Ressam Cengiz Ayşin: Bu resimler hasta olmayanlar için...

Vanlı Ressam Cengiz Ayşin ALS hastalığından kaybettiği eşinin ardından yaptığı tablolarla farkındalık yaratmak istiyor. Ayşin, “Sağlıklı insanlar bu resimleri odalarına assınlar ve görsünler yaşanan acıları. Hasta olmayan insanlar içindir bu resimler” diyor.

Abone ol

Rojda Oğuz

DUVAR - Bebeklerine hamileyken eşinin ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastası olduğunu öğrenen Ressam Cengiz Ayşin, hastalık boyunca yaşadığı acılarını tuvale döktü. 2011’de başlayan hastalık Ayşin’in eşini ondan 2016’da almış. Hastalık nedeniyle eşini kaybeden Ayşin, yaptığı resimlerle farkındalık yaratmak istiyor. ‘Yaşama, resimlerim ve oğlum sayesinde yeniden tutundum’ diyor Ayşin.

Atölyesi Caart’ta resimlerinin bulunduğu alanda sohbet ediyoruz kendisiyle. Acının tuvale yansımasına şahit oluyorum. ‘Keşke’ dediniz mi hiç? diye başlıyorum önce ve Ayşin, “Keşke bu kadar zor geçmeseydi de ben bu resimleri yapmak zorunda kalmasaydım. Resimlerime baktıklarında yaşadıklarımı görecekler. Yansımalardır bunlar. Gönül isterdi ki hastaların ruh sağlığına iyi gelecek, odasına asacak bir manzara resmi yapmak olsaydı çalışmam. Ama bunları hastaların evine asamam, onlar kendi trajedilerini orada görür ve daha çok üzülürler. Tam tersi sağlıklı insanlar bu resimleri odalarına assınlar ve görsünler yaşanan acıları. Hasta olmayan insanlar içindir bu resimler” diyor ve başlıyoruz Ressam Cengiz Ayşin’in hikayesine.

‘BÜTÜN RESİMLERİM ÖZ TRAJEDYAMDIR’

Ayşin, aile ve yaşadığı şehrin şartlarından ötürü eğitim hayatını da Van’da geçirmiş. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümünü bitiren Ayşin halen Van’da bir okulda resim öğretmenliği yapıyor: “Duygusal bir insanım ama zorluklar karşısında direnmeyi başardım. Hem sanatla hem duyarlılığımla hem de çalışmalarımla etrafımdaki herkese ayakta durmayı öğrettim. Yaşadığımız şeyler öyle bir noktaya geliyor ki farklılıklarımıza saygı duymayanlarla karşılaşıyoruz. İki noktanın veya bir cümlenin içinin doldurulması kişiye bağlıdır. Sanatın tanımı fikirlerimle ortaya çıkıyor. Sanat imkansızlıktan doğar. Evrensel olmak gerekiyor ama kültürel bir dokusu da var. Benim bütün resimlerim öz kimliğim, trajedyamdır. Kültürüm de ortadadır.”

.

‘ALS BİR ZENGİN HASTALIĞIYMIŞ, ÖĞRENDİK…’

Resimlerine konu olan eşinin hastalığı ve sonrasında kayıp sürecini şöyle anlatıyor Ayşin: “Çocuğumuz olacağını duyduğumuzda hastalığı başlamış, biz sonra öğrendik. Biz normal bir bel fıtığı hastalığıdır, hamilelikten dolayıdır, diye biliyorduk. Deprem dönemiydi. Aydın’a gittik ailesinin yanına. Doğumdan sonra tekrar Van’a döndük. Doktor bize PLS denilen ALS’nin bir alt hastalığı olduğunu söyledi. Motor Nöron hastalığı. Bilmediğimiz için hastane koridorunda baktık internetten. ALS sinir hücrelerinin ölümü, 3 ila 5 yıl arası sonuç ölüm diye okuduk. Ağladık saatlerce. Bu hastalık zengin hastalığı. Fakir bir insanın bu hastalıkla nasıl baş ettiğini düşünemiyorum. Çok zor bir süreç çünkü. Ben o gibi zorlukları nasıl atlatacağımı düşünürken hayatımızı nasıl kolaylaştırırız diye düşündük ve Aydın’a yerleştik. Eşim ailesinin evinde oğlumla beraberken ben onların sitesinin içinde başka bir dairede kaldım.”

