdürdü. Şoygu’yu
Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreterliği'ne atarken bu koltukta oturan
Nikolay Patruşev'i Kremlin’de kendi yardımcısı yaptı. Şoygu
açısından konsey başkanlığı tenzil-i rütbe olarak algılansa da
durum göründüğünden farklı olabilir. Şoygu konsey başkanlığının
yanı sıra savunma ürünlerinin geliştirilmesi ve tedarik
edilmesinden sorumlu olan Askeri-Sanayi Komisyonu’nda (MIC) başkan
yardımcısı oldu. Ayrıca Askeri-Teknik İşbirliği Federal Servisi'nin
(FSMTC) çalışmalarını denetleyecek. Yani öyle eski tüfeklerin
kaldırıldığı depoya gitmişe benzemiyor.
Daha önemlisi; ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Andrei
Belousov savunma bakanı oldu. Savaş zamanında asker kökenli olmayan
bir ekonomistin Savunma Bakanlığı’na atanması dikkate şayan bir
durum. Gerçi üniforma ve madalyalarla poz vermeye bayılsa bile
Şoygu da asker değil inşaat mühendisiydi.
Belli ki savunma sanayinde yeniliklere gitmek, teknoloji transfer
etmek, askeri harcamaları kontrol altına almak ve mali disiplini
sağlamak için yerleşik yolsuzluk çarklarından uzak biri seçildi.
Askeri harcamaların yüzde 3’ten yüzde 6.7’ye çıkması Kremlin’i
tedirgin etmişe benziyor. Sovyetler'in çöküşünü hazırlayan süreçte
askeri harcamaların yüzde 7.4 olduğunu hatırlatan Kremlin Sözcüsü
Dimitri Peskov’un sözlerinden bunun “kritik eşik” olarak
görüldüğünü anlıyoruz. Belousov’un bu göreve getirilmesinde ulusal
SİHA projesinin geliştirilmesindeki rolünün de etkili olduğu
söyleniyor.
Geçen ay “Şoygu’nun cüzdanı” olarak anılan Savunma Bakan Yardımcısı
Timur İvanov’un yolsuzluktan tutuklanması, yeni kabine
değişikliğinden sonra da Savunma Bakanlığı Personel Dairesi Başkanı
Korgeneral Yuri Kuznetsov’un büyük ölçekli rüşvet suçlamasıyla
gözaltına alınması Putin’in askeri alandaki kara deliklere
tahammülünün kalmadığını gösteriyor. Rus medyası Keynesyen bir
devletçi olan Belousov’un yolsuzlukla anılmayan ender isimlerden
biri olduğuna dikkat çekiyor. Kremlin’in diğer ekonomi
danışmanlarının aksine Belousov, 2014'te Kırım'ın ilhakını
desteklemiş ve Rusya'nın düşmanlarca kuşatıldığı tezini sahiplenmiş
muhafazakâr bir iktisatçı. Yani fikren ve siyaseten Putin’le pek
uyumlu. Federasyon Konseyi'ndeki konuşmasında "Bana her zaman şu
ilke rehberlik etmiştir: Hata yapabilirsin ama yalan söyleyemezsin"
demişti. Daha önce önde gelen emtia şirketlerini vergilendirme
önerisiyle oligarkları kızdırmış, organize baskı karşısında
“Aptallar ve ahmaklar” diyerek direnmişti.
***
Hem kabinede yapılan değişiklikler hem de korunan isimler
Ukrayna’daki operasyonları durdurma değil; ordunun uzun vadeli bir
savaşa hazırlanması, savunma sanayinde kapasitenin artırılması,
yaptırım ve ambargolara dirençli yeni ekonomik modelin oturtulması
yönündeki tercihleri yansıtıyor. Anlaşılan Putin yıpratma savaşını
tersine çevirmeyi amaçlıyor.
Batı bloku başlangıçta Rus ordusunun çürümüşlüğü ve ekonomisinin
kısıtlılığına bakarak bir ‘çöküş’ senaryosuyla hareket etti. Bu
yüzden Mart 2022’de Kiev’i müzakere masasına oturmaktan
vazgeçirdiler. Ancak Rusların toparlandığını görünce bu sefer
stratejiyi bir yıpratma savaşına çevirdiler. İşgal edilen
topraklardan ümidi kesen ama Rusya’yı zaferden mahrum edecek bir
kurgu. Belli belirsiz laflarla Ukrayna’ya asker göndermekten
bahseden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yapmaya çalıştığı
şey de NATO’nun neyi yapamayacağını söyleyerek kendi önüne kırmızı
çizgiler koymaktansa ‘belirsizlik siyaseti’ güdüp Rusya’yı daha
ileri gitmekten alıkoymak. Batılı askeri ve istihbarat uzmanları
zaten sahada savaşa yön veriyor. NATO’yu işin içine çekmeden
müttefiklerin savaşa nasıl dahil olabileceğine dair sonu gelmez bir
tartışma sürüyor. Rusya, Batılı silahların Rusya içindeki hedeflere
karşı kullanılamayacağı yönündeki belirlenmiş çizgiyi geçmeyi
düşünen İngiltere gibi NATO ortaklarına nükleer dişini gösterdi.
