Rüzgar Elektrik Santralleri hakkında doğru bilinen yanlışlar

Rüzgar elektrik santralleri genelde düz mantık olarak rüzgar ne kadar çoksa o kadar enerji üreten enerji santralleri olarak düşünülür. Fakat rüzgar türbinleri, ancak belirli bir rüzgar hızında enerji üretimine başlarlar ve belli rüzgar hızının üstünde kendilerini durdururlar. Bu konudaki diğer klasik sohbetlerden birisi ise kuşları öldürüyor oluşudur... Sohbetlerin çoğunda bir taraf kuşları öldürdüğü için rüzgar enerjisini kötülerken, diğer taraf böyle olmadığı ve temiz enerji olduğu üzerinden nutuklarla kendini savunur.

Abone ol

Özcan Gülhan

Yaz ayının gelmesiyle tatil sezonu da başladı. İşlerinden izin alabilen çalışanlar, yaz okuluna kalmamayı başaran öğrenciler, işsiz kalıp günü birlik işsizliği unutalım demeye gücü yetenler yollarda... Arabayla, toplu taşımayla, otostopla... Hangi vasıtayı kullanıyor olursanız olun, çalışan-öğrenci-işsiz olun, son dönemde artan rüzgar elektrik santrallerine (RES) hepimiz denk geliyoruz. Herkesin kafasında aynı soru “acaba ne kadar uzun?”, “kanatları şu kadar olsa, yerden bu kadar yüksek olsa.....”, “kesin 15 futbol sahasını aydınlatacak gücü sağlıyordur”... Sorular cevapsız, sohbetler muallak şekilde geçiştirmeyle sonlanmaya mahkum.

Peki gerçek nedir? Bir RES’teki türbinin boyutlarına nasıl ulaşılır?

Genel olarak konuşacak olursak; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kendi sitesindeki rüzgar enerjisi üzerine yazısında; kanat çaplarının 100 metre (m) ve üzerine ulaştığını, rotor gövdesi (hub) 60-120 m yükseklikte bir kule üzerinde bulunduğunu söylüyor. Rüzgar türbini güçleri açısından genel olarak bakıldığında gene aynı yazıda; Türkiye'de yer seviyesinden 50 m yükseklikte ve 7.5 metre/saniye (m/s) üzeri rüzgar hızlarına sahip alanlarda kilometrekare başına 5 MW gücünde rüzgar santralı kurulabileceği kabul edildiği söyleniyor. Eğer merak ettiğiniz Türkiye’de o anki kurulu RES gücü ise bakanlık ne kadar güç çekildiği tahminlerle kıyaslamalı olarak Rüzgar Gücü İzleme ve Tahmin Merkezi’nin sitesine  yönlendiriyor. Buradan o anki anlık üretilen gücü öğrenebilirsiniz (daha detaylı bilgi için http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Ruzgar sitesi ziyaret edilebilir).

Yollar uzun sohbet yükseklikle ve güç tahminiyle bitecek gibi değilse sırada “rüzgar çok esiyor kesin çok enerji üretiyordur” bölümüne geçebiliriz. RES’ler genelde düz mantık olarak rüzgar ne kadar çoksa o kadar enerji üreten enerji santralleri olarak düşünülür. Fakat rüzgar türbinleri, ancak belirli bir rüzgar hızında enerji üretimine başlarlar ve belli rüzgar hızının üstünde kendilerini durdururlar. “Cut-in” adı verilen rüzgar hızının altında rüzgar türbini tamamen durmaktadır. Bu eşik genelde 3-4 m/s civarındadır ve daha büyük rüzgar hızlarına çıkıldıkça enerji üretimi artmaya başlar. Bir diğer eşik ise nominal hızdır ve bu eşiğe kadar artan enerji üretimi artık sabitlenir ki bu güç maksimum elde edilebilecek güçtür. Bu hızdan sonra rüzgar hızının artışından bağımsız olarak sabit güçte üretime devam eder. Son eşik olan “Cut-out” olarak adlandırılan hıza kadar enerji üretimi devam eder ki bu hız 25-30 m/s (90-108 km/h) civarındadır. Daha yüksek hızlarda sistemin hasar görmemesi için rüzgar türbinleri kendilerini durdururlar. Kısaca, bir rüzgar türbini Cut-in ve Cut-out rüzgar hızları arasında enerji üretimini gerçekleştirir. 

Türkiye’deki RES'lerle ilgili genel olarak küçük bilgiler paylaşacak olursak 2017 Ocak ayı itibariyle:

-Kurulu RES gücü 6106.05 MW’tır.

-Türkiye’de toplam 152 RES vardır.

-35 RES inşaat aşamasındadır.

-Türkiye’deki en büyük RES Soma'daki Soma Enerji ve Elektrik AŞ.’ye ait Soma RES’tir. Kurulu gücü 264.10 MW’tır.

-En büyük kurulu güce sahip il Çanakkale’dir. RES kurulu gücü 453 MW’tır.

-En büyük kurulu güce sahip bölge Marmara Bölgesidir. RES kurulu gücü 1644.5 MW’tır.

-İnşa halindeki bulunan en büyük kurulu RES gücüne sahip il İzmir’dir. RES kurulu gücü 190.05 MW’tır.

