Riyad Moskova’ya karşı: Petrolde fiyat savaşları
Suudi Arabistan ile Rusya’nın OPEC+ formülü uyarınca yeni bir kesintide anlaşamamasının ardında Riyad günlük üretimini 12 milyon varile çıkaracağını duyurdu. Bu kararın ardından finansallaşan petrol fiyatları 2014’teki seviyesine döndü. Piyasanın bu dinamiği üreticilerin elinde olmayan faktörlerin devreye girmesiyle yeni bir belirsizliğe kapı açıyor.
ANKARA - Suudi Arabistan ile Rusya arasında görüşülen OPEC+ formülüyle 'korona virüsünün talepte yarattığı olumsuz etkiyi gidermek adına yeniden kesintiye gitme' kararını Rusya reddetti. OPEC ve Rusya Temmuz 2019’da aldıkları kararlarda Mart 2020’ye kadar üretimde kesintiye gitme kararı almıştı. Dolayısıyla Mart'ta Suudi Arabistan’ın liderliğindeki OPEC ile Rusya’nın gelecek süreç için kesintiye gidip gitmeyeceği kararlaştırıldı. Rusya’nın kesintiyi reddetmesinin ardında Suudi Arabistan günlük üretimini 12 milyon varile çıkaracağını duyurdu.
ASYA PİYASALARINDA KARA PAZARTESİ
Saat farkı uyarınca Asya borsalarının önce açılıyor olmasıyla kararın etkisi görüldü. Sidney Borsası'nda ilk 200’de yer alan şirketlerin ortalama değeri yüzde 5.4 düştü. Benzer bir durum Tokyo Borsası'nda da yaşandı ve yüzde 4.2 değer kaybetti. Her iki borsadaki sert düşüş 2008’deki küresel krizden bu yana yaşanan en büyük çöküş.
Borsalarda yaşanan bu dalgalanmanın petrol şirketleri, genel olarak enerji şirketleri ve petrol kimya, gemicilik, ulaştırma gibi alanlara etki etmesi bekleniyor. Bunun nedeni petrolün pek çok sektörü etkileyen bir emtia olması. Nitekim Asya borsalarının açılmasıyla dünyanın en büyük petrol şirketi ve hissesinin belli bir kısmını 2019’da borsaya açan Aramco hisselerinde de sert düşüş yaşandı. Suudi Arabistan Borsası'nda genel olarak yüzde 7.5 düşüş görüldü. Düşüşte diğer borsalardan farklı olarak Suudi Arabistan Borsası'nın pazar günü açık olması da etkili oldu.
SUUDİ ARABİSTAN RUSYA’YA KARŞI
Suudi Arabistan ile Rusya, 2014’te petrol fiyatlarındaki sert düşüş karşısında 2016’da OPEC+ formülüyle kesintiye gitme kararı verdi. OPEC ve Rusya Aralık 2016’da yapılan anlaşma uyarınca 6 ayda bir kesintiyi görüşüyor ve 2017’den bu yana kademeli olarak küresel piyasa dinamiklerini gözeterek kesintiye gidiyordu.
İki ülke arasındaki anlaşmaya dönük ilk sarsıntı 2019'un haziran ayında başladı. Haziran 2019’da kesinti kararı için Rusya ve Suudi Arabistan yetkilileri sık sık bir araya gelmiş, ancak uzlaşma yaklaşık bir aylık müzakereler sonunda sağlanmıştı. Rusya söz, konusu dönemde petrol fiyatlarının 40 dolar olduğu senaryoya göre bütçesini ayarladığını ifade ederek ayak diremişti. Ancak yine de iki aktör uzlaşmayı başarmıştı.
Ancak OPEC Temmuz 2019’da alınan kesinti kararını korona virüsü nedeniyle gözden geçirmeye karar verdi. Yalnızca Suudi Arabistan değil, OPEC’in diğer üyeleri de yeni bir kesintiden yana tutum aldı. Ancak Rusya bu sefer ikna olmadı. Suudi Arabistan günlük üretimini 9.7 milyon varilden 12.5 milyon varile kadar çıkaracağını duyurdu. Dahası Aramco Asya satışları için varil başı 4-6 dolar, Avrupa için 6-8 dolar arası indirim uygulamaya başladı. Buysa fiyat savaşları olarak adlandırılabilecek olan Pandora'nın kutusunu açtı.
