REGNUM yazarı Stanislav Tarasov, Donald Trump’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın “siyasi güvenini” yeniden kazanıp kazanamayacağını araştırdı.
Erdoğan’ın Trump’ı Türkiye’ye davet ettiğini anlatan İbrahim Kalın, iki liderin IŞİD’i tamamen yenmek için YPG ve PYD’ye ihtiyaç kalmadığı konusunda mutabık kaldıkları 14 Aralık’taki telefon görüşmesini “tarihi bir gelişme” olarak nitelendirdi. Öte yandan Suriye Kürtlerini “baskıcı” PYD ile yüz yüze bırakmayacağını bildiren Erdoğan, kendisini Suriye Türkmenlerinin ana koruyucusu ilan etti.
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin gittikçe değiştiğini öne süren Tarasov, Washington’un Ortadoğu gündemini gözden geçirdiğini tahmin etti. Amerika’nın başındaki koalisyona üyeliği sürdüren ama İran’a karşı yaptırımlara hayır diyen, Suriye’de Rusya ve İran ile bir ittifak içinde hareket eden Ankara’nın Washington’a karşı konumu oldukça kuvvetli.
Aynı zamanda yazarın deyişiyle hem Amerika hem Türkiye açısından güncelliğini koruyan Kürt meselesi, bir ihtimalle Washington tarafından Rus -Türk ilişkilerini bozacak bir faktör olarak kullanılabilir.
Rus-İsrailli yazar Avigdor Eskin, aynı ajansın sitesinde yayımladığı makalede ABD’nin Ortadoğu petrollerine artık pek ilgi duymadığını iddia etti.
Rus makamlarının 2 bin Amerikan askerinin Suriye’den çekileceğine şüphe ile baktığına dikkat çeken Eskin bunun sebebi, Rusya’nın “IŞİD’i bozguna uğrattığını” ve “Suriye’den kendi askerlerini çektiğini” defalarca ilan edişidir, dedi.
Yazara göre IŞİD ile mücadele eden Amerikalıların Fırat’ın doğusundaki varlığı İran ve hatta Esad’ın işine geliyordu. Kürtlere, bölgedeki petrol yataklarını kontrol altına alma konusunda yardım eden ABD’li askerler fiilen IŞİD’in mali gücünü zedeledi. Eskiden Ortadoğu petrolleri Washington’un göz bebeği iken enerji üretiminde dünya lideri konumuna gelen Amerika şimdi Suriye petrol yataklarından vazgeçebilir.
Trump’ın kararının Türkiye’ye adeta bir “hediye” olduğunu iddia eden yazar, "Artık IŞİD ile mücadele Türkiye’ye kalıyor" dedi. Eskin’in savunduğu gibi bölgede önemi artan "Türkiye faktörü"nün Suriye’deki Sünni grupların güçlenmesine yol açması kaçınılmaz. Yazıyı bitirirken Eskin, o grupların çoğu Esad’a karşı savaşıyor, bunu unutmayalım ifadesini kullandı.
Kommersant gazetesinde çıkan ve Sergey Strokan ile Kirill Krivoşeev imzalı makalede, Türkiye ile barışma sürecini başlatmakla Donald Trump’ın Suriye’deki durumunu etkilemeye devam edeceği, Erdoğan’ın da Amerika’nın ana bölge müttefiki konumuna gelmeye çalıştığı iddia edildi.
Olası Trump-Erdoğan Suriye görüşmesi Rus-Türk ilişkilerine bir “bit yeniği” katabilir. Türkiye lideri “yakında Putin ile görüşeceğim” dese de Moskova’dan “bizim programda yok” yorumu geldi.
Gazeteye konuşan uzmanlar ise farklı görüşteydi. RGGU Üniversitesi Tarih Profesörü Grigoriy Kosaç, Türkiye, Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı mücadelenin başına gelirse, bölgede rolü epey artacak. Aynı zamanda Erdoğan, Amerika’nın Ortadoğu vizyonunda İsrail’in yerini almaya çalışacak, dedi.
Bununla beraber Rusya Uluslararası İşler Konseyi Başkanı Andrey Kortunov’un deyişiyle “Kürtleri satan” Amerika’nın yeniden ihtiyaç duyduğunu gören Erdoğan Türk-Rus ilişkilerini zedelememeye çalışacak. Uzmana göre “Rusya’ya muhtaç” Türk lideri Washington ile Moskova arasında “mekik dokuyacak”.