(http://www.tureb.com.tr/files/tureb_sayfa/duyurular/2017_duyurular/subat/turkiye_ruzgar_santralleri_atlasi_ocak_2017.pdf).

Yol üstündeki rüzgar türbinlerinin tam kanat ve kule yüksekliklerini, güçlerini ve daha fazlasını öğrenmek içinse şu yol izlenebilir:

-Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin 2017 Ocak ayı verileri dahilinde oluşturduğu haritaya (yukarıda linki verilen) ya da yayınladıkları İstatistik Raporu'na bakarak merak edilen RES’e ait rüzgar türbini modeli bulunur.

- O model internette aranır.

-Direğe dair tüm bilgiler spekülasyon olmadan elinizde!

Örneğin ben İzmir’deki RES’lerdeki rüzgar türbinlerini inceledim:

“/” birden fazla rüzgar türbini modeli olduğunu ifade eder. “-“ arasında değer alabileceğini ifade eder.

Bu konudaki diğer klasik sohbetlerden birisi ise kuşları öldürüyor oluşu... Sohbetlerin çoğunda bir tarafın kuşları öldürdüğü için rüzgar enerjisini kötülerken, diğer tarafın böyle olmadığını ve temiz enerji olduğu üzerinden nutuklarla kendini savunduğunun görülmesi genel bir durumdur. Rüzgar türbinlerinin kuşların ölümüne neden olduğu doğru bir bilgidir. ETADER (Enerji ve Isı Tasarrufu Derneği) 2015’te yayınladığı “Rüzgar Enerjisi Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar” yazısında her rüzgar enerji santrali projesi Çevresel Etki Değerlendirmesi raporlarının titizlikle incelenmesi sonucunda oluşturulduğunu ve göç güzergahları gibi büyük kuş ya da yarasa gruplarını çeken bölgelere kurulmamasına büyük özen gösterildiğini söylüyor. İspanya’da Navarra eyaletinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre büyük ve orta büyüklükteki kuşların yıllık ölüm oranı türbin başına 0.13 ABD istatistiklerine göre, her yıl binalara çarparak ölen kuş sayısı 1 milyar, taşıtlara çarparak ölen kuş sayısı ise 80 milyon. Deutsche Welle Türkçe’de çıkan “Rüzgar türbinleri kuşların düşmanı” haberinde ise Almanya’nın Erlangen-Nürnberg Üniversitesi'nden biyolog olan Oliver Behr: “Rüzgâr türbinlerinin kanatlarının ucundaki dev pervaneler, rüzgâr çıktığında saatte 300 kilometre hıza ulaşıyor. Bu nedenle bu tehlikeyi fark edemeyen kuşların pervanelere çarpması kimseyi şaşırtmamalı.” diyor. Trafikte öldürülen kuşları, rüzgar türbinleri sebebiyle ölen kuşları kıyaslayan Almanya Çevre Koruma Derneği Nabu’dan Hermann Hötker ise : “Tahmin ettiğimiz sayı tüm Almanya’da yılda 10 bin ilâ 100 bin arasında… . Ama trafikte kedilerin aracın önüne çıkması, ya da kuşların aracın ön camına yapışması sonucu meydana gelen trafik kazalarındaki kayıplarla karşılaştırıldığında bu sayı çok yüksek sayılmaz.” diyor. Haberde gerçek problemin doğada türleri azalmış olan kızıl çaylak gibi kuş türlerinin rüzgar türbinleri sebebiyle ölmesi olduğu söyleniyor.

Yarasalarsa türbinlerden etkilenen başka bir canlı. Oliver Behr bu konuda: “Zaten yarasaların bilhassa rüzgârın çok şiddetli olmadığı dönemlerde bu tesislerin civarında uçtukları düşünülecek olursa, firmalar açısından çok büyük bir zarar ortaya çıkmayacaktır. Yani rüzgâr türbini tesislerinin şalteri zaten neredeyse hiç enerji üretmedikleri dönemlerde indirilmiş olacak. Bu nedenle bizim şimdiye kadar edindiğimiz tecrübelere göre bu önleme başvuran üretici firmanın yıllık zararı yüzde birin altında kalıyor ve yılda en fazla iki yarasanın ölmesine göz yumulmuş oluyor.” diyor. Yarasalar için böyle bir çözüm tartışılabilirken bu, her uçan canlıya uygulanabilecek bir çözüm değil. Bu yüzden RES’ler kurulmadan önce arazinin dikkatle seçilmesi, göç yollarının da arazi seçiminde değerlendirilmesi kuş ve yarasa ölümlerini azaltacaktır. Sohbetinizde kimin haklı olduğunu tartışmak çok da doğru olmayacaktır. Ne kuşlar ölüyor diye RES’lerden vazgeçilmesi gerçekçidir, ne de trafik kazaları, kediler ve binalar yüzünden daha çok kuş ölmesi her yere RES yapmanın bir dayanağı olabilir.

Eğer tatile çıkabiliyorsanız ve “ne olacak bu Türkiye’nin hali?” sohbetlerinden sıkılıp “rüzgar türbinleri de aslında....” diye söze girmek için yeterli bilginiz var. Ama siz gene de “ne olacak bu Türkiye’nin hali” sohbetlerinden vazgeçmeyin!