Rusya’nın Türkiye’de 'doğalgaz merkezi' önerisi Avrupa basınında
Erdoğan-Putin görüşmesinde gündeme gelen 'Türkiye'de doğalgaz merkezi' önerisine yer veren La Stampa'da, ‘’Çar, bölünmüş haldeki Avrupa’ya şantaj yapmak için Sultan’a güveniyor’’ ifadeleri kullanıldı.
Övgü Pınar
ROMA - Avrupa’da enerji krizinin etkilerini hafifletme amaçlı yeni bir paketin bugün Avrupa Komisyonu’nda açıklanması beklenirken Rusya’dan, Türkiye’nin de dahil olduğu bir alternatif teklifi geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçtiğimiz perşembe günü Kazakistan’da bir araya geleceği ilk duyurulduğunda Avrupa basınında beklenti, görüşmenin Ukrayna’da ateşkes çabalarına odaklanacağı şeklindeydi. Ancak Erdoğan ile Putin’in buluşmasında ana gündem maddesi, en azından kamuoyuna yansıyan şekliyle, Avrupa’ya Türkiye üzerinden gaz aktarımı projesi oldu.
Putin, Rusya’dan Avrupa’ya gaz transferi için kullanılan Kuzey Akım 1 boru hattında geçen ay meydana gelen hasar ve sızıntılar sonrası bu hattın devre dışı kaldığını, bunun yerine Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelik bir ikmal merkezi kurulabileceğini söyledi. Bu çıkış, Rusya’dan Avrupa’ya gaz taşıyan Kuzey Akım boru hatlarının kullanım dışı kalmasının ardından geldi. Rusya, Kuzey Akım 1 hattının vanalarını geçen yaz aylarında kapatmıştı. Bu yıl faaliyete geçmesi beklenen Kuzey Akım 2 projesi ise Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası Almanya tarafından durdurulmuştu.
Enerji krizini tırmandıran bir gelişme de geçen ay yaşanmış, Kuzey Akım hatlarında şüpheli sızıntılar tespit edilmişti. Boru hattının deniz altından patlamalar nedeniyle hasar aldığı ortaya çıkmış ve ‘sabotaj’ ihtimali dillendirilmeye başlamıştı. Kuzey Akım’daki hasardan Rusya, Batı’yı sorumlu tutarken Avrupa başkentlerinde ise şüpheler ağırlıkla Moskova üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu bağlamda, Ukrayna işgali sonrası Rusya’ya enerji bağımlılığından kurtulmak isteyen Avrupa Birliği'nin (AB), Rus gazını Türkiye üzerinden tedarik etme projesini ne kadar ciddiye alacağı, böyle bir teklife nasıl yaklaşacağı çok faktörlü bir denklem. Ancak Avrupa basınında yer alan ilk haber ve analizler fikir verici olabilir.
LA REPUBLICCA: BARIŞ PLANLARI TARTIŞILMADI
Ukrayna işgali öncesi Rusya’dan enerji ithalatına en bağımlı Avrupa ülkelerinden olan, ancak savaş sonrası bu bağımlılıktan kurtulmak için alternatif tedarikçi arayışına giren İtalya ile başlayalım:
Astana’daki Erdoğan-Putin görüşmesinin ertesi günü çıkan ulusal gazetelerin birçoğunun baş sayfasında bu görüşme de vardı. La Repubblica, baş sayfasından ‘’Ukrayna’daki savaş: Erdoğan ve Putin gazı konuştular, barış planları tartışılmadı’’ diye yazdı.
La Repubblica, ABD merkezli Middle East Forum’un Başkanı Daniel Pipes’la yaptığı söyleşide de, Türkiye’nin yeni enerji merkezi haline gelmesi önerisini sordu. Pipes’ın cevabı şöyle oldu: ‘’Erdoğan’ın bunu istediğine eminim ama Avrupa neden kendi topraklarından ve Ukrayna'dan geçen gaz üzerindeki tüm kontrolünü bıraksın ki? Bu absürt.’’
