'Sahte bayrak' operasyonu nedir?

Kamuoyunu yönlendirmek ve desteğini kazanabilmek amacıyla düzenlenen sahte bayrak operasyonları, günümüzde internet haberciliği ve uydular sayesinde eskisi kadar etki yaratmıyor.

Abone ol

Scott Radnitz

ABD’li yetkililer son birkaç hafta içinde Rusya’nın kendi güçlerine yönelik bir saldırı izlenimi yaratmayı ve bu görüntüleri tüm dünyaya yaymayı planladığına dair birkaç kez uyarıda bulundular. Bu türden bir ‘sahte bayrak’ operasyonunun, şok ve galeyana yol açarak Rusya’ya Ukrayna’yı işgal etmesi için bahane sağlayacağını öne sürdüler. Bu planı kamuoyuna açıklayarak, Biden yönetimi, planın duygusal gücünü sekteye uğratmayı ve Kremlin’in bir savaş nedeni ya da gerekçesi üretmesini önlemeyi amaçladı.

Öte yandan, sahte bayrak saldırıları da artık eskisi gibi etkili değil. Uydu fotoğrafları ve sahada çekilen canlı videoların internet üzerinden geniş çaplı biçimde ve aynı anda paylaşılması -ve bilgilerin analiz edilmesi sürecinde gazetecilerin ve ‘koltuk dedektiflerinin’ istihbarat uzmanlarına eşlik etmesi- nedeniyle, günümüzde bir sahte bayrak saldırısının, yapanın yanına kar kalması çok güç. Ayrıca, dezenformasyon kampanyalarının yaygınlığı sebebiyle, savaş için bir gerekçe üretmek istediğinizde, gerçek bir saldırı düzenlemek şöyle dursun, sahte bir bayrak operasyonu için masraf etmeniz ya da risk almanız bile gerekmez.

SAHTE BAYRAK SALDIRILARININ UZUN TARİHİ

Hem sahte bayrak saldırıları hem de bizzat devletlerin bu operasyonlara karıştığı iddiaları uzun bir geçmişe sahip. Bu terim, korsanların, saldırmak için yeterince yakında seyreden ticaret gemilerini tuzağa düşürmek amacıyla dost görünümlü (ve sahte) bayrakları kullanmasını tanımlamak için türetilmişti. İlerleyen zamanda, kışkırtıcı kesimlerin bir düşmanı suçlamak ve misilleme için gereken temelleri oluşturmak amacıyla ‘dost’ güçlere karşı giriştiği -gerçek ya da simüle edilmiş- herhangi bir saldırıyı tarif etmek için bir sınıflandırma olarak kullanıldı.

Yirminci yüzyılda, sahte bayrak operasyonlarını içeren birkaç önemli zaman dilimi yaşandı. 1939 yılında Nazi Almanyası’nın ajanları, Polonya sınırına yakın bir yerde bulunan Alman radyo istasyonundan Alman karşıtı mesajlar yayınladılar. Buna ek olarak, Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi için bir bahane üretmek amacıyla Polonya ordusunun üniformalarını giydirdikleri birkaç sivili katlettiler. Aynı yıl içinde, Sovyetler Birliği, Finlandiya sınırı yakınındaki Sovyet topraklarını toplarla bombaladı ve ardından işgal etmeye başladığı Finlandiya’yı kendisine saldırmakla suçladı. ABD de bunun gibi komplolara karıştı. ‘Northwoods Operasyonu’, Amerikalıları öldürmek, yapılan saldırı nedeniyle de Castro’yu suçlamak ve bu sayede ABD ordusuna Küba’yı işgal etme bahanesi sağlamak amacıyla önerilen bir plandı. Neticede, Kennedy yönetimi bu planı reddetti.

Buna benzer gerçek komplolara ek olarak, ABD hükümetinin dahil olduğu pek çok başka sahte bayrak saldırısının var olduğu öne sürüldü. Her biri bir savaş gerekçesinin büyük önem taşıyan bir parçasını teşkil eden 1898’de USS Maine adlı geminin batması ve 1964’te yaşanan Tonkin Körfezi olayları, bu iddiaları destekleyen kanıtlar zayıf olsa da muhtemel sahte bayrak saldırıları olarak kabul gördü.

KÜRESEL GÖRÜNÜRLÜK, DEZENFORMASYON VE ALAYCILIK

Bush yönetiminin, sivil özgürlükler üzerindeki kısıtlamaları haklı göstermek ve Irak işgaline bir temel sağlamak amacıyla ikiz kulelerin yıkılışını planladığını öne süren “11 Eylül Gerçeği” hareketi, daha yeni ve hatta daha az gerçeğe dayanan bir oluşum niteliğinde. Sağcı uzmanlar ve politikacılar, Demokratların silah kontrol yasalarını zorlaştırmak amacıyla 2018 yılında Florida eyaletindeki Parkland kentinde bulunan bir lisede yaşanana benzer kitlesel saldırılar düzenlediklerini öne süren komplo teorisine destek veriyorlar.

