Rapor gönderilen fay üzerindeki kent sayısı 21’e çıkacak: Hâlâ bir yanıt yok
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın doğrudan fay hatları üzerindeki kentlere dair hazırladığı rapor 21’e çıktı. İki yıldır tüm bürokrat ve siyasilere gönderilen raporlara hâlâ tek bir dönüş olmadı.
ANKARA – Türkiye’de deprem gerçeği büyük afetlerin ardından bir numaralı gündem olurken bir sonraki büyük depreme kadar zamanla sönümleniyor. Uzmanların süreç içerisindeki uyarılarına rağmen şehirlerin depreme ne kadar hazır olduğunun yanıtı yaşanan büyük depremlerin acı faturasıyla ortaya çıkıyor. Birçok kentte milyonlarca kişi depremin gölgesinde yaşamını sürdürüyor.
Doğrudan altından fay ve fay zonu geçen 24 il için harekete geçen Jeoloji Mühendisleri Odası, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanı, ilgili bakanlıklar, belediye başkanları ve kentlerin tüm milletvekillerine raporlar göndermeye başladı. Uyarı niteliğinde olan ve büyük bir depremin sonuçlarına dair yaşanacakları anlatan mühendislerin tamamladığı rapor sayısı 21’e çıktı.
Hatay, Konya, Bingöl, Maraş, Osmaniye, Manisa, Burdur, Balıkesir, Aydın, Erzurum, Tokat, Kocaeli, Kayseri, Muğla, Denizli, Eskişehir, Erzincan ve Hakkari’nin aralarında bulunduğu fay üzerine kurulu kentlerin ardından mühendisler Kütahya, Aksaray ve Sakarya’nın da raporlarını tamamladı. Eylül ayı içerisinde bu 3 kentteki ilgililere raporları gönderecek olan jeoloji mühendisleri Bursa, Bolu ve İzmir’in de raporlarını hazırlayacak.
‘AYLAR, BÜYÜK DEPREMLER GEÇTİ, HÂLÂ BİR DÖNÜŞ YOK’
Raporların tamamının tamamlanmasına çok az zaman kaldığını ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan’a göre aylar, büyük depremler geçmesine rağmen yetkililerin sessizliği devam ediyor. Hâlâ hiçbir yetkilinin raporların ardından kendileriyle iletişime geçmediğini ifade eden Alan, “Türkiye’de depremlere ilişkin ciddi hiçbir şey yapılmıyor. Her gün depremler oluyor ama adım atılmıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyük deprem yaşadık ama somut tek bir adım yok. Yetkililer fay hatlarına ve sıvılaşma alanlarına yeni bina yapmayacaklarını söylediler. Ama bu açıklamadan bir hafta sonra yerinde yapılaşma yapacaklarını belirttiler. Yani şehirleri yine fay zonunun üzerine yapacaklar. Bu ülkenin ne bir kırmızı çizgisi ne mavi çizgisi var, rant ekonomisi her şeyi yönetiyor. İmar ve arsa rantı görünce kimsenin gözü fay zonu, sıvılaşma alanı görmüyor. Herkesin gözü parada, her şey unutuluyor.”
‘ARSA VE İMAR RANTI OLDUĞU SÜRECE KİMSE AFETİ DÜŞÜNMÜYOR’
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın rapor hazırladığı kentlerden biri de Maraş’tı. Şubat ayında meydana gelen depremden aylar önce kentteki yetkililere raporlarını ulaştırdıklarını belirten Hüseyin Alan, depreme kadar hiçbir geri dönüşün kendilerine yapılmadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Bizim uyarılarımızın ardından büyük yıkımlar yaşandı. Maraş kent merkezinde büyük siteler yıkıldı, sırf Maraş’ta yaşamını yitiren insan sayısı 18 bine yakın. On binlerce bina ağır hasar gördü. Şimdi Maraş kent merkezi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar planı çalışmalar yürüttü. Bazı bölgelere heyelan riski ve diri fay nedeniyle yapılaşma sınırı getirdi. Şimdi ne mi oluyor? O kısıtlama getirilen alanların yeniden imara açılması için çaba sarf ediyorlar. Böyle bir rezalet olur mu? Heyelanlı, fay zonu olan alana yeniden bina dikecekler. Arsa ve imar rantı olduğu sürece kimse afeti düşünmüyor.”
‘DİRİ FAYLARIN İMAR PLANLARINA İŞLENMESİ TALEBİ KARŞILIK BULMUYOR’
Yıllardır kurumlara yalvardıklarını, “diri fayların ve taşkın riski olan yerlerin imar planlarına işlenmesi” taleplerinin hâlâ karşılanmadığını ifade eden Alan, “Hiç olmazsa vatandaş ‘bu ev fay üzerindeymiş, ben bunu almam’ desin. Vatandaş kendi bilinciyle hareket etsin. İnsanlar bunu öğrenmesin diye bunu bile işlemiyorlar” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi web sayfasına girdiğini, hangi bölgelerde sıvılaşma riski olduğu, fay zonlarının İstanbul’un imar planlarının ne kadar yakınından geçtiği, nerede heyelanlı alanları var gibi soruların yanıtını almaya çalıştığını ifade eden Alan, “Türkiye’de herkes İstanbul depremini konuşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sitesinde bilginin kırıntısı yok. İstanbul halkı nereden bilgi alacak? İstanbul’da ev aldım. Bunun zemini hakkında nereden bilgi alacağım” ifadelerini kullandı.
‘MALATYA 25’İNCİ KENT OLABİLİR’
Depremlerde en büyük yıkımların fayın üzerinde ya da faya en yakın yerleşim yerlerinde yaşandığını ifade eden Hüseyin Alan, Malatya’nın fay üzerinde olan 25’inci kent olabileceğini söyledi, “MTA araştırmalarını yapıyor ama şimdilik görünen muhtemelen 25. kentimiz Malatya olacak” ifadelerini kullandı.
Büyük depremlerin ardından telefonlarının susmadığını, öncesinde ise kimsenin kendilerini aramadığını, depremin olmadığı günlerde hazırlıkların hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Alan uyarılarını şu ifadelerle sürdürdü:
“Bilim ısrarla söylüyor, Marmara içinden geçen fay her an kırılabilir. Doğuda, Kuzey Anadolu fayı üzerinde Yenisu fayı segmenti kırılmış değil. Sismik boşluk her an kırılabilir. Doğu Anadolu Fayı üzerinde meydana gelen büyük depremler gibi depremlerden sonra o bölgedeki gerilimin dengeye ulaşması için peşi sıra depremler meydana gelebilir. 1939’da meydana gelen 7.9 büyüklüğündeki Erzincan depreminden sonra 1942’de Niksar’da yine 7’nin üzerinde deprem oluyor. Sonra Kastamonu Tosya’da oluyor, Bolu’da oluyor. Maraş depreminin ardından da sıklıkla depremler oluyor. Muhtemelen yakın dönemde bu bölgede 7 ve 7 üzeri depremler olacaktır. Buralardaki gerilme bir şekilde boşalacak.”