Samanyolu’nun yörüngesinde dönen karanlık madde haritalandırıldı

Uzmanlar, gökyüzü haritasında belirlenen yıldız hareketlenmesi ile karanlık madde arasındaki olası ilişkiyi inceledi.

Abone ol

Ben Turner

Gelecekte Samanyolu ile çarpışacak olan küçük bir galaksi tarafından harekete geçirilen gizemli bir yıldız uyanışı, karanlık maddenin sırlarını açığa çıkarmak üzere olabilir. Gökbilimciler tarafından hazırlanan yeni bir gökyüzü haritasına göre, ‘galaksi halesi’ adı verilen bir bölgede, Samanyolu’nun merkezi diskinin spiral kollarının dışında bulunan yıldızların izi, Samanyolu çevresindeki yörüngede bir cüce galaksinin kozmik kayma akışıyla birlikte taşınıyor.

KARANLIK MADDEYİ ELE VEREN UYANIŞ

Büyük Macellan Bulutu (LMC) diye adlandırılan galaksi, Dünya’dan yaklaşık 130 bin ışık yılı mesafedeki bir yörüngede dönüyor ve arkasında kalan kozmik materyalde bir canlanmayı harekete geçiriyor. İlk bakışta, LMC’nin izi sadece yıldızlardan oluşuyor gibi görünüyor olsa da, araştırmacılar, yıldızların yola çıkmaya hazır olduklarını biliyorlar. Çok daha büyük, hiçbir şekilde görülemeyen bir varlığın içinde beklemedeler.

Gökbilimciler uzayda meydana gelen bu dalgalanmayla ilgileniyorlar; zira karanlık maddeden -evrende var olan maddenin büyük kısmını oluşturan esrarengiz, ışığı yansıtmayan maddeden- oluşabileceğini düşünüyorlar. Öngörüler, gözle görülemeyen ve sadece kütle çekimi aracılığıyla görülebilen maddeyle etkileşime giren karanlık maddenin, galaksi halesinin her yerinde olması gerektiğini dile getiriyor.

Arizona Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan araştırmanın ortak yazarı Nicolás Garavito-Camargo, yaptığı açıklamada, “Bu uyanışın karanlık maddeden oluştuğunu düşünüyoruz ve kendisiyle birlikte yıldızları da sürüklüyor; onu bu şekilde saptayabildik” dedi.

Karanlık maddenin kütle çekimi etkisini evrenin tamamında gözlemleyebiliriz: Bu, galaksimizin hayati öneme sahip iskelesidir; yıldızları ve gezegenleri ona tutturur, böylece galaksi dönerken savrulup gitmezler. Bununla birlikte, karanlık maddenin tam olarak ne olduğu ya da nasıl davrandığı meselesi, astronominin en büyük gizemlerinden biri olmayı sürdürüyor. Araştırmacılar, bu canlanmayı gözlemleyerek, büyük kısmını oluşturduğunu düşündükleri karanlık maddeyi inceleyebilmeyi umuyorlar.

BİR İPUCU BİRÇOK SIRRI AÇIĞA ÇIKARABİLİR

Eğer bu uyanışın yıldızlarını bir karanlık madde havuzunda yüzen yapraklara benzetirsek, yaprakların bir tekne tarafından (bu durumda LMC tarafından) dalgalandırılma şekli, bize göletin kendisi hakkında birçok bilgi sunabilir.

Harvard Üniversitesi’nde astronomi profesörü olan araştırmanın baş yazarı Charlie Conroy, “Bir teknenin arkasında meydana gelen hareketlenmenin, tekne suda veya balda yol alıyorken farklı olacağını hayal edebilirsiniz” diyor: “Mevcut durumda, ‘uyanış’ dediğimiz hareketlenmenin özellikleri, başvurduğumuz karanlık madde teorisine göre belirlenir.”

ARAŞTIRMA NASA VE ESA ORTAKLIĞIYLA YÜRÜTÜLÜYOR

NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) teleskoplarından toplanan veriler sayesinde oluşturulan harita, aynı zamanda galaksimizin şiddet dolu geleceğiyle ilgili kimi hayati bilgiler de sağlıyor. LMC, Samanyolu’nun yörüngesinde dolaşırken, Samanyolu’nun galaksi halesindeki karanlık madde kaynaklı çekim kuvveti onu yavaşlatıyor ve LMC’yi git gide daha küçük yörüngelere doğru gönderiyor. LMC, yaklaşık 2 milyar yıl içinde, ikisi çarpışana dek Samanyolu’na daha yakın turlar atmaya devam edecek.

İki galaksinin birleşmesi, evrende şaşırtıcı derecede yaygın görülen bir hadise. Samanyolu, büyük ihtimalle 8 milyar yıl önce küçük bir galaksiyle birleşmişti ve galaksi birleşmeleri, bütün büyük galaksilerin büyümesinin temelinde yatan nedendir.

Harvard Üniversitesi’nden yüksek lisans öğrencisi ve çalışmanın ortak yazarı olan Rohan Naidu, “Daha küçük bir galaksinin enerjisinin bu şekilde çalınması, sadece LMC’nin Samanyolu ile birleşmesinin değil, aynı zamanda tüm galaksi birleşmelerinin neden meydana geldiğiyle ilgilidir” diyor: “Haritamızdaki hareketlenme, galaksilerin nasıl birleştiğiyle ilgili temel resmimizin yerinde olduğunu gerçekten de açık bir şekilde doğruluyor.”

Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)