İnsanların sahte bayrak operasyonlarının gerçekleştirildiğine inanmalarının nedeni bunların yaygın biçimde yaşanması değil. Bundan ziyade, bu söylentiler, politikacıların vicdansız olduklarına ve krizlerden fayda sağladıklarına yönelik genel algıdan dolayı inandırıcılık kazanıyorlar. Buna ek olarak, hükümetler nispeten gizlilik içinde çalışırlar ve gündemlerini gerçekleştirmek amacıyla istihbarat, iyi eğitilmiş ajanlar ve çeşitli silahlar gibi zorlayıcı araçlara başvururlar. Liderlerin, lojistik karmaşıklıklara, dahil edilmesi gereken pek çok insana ve kendi vatandaşlarını öldürme hususunda sahip taşıyabilecekleri ahlaki endişelere karşın, sonrasında siyasal kâr elde etmek amacıyla istismar ettikleri yüksek etki yaratan olaylara kasıtlı biçimde yol açtıklarını hayal etmek, pek de büyük bir sıçrama değil.

Örnek olarak, Bush yönetiminin 11 Eylül saldırılarını Irak işgaline destek sağlamak doğrultusunda kullandığının altını çizmek, tartışmalı bir yaklaşım değildir. Ancak bu durum kimi insanların, Bush yönetiminin 11 Eylül’den siyasi kazanç sağlaması nedeniyle, aksini gösteren bütün kanıtlara rağmen, saldırıları düzenlemiş olduğu sonucuna ulaşmasına yol açtı.

GÜVENİLİRLİK SINAVI

Liderlerin buna benzer vahşetleri gerçekleştirebileceklerine inanma arzusu, dünya genelinde hükümetlere dair yükselen güvensizlik eğiliminin bir göstergesi ve bu durum da talihin bir cilvesi olarak, sahte bayrak saldırıları düzenleme niyeti taşıyan liderler açısından işleri karmaşık hale getiriyor. Eğer bunun gibi saldırıların tarihsel bağlamda yarattığı etki, vatandaşları liderlerinin çevresine toplayabilme becerilerinden kaynaklanıyorsa, günümüzde gerçekleştirilen sahte bayrak saldırıları sadece sözde bir saldırgana karşı öfkeyi büyütmekle kalmayıp, aynı zamanda bundan fayda sağlayan liderlere dair şüpheler de yaratarak geri tepebilir. Buna ek olarak, ‘Bellingcat Kolektifi’ gibi açık kaynaklı istihbarat kullanan gruplar, hükümetlerin, ürkütücü yasa ve uluslararası norm ihlallerinden paçayı sıyırmalarını güçleştiriyor.

Biden hükümeti, Rusya’nın inisiyatifi ele geçirme kabiliyetini törpülemeye çalışsa da güvenilirlik sorunlarıyla karşı karşıya. Gazeteciler, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın özellikle de bu iddiayı destekleyen kanıtlar sunmaması nedeniyle, Rusya’nın tasarladığı sahte bayrak operasyonlarıyla ilgili uyarısına haklı biçimde şüpheyle yaklaştılar. Şüpheciler, ABD’nin Ağustos 2021’de Kabil’den çekilişi esnasında, ordunun ilk başta bir intihar bombacısını öldürmek için düzenlenen “haklı bir saldırı” olduğunu öne sürdüğü drone saldırısına işaret ediyorlar; sonuç olarak bunun masum bir adam ve ailesine karşı düzenlenen yanlış bir saldırı olduğu ortaya çıkmıştı. ABD hükümeti hatasını kabul etmeden önce medya araştırmalarından çok kuvvetli ve inkâr edilemez kanıtların ortaya çıkması gerekti. 

Kremlin’in sahte bayrak saldırısı gerçekleştirmekten sağlamayı umduğu fayda, ülke dışındaki gözlemcileri ikna etmekten ziyade Rus vatandaşları arasında bir savaş nedeni fikrini yaymak olacak. Yapılan anketler, Rusların büyük çoğunluğunun Ukrayna’nın işgal edilmesine karşı çıktığını ama NATO’ya karşı da olumsuz bir bakış açısına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Rusya’yı hedef alan bir provokasyon görüntüsünün devlet televizyonunda gösterilmesi, en azından başlangıç için bir işgale destek etkisi yaratabilir. Fakat aynı zamanda, Ruslar liderlerine karşı alaycı bir tavra sahipler ve gerçek olduğu öne sürülen bir saldırının siyasi kazanç amacıyla gerçekleştirildiği şüphesi taşıyabilirler.

SAHTE BAYRAK ALTERNATİFLERİ

Her ne olursa olsun, Rusya’nın elinde bir işgali kolaylaştırmak doğrultusunda başka seçenekler de mevcut. Kremlin, 2014 yılındaki Kırım işgalinin başlangıcında, Ukrayna’nın direnişini engellemek ve kamu desteğini garanti altına almak amacıyla dezenformasyon ve aldatma da dahil olmak üzere bazı “etkin önlemlere” başvurdu. Rusya ve diğer Sovyet-sonrası devletler, ilk adım olarak herhangi bir askeri harekata girişmeden önce saldırıyı haklı bir tepki gibi gösteren bir ‘provokasyon’ tertipleme eğilimi taşırlar.

Buna tezat biçimde, sahte bayrak operasyonları karmaşıktır ve belki de arzu edilmeyen gözleri üzerine çekecek biçimde aşırı teatraldir. Günümüzde, kamuoyunu etkilemek isteyen hükümetler, 20. yüzyılda var olanlardan çok daha büyük güçlüklerle karşı karşıyalar. Sahte bayrak saldırılarının riskli olduğu bir dönemde, bir savaş nedeni yaratmak isteyen liderler bir takım daha incelikli ve daha az maliyetli alternatifler arasından seçim yapabilirler.

Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)