CHP'li Adıgüzel: Resmen paralel futbol federasyonu kuruluyor
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından federasyona da gönderilen yasa taslağını eleştiren CHP Milletvekili Adıgüzel: "Kurulması planlanan federasyon ve konfederasyonlar resmen ‘paralel bir federasyon’dur.”
DUVAR - CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Türkiye Futbol Federasyonu'na gönderilen yasa taslağını eleştirdi. Henüz Meclis’e gelmeyen taslağı ‘paralel federasyon’ olarak değerlendiren Adıgüzel, 13'üncü maddeye atıfta bunularak, “Bir ilde 15 kulüp bir araya gelip ‘kaynak ve güçlerini birleştirerek’ yeni bir federasyon kurabilir. Bunlar aynı ligde de olabilir. Bu madde ile kurulması planlanan federasyon ve konfederasyonlar resmen ‘paralel bir federasyon’dur” dedi.
Adıgüzel Meclis'te yaptığı basın toplantısında taslağın 'paralel federasyon' olduğunu belirten Adıgüzel, "Bakan dilediği kulübü, federasyonu denetleyebilir, sorumluluk tespit ederse suç duyurusunda bulunabilir. Hatta hapis cezaları geliyor. Sportif olarak başarısız olan federasyonu görevden alabilir. Ama sportif değerlendirmenin kriterleri belli değil. TFF özerkliğini ve diğer federasyonların bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırıyor. Denetleme yollarının belirlenmemiş olması nedeniyle tam bir baskı ve bağlılık düzeni olduğu çok açık" diye konuştu.
CHP'li Adıgüzel'in tasarıyı madde madde açıklayarak şöyle eleştirdi:
"Madde 9: Deniliyor ki spor kulüplerinin faaliyet gösterdiği spor dallarından biri veya birkaçı aktif pasif varlıklarıyla bir bütün olarak başka bir spor kulübüne veya spor anonim şirketine bölünerek katılabilir. Şimdi şöyle ifade edelim Galatasaray ile Fenerbahçe'nin basketbol şubeleri bir kulüpte birleştiriliyor. Sezon içinde birleştiklerini düşünün. Ciddi suistimal ve adil oyunda tehlike söz konusudur. Muhtemelen bu gelişen bir branşını satmak isteyen kulüp için ayarlanmış.
Madde 11: Tesis yapılırken pazarlık usulü denilmiş. Bilindiği üzere pazarlık usülü kamuda usulsüzlük için en kolay yöntem olarak kullanılıyor. Kamu İhale kanununun birçok usulü varken, federasyonların taşınmazları bile dahil pazarlık usulüyle, neden? Çünkü burada rant var.
Madde 13: Paralel federasyon maddesi. Bir ilde 15 kulüp bir araya gelip ‘kaynak ve güçlerini birleştirerek’ yeni bir federasyon kurabilir. Bunlar aynı ligde de olabilir. Birkaç kulüp bu federasyona dahil olmadı ve şampiyonluk ya da kümede kalma yarışı var. Federasyondaki kulüplerden ikisi de kendi arasında maçı var, şampiyonluğu ya da kümede kalmayı etkiliyor. Bunların, kaynak ve güç birlikteliği olan aynı federasyondaki iki kulübün müsabakasından ne bekliyorsunuz? Bu federasyona girmeyenlerin aleyhinde bir durum değil mi? Milyonlarca taraftar, bu maçlar üzerine oynanan bahis oyunları, her şeyi alt üst edersiniz. Bu madde ile kurulması planlanan federasyon ve konfederasyonlar resmen ‘paralel bir federasyon’dur.
Madde 14: Bakanlık istediği zaman kulüpleri gelip denetleyecek. Halbuki bu kulüplerin hepsini şirkete çevirmiştiniz. Anonim şirket oluyorsa Sermaye Piyasası Kurulu nezdinde, vergisel yönden de maliye önünde zaten denetleniyor. SPK, Masak, Kulüp lisans yönetimi gibi birçok kurum tarafından denetleniyor. Bakanlık bunu hangi mazeretle denetleyebilir? Aslında burada kulüpler üzerine bir baskı kurabilmek adına kullanılıyor.
