“Gelecek neslin kadın sporcularına ilham vermek istiyorum” diyen Osaka, bunu gerek kort içinde gerekse de kort dışında yapmaya devam ediyor. Kurduğu Naomi Osaka's Play Academy sayesinde kendi önüne çıkan onlarca engelin diğer kadınların ayaklarına takılmaması için bu genç yaşında yola çıktı. Dolayısıyla sadece dün Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın tek kadınlar şampiyonluk kupasını kaldırdığı için değil, yarın o kupayı kaldıracakların önünü açmak için çabaladığı için rahatlıkla bağırabiliriz: ‘Şampiyon Osaka.’
Spor engellerle doludur. Elit sporcu olma yolu ise engelin ta kendisidir. Birileri sürekli size yetenekli olduğunuzdan bahseder. Aileniz buna inanır ve engeller süreci başlar. Önce herkes başka şeyler yaparken siz antrenman yapmaya başlarsınız. Sonra herkes uyurken siz zihninizde antrenman yapmaya devam edersiniz. Pes ettiğiniz, bıktığınız, kendinizden şüphe ettiğiniz zamanlar olur. Arkadaşlarınızla bir şeyler yapmak, yaptığınız sporun dışındaki dünyanın tadına bir parmaktan fazla bakmak istersiniz. Ama sabah yine alarm çalar ve kendinizi antrenmanda bulursunuz.
Sonra başarılar gelir, sizi sevindiren yorumlar okursunuz, en önemlisi ise kendi kendinizden memnun olursunuz. Tüm engelleri yıkacağınızdan emin olursunuz. Ta ki ilk sevimsiz yoruma kadar. Sonra bedensel ve zihinsel mücadelenize yeni bir cephe eklemek durumunda kalırsınız. Kendi kendinizle savaştığınız bir cephedir bu. ‘Acaba düşündüğümüz kadar yetenekli değil miyim’ sorgulaması başlar içten içe. Eğer bu cepheden de hasarsız değil ama istediğiniz hasarla çıkarsanız yolunuza daha emin adımlarla devam edersiniz.
MİLLİYET PROBLEMİ ŞİMDİLİK RAFA KALKTI
Bu normal süreç işlerken bir de hiç tahmin etmediğimiz dertlerle güreş tutmak durumunda kalanlar da var kuşkusuz. Naomi Osaka gibi. 3 yaşında tenis raketini aline aldığında muhtemelen bunların hiçbirini hayal etmiyordu. Dün 4. Grand Slam kupasına Melbourne’de ulaştığında kafasında ne vardı, bunu bilmek de mümkün değil. Ama kendisi hakkında bildiklerimiz şampiyonluklarından çok daha değerli.
Neden mi? Çünkü Japonya’da doğan, Amerika’da büyüyen, İngilizcesi ana dili olan Japoncadan belki daha iyi olan bir sporcu Osaka. Turnuvalara tabii ki Japon sporcu olarak katılıyor. Ama ilk Grand Slam’ini kazandığında dahi ona Japonya’da tam Japon gözüyle bakılmıyordu. Ülkesinde Haitili bir baba ve Japon bir annenin ‘Yarı Japon’ kızıydı o. Elit sporcuların yaşadığı problemlerinin yanına sporda daha doğrusu hayatta kadın olmanın zorluğu zaten doğuştan eklemişti. Ama milliyet problemi piyangodan çıkmıştı. Zira spor milliyetçiliği değil dünya vatandaşlığını bu kadar desteklerken Osaka, kendisini hiç de olmak istemediği bir tartışmanın ortasında bulmuştu. Ama başarılar geldikçe bu damar biraz tıkandı. Japonya’dan gelen baskı azaldı, milliyet sorunu nadasa bırakıldı.
KADIN SPORCU SORUNU BAKİ
Ama sporda kadın olma sorunu hep aynı kaldı. İşte, dün Avustralya Açık’ta tek kadınlar kupasını ikinci kez kaldıran Naomi Osaka’nın kort dışındaki yeni ve asıl mücadelesi bununla. Naomi Osaka, özellikle Japonya’daki kızların daha fazla spor yapabilmesi için çaba sarf etmeye devam ediyor. Kurduğu Naomi Osaka's Play Academy ile sporun kendisine açtığı kapıların, diğer kadınlar için de sporla açılmasını istiyor.
Kendi sözleriyle ifade etmek gerekirse “Tüm kızlar, özellikle yetersiz hizmet alan topluluklardaki kızlar benim sahip olduğum fırsatlara veya rol modellere sahip değil. Bu konuda bir şeyler yapmak istiyorum” diyerek yola çıktı Osaka. Ve bunun için doğduğu ülkeden başlamayı tercih etti. Çünkü Japonya’da 14 yaşındaki çocuklar göz önüne alındığında kız çocukların sporu bırakma oranı erkek çocuklara göre iki kat daha fazla. 6-15 yaş aralığındaki çocukların istatistiklerine bakıldığında kız çocukların spora başlama oranı erkeklere göre yüzde 20 daha az.
Bu farkın sebebi kız çocukların spor yapmak istememesi değil. Aksine aslında spor yapmak istiyor ancak sosyal beklentiler ve baskılar yüzünden kendilerine biçilen rolü spora tercih etmek zorunda kalıyorlar.
‘İLHAM OLMAK İSTİYORUM’
İşte bu noktada Naomi Osaka's Play Academy devreye giriyor. Sporun güvenli, eğlenceli ve cinsiyet üstü tutulmasını sağlayan aktivitelerle kız çocukların spor fotoğrafında kendilerine yer bulması için çalışıyor. Kız çocuklara rol model olabilmek için zaman ayırıyor.
“Gelecek neslin kadın sporcularına ilham vermek istiyorum” diyen Osaka, bunu gerek kort içinde gerekse de kort dışında yapmaya devam ediyor. Kendi önüne çıkan onlarca engelin diğer kız çocukların ayaklarına takılmaması için bu genç yaşında yola çıktı. Dolayısıyla sadece dün o kupayı kaldırdığı için değil, yarın o kupayı kaldıracak kız çocukların önünü açmaya çabaladığı için rahatlıkla bağırabiliriz: ‘Şampiyon Osaka.’