Ayrıca Rus Dışişleri “Eğer F-16 uçakları Ukrayna'da ortaya çıkarsa,
Rusya modifikasyonlarına bakmaksızın bunları nükleer silah
taşıyıcıları olarak değerlendirecektir” uyarısında bulundu. Son
günlerde Harkiv’de Ruslar ilerlerken Ukrayna savunma hatlarından
durumun çok vahim olduğuna dair açıklamalar geliyor. Top mermisi
stokları hızla eriyor. ABD mermi yetiştirmek için Türkiye’de üretim
hatlarını devreye soktu ama her şey Rusya’nın kullandığı
kapasitenin çok gerisinde. Ukrayna asker toplayamıyor. NATO’nun
eğitip donattığı elit birimler cepheden cepheye savrulurken eridi.
ABD’nin zar zor onayladığı 61 milyar dolarlık paketle önce
Avrupa’da kendi eriyen stoklarını dolduracağı öngörülüyor. Üretimin
uzun zaman alacağı da düşünülünce Ukrayna’nın karşı taarruz bir
kenara cephe hatlarını tutması bile zor. Gönderilecek 16 kadar
F-16’nın da durumu kesinlikle değiştirmeyeceği aşikâr. Ukrayna
ordusunun geçen yaz en iyi durumdayken başlattığı taarruz bile
büyük bir hayal kırıklığıydı. Amerikan yönetimi seçim sürecinde
Afganistan’dan sonra Ukrayna’da da çöküş senaryosu olmasın diye
uğraşıyor ama günün sonunda tüm yükü Avrupa’nın sırtına
yıkabilirler. Zaten Donald Trump gelirse “Ukrayna, Joe Biden’ın
takıntısıydı; Avrupa savaşsın, bana ne!” diyerek kestirip
atabilir.
Böylesi bir ortamda Putin savaşı sonlandırmayı değil yıpratma
savaşını tersine çevirmek için elinden geleni deneyebilir. Rusya
Merkez Bankası'nın eski danışmanlarından Alexandra Prokopenko’nun
dediği gibi: "Putin'in önceliği savaş; yıpratma savaşı ekonomi ile
kazanılır."
Halihazırda silah stoklarının tükendiği, ikame sorunlarının
giderilemediği, petrol-doğalgaz tedarikine bağlı sektörlerde
baskının arttığı, fiyat artışlarının insanları olumsuz etkilediği,
siyasal ve toplumsal bölünmelerin tırmandığı bir Avrupa uzun vadeli
bir savaşta daha da yıpranacaktır.
Buna mukabil Rusya ekonomisi savaşta olup abluka ve yaptırımlarla
cebelleşen bir ekonomiye pek benzemiyor. Özellikle kamu maliyesi
açısından... 2024’te bütçe açığının yüzde 0.9, enflasyonun yüzde
4.5, GSYH büyümesinin yüzde 2.3 olması öngörülüyor. Bu yılın ilk
çeyreğinde federal bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine oranla
yüzde 50 artışla 11.68 trilyon rubleyi buldu. GSYH ocakta yüzde
4.6, şubatta yüzde 7.7 artış gösterdi. İşsizlik oranı yüzde 3.
İktisatçılara bakılırsa ekonomi kamu harcamaları, ithal ikamesi ve
yabancı şirketlerin yerini almak için gereken ara mal ile hizmet
talebindeki artış sayesinde ivme kazanıyor. Ayrıca savaş, ekonomik
büyümenin itici motoru haline geliyor. Savaşla bağlantılı
sektörlerin iş hacmi yüzde 30-70 arasında artış kaydetti.
***
Şimdi Putin evin içindeki düzenlemeden sonra ilk ziyaretini
16-17 Mayıs’ta Çin’e yapıyor. Ukrayna savaşı, geçmişte ciddi
sorunlar yaşamış iki ülke arasındaki ilişkilere daha fazla
stratejik derinlik kattı. 2019'da 111 milyar dolar olan ticaret
hacmi 2023'te 227.8 milyar dolara yükseldi. Ödemelerin en az yüzde
90'ı ulusal para birimleriyle yapılıyor. Putin gitmeden önce Çin'in
Xinhua ajansına verdiği mülakatta Devlet Başkanı Şi Cinping’in
Ukrayna savaşını bitirmeye yönelik çözüm önerisini
desteklediklerini kaydetti. Beri taraftan Avrupalılar ABD’nin
baskılarına rağmen Çin’le kopuşu göze alamıyor. Ve Pekin
uluslararası alanda Amerikan ajandasına artan oranda agresif
yanıtlar veriyor. Rusya’nın beli kırıldığında sıranın kendisine
geleceğini görerek Moskova ile dikkatli bir dayanışma sürdürüyor.
Elbette bu silah tedarikini içermiyor.
Rus malları için Türkiye gibi Batı’ya açılan kapılar bir yana; Çin
ve Hindistan’ın başını çektiği Asya penceresi Rusya’ya “Başka
dünyalar da var” dedirtti. Orta Asya’da Kırgızistan, Kazakistan ve
Tacikistan kapısı da Rus mallarına çalışıyor. Çin ve Rusya
ödemelerde yaptırımları atlatacak yollar da arıyor. Rusya ile
ilişkilerden dolayı bedel ödemekten kaçınan Şi, son Avrupa turunda
Çin’in Ukrayna’daki pozisyonunu “Bu krizin ne yaratıcısı ne tarafı
ne de katılımcısı" diye tanımladı. Yine de ABD’nin Çin’i kuşatma
stratejisine karşı Rusya ile ortaklık denge etkisi yapıyor. Ve
kuşkusuz Putin’in beşinci dönem ziyaretlerine Pekin’den başlaması
ve “sınırsız dostluk” vurgusu yapması kolektif Batı’yı delirtmeye
yetecektir.