Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Akyüz: Türkiye'deki en gerici parti AK Parti
24 Haziran seçimleri yaklaşırken sosyal medyada yankı getiren paylaşımlar yapan Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Salih Akyüz, çalışmalarını anlattı. Saadet Partisi'nin CHP ile ittifak kurmasını "Erbakan'ın kemikleri sızladı" diye eleştirenlere yanıt veren Akyüz, " Bir kemikleriyle ilgilenen insanlar var bir de fikirleriyle ilgilenen insanlar. Fikirlerle ilgilenmenin daha insana ait olduğu kanaatindeyim" diyor.
ANKARA - 24 Haziran seçimleri öncesinde siyasi partilerin her kademesinde çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor. Saadet Partisi'nin Gençlik Kolları da özellikle sosyal medya aracılığıyla yaptığı paylaşımlarla gündem oluyor. Che Guevera'nın "Hasta la victoria siempre commandante" yani "Zafere kadar daima" sözüyle Temel Karamollaoğlu'nun fotoğrafını paylaşan Gençlik Kolları seçimlerden umutlu. Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Salih Akyüz ile gençlerin sorunlarından sosyal medyada ilgi gören paylaşımlarına kadar birçok konuyu konuştuk.
Saadet Partisi Gençlik Kolları hangi şartlarda seçime hazırlanıyor?
Maalesef ülke gittikçe kutuplaşıyor ve birbirine yabancılaşıyor. Bir aradayız, birlikteyiz aynı apartmanda aynı mahallede oturuyoruz ama birbirimize yabancıyız. Birbirimizi anlamayı değil yanlış anlamayı tercih ediyoruz. Böyle bir atmosferde baskın seçime gidiyoruz. Baskın seçimde kullanılan argümanlar bu adaletsizliği de perçinliyor. Gençler bu manzarayı izledikleri zaman kötü örnek olarak konumluyorlar. Siyasetin içerisinde gerçekleşen şeyler gençliğin ilgisizliğini doğuruyor. Saadet Partisi olarak ülke gençliğine ülke meselelerini, milletleriyle alakalı hususiyetleri önemsemeleri gerektiğini her alanda ifade ediyoruz. Gençlerimize Saadet Partisi olarak umudun var olması gerektiğini anlatıyoruz. Gelecekten umudumuzu yitirirsek varlık gayemizden uzaklaşmış oluruz. Bugün içerisinde yaşamış olduğumuz karanlık, buhran ve sıkıntılı durum ne kadar üzerimize çöreklenirse çöreklensin, ne kadar kalbimizi daraltırsa daraltsın yarınlarda güneşin doğacağını biliyor olmak gerekiyor.
Sokağa indiğinizde gençler size ne tür sorunlardan dert yanıyor?
Gençlerin en büyük sorunu eğitim ve işsizlik. Ben eğitimciyim ve gerçekten de eğitimin elle tutulup gözle görülebilecek noktada bir adım ileriye gitmediğini görüyoruz. Bunca değişen bakan, ödeneğe rağmen eğitim bir adım öteye gitmiyor. Bir diğer sorun ise işsizlik. Üniversite mezunu gençler arasında işsizlik oranı yüzde 30'larda. İş veremediğiniz, umut veremediğiniz, ufuk veremediğiniz insanlar oldu gençler. Bütün bunlara rağmen gençlerin yine de umutla bakıyor olması gerekiyor.
'AK PARTİ İLE ÇIKAR BİRLİKTELİĞİ SÖZ KONUSU'
AK Parti'yi gençlerin çok tercih etmediğine dönük bir kanı var. Sizce neden gençler AK Parti'den uzaklaşıyor?
Türkiye'de en gerici partinin AK Parti olduğu kanaatindeyim çünkü kendisini hiç yenilemiyor. Yeni bir vizyon yok. Asfalt terminolojisi ülkede 30 yıl önce kullanılan bir terminolojiydi. 30 yıl önce yerel yöneticiler kendi çalışmalarını vurgularken asfalt, kaldırım, oyun parkı derlerdi. Bugün genel yönetimdeki insanlardan yine aynı şeyleri duyuyoruz. Gençlerin asfalt söylemine baktığı zaman hiçbir aidiyet duyacağını düşünmüyorum. Gence değen ve temas kuran bir hizmet de ufuk da yok AK Parti'de. Gençler kendisini oraya ait hissetmiyor. Gencin kendisini buraya ait hissedebildiği nokta gelecek kaygısı ve işsizlik konusu. Genç, "Bir iş başvurusunda bulunduğum zaman meşguliyetim değil mensubiyetim soruluyor" diyor. AK Parti'ye mensubum dediği zaman önündeki bütün kapılar açılıyor. Sadece birlikte olan insanlarda şartlı bir birliktelik söz konusu. Kapalı kapılar arkasında AK Partili genç arkadaşlarımızın bize söyledikleri bu yönde. Çıkar birlikteliği söz konusu.