‘DERDİME DERMAN OLMADILAR’

İlk başlarda tayin hakkı için bireysel başvurularda bulunmuş Ayşin. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bile ulaşmaya çalışmış. 2012’de Türkiye’de Mesleğinde Fark Yaratanlar projesi kapsamında Van’ı temsil etmek üzere yılın öğretmeni unvanını almış Ayşin. Ankara’ya davet edilmiş sonrasında ve bu fırsatı hasta eşine ve oğluna kavuşmaya çevirmek istemiş ancak bütün kapılar yüzüne kapanmış. Ağustos ayında yapılan tayin hakkına kadar da beklemek zorunda kalmış Ayşin:

“Derdime derman olmadılar. Her şeyi anlatıyoruz ama o resimlere baktığımda nasıl zorluklar çekmişim tekrar görüyorum."

‘DURUM STABİL… '

“Eşim İzmir’de hastaneye yattı. Ben 73 gün boyunca bir arabanın içinde kaldım” diye anlatırken gözyaşlarına hakim olamıyor Ayşin ve 24 saatte sadece iki dakika görebilmek için eşini, hastane kapısından ayrılmadığını ekliyor. Doktorların kendisine ‘durum stabil’ demesini iç geçirerek anlatıyor Ayşin:

“Böyle dediklerinde beni kahrediyordu bu kelime. Eşimin son günlerinde beyin ölümü gerçekleşti dediler. Ben buna inanmadım. Çünkü gidip sadece göz bebeklerinin oynadığını gördüm. Beni görüyorsan, seviyorsan göz bebeğinin oynaması benim için yeterli diyordum. Ve o da gerçekten bana tepki veriyordu. Eşime oğlumun resmini gösteriyorduk, hayata bağlansın diye. Resmi gördüğünde gözyaşları geliyordu.”

‘PANDEMİ SÜRECİ TAMAMEN BİTERSE SERGİ DÜZENLEYECEĞİM’

Ressam Ayşin Sağlık Bakanlığı’nın ALS hastalığında duyarlılığı olmadığından da yakınıyor. O süreçte hasta bezleri, ilaçlar, makinalar için ciddi ücretler ödemek zorunda kaldığını ancak yine de ödeyemeyen insanlar için endişelendiğini sözlerine ekliyor Ayşin:

“Etrafımda olan bu hastalıkla boğuşan insanlar vardı o hastanede. Ya bunları yazmalıydım yada resimlerimle dile getirmem gerekiyordu. Eşim ölmeden önce dört çalışma yaptım. İstanbul’da ALS derneği ile görüştüm. Farkındalık için çalışmamı anlattım. Çok mutlu oldular. Bu süreç üç yıldır devam ediyor. Resimlerimi bitirdim. Pandemi girdi araya, bitince resimlerimi sergileyeceğim.”

‘RESİMLERİMİN GELİRLERİ HASTA YAKINLARINA DERMAN OLSUN’

Kendi acısını ve içinde bulunduğu trajediyi bir kenara ittiğini belirtiyor Ayşin. Eşi hastanedeyken odasında olmadığı bir zamanda eşinin yatağına yattığını aktarıyor ve ‘empati’ diyor:

“Yarım saat onun yatağına yattım ve onun gibi gözlerimi tava diktim ve sadece yarım saat dayanabildim. Ben de kendimi sadece Türkiye'de değil dünyadaki bütün hastaların yakınlarının veya hastaların yerine koydum ve farkındalık yaratmak istedim. Kendime özgü bir tarzla, evrensel bir dille ortaya koydum. Kendi resimlerimi satmak zaten bana acı veriyor. Bu resimlerin satılması hasta yakınlarına bir derman olacaksa hepsi de satılsın. Zengin kurumlar alsa ve derneğe bağışlasa çok daha güzel olur.”