Ukrayna Savaşı, Rusya’nın gelecek projeksiyonunda ciddi sarsıntıya neden oldu. Gaz gelirlerini ve üretimini korumak isteyen Rusya, Çin pazarına yönelmiş olmakla beraber hedeflerini burayla sınırlandırmak istemiyor.
Avrupa, Rusya açısından gazı en pahalıya sattığı ve ekonomik getirinin yanında jeopolitik olarak gücünü perçinlediği bir merkezdi. Buna karşın Rusya’nın buradaki gücü 2027’de bitme noktasına gelecek. Nitekim bu durum verilerde de karşılık buluyor. Rusya’nın 2023 gaz ihracatı, 2021'de 244 milyar metreküp (bcm) iken 142 metreküpe geriledi. Savaşla beraber ve Rusya'nın AB'ye boru hattıyla ihracatı 2021'de 140 bcm iken 2023'te 27 bcm'ye düştü.
Rusya açısından bir diğer olumsuz gelişme savaş halinde olduğu Ukrayna’nın, 2019’da imzalanan Rusya gazını Avrupa’ya ulaştıran transit anlaşmasını 2024 sonunda uzatmayacağını duyurmasıydı. Geçtiğimiz yıl Rusya bu hat üzerinden Avrupa’ya 14.6 bcm gaz iletti. Bu hatta akışın durması, Rusya’dan gaz alan ülkelerin hızla alternatifler bulmasına kapı aralayacak. Buysa Rusya açısından zaten zararda olduğu gaz sektöründe kaybının artmasına neden olacak.
Kısaca özetlenen durum karşında “Rusya için Avrupa’ya gaz aktarmada Türkiye bir alternatif olabilir mi?” sorusu akla geliyor. Bu yazıda iki ülke arasındaki gaz ilişkilerine ve olası alternatifin ne olabileceğine odaklanacağız.
TÜRKİYE’NİN RUSYA’DAN GAZ ALIMI SAVAŞTAN SONRA DÜŞMEDİ
Türkiye’nin gaz ihracatı EPDK verilerine göre 2023’te 50 bcm olarak gerçekleşti. Bu gazın 36.2 bcmi boru hatlarıyla taşınırken 14.27 bcm’lik bölümü LNG olarak geldi. Rusya bu tabloya göre Türkiye’ye 21.3 bcm gaz aktardı. Bir başka anlatımla Rusya yüzde 42.6’lık payla Türkiye’nin ana gaz tedarikçisi unvanını korudu. Üstelik yukarıda çizilen Avrupa’daki tablodan farklı olarak Türkiye’nin Rusya’dan aldığı gaz savaş nedeniyle düşüş göstermedi. Örneğin 2021’de ithal edilen 58 bcm gazın 26 bcm’i Rusya’dan geldi. 2023’te tüketimdeki düşüş paralelinde Rusya’dan alınan gaz miktarı da düştü, ancak açıktır ki savaşın buna etkisi pek olmamış. Peki Rusya bu gazı Türkiye’ye nasıl aktarıyor?
Rusya ile Türkiye arasında iki boru hattını kapsayacak şekilde uzun vadeli kontratlar mevcut. İlk hat, 16 bcm kapasiteye sahip Mavi Akım, Karadeniz’in altından geçerek Samsun’a gaz ulaştırıyor. İkinci hat, Ukrayna’nın bypass edilmesini temel alan, Türk Akım. 15.75 bcm’lik kapasiteye sahip olan hat, Türkiye’e kuzeybatı noktasından gaz aktarıyor. Özetlemek gerekirse her iki hat tam kapasiteyle çalıştırıldığında Rusya Türkiye’ye neredeyse 32 bcm’e kadar gaz akışı sağlayabiliyor. Ancak Türkiye hem enerji güvenliği gereği hem de yaptığı sözleşmeler uyarınca tüketimini de gözeterek Azerbaycan, İran, Cezayir, Nijerya ve son olarak Exxon Mobil (ABD) ile yapılan anlaşma uyarınca alternatif tedarikçilerden gaz alıyor. Hat kapasiteleri dikkate alındığında Rusya’nın tedarik edeceği gaz miktarı fazla. Bu gazla ne yapılabilir?
İşte bu noktada Türkiye ile Rusya’nın stratejilerinin kesiştiği bir nokta var. Bu çerçevede ilk akla gelen hub tartışmaları oluyor önce hub olarak ortaya atılan fikrin durumuna ardından ikinci alternatife bakalım.
HUB CEPHESİNDE YAPRAK KIPIRDAMIYOR GÖRÜNTÜSÜ
Türkiye’de bir hub kurulması fikri 2022’de Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından dile getirildi. Putin açıklamasında özellikle Avrupalı alıcıları işaret ederek amacın Türkiye üzerinden bir hub ile Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, Macaristan gibi ülkelerdeki müşterilere gaz satmak olduğunu ifade etti.
Basitçe doğalgaz hubı, borularla veya sıvılaştırılarak (LNG) en az iki tedarikçiden (birden fazla olmak zorunda) gelen gazın bir noktada buluşması ve burada farklı alıcıların spot fiyatlarla gaz almasını sağlayan bir dağıtım merkezi. Bir nevi borsa da denebilir. Ne kadar çok tedarikçi, satıcı varsa, alıcılar için o kadar çok seçenek ve ucuza alma imkanı oluşuyor. Bu merkezin adil ve güvenilir fiyata gaz sağladığı fikrinin yerleşmesi güvenilirliği açısından önemli. Hub her ne kadar temelde alıcı ve satıcıları içerse de iyi bir teknolojik, finans ve hizmet altyapısına sahip olmak durumunda.
