Rus basınında geçen hafta (3-9 Kasım): Erdoğan Kürtlere kur yapmaya başladı

Regnum ajansından Tarasov, Cumhur İttifakı'nda milliyetçilerle “taktik ittifakın güncelliğini yitirdiğini” tahmin etti ve Erdoğan’ın “eskiden kendisine ve partisine büyük destek veren Kürtlere kur yapmaya başladığını” iddia etti.

Andrey İsaev aisaev@gazeteduvar.com.tr

Regnum ajansı yazarı Stanislav Tarasov AK Parti ile MHP'nin arasının açılmasını kaleme aldı.

Yazarın deyişiyle MHP ile Cumhur İttifakı'nı kurarak milliyetçilere bağımlı hale gelen AKP artık bağımsız hareket etmek istiyor. AKP’nin iktidara gelişini sağlayan Devlet Bahçeli yeni hükümette birkaç bakanlık düşlerken partisinden istifalar başlayınca etkisi azaldı. Nihayet Bekir Bozdağ skandalı ardından Bahçeli “Türklük ruhunu paylaşmayanlarla” yola devam etmeyeceğini açıkladı.

Beklenmedik bir şekilde AKP buna karşı çok sakin davrandığı için ittifakın çözülmesinin kendi tarafından hazırlandığını ve başka bir müttefik arayışına yöneldiğini düşünebiliriz. Bununla birlikte Bahçeli, ekonomik düşüş ve Batı ile ilişkilerin kötüye gidişi yüzünden pozisyonu zayıflayan Erdoğan ile bağları keserek siyasi gücünü artırmaya çalışıyor olabilir.

Mevcut durumda Erdoğan’ın “eskiden kendisine ve partisine büyük destek veren Kürtlere kur yapmaya başladığını” iddia eden Tarasov, milliyetçilerle “taktik ittifakın güncelliğini yitirdiğini” tahmin etti.

Tarasov başka bir makalesinde ise Erdoğan’ın artık Trump ile Putin arasında seçim yapmak zorunda olduğunu öne sürdü.

İran’a karşı yaptırım uygulayan ABD, Türkiye’ye “gittikçe azalan miktarda” İran petrolü almak için izin verdi. Buna karşı ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “ültimatomu andıran bir şekilde” Ankara’nın NATO’dan çıkmamasını “ümit ettiğini” açıkladı. Tarasov’a göre gidişat, ABD’nin, Suriye Kürtlerini “satmak” suretiyle Rusya-İran-Türkiye üçlüsünü zayıflatıp Ankara’yı “Amerikan yörüngesine geri çekmeye” çalıştığını gösteriyor.

Neticede manevra alanı daralan Türkiye, bir taraftan ABD-İsrail-Körfez ülkeleri ile diğer taraftan Rusya-İran arasında çok zor bir seçim ile karşı karşıya geldi. Öte yandan eğer Washington, Türkiye’yi kendi yanına çekerse Rusya-İran-Çin ittifakı gerçek olacak.

Makaleyi bitirirken Tarasov, Erdoğan’ın “Amerikan kötülüğünü” veya “İran ile yeni Rusya’yı” tercih etmek zorunda olacağını yazdı.

EADaily ajansına konuşan Parlamento Üst Kanadı Savunma ve Güvenlik komite üyesi Franz Klinzeviç, ABD ve Türkiye’nin karşılıklı olarak yaptırımları kaldırmasının Suriye’ye etkileyeceğini tahmin etti.

Suriye probleminin çok zor çözüleceğini vurgulayan vekil, NATO ülkelerinin Şam rejimini devirmekte kararlı olduğunu söyledi. Kendisine göre bu gelişme, Suriye’nin parçalanmasına ve bütün bölgede kaosa yol açacak. Bu arada Rusya’dan başka Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan kimse yok.

