RES projesi ile gündeme gelen Yaylaköy’de şimdi de GES tehlikesi

Daha önce RES'lerle gündeme gelen Karaburun Yaylaköy'de, şimdi de köyün 15 katı büyüklüğünde Güneş Enerji Santrali (GES) yapılmak isteniyor. Projeye karşı bölge halkı dava açtı.

Abone ol

İZMİR – İzmir'in Karaburun ilçesinde bulunan Yaylaköy, daha önce de Rüzgar Enerji Santrali (RES) projeleri ile gündeme geldi. Yaylaköy başta olmak üzere mevcutta kurulu 87 rüzgar türbini olan ve koruma kararı sonrası ek 41 türbin ile kapasite artışı talep eden Lodos Karaburun Elektrik A.Ş, bu kez de bölgede Güneş Enerji Santrali (GES) kurmak istiyor. Şirketin Karaburun Yardımcı Kaynak Güneş Enerji Santrali (GES) Projesi için hazırladığı ÇED raporu 12 Nisan'da onaylandı.

ÇED raporunun sunulmasından hemen sonra projenin önerildiği arazilerde, verimli zeytinlerin yanında kurumuş ve bakımsız zeytinlerin olduğu gerekçesiyle GES kurulumu için önce irtifa hakkı tahsisi istendi. Ancak ‘ÇED olumlu’ kararı beklenmeden, 1 Aralık 2022 tarihinde irtifa hakkı tahsisine karar verildi. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan bölge halkı, Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde olan Yaylaköy’de zeytinlik ve mera vasıflı bu alanı da kaybetmemek için dava açtı.

'ÇED OLUMLU' KARARININ GERİ ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUZ'

Karaburun Yerel Fok Komitesi, projeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Proje raporunda; GES proje alanı ve çevresinde koruma statüsündeki türler bulunduğu, mikro habitat kayıpları öngörüsü, ayna etkisi ve nem değişiminin bu habitatlara etkisi belirtilmesine rağmen nihai sonuç raporunda, projenin alandaki biyotoplara kalıcı ve kümülatif etkisi olmayacağı belirtilmektedir. Bu çelişki nasıl görmezden gelinmiştir?“ diye sordu. Enerji yatırımlarına parçacıl bir biçimde verilen onaylar ile Karaburun–Ildırı Körfezi’nin Cumhurbaşkanlığı kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğinin de göz ardı edildiğinin belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Henüz tamamlanan Karaburun–Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi, karasal biyoçeşitlilik çalışması, koruma ilanı sonrası yapılması gereken özel çevre koruma bölgesine ilişkin yönetim planının olmaması ve henüz onaylanmayan 1/25.000 ölçekli Karaburun–Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi Nazım İmar Planı yeni yatırımlara ilişkin verilecek kararların değerlendirilmesinde tedbirli olmayı gerektirmektedir. Henüz alana ilişkin sürdürülebilirlik ilkeleri, hassas bölgeler ve etkileşim geçiş sahası belirlenmemiştir. Bu sebeple koruma kararı verilen bölgedeki projeleri alana ilişkin bilimsel araştırmalar ve planlar yapılmadan değerlendirmek koruma vizyonuna ters düşmektedir. Alandaki bilimsel çalışmalar kısmen bitmişken bu çalışmalara referans veren koruma planları ortada yokken bu kararlar hangi ilkelerle ve kimin yararına verilmektedir? Yaylaköy yerleşik alanının yaklaşık 15 katı büyüklüğündeki (118,9 hektar) Karaburun Rüzgar Enerji Santrali Yardımcı Kaynak GES projesine ilişkin nihai ÇED raporuna verilen ‘ÇED olumlu’ kararının projenin hayvancılık ve tarım faaliyetlerini etkilemesi, biyoçeşitlilik araştırılmalarının tamamlanmaması, kümülatif etkisinin değerlendirilmesinin yetersizliği ve Karaburun-Ildırı Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi için koruma planlarının yapılmadan bu kararın verilmesi sebebiyle yeniden değerlendirilmesi ve 'ÇED olumlu' kararının geri çekilmesini istiyoruz.”

GES proje sahası içinde zeytinlik sahalar olduğuna dikkat çeken davayı takip eden Cem Altıparmak ise ilgili kanun hükümlerine işaret etti. Altıparmak, "Bu zeytinliklerin başarılı bir şekilde ağaçlandırıldığı kamu idarelerin raporları ile kabul edilmiş olmasına karşın şimdi bu zeytinlik sahaların GES projesi sebebiyle yok edilmesi gündemde. Oysa, İmar Kanunu’nun 11. maddesinde 'Hazine'nin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ağaçlandırılmak üzere izin verilen taşınmazlardan projesine uygun olarak ağaçlandırılanlar, imar planı kararıyla başka amaca ayrılamaz' deniyor. Proje dosyasında yer alan Orman Genel Müdürlüğü'nün görüşüne göre, OGM de başarılı bir zeytinliğin GES amacıyla yok edilmesinde bir kamu yararı olmadığını söylemiş" ifadelerini kullandı. 

'GEÇİM OLANAKLARINI YOK EDEN PROJEDE KAMU YARARI SORGULANMALI'

Bir zeytinliğin, yenilenebilir enerji iddiasını taşısa dahi bir GES için feda edilmesinin Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadele taahhütlerine de aykırı olduğunun altını çizen Altıparmak, "Sera gazı azaltımı için yenilenebilir enerji yatırımı olarak teşvik edilen GES projesinin, yer seçimindeki hata ve kamu idarelerinin umursamazlığı gibi sebeplerle, iklim değişikliği ile mücadelenin en önemli unsurlarından olan ve atmosferdeki sera gazlarını tutarak, karbon yutağı vazifesi gören bir zeytinlik alanı yok etmesi, iklim değişikliği ile mücadele prensiplerine aykırı. Bu noktadan sonra, böyle bir projeyi temiz enerji projesi olarak nitelendirmek mümkün değil" diye konuştu. Son olarak GES projesinin geçim kaynağını da olumsuz etkileyeceğini belirten Altıparmak, şunları kaydetti: "GES projesi, zeytinlikler dışında Karaburunlu keçi yetiştiricileri için oldukça önemli olan mera alanlarını da tahrip edecek. Karaburun’daki çayır ve mera alanının oldukça sınırlı olmasına karşın, Karaburun Yarımadası’nın önemli yerel geçim kaynaklarından birisi, kıl keçisi yetiştiriciliğidir. Karaburun ilçesi İzmir’in keçi varlığında birinci sırada iken, 10 yılı aşkın bir süredir yarımadadaki RES ve GES yatırımlarının çayır ve mera alanlarını işgal etmiş olması sebebiyle keçi yetiştiriciliğinde önemli kayıplar yaşanıyor. Türkiye’nin en yüksek süt verimine sahip kıl keçisi olan Karaburun kıl keçisi, genetik özelliklerinin korunması ve yok olmaması için 2013 yılında Tarım Bakanlığı tarafından ‘halk elinde ıslah’ programına alınmış olmasına karşın kamu idarelerinin Karaburun keçisini koruyamamış ve yok olmasına göz yummuş olması da enerji yatırımlarının taşıdığı kamu yararının sorgulanmasını gerektirmektedir. Yerelin geçim ve kalkınma olanaklarını yok eden enerji projelerinin kamu yararı taşıdıklarını savunmak mümkün değil." (DUVAR)