Bir video oyunundan esinlenerek bir film çekmek bizce oldukça zor ve tehlikeli bir görev. Çünkü sinemaya uyarlanan bir oyundan sonuç olarak hem içerik hem de görsel açıdan seyircileri tatmin etmesi beklenir: Özellikle belli bir hayran kitlesine sahipse özüne ihanet etmemesi, mümkünse orijinal oyunun ötesine geçmesi ama en azından filmin yapısında oyun esintilerinin 'eklenti' durmayan bir nitelik taşıması istenir. "Tomb Raider" gibi 'beğenilen' birçok örneğini gördüğümüz bu filmler sonrasında tabiri caizse 'duvara toslama' dönemine girdi! Başka türden filmlerde de rastlayabileceğimiz zayıf bir senaryo, kısır bir çıkış noktası, sıradan bir olay örgüsü ve soğuk, mesafeli karakterler gibi olumsuzluklar bu tür projelerde daha da rahatsız etti ve sonuç çoğu kez özellikle meraklıları için tam bir fiyasko oldu.
Bir dönem çok moda olan, ardından bir 'üzeri küllenme' süresi yaşadıktan sonra tekrar (özellikle dijital ortamda) 'alevlenen', bilinen adıyla "fantasy role playing'in (masaüstü rol oynama) tekrar popüler olması ise büyük ölçüde bütün bir jenerasyonu etkileyen ve büyük bir başarı kazanan Netflix platformunun 'Stranger Things' dizisi sayesinde oldu. Dolayısıyla her ne kadar 2000 yılında ilk çekilen "Zindanlar ve Ejderhalar" bir 'hüsran' yaşatmış olsa da, bu 'rol oynama' dalgası yapımcıları bir devam filmi konusunda heveslendirdi ve proje yaklaşık 10 sene birçok yapım şirketi arasında dolaştıktan sonra sonunda telif haklarını satın alan Paramount şirketinin el atmasıyla sahibini buldu.
Böylece iddialı bir proje olan "Dungeons and Dragons" (Zindanlar ve Ejderhalar) bir ara "The Flash" filminin yönetmenlik koltuğunda düşünülen senaristler Francis Daley ve Jonathan Goldstein’a emanet edildi. Ortaya çıkan sonuç, rahat bütçesinin hakkını fazlasıyla veren, biraz 'son kullanma tarihi' geçmiş post-modern şakalar ve referanslarla süslü, büyük ihtimalle türe meraklı sinemaseverlerin bile aklında ciddi bir iz bırakmayacak ama hoşça vakit geçirten, ilginç bir fantastik masal kıvamında bir yapım oldu.
BÜTÇENİN HAKKINI VERMEK
"Zindanlar ve Ejderhalar", değindiğimiz gibi beklenti yarattığı her görevi yerine getiriyor: Aksiyon sahneleri eğlenceli olduğu kadar gösterişli, tempo bir an olsun düşmüyor, hikâyede bolca yer alan sihirbazlık numaraları ve yaratıklar göz dolduruyor ve özellikle Michelle Rodriguez’in üstlendiği dövüş sahneleri iyi bir koreografiye sahip.
Filmin 'lokomotifi' oyuncu Chris Penn, (beklendik) korkusuz ama kusursuz olmayan bir karakter çiziyor. Her ne kadar bazen yüz ifadeleri biraz 'yapay' koksa da 'işini' yapıyor. 'Voice over' olarak anlatılan uzun bir flashback sekansı sık sık başkarakterin müdahaleleri ile kesiliyor ve fantastik bir 'twist'le taçlanıyor. Ayrıca bu sekansın sürpriz sonu şaşırtıyor ve filmini hedefini net bir şekilde belli ediyor: "Zindanlar ve Ejderhalar"ın fantastik evreninin kökenlerine bir dönüş. Film her ne kadar bir 'saga' başlatacak potansiyeli taşımasa da bize hem 'zindanlarını' hem de 'ejderhalarını' ziyadesiyle gösteriyor.
KARIŞIKLIKTAN DOĞAN İYİLİK
Hikâyenin basitliğini bir kenara koyarsak, yine de filmin üç senaristinin esinlendikleri oyunun mitolojisini inceledikleri ve senaryolarına renk katacak öğeler çıkarmayı becerdikleri de bir gerçek. Üstelik film bu sayede büyük bir tuzağa da düşmüyor: Sadece oyun hayranlarına hitap etmek! Başka bir deyişle film, yıllar boyunca ilerlemiş, gelişmiş efsanevi bir oyunun referanslarına sarılıp deneyimli (roleplaying) oyuncularını memnun etmek yerine bu türe tutkun her seyirciye hitap eden bir yapım sunuyor.
Son kertede "Zindanlar ve Ejderhalar", uyarlandığı pop tarzda ve yaratıcılık barındıran oyunun 'yüzünü asla kızartmayan', aksine bu 'geçişi' yeterince orijinallikle, başarılı bir şekilde yapan bir film… Bu kararında tutum, aslında 'standart' gibi duran ana karakterlerde bile işe yarıyor. Bu karakterlerden her biri değişik derecelerde ilginç, gerektiği gibi pasif bir ton taşıyor ve hikâye, bir şekilde bu filmlerin kaçınılmaz sonu olan 'Amerikan usulü' kurtulma finalinden sıyrılmayı başarıyor.
Sonuç olarak "Zindanlar ve Ejderhalar" gösteriyor ki Hollywood sinemasının blockbusterlarının sarsılmaz kurallarına uymak, yönetmenlerin ortaya biraz artistik hakimiyet ve duyarlılık katmasının önünü tıkamıyor! Her ne kadar kusurları olsa ve eğlenmekten ötesini arayan seyircileri biraz yarı yolda bıraksa bile…