“Şark usulü” hareket eden Türkiye, Klinzeviç’in deyişiyle “herkesi hoşnut etmeye, herkesi kazıklamaya, herkesi kullanmaya” çalışmaktadır. Kendisine göre “tecrübeli bir siyasetçi olan Erdoğan aynı anda iki sandalyede oturmayı başarabilir”. Ve ABD ile barışan Türkiye, Rus-Amerikan ilişkilerini iyileştirebilir.

Tsargrad TV sitesinde yazısı yayımlanan Aram Ter-Gazaryan, İran’a karşı uygulanan yaptırımlardan muaf kalmayı başaran Ankara’nın “ABD-İran çekişmesinden nasıl para kazandığını” yazdı.

Menbiç’te yeni başlayan Türk-Amerikan ortak operasyonunu dikkate aldığında mevcut durumdan kârlı çıkan tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Ter-Gazaryan, İran’ın dış dünyaya açılan penceresinin Ankara’nın elinde olduğunu iddia etti. Üstelik TSK, NATO müttefikinin himayesinde Menbiç’i “Kürt isyancılarından” temizleme fırsatını buldu.

Eskiden de Ankara, Washington ile Tahran arasında arabuluculuk yapmaya çalışmış, Amerika’ya aldırmadan İran ile ticaret yapmıştı. Bugünlerde de Türkiye bölgede etkisini güçlendirmeye, İran ile ticaretten faydalanmaya ve en önemlisi, Menbiç’teki Kürtleri mağlup etmeye bakıyor.

Öte yandan ABD’nin, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’ye karşı kullanılabilecek Kürt otonomisi ile ilgili kendi planları var. Tsargrad TV’nin mikrofon uzattığı Siyaset Bilimci Racab Safarov, Ankara’nın “Kürt faktöründen” çok korktuğunu öne sürdü. Kendisine göre eğer Erdoğan, ABD ile İran arasında “tampon” rolünü başarı ile oynarsa Putin’e olan etkisi artmış olacak, dolayısıyla “Kuzey Suriye’nin nüfusu zulme maruz kalacak”.

Yazar, şöyle veya böyle Donald Trump İran rejimine baskı uyguladığı müddetçe Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu güçlendireceğini ve İran’dan indirimli fiyattan aldığı petrol ve doğal gazı dış pazara kendi menşe sertifikasıyla satacağını iddia etti.

Reportyor sitesinde yazısı çıkan Aleksandr Neukropnıy, Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko’nun Türkiye ziyaretini yorumladı.

Ziyaretin sonuçlarının “Ankara’nın Moskova’ya bir kere daha ihanet ettiğini” gösterdiğini iddia eden yazar, Ukrayna’ya birçok konuda taviz veren Erdoğan, “bağımsızlık oynamaktan bıkıp” ABD’ye yönlendiğini öne sürdü.

Kırım’ın Rusya’ya katıldığını asla tanımayacağını tekrarlayan Erdoğan, Ukrayna’nın çıkarlarından ziyade Kırım Tatarlarından bahsetti, Rusya’nın yaptırım uyguladığı ülke ile serbest ticaret bölgesi kurmayı planladığını anlattı.

Yazarı özellikle rahatsız eden unsur, Rusya’dan S-400 almak isteyen Türkiye ile Ukrayna arasında gelişen savunma alanındaki işbirliği ve Moskova’ya gönderilen “Rusya’daki Ukraynalı siyasi mahkumları iade talebi”. “Birçok uzmana” atıfta bulunan yazara göre Ankara’nın dış politikası Washington’dan alınan “komutlarla” yönlendiriliyor. Kendisine göre bunun ispatı, ABD ile Türkiye’nin karşılıklı olarak yaptırımları kaldırmasıdır.

Neukropnıy, "Ankara, Rusya’ya karşı yaptığı “haince” hamlelerin karşılığı ne olacağını hiç düşünüyor mu?" sorusu ile yazıya nokta koydu.

Tüm yazılarını göster