Referandumda AK Parti'nin başını en çok ağrıtacak isimler

AK Parti'de hayır tedirginliği... Sonradan AK Parti’ye yanaşan ve şimdilerde AK Parti’nin en radikalleri olan bazı isimler, partilileri neden tedirgin ediyor... SBF ve İLEF'te 40 ders hocasız kaldı. Savunma sanayiinde de hem satıcı hem alıcı olan isim. Duvar Arkası Ankara kulislerinde konuşulanları aktarıyor...

Abone ol

REFERANDUM İÇİN EN KRİTİK DÖNEM SON 45 GÜN

Referanduma ilişkin anketlerde ‘hayır’ oylarının yüksek çıkması AK Parti’de tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Partinin kurmayları ise referandum kampanyasının hız kazanmasıyla ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahada daha fazla görünür olmasıyla işlerin değişeceğini söylüyorlar. Şu anki oranların önemli olmadığını belirten AK Parti’nin önemli isimlerinden biri “Bizim için her zaman son 45 gün önemli olmuştur. Tüm seçimleri böyle kazandık. Mart başından itibaren evet ile hayır arasındaki makas ‘evet’in lehine giderek açılacak” yorumunu yaptı.

“REİSİ SEVİYORUZ AMA…”

AK Parti’nin kurucularından, halen önemli bir makamdaki siyasetçi bir davette partililerle konuşurken konu sonradan AK Parti’ye yanaşan ve şimdilerde AK Parti’nin en radikalleri olan bazı isimlere geldi. Tecrübeli siyasetçi, referandum sürecinde başlarını en fazla ağrıtacak olanın bu isimler olduğunu belirterek şöyle dedi, “Çarşı, pazar geziyoruz. İnsanımızın bize olan sevgisinde, ilgisinde hiçbir azalma yok ama bazı konularda tepkileri var. Diyorlar ki, biz reisimizi (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastediyor), partimizi çok seviyoruz ama çevresindeki isimleri sevmiyoruz, onları beslemeyin!” Tecrübeli siyasetçiye, AK Parti seçmeninin şikâyet ettiği o isimlerin kimler olduğu sorulduğunda ise “İsimlerini zikreder miyim? Sonra televizyondan bana da atıp tutar bunlar” dediği duyuldu.

RİZE’DE ÇAYKUR ÖFKESİ

Çaykur’un Varlık Fonu’na devri Rize’de gündemin ilk sırasına oturdu. AK Parti yöneticilerine Çaykur’un özelleştirilmeyeceğiyle ilgili açıklamalarını hatırlatan Rizeliler referandumda verecekleri oyun renginin değiştiğini söyleyince iktidar partisi bölgeye kurmaylarını göndererek onlardan halkı yatıştırmasını istedi.

Referandum öncesi Karadeniz’de farklı bir gündem daha var. Ekonomik olarak sıkıntı içinde olan çay üreticisinin borçlarının ertelenebileceği dedikodusu bugünlerde her yerde konuşuluyor. Muhalefet partilerine göre siyasi iktidar her bölgenin beklentilerine uygun bir dedikodu yayarak üreticiyi evet’e yönlendirme taktiği izliyor. Bütün bunlar şimdilik dedikodu ve iddia düzeyinde ancak ekonomik hamlelere dönük beklentiler seçmenin en öncelikli gündem maddesi.

BOŞALAN DERSLERE KİM GİRECEK?

Eğitim Sen’li ve ‘barış imzacısı’ akademisyenlerin üst üste gelen kararnamelerle üniversitelerden ihracı, akademi camiasında derin bir yarılmaya neden oldu. Geçtiğimiz cuma günü Cebeci Kampüsünde öğrencileri ve eski mezunlarıyla buluşmak isteyen ihraç edilen hocalar polis tarafından darp edilirken bazı meslektaşlarının sessiz kalmayı tercih etmesi akademi camiasındaki tartışmaları gün yüzüne çıkardı. Polis Cebeci Kampüsü önünde toplanan yüzlerce kişiyi biber gazı ve plastik mermilerle dağıtırken olayları okuldaki odasından veya dışarıda uzaktan izleyen bazı hocaların sosyal medyada yaşananlara tepki gösteren paylaşımları “samimiyetsizlik” olarak yorumlandı. Çünkü bu isimler kısa süre önce ihraç edilen arkadaşlarına destek için hazırlanan metinlere de imza atmamayı tercih etmişti.

Son ihraçlarla Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yaklaşık 40 ders boşaldı. Bu derslere kimin gireceği merak konusu. Okulda halen görev yapan hocalar içinde bu konuyla ilgili de tartışma sürüyor. Kimi, “Derslere biz girmezsek dışarıdan hoca getirirler, okul daha da kötü olur” diyor kimi bütün bu yaşananlar hiç olmamış gibi derslere devam etmenin imkânsız olduğunu savunuyor. Ara tatilin bitiminin ardından 13 Şubat Pazartesi itibariyle okullarına dönecek öğrencilerin de hiç şüphesiz bu konuda söyleyecekleri olacak.

Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen Eğitim Sen’li hocaların ise öylece arkalarını dönüp gitmeye niyetleri yok. Önümüzdeki hafta her gün seslerini duyurmak için farklı yollar deneyeceklerini söyleyen hocalar, “Bildiğimiz işi, onlar izin vermese de yapmaya devam edeceğiz” diyorlar.

HEM ALICI HEM SATICI NASIL OLUNUR?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve çoğunluk hisseleri Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Güçlendirme Vakfı’nda bulunan ASELSAN (Askeri Elektronik Sanayi A.Ş.), son iki döneme kadar emekli generallerin başkanlık ettiği bir yapıydı. İki dönemdir ASELSAN’ın yönetim kurulu başkanları sivillerden seçiliyor. Şimdiki Başkan Mustafa Şeker’in önemli bir özelliği var. Kendisi aynı zamanda Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı. Tabiri caizse hem alıcı makamında hem de satıcı… Bu durum Ankara’da savunma sanayi işi yapan çevrelerde rahatsızlık konusu olsa da kimse dile getiremiyor.