Sam Shepard: Bastığın yer yaş tahta olsun!

Tiyatro yazarı Sam Shepard dün hayatını kaybetti. John Lahr, Shepard için yazdı.

Abone ol

John Lahr*

DUVAR - Sam Shepard 1963 yılında henüz 19 yaşındayken New York'a geldi ve burada fırtınalar estirdi. Eğlenceli, havalı ve bağımsızdı. Kısa zamanda, kovboy görünümüyle, kendi yolunu buldu. Geçtiğimiz perşembe 73 yaşında hayatını kaybeden Shepard asi tarzıyla, yeni Amerikan sınıfı 'hipoisie'lerden biri oldu. Michelangelo Antonioni ile oyunlar; Patti Smith ile şarkılar yazdı. Bob Dylan'la arkadaştı. New York'un merkezine miti ve müziği getirdi. Zamanının kurallarına uymazdı. Sınıfın ve geleneksel 'kitaptan öğrenme'nin dışına çıktı. Kodlanmış hikayeleriyle sahneye, farklı dil kullanımları ve sürreal bir bakış getirdi. Ayrıca genç kültürün de nabzını tuttu. Kültürün, Amerikalıların savaş sonrası yaşadıkları baskıların psişik ve psikolojik değişimlerine de ayak uydurdu. Marslılar, kovboylar, Kızılderililer ve rock efsaneleri, Shepard'ın fantezileriydi. Öfkeyi ve isyanı sahneye taşıdı.

Bilgisayar tarafından yönetilen bir yılan, Hopi Kızılderilileri, Siyah Panterler ve Sam'in rock grubu Holy Madal Rounders'ın içinde olduğu 'Operation Sidewinder', en uzun oyunlarından biriydi. O günlerde, Village Voice'ta eleştiri yazıyordum ve Lincoln Merkezi'nin edebiyat yöneticisiydim. Shepard'ı ve 'Sidewinder'ı, şehrin üst kısımlarına getirtmekle görevlendirildim. 70'lerin ilk yıllarında, şehir merkezinden bir tiyatroyu 14'üncü Cadde'nin Maginot hattından geçirmek şok ediciydi.

Bunlar benim 29 yaşındayken günlüğümde yazdığım bölümlerden bazıları. Sam'i hâlâ Lincoln Merkezi'nin arka tarafındaki koltukta, ayağında kovboy çizmeleriyle birasını içip, Michael Schultz tarafından yönetilen oyunun provalarında görebiliyorum.

'KAYGILANDIĞIM GENÇ İZLEYİCİLER'

27 Şubat 1970: 'Operation Siderwinder'ın açılışı yapıldı. Sam shepard ve karısı O-Lan ile lobide konuştum. Barmen bizi kovmaya çalıştı çünkü çok pejmürde görünüyorduk. Elimdeki tenis topunu Sam'e attım ve düşürdü. Eğlenceli ve oyunbaz biriydi. Ayrıca hamile olan karısıyla da çok ilgileniyordu. Oyunun ilk perdesi gayet iyiydi. Ara verildiğinde, Sam gergindi ve açıkçası canı sıkılmıştı. "Sence de oyun çok düz değil mi?" dedi. Daha sonra, "Yaşlılar için kaygılanmıyorum. Kaygılandığım genç izleyiciler" dedi. Performans başladığında, "Tanrım, Genesis Tiyatrosu gibi değil, seyircilerden kimseyi tanımıyorum" dedi.

28 Şubat 1970: Michael Schultz'u sabah aradım. Seyirciler Hopi dansına güldükleri için Sam'in paniklediğini söyledi. Sam Lincoln Merkezi'ndekileri suçladı ama problem oyundaydı. Tiyatroda, tişörtüyle beraber birasını içerken, Sam çok kasvetli görünüyordu. Seyirciler, genç, acımasız ve çaylaktı. Dans sahnesine güldüler. Daha sonra Jules ( Irving, sanat direktörü) beni yönetici odasına çağırdı ve "Bunları okumanı istiyorum" dedi. Elime, izleyici yorumlarını tutuşturdu. İkisi dışında yorumlar kokunçtu: "Berbat, berbat, berbat; çocukça; sanat yönetmeni ve diğer herkes yakılmalı."

6 Mart 1970: 'Sidewinder'daki Kızılderili dansları oyundan çıkarıldı. Bir Kızılderili, "Ben gerçek Kızılderiliyim. Sizin boyadıkarınızdan ya da tahta imitasyonlarınızdan değil. Ben gerçeğim. Ben gerçeğim" diye bağırdı.

1 Nisan 1970: Sam Shepard'ın 'Forensic and the Unseen Hand' Boradway dışında açılışını yaptı. Sam lobide ağzında sigara ile davulun orada oturuyordu. Mikrofonda avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Atmosfer çok samimiydi. İnsanlar mutluydu, Lincoln Merkezi yapımlarından çok farklıydı. Onu yüzüstü bıraktığımızı biliyordum. En azından şu bir gerçekti: Eğleniyordu ve tiyatro zaten bununla ilgiliydi.

Sam, şehrin merkezindeki sahnelere bir büyü ve gizem getirmişti. Broadway'i geleneksel sahnelerin dışına çıkaran birkaç yazardan biriydi. Çok zengin bir hayalgücü vardı. Bilinçaltına güveniyordu ve yeteneği konusunda pervasızdı. En azından bana öyle gelirdi. Keşke, daha ciddi konularda bir şeyler kaleme alsaydı. Oyunları, kendi jenerasyonu tarafından şekillendi. Kendi zamanında süzüldü ve kendi 'blues'unu söyledi. Onun en sevdiğim ilk oyunlarından biri olan 'The Tooth of Crime'daki karakterlerden birinin söylediği gibi: "Yani, bir rockçı olmak istiyorsun. Hareketlerine çalış, Jerry Lee Lewis. Mavi süet ayakkabılar al. Kafanı Rod Stewart gibi salla. Bastığın yer, yaş tahta olsun. Konuşman tokat gibi çarpsın. İmajını oluştur dostum. Fantezi kafiyelerle..."

New York'a geldiği günden, öldüğü güne kadar, Sam Shepard'ın imajı tokat gibi çarpıyordu. Oyunlarındaki müzikler ve kafiyelerle, kendi jenerasyonunun kördüğümünü çözdü.

* Makalenin aslı New Yorker'da yayınlanmıştır. (Çeviri: Nergis Fırtına)