Madde 16: Hissedarlık yapısı, ticaret kanunu ile çalışıyor. Borsaya çıkan kulüplerde hissesi olan küçük yatırımcı karar süreçlerinde etkili olmasın diye konulmuş, yani küçük pay sahibine söz hakkı tanınmıyor.
Diğer bir husus bir kişi birden çok spor şirketinde olabiliyor. Ama hakim olamıyor. Örneğin yüzde 49 alabiliyorsun. Yani bir kişi hem Galatasaray'ın yüzde 49'una hem Fenerbahçe'nin yüzde 49’una sahip olabilir.
Madde 22: 4. fıkrada bir harcama sınırı konulmuş. Mesela kredi yüzde 50 geçemez işte hasılata, öz kaynağına göre bir kısıtlama konulmuş ama ne zamana kadar? Mesela borcu olmayan kulüpler var, örnek Karşıyaka, Gençlerbirliği gibi bunları borcu yok. Niye borçlanmasınlar. Yani bunların borçlanmasının önüne niye engel koyuyorsunuz? Kulüplerin mali durumları yıl yıl değişebilir Siz şimdi buraya kalıcı bir şey koyuyorsunuz. Bir de süre koymuyorsunuz. Bu sene olmaz, gelecek sene kullanabilir.
10. fıkrada Kulüp lisans sistemi bakanın onayından geçecek. Olur mu? Bakanlık güç odağı olmaya çalışıyor. Federasyon nasıl özerk?
11. fıkrada şirket yöneticilerinin verilen zarardan doğrudan, müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu düzenlenmiş. Oysa bir şirkette oluşan zarar, zararın gerçekleşmesinde imzası olan kişileri sorumlu tutar. Yani aradan bir tanesi tüm şirketi zararı uğratacak. Belki de belli bir karşılık üzerinden cukkasını alacak, ama zararı hep beraber paylaştırılacak.
Madde 30: Bakan federasyon genel kuruluna gözlemci gönderiyor. Gözlemcinin 30 gün içindeki raporuna göre genel kurulu iptal edebiliyor. Olağanüstü toplantı yapılmasına karar verebiliyor. Başka bir şey söylemiyorum.
Madde 31: Başarısızlık durumunda bakan, federasyon yönetimini görevden alabiliyor.
Madde 38: Federasyon başkanı en fazla iki dönem görev yapılabiliyor. Ama istikrarın gerekli olduğu, başarılı birisinin devam etmesi gereken bir spor dalında bu engelleniyor. Aslında burada işini bilen, güçlü bir başkan istenmiyor. Başkan adayı olmak için de bir meblağ yatırması öngörülmüş. Bunun miktarını da bakan belirleyecek, mucize bakan. Bakanın mucizelerine devam ediyoruz.
Madde 39: Genel Sekreteri bile bakan atayacak (federasyon talep ederse) bu 'talep ederse' sempatik olsun diye konulmuş sıkıysa talep etmesin.
Madde 41: İl temsilciliklerine direkt bakan atama yapacak.
Madde 44: Futbol federasyonu özerk, kalan federasyonlar bağımsız. Bu nedenle mal sahipliği bir tek futbol federasyonuna has. Bu madde ile futbol federasyonu'nun mülki hakları yok sayılıyor. Burada “bakanlık yardımı ile edinilen mallar” tabiri ile federasyonun neredeyse tüm malları devlet malı oluyor.
Madde 48: Bu 'Sportif Değerlendirme Kurulu' mucize bir kuruluş. Sportif değerlendirme kurulunda 7 kişi var hiçbiri sporcu olmayabilir. Öyle bir insanlar ki bunlar 65 farklı federasyonun, oyun kuralı farklı, başarı ölçütleri, seyircileri bile farklı 65 federasyonun hepsinin değerlendirmesinden anlayabiliyor. Başarıyı başarısızlığı ölçebilecek bu 7 kişi ve bunun üzerinden bakana verdiği raporla başarısız federasyonları görevden alacak mucize 7 insan. Bu madde metni 14 mısradan oluşuyor. 9 mısrası bu kişilerin nasıl ücretlendirileceklerine ayrılmış.