Hub fiziksel yani gazın toplandığı bir merkez olabileceği gibi Hollanda’daki TTF gibi sanal bir pazar da olabilir. Rusya’nın “Türkiye’de büyük miktarda gaz depolanmayacak açıklaması” dikkate alındığında kastın sanal bir hub olduğu çıkarımı yapılabilir.
Bir satıcının (Gazprom) gaz tedarikiyle hub kurulması mümkün değil, hub değil satış bürosu gibi bir durum oluşur. Yani farklı satıcıların bu hubda gaz satmayı kabul etmesi gerekir. Cezayir, İran, Azerbaycan, Katar, ABD, Avustralya bu anlamda akla gelen tedarikçiler olmakla beraber, hali hazırda bu gruptan “Ben de gaz satarım” diye kimse çıkmadı.
Türkiye mayıs ayında 2 bcm civarından Türkmen gazının Türkiye’den Avrupa’ya aktarılacağına dönük bir mutabakat metni imzalandı. İlginç olan söz konusu mutabakatın Türkmenistan ile değil, Azerbaycan ile yapılmasıydı. Bu toplantıda yıllardır çözülemeyen Hazar’dan aktarım, Rusya’nın tavrı, Türkmenistan’ın gaz kapasitesi soru işaretlerine neden olan başlıklara değinilmedi. Türkmen gazı değinilen hub aracılığıyla mı satılacak sorusun da havada kaldı. Yani hala Rusya dışında kimse bu huba gaz sağlarım demiş değil.
Rusya cephesinde de son olarak 2024 başında hub ile ilgili çalışmalar sürüyor dışında bir açıklama yapılmadı. Yani hub konusunda yaprak kıpırdamıyor demek abartı olmaz. Peki Rusya Avrupa’ya Türkiye üstünden başka bir yolla gaz satamaz mı?
TURKISH BLEND HUB'A ALTERNATİF Mİ OLACAK?
Bu çerçevede akla gelen bir alternatif var aslında. Açıklamak gerekirse; mayıs ayında TBMM’den geçen bir yasayla Türkiye’nin ithal ettiği ve ürettiği gazın ihraç edilmesinin önünü açtı. Dahası boru hatlarıyla gelen gazın gerekirse sıvılaştırılarak farklı adreslere gönderilmesine de onay çıktı. Bu Rusya özelinde şu anlama gelebilir, Türkiye Rusya’dan boru hatlarıyla gelen gazın miktarını artırıp bu gazı sıvılaştırarak Avrupa veya farklı adreslere yeniden ihraç edebilir. Ancak Avrupa özelinde Rus gazına dönük ciddi engeller var ki bu akla, “Avrupa Rusya’dan gaz almak istese bunu kendisi doğrudan neden yapmasın?” sorusunu getiriyor. Bu soruya şöyle alternatif bir yanıt bulmak mümkün, Türkiye, yalnızca Rusya’dan gelen gazı satmak zorunda değil, farklı ülkelerden gelen gazı karıştırıp Turkish Blend adıyla ihraç ederek bu sorunu aşabilir. Sonuçta Avrupa gelen gazdan bir örnek alıp “bunda Rusya diyarlarının kokusu” var diyecek değil.
Yukarıda özetlenen stratejinin uygulanması için Türkiye ile Rusya arasında yeni bir sözleşmenin yapılması gerekiyor. Şöyle ki Türkiye’nin Rusya ile olan gaz sözleşmesi son olarak 2021’de yenilenmiş ve burada öncekinden farklı olarak petrol fiyatlarının ağırlığı düşürülerek TTF Doğal Gaz Borsası fiyatları formülde ölçüt kabul edilmişti. Şayet Rusya Avrupa’ya gitmesini istediği gazı Türkiye’ye bu formüle dayanacak şekilde satarsa, Türkiye’nin elde edeceği kâr düşebilir ya da kâr elde etmeyebilir. Ekonomik krizle mücadele eden Türkiye, bu durumda kâr elde etmediği bu karmaşık sürece dahil olmak isteyebilir.
Özetlemek gerekirse, Rusya Ukrayna Savaşı sonrası gelen kısıtlardan, sabotajlar ve yaptırımların ardından gaz gelirlerinde önemli paya sahip olduğu Avrupa pazarından aşamalı olarak dışlandı/dışlanıyor. Ukrayna üzerinden aktarılan gazın sözleşmesinin bitmesi Rusya’yı alternatif arayışına itiyor. Bu çerçevede hem yaptırımlara katılmayan hem de gazdan petrole Rusya’dan enerji almaya devam eden Türkiye, Rusya için alternatif bir Avrupa’ya gaz aktarma durağı olabilir. Ancak Avrupa bu fikre sıcak bakmayabilir. Bununla beraber, büyük devlet geleneğinden gelen Rusya’nın Türkiye ile ya da Türkiyesiz, belki de Azerbaycan üzerinden farklı bir formülle Avrupa’ya bir şekilde gaz aktarmaya devam edeceği/etmek istediğini hatırda tutmak gerekiyor.
Haftaya: Rusya Gaz Stratejisinde güney ülkelerinin yeri