Rapor: 14 milyon Suriyeli ülkelerindeki mülklerini geri alamayabilir
Suriye İnsan Hakları Ağı, Şam hükümetinin çıkardığı yasaların 12 milyon yerinden edilmiş kişi dahil milyonlarca Suriyelinin mülklerini geri alması için 'aşılması zor engeller' oluşturduğunu bildirdi.
DUVAR - Suriye İnsan Hakları Ağı'nın (SNHR) hazırladığı bir rapor, 14 milyon Suriyeli'nin hükümetin geçirdiği, devlete toprak ve mülklere el koyma yetkisi veren yasalar sebebiyle ülkelerine döndüklerinde evlerine ve arazilerine geri dönememe riski olduğunu ortaya koydu.
The Guardian'ın aktardığına göre, SNHR'nin yayınladığı 61 sayfalık rapor, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (BMMYK) çağrıda bulunarak, Suriye hükümetinin ülke dışına çıkan ya da yönetim tarafından 'tehlikeli' addedilen kişilerin mülklerine el konulması yönünde çıkardığı yasaların 'mültecilerin evlerine geri dönmesinin önündeki en büyük engellerden biri olarak ortaya çıktığına' vurgu yapılmasını talep etti.
'ELLERİNDE BELGE VAR ANCAK YASALAR ENGEL OLUYOR'
Konuya ilişkin açıklama yapan SNHR İcra Direktörü Fadel Abdul Ghany, "İnsanlar, geri dönmeye korkuyor. Çünkü bir mülkün sahibi olduklarını kanıtlayacak belgeleri ya da resmi kayıtlara erişimleri olsa da kendilerine hiçbir hak tanımayan ve pratikte hiçbir tazminat öngörmeyen pek çok yasa hayata geçirildi" ifadelerini kullandı.
Ghany, söz konusu yasalardan 'henüz öldükleri kayıtlara geçmeyen, fakat çoğunlukla rejim tarafından öldürülen 500 bin Suriyeli sivilin ailelerinin, 115 bin zorla kaybedilen kişinin ve ülke içinde yerinden edilen ya da ülkeden kaçarak başka ülkelere kaçan 12,3 milyon kişinin etkileneceğini' söyledi. Bu durumda ise Suriyeliler ülkelerine dönseler de mülklerini geri alabilmek için 'aşılması zor engellerle' karşı karşıya kalabilir.
'AYRIMCI YASALAR, 2012 YILINDAKİ KARARNAME İLE BAŞLADI'
Suriye Parlamentosu tarafından ya da hükümet kararnamesi ile kabul edilen mülkiyet yasaları üzerine yapılan bir yıllık çalışmanın ürün olan rapor, 'sürgündeki Suriyelilerin' ailelerinin sahip olduğu arazileri ve mülkleri geri almaya çalışırken karşılaşacakları yasal zorlukların da altını çizdi. 'Ayrımcı yasaların 2012 yılında çıkarılan 66 sayılı kararname ile başladığını' belirten raporda, kararnamenin 'Şam'daki gayrı resmi yerleşim yerlerini yeniden geliştirmeyi amaçlasa da gerçekte muhalifleri hedef aldığını' aktardı.
Ardından çıkarılan 2015 tarihli "Planlama ve Kentsel Gelişim Kanunu" ise belediyeler ve valilikler gibi idari birimlere, imar alanları dışında kalan özel mülklerden bedelsiz olarak arazi kesintisi, yani istimlak yapma yetkisi tanıdı.
'30 GÜN YA DA BİR YIL YETERLİ BİR SÜRE DEĞİL'
Nisan 2018'de kabul edilen, ancak tepkiler üzerine aynı yıl değişiklik yapılan bir başka yasa da hükümetin ilk olarak başkent Şam'da uygulamaya soktuğu imar alanı planını tüm ülkeye yaymasına, mülk sahiplerine arazi veya mülk sahipliğini kanıtlamaları için 30 gün süre tanımasına olanak sağladı. SNHR raporuna göre, daha sonra bir yıla uzatılan bu süre, ister mülteci olsun ister yerinden edilmiş bir kişi olsun, evinden edilmiş bir kişinin gerekli belgeleri bulması ve hazırlaması için yeterli bir süre değil.
10 sayılı kanunun kamuoyuna açıklanan amacının askeri çatışmalarda tahrip edilen mülklerin yeniden inşasını sağlamak olduğunu, fakat hükümetin bu yasayla birlikte muhaliflerin elindeki mülkleri zorla alıp 'rejime sadık elit kesim' arasında pay ettiğini aktaran rapor, 2012 yılında kabul edilen ve 'terörist' ya da 'devlet güvenliğini tehdit ettiği düşünülen' kişilere ait mülklere el konulmasına ve bu mülklerin kamulaştırılmasına yetki veren 19 sayılı yasa hakkında da endişelerini dile getirdi. (DIŞ HABERLER)