BÜTÇE GELİRLERİ NE DİYOR?
Suudi Arabistan ve Rusya küresel düzeyde en fazla petrol ihracatı yapan iki ülke. Riyad ve Moskova, 100 milyon varil civarında olan küresel talebin yaklaşık yüzde 15’ini sağlıyor. Küresel ölçekteki bu pay ülkelerin ekonomisi için hayati, özellikle Krallık için. Suudi Arabistan’ın bütçesinin ana dayanağı petrol ve petro kimya ürünleri. Riyad’ın bütçesinin yüzde 80’den fazlası bu gelirle dönüyor. Öte yandan Rusya petrol gelirleri konusunda göreli olarak daha az bağımlı. Moskova’nın ulusal bütçesinin yüzde 37.5’i petrol gelirlerine dayanıyor. Bütçeler kadar üreticiler için fiyat değişiklikleri karşısında direnci gösteren diğer bir unsur petrol üretim maliyeti.
Ülkelerin petrol üretiminin maliyetine bakıldığında bu, Rusya için 17.2 dolarken Suudi Arabistan için 10 dolar düzeyinde. En yüksek üretim maliyetine 52.5 dolarla İngiltere sahipken en düşük maliyet 8.5 dolarla Kuveyt’e ait. Peki bu ne anlama geliyor?
Öncelikle bu rakamlar üreticilerin bir varil petrolü üretmek için gerekli olan maliyet. Buna ek masraflar dahil edildiğinde ülkelerin direnç noktaları ortaya çıkıyor. Bu çerçevede Rusya için 22-25 dolar zararına üretim anlamına gelirken Suudi Arabistan için bu seviye 15 dolar.
FİYATLARIN BELİRSİZLİĞİ ŞİMDİ NE OLACAK?
Petrol fiyatları gelecek alımlara göre şekilleniyor, yani bugün alınan petrol 6 ay sonra teslim edilecek şekilde fiyatlanıyor. Ancak sanılanın aksine petrol fiyatları yalnızca üreticilerin arzıyla belirlenmiyor. 1982’de petrol fiyatlarının belirlenmesi üretici ve alıcı arasındaki pazarlıktan borsalara kaydı. Yani petrol finansallaşma dalgasından payını aldı. Bu çerçevede küresel arz talep dinamiklerinin yanında ülkelerin ekonomik durumu, önemli görülen herhangi bir etken fiyatlandırmaya etki etmeye başladı. Dahası finansal bir piyasa olduğu için yasal olan spekülasyon ve bu nitelikteki haberler de fiyatlara etki edebiliyor.
2014’te petrol piyasasında yaşanan sert düşüş finansallaşmanın örnekleri arasında yer alıyor. Benzer biçimde Çin’de korona virüsünün olası etkileri henüz tam anlamıyla tahmin edilemezken bile öngörüler ve spekülasyonlar fiyatları aşağı çekmeye başladı. Finansallaşma üreticiler ile alıcılar arasında yapılacak pazarlık sürecini bir nevi ortadan kaldırdı. Böylece üretici esnekliği ve kendini koruma stratejisi yara aldı.
Suudi Arabistan’ın küresel en büyük üretici olması sebebiyle arz artışına gitmesinin piyasada sarsıntıya neden olmasının altında da bu faktör yatıyor. Ancak 2014’ten farklı olarak bu sefer talepte azalma var. Çin’deki ciddi talep düşüşü piyasayı genel olarak kırılganlaştırdı, buna da bir de arz bolluğu eklendiğinde fiyatların nerede duracağı belirsizliğini koruyor.
Rusya ile Suudi Arabistan ulaşamazsa petrol fiyatlarındaki düşüş talepteki azalışla birleştiğinde küresel ekonomi açısından karamsar senaryoların görülebileceği çalkantılı bir döneme girilecek.