Reina mağduru: Tek olduğunu bilsem öldürürdüm
Reina saldırısı sırasında saldırgan Abulgadir Mashnaripov’un elindeki flashbang'a tekme atan 28 yaşındaki T.B., yaşadıklarını anlattı. Saldırganın tek olduğunu bilmediğini ifade eden B., "Sağ eliyle pimi çekti. El bombası sandım. Nişanlımla benim ayakucumuza çöktü. ‘Hayır, hayır’ diyerek tekme attım. Tekme atmamla bomba elinde patladı. Tek olduğunu bilsem öldürürdüm” dedi.
DUVAR - İstanbul Reina’da yılbaşı gecesi yapılan terör saldırısında 39 kişiyi katleden Abdulgadir Mashnaripov’u saldırı anında tekmeleyen 28 yaşındaki T.B. olay sırasında neler yaşadığını Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'a anlattı. Reina’ya nişanlısı ve bir grup arkadaşıyla giden T.B.'nin arkadaşları Mustafa Sezgin Seymen ve Mustafa Kaya olayda can vermişti. T.B., şunları anlattı...
ÖNCE KAVGA SANDIK: Akşam yedi kişi Reina’ya gittik. Rahmetli Mustafa Sezgin Seymen ve nişanlısı, ben ve nişanlım. Bir başka nişanlı çift ve bir bekar arkadaşımız da bizimle birlikteydi. Ben gemi kaptanıyım. Hepimiz denizcilikten tanışıyoruz. Giderken endişe yaşadık. Bir tedirginlik vardı ama mekâna girdikten sonra kalmadı. Locamızda oturuyorduk. Rahmetli Mustafa üç dakika önce tuvalete kalkmıştı. Nişanlısı yanımızdaydı.
Bulunduğumuz yerde iki Faslı kız vardı. Biri başından, diğeri ayağından vuruldu. Başından vurulan, bizim yanımızdaydı. İlk anda o hareketlendi. Kavga var sandık. Müzikten dolayı silah sesini duymamıştık. Sonra silah sesleri duyuldu, yere yattık. Kızlar şoka girmişti. Ben biraz sakindim. Mustafa tuvalete giderken (kurşuna) yakalandı, sanıyorum. Diğer arkadaşımız da vuruldu. Hayli silah sesi geldi. Beş dakika şiddetli biçimde sürdü. Mekân barut kokuyordu. Herkesi öldürecek sandık. Saldırgan bizim yakınımızda da ateş etti. Arkamızdaki locada vurulanlar oldu. Yerde biri yüzükoyun yatıyordu, ölmüştü.
KAFAMDA YAZMIŞTIM: Silah sesleri kesilince etrafı gözlemeye başladım. Nişanlımla yan yanaydım, yüzümüz birbirine dönüktü. Herkes yatmıştı ve ölü numarası yapıyordu. Biri yerde inliyor, ‘Kız arkadaşım vuruldu’ diyordu. ‘Sus’ dedik. Kıpırdayanları uyardık. Nişanlım, ‘Geliyor’ diye kulağıma fısıldadı. ‘Gözünü kapat, nefes alma’ dedim. Daha önce flashbang patlatmış ve silah sesleri duyulmuştu. Barın oradan geldi. Sol elinde flashbang vardı. Sağ eliyle pimi çekti. El bombası sandım. Kafamda yazmıştım: Önce bomba patlatır, sonra sıkar diye.
'ALLAHU EKBER' DEDİ, 'HAYIR HAYIR' DEDİM: Nişanlımla benim ayakucumuzda çöktü. ‘Allahu ekber’ diye bağırdı. ‘Hayır, hayır’ diyerek tekme attım. Tekme atmamla bomba elinde patladı. On saniye süreyle bende de körlük oldu, kulaklarım çınladı. Çünkü bomba yüzümde patlamıştı. Patlayınca bir hayli ışık ve azıcık alev çıktı. Sağ ayağım 20 dakika yandı. Ben onu ses bombası sandım. Yanımıza geldiğinde, flashbang’i yavaşça bırakıp çekilecekti diye düşünüyorum. Ciddi görüntü ve ses huzmesi çıkarıyordu. Kendinizi müdafaa edemezdiniz. Patlatıp insanları sersemleterek silah kullanacaktı. Elinde silah görmedim. Biz tekmeden sonrasına kendimizi hazırlamıştık. 'Şimdi bize gelecek' diye düşündük. Bizi vurmasını bekledik. Çünkü silah sesleri devam etmişti. Ben tek olmadığını düşünmüştüm. Tek olduğunu bilsem, tekmenin devamını getirirdim. Öldürme hareketi yapardım. Yakalama ve etkisiz hale getirme imkânım vardı. Buna çok üzüldüm. O an cesaret edemedik. Beş dakika sonra ‘Teslim ol’ sesleri geldi. Hareketleneni vurmak için söylüyor diye düşündüm. ‘Polis yanımıza gelene kadar kimse kalkmasın’ dedim. Sonra özel harekâtçılar geldi. Bence bunu tek başına yapması imkânsız. Hiç kimse girdiği mekândan bu kadar rahat çıkamaz. Bunu önceden planlamıştır. Elini kolunu sallaya sallaya içeri giriyor. Ona içeriden cep telefonuyla bilgi veren biri olduğunu düşünüyorum. Bu adamın mutlaka bir destekçisi vardı.