'YEŞİL KOMÜNİST OLARAK TANIMLANIYORDUK'
Geçtiğimiz günlerde Genç Saadet'in sosyal medya hesabında Küba devriminin önderlerinden Ernesto Che Guevara'nın Fidel Castro'ya yazdığı mektubun sonuna düştüğü, "Zafere kadar daima" anlamına gelen, " Hasta la victoria siempre commandante" notu paylaşıldı. Sol ile özdeşleşen kavramları kullanıyorsunuz. Bu bir strateji mi?
Bu bizim açımızdan yeni değil bakıldığında. Biz Milli Selamet döneminde "Yeşil Komünist" olarak tanımlanıyorduk bazı çevreler tarafından. Çünkü vurgularımızda insanların alışık olmadığı şeyler var. Hak var, emek var, adalet var, gelecek var, vizyon var, ufuk var... Bunlar geleneksel kabuller değil. Bunlar olunca insanlar, "ne oluyor burada" diyorlar. Dünyada hak ve hürriyet kapsamında özgürce, kimseyi ezmeden ve sömürmeden yaşamayı isterken insanların dili, dini, ırkı mezhebi beni hiç ilgilendirmiyor. Beni adalet peşinde olmaları ya da zulüm peşinde olmaları ilgilendiriyor. Beni ilgilendiren şey ellerindeki kaynakları paylaşıyorlar mı tek elde mi topluyorlar mı oluyor. Bu terminoloji farklı bir ırka mensup kişi tarafından kullanılıyorsa mutlu olurum ondan. Günümüz öyle bir noktaya getirildi ki aynı kelimeyi kullanıyor olabilmek bile problem olarak yorumlanıyor. Aynı düşünce, aynı karakter noktasında birleştiysek buna sevinmek gerekir. Acaba diye bakmanın bir anlamı yok. Bu bizim açımızdan yeni değil. Bizim için kim olduğu önemli değil, ne söylediği önemli. Bu tarz paylaşımlarla nefes alanı açtığımızı düşünüyorum. AK Partili yönetici arkadaşlarımızın biraz kızgınlığını görüyorum. Bu yaklaşım şeklimiz onları rahatsız ediyor. Siyaset alanında mizah olmalı. İnsanları fikirleriyle kanaat alıyor olmak ne kadar güzel. Kanaatlerin politikaların konuşuluyor olması çok daha güzel. Siyasi partilerin her yönlerinin birbirine benzemesine gerek yok. Burada önemli olan ne kadar farklı fikirlere sahip olursak olalım. Birlikte yaşayabilme güzelliğimizdir. Bunu da ancak mizahla birbirimizi anlayarak, dinleyerek temin edebiliriz.
Cumhur İttifakı'nın düzenlediği Filistin'e destek mitinginde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun sözünü içeren pankartlar sosyal medyada çok paylaşıldı. Saadet Partisi Gençlik Kollarının yaptığı söylenen pankartlara 'Truvaatı' yorumları yapıldı.
Bazı arkadaşlarımız demek ki öyle bir şey yapmayı arzu etmişler. O pankartların da bir renk kattığı kanaatindeyim. Önemli olan bu. Bugün Kudüs dediğimiz zaman Mavi Marmara'yı hatırlıyoruz. Orada şehit olan insanların bir çoğu bugün bu mitingin Kudüs için değil seçim için yapıldığını ifade ediyorlar. Bunu gerçekten herkes görüyor. Meydandaki insanların da bunu gördüğü kanaatindeyim.
Türkiye'de muhalefette olmanın zorlukları neler?
Hangi ilkeler etrafında olduğunuz önemli. Bu zorlu yürüyüşte en fazla size ilkeler yardım eder. İlkeleriniz yoksa dışarıdan bir güce ihtiyaç duyarsınız. İlkeleriniz varsa ve bunlar evrensel hakikatlerse burada çok da zorlanılmayacağı kanaatindeyim. Bizde her yeni gün yeni bir umut yeni bir heyecan var. Örneğin medya açısından zorluklar var. Bir muhalefet partisinin kendisini medyada göstermesi oldukça güç. Tamamen 7/24 iktidar partisi ve Cumhur İttifakı yönünde esiyor rüzgar. Basının da düşünmesi gerektiğini düşünüyorum. Muhalefet partilerinin seçmene ulaşma imkanını engelliyorlar.