Nezavisimaya gazetesi yazarı Vladimir Muhin de Suriye’deki durumu değerlendirdi. Son günlerde Anti Terör Koalisyonu SDG’nin IŞİD’e karşı Hacin’de düzenlediği taarruzuna destek verirken SDG temsilcisi Nuri Mahmud, Kürtlerin Amerikan askerlerinin çekilmesine dair resmi bir bildirim almadığını söyledi. Bununla beraber PYD, yaptığı açıklamada Trump’ın kararını “sırttan vurma” olarak yorumladı.
Gazeteye konuşan Rusya Bilim Akademisi uzmanlarından Stanislav İvanov, doğuya ilerlemeye hazırlanan TSK’nin yeni operasyonda büyük zayiat vereceğini tahmin etti. Ne var ki Şam ile müttefiklerini zayıflatmaya çalışan Washington Ankara’yı yeni operasyona çekmek için elinden geleni yapıyor.
Askeri uzman Vladimir Popov ise Amerika’nın Suriye’den askerlerini çekmekle hem harcamalarını kısıtladığını hem Suriye’yi kalkındırma işinin dışında kaldığını açıkça gösterdiğini vurguladı.
Gazetenin mikrofon uzattığı Askerler Sendikası Başkanı Oleg Şvedkov da askerleri çekmekle ABD’nin Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya çalıştığını öne sürdü. Uzmana göre Moskova’yı yanına alan Esad rejimi ülkenin bütünlüğünü sağlamaya çalışırken yeni bir savaş meydana gelebilir. Moskova’nın o savaşa katılışına emin gözle bakıldığından Rusya’nın Suriye’de “yıpranma” ihtimali çok büyük.
Argumentı i faktı gazetesi Rusya Savunma Bakanlığı'ndan temin ettiği ve Suriye’den Türkiye’ye petrol taşıyan yüzlerce tankı sergileyen fotoğraflar yayımladı. Resimleri yorumlayan “Vatan’ın Cephanesi” dergisi Genel Yayın Yönetmeni Viktor Murahovskiy, IŞİD bozguna uğradıktan sonra Suriye’den Türkiye’ye petrol akışını SDG ve ABD’nin Ürdün’de kurdurduğu Yeni Suriye ordusu gibi başka grupların üstlendiğini anlattı. Kendisine göre yeni Amerikan silahları “silahlı muhalefet” kanalıyla İslamcılara ulaşıyor.
Rusya’nın kaçak petrol trafiğini vurup vurmayacağına dair soruyu cevaplayan Murahovskiy bunun Amerika’nın bundan sonra Suriye’de hangi adımları atacağına bağlı olduğunu söyledi.
Komsomolskaya pravda gazetesine konuşan önde gelen iktisat uzmanlarından Vladislav İnozemtsev 2019 için tahminde bulundu.
Rusya’nın durumunu değerlendiren İnozemtsev, 2018’de “ekonomi ile vatandaş, devlet ile halk arasında uzun zamandır başlayan kopuşun” azami seviyeye ulaştığını öne sürdü. Vatandaşın gerçek geliri beş yıldan beri gerilirken bütçe fazlası çağdaş Rusya’nın tarihinde rekor kırdı. Önümüzdeki yıl bu süreç devam edecek.
Uzmana göre küresel ekonomide en çok göze çarpan gelişme ise elektrikli araç üretiminde var olan “patlama”. 2020 senesinde sadece Elon Musk’ın şirketi dünya çapında yakıt talebini 50 milyar dolar azaltacak. Ayrıca pazara başka şirketler de çıkmaya başladı. Enerji sektörünü büyük bir “yeniden yapılanma” bekliyor.
Amerika, borsa paniği yüzünden başlayan büyük bir kriz eşiğine geldi. Hatta bir iki sene sonra 2008 krizine “büyük kriz” demekten vazgeçebiliriz.
Çin’e gelince hep Amerika ile yürüttüğü “ekonomik savaştan” bahsediliyor. Halbuki esas sorunu o değil. 1990’den bu yana Çin’in ekonomik gelişme hızı en düşük noktaya geldi, Şanghay borsası üç yıldır düşüşte. İnozemtsev’e göre kısa sürede “küresel ekonomi tarihindeki” en büyük “hayali kabarcık” patlamasına tanık olacağız.