Rende Sitesi'nde yakınlarını kaybedenler: Gerçek sorumlular dışarıda
Hatay'da 6 Şubat depremlerinde 105 kişinin öldüğü Rende Sitesi ile ilgili iddianame hâlâ hazırlanmadı. Sitede yakınlarını kaybeden aileler, gerçek suçluların dışarında olduğunu belirtiyor.
HATAY - 6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Hatay’da büyük can kaybı olan binalardan biri de Farklı Yaşam Rende Sitesi. Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde bulunan, dört bloktan oluşan sitenin iki bloğu çöktü, yıkılan binalarda 105 kişi yaşamını yitirdi, 27 kişi enkazdan sağ çıktı, 10 kişi ise hâlâ kayıp.
Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen Rende Sitesi'nin iddianamesi hazırlanmadı. Yakınlarını kaybeden aileler, iddianamenin bir an önce hazırlanarak, gerçek suçluların yargılanmasını istiyor.
KOLON KESMEYE TAKİPSİZLİK
Sitenin toprak sahiplerinden Arif Sami Rende ile müteahhit Fevzi Yılmaz arasındaki anlaşmazlık sonucu A ve B bloklar Rende İnşaat’ta, C ve D bloklar ise Yılmaz İnşaat’ta kalacak şekilde paylaşıldı.
Müteahhit Fevzi Yılmaz, 2016 yılında Rende İnşaat’ta kalan B blokun zemin katındaki kolonların kreş yapımı için kesildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Konuya ilişkin savcılık, 2017’de takipsizlik kararı verdi.
6 Şubat depremlerinde sitenin A ve B blokları yıkıldı, C ve D blokları ayakta kaldı. Yakınlarını kaybeden ailelerin şikayetçi olmasıyla başlayan soruşturmada 80 yaşındaki Arif Sami Rende tutuklandı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan müteahhit Fevzi Yılmaz, şantiye şefi Taner Öter ve yapı denetim sorumlusu Vahap Karakaya hâlâ aranıyor.
'ÇOCUKLARIMIZ ÖLDÜ, CEZALARINI ÇEKSİNLER'
Anaokulu için kolon kesildiği iddia edilen B blokta; kızı, damadı ve üç torununu yitiren Ali Şenak, davada sadece Arif Sami Rende’nin tutuklanmasının adil olmadığını söyledi. Şenak, “Kreşin sahibi Hülya Rende ve Sami Rende’nin diğer çocukları tutuklanmadı, zaten ortada da yok. Yurt dışına kaçtığı söyleniyor. Şantiye şefi ve yapı denetim firması sorumlusu kayıp. Bizim çocuklarımız öldü, ciğerimiz yandı. Onlar geri gelmeyecek ama bu işin sorumluları cezasını çeksin” diye konuştu.
Şenak, yıkımın kolon kesmeden kaynaklı olduğunun en büyük kanıtının diğer blokların yıkılmamış olması olduğu söyledi.
2016 yılında müteahhidinin konuyu mahkemeye taşımasını hatırlatan Şenak, o dönem ne olduysa dosyanın ‘kolon kesmeye rastlanmadı’ diye kapatıldığını vurguladı. Şenak, “O zaman olay nasıl kapatıldıysa şimdi de kapatılacak diye endişeliyiz. Hatay Adliyesi deprem dosyalarının çokluğu ve yoğunluğu nedeniyle çok karışık. Dosya ne durumda, iddianame neden hazır değil, hiçbirini bilmiyoruz. Ortada bir tane tutuklu var o da hâlâ tutuklu mu, bilmiyorum. Biz aileler olarak adalet istiyoruz. Çocuklarımızın katillerinin yargılanmasını istiyoruz” dedi.
ANNESİNDE KALDI, ÖLÜMDEN KURTULDU
Buket Elif Çelik, siteye 5 yaşındaki kızıyla birlikte depremden 20 gün önce taşındı. Rende’nin, Hatay’ın en pahalı sitelerinden olduğunu söyleyen Çelik, deprem günü kızıyla birlikte annesinin evinde olmasaydı bugün hayatta değildi. Çelik, kolon kesildiği iddia edilen anaokulunun tam üstünde oturuyordu. Depremden birkaç ay sonra evinin enkazına giden Çelik, sadece kızının ayakkabısını bulabildi.
Depremden sonra evi satın aldığı Sedat Rende’nin, babasını arayarak, “Kızınız hayatta mı” diye sorduğunu belirten Çelik, şunları söyledi: “Biz babamlarla Ankara’ya gittik. Ankara’dayken Sedat Rende babamı arayıp beni sordu. Kolon kesilme muhabbetini daha bilmiyoruz. Niye sorduğu da ortada. Ben o evi kızımla yeni bir hayat kurmak için aldım. Daha 20 gündür içindeydim. Kıl payı ölümden kurtuldum. Sadece babaları Hikmet Sami Rende tutuklanmıştı. 80 yaşında adam. Bence en suçsuzu o. Tüm suçlular dışarıda. Bu dava bırakın ilerlemeyi, daha başlamadan kapatıldı sanki. Rönesans gibi basında yer bulamadı. Oysa 100 kişi öldü bu sitede."
Depremden sonra apartmanın Whatsapp grubunda kolon kesme iddialarının tartışıldığını, bina sahiplerinin asla böyle bir şey olmadığını savunduğunu vurgulayan Çelik, fotoğraflarda binanın yatış ve yıkılma şeklinden kolon kesildiğinin belli olduğunu düşündüğünü belirtti.
Çelik, “Diğer iki blokun kalması ve benim blokun yıkılmasından da belli. Odabaşı’nın zemini kötüymüş ama sağ çıkan insanlar var. Yeni bir bina 30 saniyede yıkılır mı? Ya orada olsaydık o gece, cenazemi bile bulamayacaklardı belki de. Gerçek sorumlular dışarıda, biz onların tutuklanmasını istiyoruz.”