Madde 50: Burada bir yerindelik denetimi var. Yargı bile yerindelik denetimi yapamaz. Danıştay yasaklıyor, Anayasa yasaklıyor. Hukuki denetim olabilir ama yerindelik denetimi olmaz. Yerindelik denetimi görev gaspıdır. Mesela genel kurul mali bilançoyu ibra etse bile, bu maddeye göre zarar görüp tahsilat yapabilirler. Burada “kendi kuruluş kanunu bulunan federasyon” diyor. Bu şekilde tek federasyon var. Türkiye Futbol Federasyonu.
Madde 55: Tahkim Kurulunu bakanlık atıyor. Düşünün bakanın kendi atadığı Tahkim Kurulu görevden almak istediği federasyonun genel kurulunun iptalini değerlendirecek. Böyle bir zulüm, böyle bir kıskaç altında bu federasyon nasıl özerk çalışacak?
Madde 56: Kulüplerle sporcular ya da kulüplerin kendi arasındaki anlaşmazlıklara normalde tahkim bakmaz, yargı bakar. Burada tahkim bakar hale getirilmiş. Bakanlık ile federasyonlar arasındaki ihtilaflara da yine Bakanlığın atadığı tahkim bakacak.
Madde 59: Burada kusurlu bulunan yöneticilere bir hapis cezası öngörülmüş. Hatta 1-3 yıl diyor. Ceza muhakemesi başka bir şey, Türk Ceza Kanunu'na göre değerlendirilir. Kast unsuru vs. bazı şartları vardır. Hangi suçun hangi cezayı gerektirdiği Türk Ceza Kanunu’nda yazılıdır. Yani böyle bir kulüp yasasına 'hapis cezası maddesi' sınırlarını aşan sınırlarını zorlayan bir kanunun en belirgin özelliklerinden birisi.
SİYASET GİRMEMELİ: Spor sağlıktır. Aynı zamanda insanları gündelik hayattan, gerginlikten, iş hayatından, ekonomiden, siyasetten insanları bir nebze alarak rahatlatan stres atmalarını sağlayan bir faaliyet alanıdır. Siyaset buraya girmemeli. Yarışma ruhu ve adil yarış ilkesi bozulmamalı. Ve üzülerek ifade etmeliyim ki, bu kanun bu haliyle gelirse siyaset de rantiye de dibine kadar sporun içine girmiş olur.
KÖLE DÜZENİNE GİRMİŞ OLUR: Bakanlığın bu niyeti gerçekleşirse, bu kanun tasarısı yasalaşırsa, başta TFF olmak üzere tüm federasyonlar, idari, hukuki ve mali yönden tam bir köle düzenine girmiş olur. Burada hedef zaten TFF gibi, basketbol federasyonu gibi mali kaynağı ve seyir potansiyeli iyi durumda olan federasyonlar.
BU TASLAĞIN NERESİNİ DÜZELTELİM: Diyeceksiniz ki bu bir taslak, henüz meclise de sunulmadı ama Kulüpler Birliğine göndermişsiniz. O da tüm kulüplere, federasyonlara göndermiş Yani bu son halidir, bir düzeltme istiyor musunuz diye. Şimdi biz buraya geldiğinde böyle bir taslağın neresini düzeltelim? Deveye sormuşlar boynun neden eğri. Nerem doğru ki demiş misali.
VAZGEÇİLMELİ: Bundan tamamen vazgeçilmelidir. Çünkü bu kamu ya da sporun yararına değil, kişi yararına göre düzenlenmiş. Kötü niyetli bu. Hukuki açıdan da garabet. Bildiğim kadarıyla hukuk şubeniz var. TFF’nin hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi var, buna nasıl itiraz etmez. TFF yok ediliyor, katlediliyor. Neden susar? Çünkü aynı zamanda Spor Genel Müdürü sanıyorum. Bu metinde hukuki açıdan o kadar büyük özensizlik var ki, mesela madde 59 ikinci fıkrada' bu kanunun 52 maddesinin ikinci fıkrasının a bendine nokta şeklinde ifade edilen' diye yazılmış. 52. maddede böyle bir fıkra ve bent yok.
TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ: Bu kanunun bu şekliyle TBMM’ye geleceğini düşünmüyorum. Bu taslağın Cumhurbaşkanı'nın bilgisi olmadan hazırlandığına inanıyorum. Bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. (ANKA)