LA STAMPA: ÇAR, AVRUPA'YA ŞANTAJ YAPMAK İÇİN SULTAN'A GÜVENİYOR
La Stampa gazetesi de 14 Ekim’de Erdoğan-Putin görüşmesini geniş haber ve analizlerle aktardı. La Stampa da baş sayfasından, görüşmede ‘Ukrayna’dan söz edilmediğini’ vurguladı ve iç sayfalarında da ‘’Çar, bölünmüş haldeki Avrupa’ya şantaj yapmak için Sultan’a güveniyor’’ başlıklı bir analiz yayımladı.
Analizde şu ifadeler yer aldı: ‘’Rus Devlet Başkanı’nın Türk lidere verdiği mesaj, esasında Avrupa’nın da kulaklarına yönelikti: Avrupa, Moskova’dan enerji tedarikine yeniden bağımlı olmayı kabul etmek zorunda, aksi halde bir zamanlar Almanya’ya ait olan ‘gaz merkezi’ rolü, Erdoğan’a hediye edilecek.’’
Bu noktada, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Alman ZDF kanalına aynı günlerde verdiği söyleşiyi de hatırlamakta fayda var. Zelenskiy, 12 Ekim’de yayımlanan söyleşide, Rusya’nın kendi gaz transfer altyapısına saldırı düzenlemeyi ve bundan Ukrayna’yı suçlamayı, ardından da Ukrayna’daki gaz altyapısına saldırarak Avrupa’ya gaz tedarikini kesmeyi planladığını öne sürdü. Zelenskiy, Rusya’nın bu hamlelerle Avrupa’yı, Ukrayna işgali nedeniyle faaliyete geçmesi durdurulan Kuzey Akımı 2 hattına mecbur bırakmayı amaçladığını iddia etti.
Aynı gün, Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’nin internet sitesinde yayımlanan bir haber de manidardı. Habere göre, Putin Kuzey Akım 2 boru hattının zarar görmemiş kısmından Avrupa’ya gaz sevkiyatını sürdürmeyi teklif ediyor, Alman hükümet sözcüsü ise bu hattın kullanılması ihtimalini kategorik olarak reddediyordu. Aynı haberde, Putin’in ‘’Türkiye üzerinden bir alternatif önerdiği’’ bilgisi de vardı.
DW, Erdoğan-Putin görüşmesi sonrasında yayımladığı haberde ise iki liderin Avrupa’ya satış için Türkiye’de bir gaz merkezi kurma planından, bunun bir ‘uluslararası dağıtım merkezi’ olacağından söz ettiğini vurguladı. Haberde, ‘’Karadeniz ve Türkiye üzerinden güneydoğu Avrupa'ya uzanan Türk Akım boru hattı şu anda Avrupa'ya önemli miktarda Rus gazı sağlayan tek boru hattı. Ancak Rus basınında yer alan haberlere göre Kremlin, Türk Akım'ın Baltık Denizi üzerinden geçen Kuzey Akım boru hatlarının yerini alamayacağını söyledi’’ denildi.
POLITICO: PUTİN, ŞANTAJ STRATEJİSİNİ GÜNCELLEŞTİRDİ
AB odaklı haberler yayımlayan Politico.eu sitesinde 12 Ekim tarihli bir analizde de şu ifadeler yer aldı: ‘’Putin, (Kuzey Akım hatlarına) saldırıdan sonra boru hatlarından birinin hala potansiyel olarak çalışır durumda olduğuna dikkat çekti ve Rusya'nın bu kış Avrupa'nın acısını hafifletmek için bu hattan gaz göndermeye hazır olduğu konusunda ısrar etti - böylece Avrupa'ya yönelik gaz şantajı stratejisini güncelleştirdi.’’
Putin’in ‘’Top, Avrupa Birliği'nin sahasında’’ sözlerine yer veren Politico, Moskova’nın stratejisini şöyle yorumladı: ‘’Putin, Avrupa hükümetlerinin, Rus gazının olmadığı bir kış gerçeğiyle yüzleşmeye başladıklarında bu tür tekliflere daha açık olacağını ve enerji alanında bir can simidi karşılığında Ukrayna'ya verilen desteği dizginlemeye daha istekli olacağını umuyor olabilir.’’