Rus basınında geçen hafta: İran'daki protestolar Suriye'yi nasıl etkiler?

Doğu Bilimci Aleksandr Şumilin, İran’daki protestoların Suriye'ye etkisini değerlendirdi. Şumilin “Ayetollahlar rejimi” devrilirse, iktidara gelen protestocuların Suriye ve Irak’taki askerleri geri çekeceğini, sonuçta Esad rejiminin düşeceğini belirtti. Şumilin tersine, Ayetollahlar eylemleri bastırırsa, duruma hakim olmak için İran'ın Irak ve Suriye’deki askerleri yine geri çekeceğini söyledi.

Andrey İsaev aisaev@gazeteduvar.com.tr

“2018’de neler olacak” sorusuna cevap arayan Rus medyası, yorumculara mikrofon uzatmaya devam ediyor. Komsomolskaya Pravda gazetesine konuşan ve özellikle 15 Temmuz darbe girişimini önceden tahmin etmekle ismini duyuran Ortadoğu uzmanı Karine Gevorgyan, Recep Tayyip Erdoğan’ın hem ülke hem bölge çapında liderlik kavgasına devam edeceğini dile getirdi.

Kendisine göre “iç muhalefeti bölen” Erdoğan, 2019 cumhurbaşkanlığı seçiminde başarıyı büyük ölçüde garantilemekle beraber, genel seçimi de kazanmak zorunda.

Dış işlere gelince Türkiye’nin uluslararası pozisyonunun gittikçe “çalkantılı ve sarsak” olduğunu iddia eden uzman, Ankara’nın Moskova ve Tahran ile ilişkilerini, Dağlık Karabağ meselesini ve Avrupa’nın Türkiye’ye karşı alacağı tutumu, muhtemel olumsuz unsurlar arasında gösterdi. Öte yandan Gevorgyan Kudüs krizinin Erdoğan’a bölgede puan kazandırdığını bildirdi.

Ortadoğu ve Orta Asya Araştırma Merkezi Başkanı Semyon Bogdasarov, bu sene içinde Rus askerlerinin büyük ihtimalle Suriye’ye döneceğini tahmin etti. Verdiği bilgilere göre Rus ordusunun geri çekilmesinden sonra Suriye’de üç tabur askeri polis, Uzlaşma Merkezi personeli ve Latakya ile Tartus üslerinde askerler kaldı.

Rus ordusununu geri dönüş zamanı uzmanın deyişiyle İdlib bölgesinde kalan teröristlerin yok edilmesine, IŞİD’in “dirilişinin” engellenmesine, kendi başına çalışan Şam rejiminin bu amaçlara ulaşıp ulaşamamasına bağlı.

Bogdasarov, yeni yılda Suriye topraklarını nüfuz altına almaya çalışan aktörler arasında bölgenin “nihai paylaşımına” tanık olacağımızı iddia etti.

Vedomosti gazetesine röportaj veren Ortadoğu Enstitüsü Başkanı Yevgeniy Satanovskiy de Rus ordusunun çekilmesinden sonra Suriye’yi bekleyen sorunları anlattı.

Rusya’nın sayesinde toprak bütünlüğünü koruyan Suriye’nin durumunun kötüye gidebileceğini düşünen Satanovskiy, bir süre için Rusya’nın Esad rejimine “siyasi, askeri ve insani destekte bulunmaya devam edeceğini” tahmin etti. Uzman, "Suriye hükümetinin bazı hatalar yapması çok mümkün. Rusya’nın 'karargah ve komuta alanında yönlendiriciliği' olmadan ülkede hâlâ faaliyet gösteren ve ABD, Fransa, İngiltere, Almanya’dan destek alan radikal İslamcıların karşısında Şam’ın işi çok zor olacak” ifadesini kullandı. Kendisine göre "Batı’nın kurduğu ve Esad ile Suriye Arap Cumhuriyeti'ni yok etmeye programlanan mekanizma işlemeye devam ediyor ve biz bunu unutmamalıyız”.

