SAADET grubunda tek gündem Filistin: Dünya ikiyüzlü davranmaktan vazgeçmeli
SAADET grup toplantısında bu hafta tek gündem Filistin oldu. Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu, İsrail saldırıları karşısında uluslararası toplumun sorunluluğuna işaret etti.
DUVAR - Gelecek Partisi'nin milletvekillerinin Saadet Partisi’ne geçmesiyle kurulan SAADET Meclis Grubu toplantısında kürsüye çıkan ilk isim olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu açıklamalarda bulundu. Kürsüye Filistin atkısı ile çıkan iki liderin de tek gündemi Hamas ile İsrail arasında süren çatışma oldu.
''BARBAR FİLİSTİNLİLER SİVİLLERİ ÖLDÜRDÜ' ALGISI YARATILIYOR'
İsrail'in, Filistin'e yönelik saldırıları öncesinde "İsrail'de, Filistin'de, Orta Doğu'da barış havası varken bir sabah barbar Filistinliler İsrail'e sızarak sivilleri öldürdü ve İsrail'e gereksiz bir saldırıda bulundu" algısının yayıldığını anlatan Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belki uluslararası toplum görmek istemiyor olabilir, belki 'her halükarda İsrailliler haklıdır' ve 'her halükarda Filistinliler haksızdır' diyerek zalimin yanında, mazlumun karşısında duranlar anlamayabilir, ama aylardır Mescid-i Aksa'da bir vahşet sürüyor. İlk kıblemiz, Hazreti Ömer'in, Selahaddin Eyyubi'nin, Kılıçarslan'ın, Sultan Abdülhamid'in ve nice kan dökmüş şehidin bize mirası olan ve insanlık mirası olan Kudüs'te bir vahşet sürüyor. Mescid-i Aksa'da, yiğit Filistinliler hepimiz adına bir kutsal mekanı koruyorlar.
Eğer ABD, binlerce kilometre öteden, Kudüs'te olan bir olay sebebiyle donanmasını harekete geçirip, İsrail'e 8 milyar dolar yardım yapıp bu bölgeye gelebiliyorsa, kusura bakmasınlar, Kudüs, Filistin ve Mescid-i Aksa, Amerika'nın meselesiyse, ondan önce bizim meselemizdir. BBC televizyonunun haberlerinde 'İsrail saldırılarında 500 Filistinli öldü, Hamas'ın roket saldırılarında 700 İsrailli öldürüldü' şeklinde yansıtılıyor. Filistinli öldürüldüğünde özne yoktur, öldüren katil bilinmez ama bir İsrailli öldürüldüğünde bütün Müslümanlar suçlu ilan edilir. Filistin davasına leke düşürülmesine asla izin verilmemelidir. Bu konuları istismar edecek görüntülere asla izin vermeyin. Bizim inancımızın vakarını barışta da savaşta da gösterin" dedi.
'İSRAİL BU ZULME SON VERMEK ZORUNDADIR'
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "İsrail ve hamileri bu zulme son vermek zorundadır. İsrail ve onun zulmüne sessiz kalarak ortak olanlar, bu ateşin eninde sonunda kendilerini de yakacağını bilmelidirler" dedi.
Karamollaoğlu, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını endişe ile takip ettiklerini; akıllarının Filistin'de, dillerinin mazlumlar için duada olduğunu, kalplerinin ise Mescid-i Aksa'da attığını söyledi.
Filistin meselesini cumartesi gününden itibaren gündemlerine alanların, kendilerinin bu konudaki hassasiyetini anlayamayacaklarını ifade eden Karamollaoğlu, "Üç çeyrek asırdır akan kan ve gözyaşını görmezden gelenler, mazlumların feryatlarına kulak tıkayanlar, bizim öfkemizi ve hüznümüzü asla anlayamazlar. Velisinin ABD olduğunu bildikleri bu şımartılmış çocuğun zulümleri karşısında diğer ülkeler her daim üç maymunu oynamayı tercih etmişlerdir. Hırsıza hırsız, işgalciye işgalci, katile katil, zalime ise zalim diyemedi bu insanlar. Bunu diyemeyenler mazlumu suçlu ilan etmekten hiç çekinmediler hiç utanmadılar" diye konuştu.
