Rusya basınında geçen hafta... 'Türkiye’nin öngörülemeyen dış siyaseti Rusya için ciddi tehlike'

'Fidan’ın Kiev ziyareti, Bayraktar’ın Amerikan uçak gemisini ziyareti ve Amerikan-Türk tatbikatı, Ankara’nın azimle, ABD’nin başında olduğu Batı koalisyonuyla birleşmeye çalıştığına tanıklık ediyor.'

Abone ol

Hazal Yalın

Haftanın seçkisinde iki yazı, Türkiye’deki turizm acentalarını ve sektörü yakından ilgilendiriyor: Fiyat artışları, Rusya’dan gelen turistleri nasıl etkiliyor? EADaily epey sert ifadelerle Türkiye’nin seçimler sonrası daha da “öngörülemez” olduğuna dikkat çekiyor. Azerbaycan ve Kafkasları özel olarak ele alan bu uzun yazının sadece bir bölümünü çeviriyorum. TASS’ın 1 Eylül tarihli yazısı ise, hububat anlaşmasının geleceğiyle ilgili; ajansın Ankara’da “siyasi çevrelerdeki” bir kaynağı, Rusya’nın Katar finansörlüğünde Türkiye üzerinden ve Türkiye’de öğütülüp un haline getirilmesi şartıyla ucuza 1 milyon ton hububatı muhtaç ülkelere ihraç amacıyla Türkiye’ye verme önerisinin kabul edileceğine dair kuşkularını belirtiyor. 

'Öngörülemez hale gelen Türkiye’nin dış siyaseti Rusya için ciddi tehlike'

Rusya için en ciddi tehlikelerden biri, mayıs seçimlerinden sonra daha da öngörülemez olan Türkiye’nin dış siyaseti. Tam da bugün, Ankara azimle NATO’nun ileri karakolu olmaya yönelik geleneksel rolüne geri dönmeye çalışırken Ukrayna ve Kafkaslarda Türkiye’nin eylemlerini gözden kaçırmamak önem taşıyor.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 25 Ağustos’ta resmi bir ziyaretle Kiev’deydi ve burada Ukraynalı Nazilerin elebaşı Zelenskiy ile görüşmelerde bulundu. Ukrayna kaynaklarına göre hububat anlaşmasını ve Ukrayna’nın barış formülünün hayata geçirilmesini görüştüler; burada Zelenskiy şu açıklamayla Ankara’yı övdü:

“Türkiye barış formülünün ilk liderlerinden biri oldu. Bunun hayata geçirilmesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bundan sonra da aktif bir rol oynayacağına güveniyoruz.”

Fidan daha sonra Başbakan Denis Şmıgal ile de ticari-iktisadi ilişkileri görüştü. Şmıgal şöyle dedi:

“Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ve Başkan Zelenskiy’in barış formülünü desteklemeye yönelik ilkesel tutumundan ötürü Türkiye’ye müteşekkirim.”

Türkiye Dışişleri Bakanı onlardan başka Başkanlık Ofisi Başkanı Andrey Yermak ve Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba ile de görüştü. Kuleba, bu görüşmelerin niteliğiyle ilgili X’e şu mesajı gönderdi:

“Hakan Fidan’ı Kiev’de ağırlamış olmaktan ötürü memnunum; burada barış formülü, Ukrayna’nın NATO üyeliği yolu, Türkiye’nin Ukrayna hububatının ihracındaki rolüyle ilgili kompleks görüşmeler yapıldı. Karadeniz inisiyatifinin yeniden canlandırılması üzerine birlikte çalışıyoruz. Ukrayna ve Türkiye gerçek birer ortak ve dostturlar.”

Her şey yolunda. Nihayetinde, kısa bir süre önce, 8 Temmuz’da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ukrayna’nın NATO’ya girmesine destek açıklaması yapmıştı.

Fidan, Kiev ziyaretinde Kırım-Tatar ekstremistleriyle de buluştu; bunların arasında Yüksek Rada üyesi ve Kırım-Tatar Halkı Meclisi eski başkanı Mustafa Cemilyev de vardı.

Türkiye’nin esir alınmış Ukraynalı Nazileri salıvermesinden sonra azimle “arabulucu” maskesinden de kurtulmaya başladığını görüyoruz. Bu, Rusya’nın güçlenmesine izin vermeme arzusu ve batı koalisyonuna geri dönme ve oradan iktisadi ve siyasi temettüler alma hedefiyle ilişkili. Yakınlarda meydana gelen bir başka olay da bu eğilimle ilişkili.

25 Ağustos’ta, yani Fidan’ın Kiev’e gittiği gün Erdoğan’ın damadı, teknoloji şirketi Baykar Makina’nın idare başkanı olan Selçuk Bayraktar da Ankara’daki ABD elçisi Jeffrey Flake’in davetiyle, bir grup Türk askeriyle birlikte ABD uçak gemisi USS Gerald R. Ford’u ziyaret etti ve teknik bir incelemede bulundu. ...

