Rus medyasında Suriye’de Türk-Rus işbirliği öne çıkarken, Recep Tayyip Erdoğan’ın ani Esad açıklaması ve de son zamanlarda ortada dolaşan “Türkiye, Kırım'ın Rusya’ya ait olduğunu tanımaya hazırlanıyor” iddiası doğrultusunda Türk heyetinin Kırım ziyareti ele alındı. Kanser hastalarına müjde olabilecek bir haber de dikkatimizi çekti.
TÜRKİYE, RUSYA İLE DAHA SICAK İLİŞKİLER KURABİLİR
REGNUM sitesinde yayınlanan yazısında Stanislav Tarasov, Recep Tayyip Erdoğan’ın, AB’nin Türkiye’yi gözden çıkaracağını beklediğini iddia etti.
Rus uçağın düşürülmesinin neredeyse yıl dönümünde Türk askerleri, bir bombardıman altında kaldı. Şam’ın itirazına rağmen Suriye ordusunun şüphelendiği bombardımanın öcünü almak için Ankara, Latakya’yı vurdu. Türk ve Batılı medyanın bir kısmına göre, söz konusu gelişmeler Türk-Rus ilişkilerini olumsuz yöne etkileyecekti. Ne var ki iki ülkenin liderlerinin telefonla yaptıkları görüşmeden olumlu sonuç çıkmış. Bilindiği gibi Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Türk mevkidaşı ile bir araya gelmesi söz konusu. Binali Yıldırım'ın da 5 Aralık'ta, Moskova'yı ziyaret etmesi bekleniyor. Siyasi diyalog sürüyor.
Bu arada Ankara’nın, Washington ve Brüksel ile yaşadığı çelişkiler, Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp iki seçenek bıraktı. Bundan sonra Ankara, Moskova ile ilişkileri geliştirmek veya Moskova’yı karşısına almak zorundaydı.
Suriye’de Türkiye ile siyasi ve askeri koordinasyon arayan Rusya, Türkiye’nin NATO’ya baskı yapmak için söz konusu işbirliğini değerlendireceğinden bilincindedir.
Ne de olsa bugünlerde Rusya ve Türkiye, Suriye’deki savaşın dinamiklerine etkilerini gitgide artırıyor. Tarasov’a göre, yine de Rusya’ya karşı temkinli davranan Ankara, Batı’nın kendisine yönelik olası yeni bir hata yüzünden Moskova ile daha sıcak ilişki kurabilir.
RUSYA, TÜRKİYE VE İRAN'IN İTTİFAK ARAYIŞI
Aynı sitede çıkan başka bir yazıda Tarasov, Orta Doğu’da birbirine rakip Rusya, Türkiye ve İran’ın, Suriye meselesini aşan bir ittifak kurma arayışına girdiğini öne sürdü.
İran Savunma bakanı Hüseyin Dehgan, Hamadan hava üssünün yeniden Rus uçaklarına açılacağını açıkladı. IŞİD ile savaşan Rusya ve İran Suriye’de “doğal” müttefik olsa da iki ülkenin bölgedeki amaçları uyum içinde değil. Moskova Şii-Sünni çatışması dışında kalmaya, İsrail ve Suudi Arabistan ile ilişki geliştirmeye çalışırken, Tahran’ın jeopolitik hırsları ortada. İran Genelkurmay Başkanı Mohammed Hoseyin Bakeri’nin yaptığı açıklamaya göre, “İran, düşmanlarını topraklarından uzak tutacak Suriye ve Yemen’de askeri üslere talip olabilir”. Aynı zamanda İran Devrim Muhafızlarının liderlerinden biri, İran’ın Suriye’yi “kendi 35. Eyaleti” saydığını dile getirdi.
Tarasov, ne de olsa son gelişmelerin üç ülkenin bölgede koordine bir şekilde hareket ettiğini gösterdiğini iddia ediyor.
TÜRK ASKERLERİNİ ABD Mİ VURDU?
Nezavisimaya gazeta’nın yazarlarından Vladimir Muhin, Putin’in Şam ile Ankara’yı “geniş çaplı savaştan kurtardığını” iddia etti.
Muhin, askeri kaynaklarına dayanarak, Putin ile Erdoğan’ın arasında geçen son iki telefon görüşmesinin, -23 ve 25 Kasım'da yapılan görüşmelerin, El-Bab bölgesinde TSK askerlerine yapılan bombardıman ile ilgili olduğunu belirtti. Bilindiği gibi TSK Genelkurmayı bu bombardımandan Suriye ordusunu sorumlu tutmuş, Şam da suçlamaya itiraz etmişti.