'SALDIRILAR İNANCIMIZI KAMÇILIYOR'
Saadet Partisi'nin Ankara Kızılay'da Karamollaoğlu'na cumhurbaşkanı adaylığı için gereken imzayı toplamak için açtığı standa bazı kişiler saldırmıştı. HDP'nin stantlarına da saldırılar düzenleniyor. Bunlar yaşanırken muhalefet seçim için nasıl çalışacak?
İnsanlar ekranlarda, hatırladığımda utandığım şeyler söylüyorlar. Bir diğer siyasi partiye afedersiniz tezek, pislik diyor. Bunlar siyasette konuşulacak şeyler değil. Bu yaklaşım şeklini insanlar izlediklerinde bunu örnek alıyorlar, bu edinimleri sokakta uygulamış oluyorlar. Özellikle iktidar partisi mensuplarının sorumlulukları olduğu kanaatindeyim. Stantlarımıza saldırılar ya da farklı şeyler bizim sadece inancımızı kamçılıyor. Geri durduğumuz herhangi bir durum söz konusu değil. Yarın yapacağımız çalışmalara biraz daha aşkla, şevkle gidiyoruz. Bugün standımıza saldıran, hakaret eden insanlar gerçekten biliyor ve bizi tanıyor olsalardı bu davranışı sergildiklerine onların da utanacaklarını düşünüyorum.
'GENÇ ÖTEKİLEŞTİRİLMEYECEĞİ İÇİN SAADET PARTİLİ OLMALI'
Bir genç neden Saadet Partili olmalı?
Öncelikle bir genç seçmen ötekileştirmeyeceği ve ötekileştirilmeyeceği için Saadet Partili olmalı. Fikirlerini özgürce paylaşabileceği, ifade edebileceği, kendini gerçekleştirme imkanı bulabileceği için bu partiye gelmeli. Eğer bir gencin ülkesine milletine, içinde yaşadığı topluma dair bir fikri umudu varsa bunu özgürce ifade edebileceği yere gelmesi gerekiyor. Genç, yaşam enerjisi sayesinde her şeye rağmen umut sahibidir. Buna en uygun siyasi partinin burası olduğunu düşünüyorum. Eğer geleceğe dair bir iddianız, kurmak istediğiniz dünya varsa bunun en geniş ufkuyla birlikte yapılabilecek tek yerin burası olduğunu düşünüyorum. Sadece kendi mahallemizin sınırları içerisinde değil dünyanın diğer yerlerindeki yaşamsal güzelliği onlara da taşımak istiyorsak buraya gelmelerini öneriyorum.
'GENÇLER ÜLKELERİYLE İLGİLİ MESELELERİ YARINA BIRAKMASINLAR'
Saadet Partisi'nin sloganlarından birisi "Değiştir" oldu. Seçim öncesi gençlere mesajınız nedir?
'Değiştir' mesajının gençler açısından doğru anlaşılabileceği kanaatindeyim. Özellikle genç arkadaşlarımdan ricam kendi ülkeleriyle ilgili meseleleri lütfen yarınlara bırakmasınlar, ilgilensinler. Bu meseleler bizim top oynadığımız dar sokakların meseleleri. Hangi siyasi parti olduğu gerçekten önemli değil. Bütün siyasi partileri deneyebilirler ama ne olursa olsun içinde yaşadıkları topluma dair fikirleri, projeleri olsun. Yapmak istedikleri bir şey olsun. Asla ama asla çocukken top oynadıkları, piknik yaptıkları arkadaşlarını düşman kabul etmesinler. Birlikte ülkemizi ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirebiliriz. Birbirimizi susturmaya çalışmaktan ziyade anlamaya çabalamalıyız. Dost ve arkadaş olabilirsek tüm sorunların çözüleceğini düşünüyorum. Basit meselelerle ilgilenmemek gerekiyor. Örneğin bize Millet ittifakında olduğumuz için Erbakan'ın kemiklerini sızlatıyorsunuz diyorlar. Ülkede Erbakan'la ilgilenen insanlar iki yönüyle ilgileniyorlar. Bir kemikleriyle ilgilenen insanlar var bir de fikirleriyle ilgilenen insanlar. Fikirlerle ilgilenmenin daha insana ait olduğu kanaatindeyim. Kemik edebiyatı yapmak şu anda içinde yaşadığımız toplumla alakalı olmasa gerek. Daha çok fikirler üzerinden bir şeyleri götürmek gerek. Böyle olursa toplumsal yapımızın da zenginleşeceği ve değişeceği kanaatindeyim.