Türkiye’ye gelince, Fidan’ın Kiev ziyareti, Bayraktar’ın Amerikan uçak gemisini ziyareti ve Amerikan-Türk tatbikatı, Ankara’nın azimle, ABD’nin başında olduğu Batı koalisyonuyla birleşmeye çalıştığına tanıklık ediyor. Bu nedenle Ankara’nın eylemleri, Türkiye’nin hiç de çokkutuplu dünya taraftarı değil, tersine, ABD ve NATO’nun AB’ye girme ve Batı yatırımları aşkına Ukrayna’ya askeri desteğini artırmaya ve Rusya ile İran’a karşı Kafkaslarda bir cephe açmaya hazır sadık bir uydusu olduğunu gösteriyor. (P. Makedontsev / EADaily, 29 Ağustos)

'Rusya’nın hububat anlaşmasına dair yeni teklifi Ankara’nın Batılı müttefiklerinin hoşuna gitmeyebilir'

Rusya’nın Türkiye’ye indirimli fiyattan 1 milyon ton hububat ihracat etme, Türkiye’nin ise bunu işleyip una çevirerek muhtaç ülkelere ihraç etmesi teklifi Ankara’da ilginç bulundu, ama TASS’ın Türkiye’nin siyasi çevrelerindeki bir kaynağı, bunun siyasi yönlerinin değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

TASS’ın kaynağı şu ifadeleri kullandı:

“Bu Ankara için ilginç bir teklif, Katar’ın da katılmasının mümkün olması bu ilginçliği güçlendiriyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Moskova’da bu inisiyatifle ilgili daha detaylı bilgi aldı, bu Ankara’da değerlendirilecek. Ancak hayata geçmesini güçleştirebilecek siyasi noktalar var. Türkiye hububat meselesinin BM’nin katılımıyla çözülmesini hedeflemeye devam ediyor, böyle bağımsız bir inisiyatif Ankara’nın kimi Batılı müttefiklerinin hoşuna gitmeyebilir.”

TASS’ın kaynağı, Türkiye için en az riskli olanın hububat anlaşmasının ilk biçimi olmaya devam ettiğini de ekledi, bu nedenle: “Türkiye bütün gücüyle Rusya’nın bu mutabakata dönmesi için taraflar arasında uzlaşma arayışına katkıda bulunmaya çalışmaya devam edecek.” (TASS, 1 Eylül)

'Turizm acentalarının üçte ikisi geçen sezonu başarılı sayıyor'

Rusya Turizm Sanayisi Birliği (RST) açıklamasına göre 2023 yaz sezonu turizm acentaları için kolay bir dönem olmadı; rubledeki dalgalanmalar ve Türkiye’de otellerde ani fiyat artışları acentaların çalışmasını zorlaştırdı, ancak gene de pazardaki oyuncuların çoğunluğu sezonun başarılı geçtiğini düşünüyorlar.

Açıklamada şöyle deniyor:

“Sektörel bir kuruluş olan Radio Travel tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, turizm acentalarının yüzde 65’ten fazlasının sezonu başarılı olarak değerlendirdiğini gösterdi. Yüzde 35 ise hayal kırıcı buldu. Araştırmaya faal durumdaki 300 şirket katıldı.”

RST uzmanı, Meridian-tur şirketi genel müdürü ve Radio Travel kurucusu Anjela Galkina’ya göre sezondan memnun olanlar sadece, kurda ani sıçrayışlar, hava ulaşımına yönelik sınırlamalar ve yüksek fiyat problemi gibi zor şartlarda çalışmaya uyum sağlamış olan acentalar:

“Bence, mevcut durumu dikkate aldığımızda turizm acentalarının yüzde 66’sının geçen sezonu olumlu değerlendiriyor olması iyi bir sonuç. Yaz gerçekten kolay geçmedi, ama son üç yılın en kötü sezonu da değildi. Nicelik olarak değilse de nitelik olarak bizi memnun etti. Bütün güçlüklere rağmen pandemi döneminde çıkan şirketler pazara geri dönüyorlar, kimisi de yeni ofisler açıyor.”

RST Acenta Faaliyetleri Komitesi Başkanı Sergey Agafonov da aynı fikirde; sezon, kâr anlamında başarılıydı:

“Ancak zorluklar yaşandı. Neredeyse hiç erken rezervasyon ve satış derinliği yoktu. Artı, dolar-avro kurunun yüksekliği ve yurtdışı tatil destinasyonlarının en başında Türkiye’deki uygunsuz fiyat artışları. Bu, turistleri korkutup kaçırdı; başka destinasyonları tercih ettiler. Bu da acentalar için problemler yarattı; sürekli yeniden ayarlama yapmak zorunda kaldılar, çünkü en iyi tanıdıkları yer Türkiye, satışlar ayıklandı.” ... (İnterfaks, 29 Ağustos) 

'‘All inclusive’ sisteminden alkolün çıkarılması ne sonuç verir?'

Rusya Turizm Operatörleri Birliği’nin (ATOR) 28 Ağustos’taki açıklamasına göre Rusyalı turistlere Türkiye’ye ziyaretlerinde alkolsüz “her şey dahil” sistemiyle satışlara başlandı. Bu turlar yüzde 7-9 daha ucuz olabilir.

ATOR basın açıklamasında şöyle deniyor:

“Bazı turist kategorileri sakin ve alkolsüz formatta tatil istiyorlar, mesela çevrelerinde gürültülü kalabalıklar ve davetler olmasını istemeyen aileler.”

ATOR, Alman turizm operatörü Bentour Başkanı Denis Uğur’un fiyat artışları devam ederken Türkiye’deki otel sahiplerine 'all inclusive' formatını gözden geçirmeyi önerdiğini belirtiyor. Böyle bir tatil Avrupalı turistler için daha ucuz olabilir ve böyle bir seçenekten çocuklarıyla birlikte tatil yapanlar yararlanabilirler.

Turizm Acentaları Birliği (ATA) idari müdürü Nataliya Osipova da Regnum’a bir süre önce, Türkiye’deki oteller all inclusive sisteminden ücretsiz alkolü çıkarırlarsa Rusyalı turistler arasında talebin kaçınılmaz olarak düşeceğini söylemişti. Osipova’ya göre böyle bir ülkede tatilin popüler olmasının nedeni sadece deniz ve iyi servis değil, aynı zamanda “her şey dahil” sistemi. (Regnum, 28 Ağustos)