Gazetenin kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Putin Erdoğan’ı, bombardımanı ne Rus ne de Suriye’li uçaklarının yapmadığına ikna etmiş. Hatta kimi uzmanlar, söz konusu olayın, başında ABD’nin olduğu koalisyonun işi olabileceğini öne sürdü.
Muhin’e göre son aylarda Suriye’de daha sıkı koordinasyon içinde olan Türkiye ve Rusya’ya İran da katılabilir. Bu yakınlaşma, Tahran ile ilişkileri gergin olan İsrail ve ABD gibi ülkelerce endişe ile karşılanacak.
'RUSYA KİBİRLİ DAVRANARAK DOĞRU YAPTI'
Kommersant gazetesine konuşan uzmanlar, Recep Tayyip Erdoğan’ın medyada şok yaratan Esad açıklaması için “Orta Doğu’daki durumu daha da ağırlaştıracak” dediler.
“Zamansız açıklamaların bölgedeki gerginliğin tırmanmasına yol açabildiğini” ifade eden “Rusya-Doğu-Batı” Araştırma Merkezi Müdürü Vladimir Sotnikov, bundan sonra TSK ile Şam ordusu arasında çatışmalara ihtimal verdi.
Öte yandan “Pravda” internet gazetesinden Said Gafurov’a göre, Rusya’nın Suriye’deki maksadı savaşmak değil; NATO’ya “Libya, Irak ve başka yerlerde olduğu gibi istediğini yaptırmamak.” Uzman, Rusya’nın Suriye’de “kibirli davranmakla doğru yaptığını”, öne sürerken Moskova’nın “bir açıklama yüzünden NATO üyesi ile çatışılmaz” ifadesini kullandı.
Orta Doğu ve Orta Asya Araştırma Merkezi Başkanı Semyon Bogdasarov ise, Suriye ordusuna destek vermekten yana. Bogdasarov, Erdoğan’ın Suriye’de yaptığı tek şey var, o da Rusya’nın AB ve ABD ile arasındaki çelişkilerden faydalanmaktı. Suriye ordusuna yardım etmezsek, bize er geç "Çocuklar, burada ne işiniz var sorulacak, dedi.
'TÜRKİYE, KIRIM'I RUSYA'YA AİT OLDUĞUNU TANIYACAK'
EADaily Ajansının yayımladığı bir yazı, “Avrasya Hükümetleri Derneği Başkanı ve Türkiye Güvenlik Genel Müdürlüğü Başkan Yardımcısına yakınlıkla bilinen” Hasan Cengiz’in başkanlığında yirmi iki kişilik Türk heyetinin Kırım’a yaptığı ziyareti ele alıyor.
Gazetecilerle Kırım izlenimlerini paylaşan Hasan Cengiz, inşası süren yeni Bahçesaray camiinin açılışını Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin’in yapacaklarına ümit ettiğini dile getirdi. Kırım’daki durumun çok sakin olduğunu vurgulayan Hasan Cengiz, Kırım Tatarlarına herhangi baskının yapılmadığını açıklayıp, "Sanırım Türkiye, Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kısa zamanda tanıyacak" dedi.
EADaily’ye göre, “resmi olmamakla beraber saygın kişilerden oluşan heyet” Ankara’nın “Kırım’ın etrafındaki durumunu gayri resmi bir şekilde test etmesi” idi. Bundan sonra Türkiye, Ukrayna ile Batı’nın tepkisine bakarak Moskova’nın “karşılık adımını” bekleyecekmiş.
KANSER HÜCRELERİNİN BÖLÜNMESİ DURDURULDU
İzvestiya gazetesinin verdiği habere göre, Rusya Bilimler Akademisine bağlı iki araştırma merkezi ve Immune Pharmaceuticals şirketince yapılan ortak çalışmanın sonucunda kemoterapiye dayanıklı yeni kanser ilacı icat edildi.
Aminotiazol tipi yeni ilaç kanserli hücrelerin bölünmesini engelleyerek hastalığı tamamen durdurma özelliğini taşıyor. Kemoterapiye bile dayanıklı kansere karşı etkisini kanıtlayan ilacın, önce deniz kestanesi embriyosu, ardından da insan kanser hücrelerinde test edildiği bildiriliyor.
Ne var ki testler başarılı olmakla beraber yeni ilacın üretimine yıllar sonra başlanacak.