Temel Karamollaoğlu, İsrail'in tarihinin katliamlar ile dolu olduğunu, Birleşmiş Milletler kararlarını ve uluslararası hukuk kurallarını en çok çiğneyen ülkenin de İsrail olduğunu belirtti.
"Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının gücü bir İsrail'e yetmiyor mu?" diye soran Karamollaoğlu, şunları kaydetti: "İnsanım diyen; 75 yıldır emzikli bebeklerin, kundaktaki çocukların bombalar altında can verişi karşısında sessiz kalabilir mi? Müslümanım diyen; ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın kirli postallarla çiğnenmesine, namaz kılanların gaz bombalarıyla hedef alınmasına nasıl sessiz kalabilir? Zalim ile mazlum arasında tarafsız kalmak züldür ve zulümdür. 5 milyonluk Filistin halkı üç çeyrek asırdır tek başına zulme karşı direniyor. Oturdukları yerlerden amalı, fakatlı cümleler kurarak akıl vermeye kalkanlara, tahkir edici yorumlar yapanlara da diyoruz ki en azından gölge bari etmeyin. Faydanız yok, hiç olmazsa zararınız olmasın. Bugünü anlamak için dünü mutlaka iyi bilmek mecburiyetindeyiz. Yarınları öngörebilmek için ise bugünleri iyi okumak, iyi anlamak mecburiyetindeyiz. Şunu iyi bilmeliyiz ki Büyük Ortadoğu Projesi, büyük İsrail projesinin ta kendisidir. Coğrafyamızda her ne acı yaşanıyorsa bilinmelidir ki Büyük Ortadoğu Projesi'nden bağımsız değildir. Büyük Ortadoğu Projesi'nde nihai hedef Türkiye'mizdir."
'DÜNYA KAMUOYU İKİ YÜZLÜ DAVRANMAKTAN VAZGEÇMELİ'
Kudüs'ün özgürlüğünün bir avuç mazlum Filistin halkının omuzlarına yüklenecek bir sorumluluk olmadığını dile getiren Karamollaoğlu, başta Türkiye olmak üzere, tüm İslam aleminin bu konuda ağır sorumluluğunun bulunduğunu vurguladı.
Karamollaoğlu, şöyle devam etti: "Rusya ve Ukrayna savaşında iki taraf arasında fır dönenler, Ukrayna'ya yardım sırasına girenler, bugün Filistin'de yaşananlar karşısında eli kolu bağlı oturuyorlar maalesef. Mazlumlara herkes sırt çevirse de biz her daim mazlum Filistin halkının yanında saf tutmaya devam edeceğiz. İsrail ve hamileri bu zulme son vermek zorundadır. İsrail ve onun zulmüne sessiz kalarak ortak olanlar, bu ateşin eninde sonunda kendilerini de yakacağını bilmelidirler. Filistin özgür olana dek bölgemizde hiçbir ülke kendi özgürlüğünü garanti altına almış sayılamaz. Filistin, huzur ve barışa kavuşana dek yeryüzü üzerinde kalıcı bir barış asla tesis edilemez. Dünya kamuoyu iki yüzlü davranmaktan vazgeçmeli, İslam alemi de bu uyuşukluktan bir an evvel kurtulmalıdır.
Özellikle sivillerin, çocukların ve kadınların can güvenliği mutlaka sağlanmalıdır. Esir değişimi konusunda bir an evvel üçüncü taraflar devreye girmelidir. Adeta dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline getirilmiş olan Gazze'deki abluka bir an evvel ortadan kaldırılmalıdır. ABD başta olmak üzere, diğer ülkelerin askeri güç kullanımı, özellikle de sadece İsrail'e yardım babında güç kullanmaları mutlaka önlenmelidir. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatını acilen toplantıya çağırmalı ve kuru bir bildiri değil kalıcı çözüm olacak yaptırımları devreye almalıdır. Netanyahu başta olmak üzere, tüm dünyanın gözü önünde savaş çığırtkanlığı yapan yetkililer hakkında derhal ama derhal gerekli tepkiler gösterilmeli ve gerekiyorsa uluslararası mahkemelerde yargılanmaları gündeme getirilmelidir. Nihai olarak İsrail'in işgaline son verecek, Filistinlilerin meşru haklarını gözetecek şekilde kalıcı bir çözüm teşhis edilmelidir." (HABER MERKEZİ)