Röportajı bitirirken Satanovskiy Irak’ta “sivil halk arasına sızan” IŞİD’cilerin her an aktif hale gelebileceğine dikkat çekti.

Eho Moskvı radyosu sitesinde yazısı yayımlanan Doğu Bilimci Aleksandr Şumilin, İran’daki gelişmeleri kaleme aldı.

Eylemlerin ekonomik taleplerle başlayıp siyasi protestolara dönüştüğünün altını çizen bilim insanı, Hamaney ailesinin Türkiye’ye kaçtığı iddiasını dile getirdi. Tahran ise, ilk önce protestolardan Suudi Arabistan ile ABD’yi sorumlu tuttu, sonra onlara “doğal olarak” İsrail’i de kattı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasının çok “nötr” olduğuna ve Kremlin yanlısı milletvekillerinden ses çıkmadığına dikkat çeken Şumilin, bunun “İran’daki olayların gerçekten ciddi olduğu ve Rusya’ya büyük etki yaratacağını” gösterdiğini iddia etti.

Zamanında İran’ın desteği olmadan Esad rejimini koruyamayacağını anlayan Rusya, bölgedeki Şii güçlerine odaklandı. Halbuki Ortadoğu’da Sünni Müslümanlar nüfusun yüzde 85’ini teşkil ediyor. Sonuçta Şam ve Tahran ile aynı cephede yer alan Moskova, karşısında 67 ülkeden oluşan koalisyon buldu.

Şumilin'in ifadesiyle İran’da protesto hareketi devam ederken “Ayetollahlar rejimi” devrilirse, iktidara gelen protestocular herhalde Suriye ve Irak’ta bulunan askerleri geri çekip yerli Şii militanlara da desteği keser. Sonuçta Esad rejimi düşer, Suriye’deki Rus üsleri ortadan kalkar. Tersine, Ayetollahlar eylemleri bastırırsa, duruma hakim olmak için Irak ve Suriye’deki askerleri gene geri çeker. Şumilin’e göre o zaman da Esad’ı ve Rus üslerini aynı kader bekliyor.

REGNUM ajansı yazarı Aleksandr Svarantz Ermenistan’ın dış politikasını değerlendirdi.

SSCB dağıldıktan sonra, jeostratejik konumu ve yeraltı zenginliklerine sahip, Türkiye ile kardeşlik bağı kuran Türki Cumhuriyetler bile, her eski Sovyet devleti gibi Rusya veya ABD’nin politikasına uymak zorundaydı. Yazarın deyişiyle Azerbaycan ile Dağlık Karabağ için savaşan Ermenistan Rusya’ya yaklaştı, Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye oldu.

Buna karşı çıkanlar ise, Nisan 2016 Savaşı sırasında Azerilerin en modern Rus yapımı ağır silahlar kullanırken Rusya’nın Ermenistan’a o zamana kadar ancak Sovyetler'den kalan hafif silahları verdiğine dikkat çekti.

Şimdi Rusya, Türkiye’ye S-400 satmaya hazırlanıyor. Svarantz, "acaba Ankara o füzeleri NATO’ya mı yoksa savaş uçakları olmayan IŞİD’e karşı mı kullanmak istiyor?" diye sordu. Yazara göre S-400 füzeleri eninde sonunda Azerbaycan ordusuna gidecek ve Ermenistan’a karşı kullanılacak.

Rusya’yı Ermenilerin gözünde karalayan bir unsur daha var. Özbekistan’ın 865 ve Kırgızistan’ın 400 milyon dolarlık borçlarını silen Moskova, “kardeş” Ermenistan’a aynı kolaylığı göstermedi. Öte yandan, yazarın dediği gibi “Ankara’nın imparatorluk özlemini yatıştıran” ABD’nin, Ermenistan’ın ilgisini çekmemesi mümkün değildir.

Svarantz’a göre dolayısıyla Yerevan’ın Washington’la yakınlaşmasına Moskova seyirci kalmasa bile “milli güvenliğini sağlamak zorunda olan” Ermenistan’ın ABD ve AB ile sıkı ilişki kurması çok doğal.

Tüm yazılarını göster