Samsun Tabip Odası: 400 civarı pozitif vaka var
Samsun Tabip Odası, korona virüsü salgınının kentteki son durumuna ilişkin raporunu paylaştı. Kentte 400 civarında pozitif vaka tahmin ettiklerini belirten Oda, gerekli bilgileri edinemediklerini ve bilgiyi sahadan gözlemlemek zorunda kaldıklarını duyurdu.
Mehmet Rebii Özdemir
SAMSUN - Samsun Tabip Odası, korona virüsü salgının Samsun'daki etkilerini açıkladı. Oda Başkanı Dr. Murat Erkan, Sağlık Bakanlığı'nın gereken şeffaflıkta olmadığını belirtti ve Samsun'daki korona virüslü hasta sayısının 400 civarında olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Samsun'da kesin ya da şüpheli/olası Covid-19 tanısıyla yatırılan ve izlenen sağlık çalışanı sayısının 15 olduğunu açıklayan Erkan, bu çalışanların 5'inin hekim olduğunu ifade etti.
'GÜNDE EN FAZLA 600 TEST'
Oda raporunda vakalara ilişkin bilgilerin sahadan edinildiği ve Samsun özelinde vakaların demografik dağılımlarının halen yapılmamakta olduğu belirtildi. Açıklamada, Samsun Tabip Odası'nın 17 Mart'ta Salgın Takip Kriz Masası oluşturduğu da kamuoyuyla paylaşıldı. Samsun'da yapılan günlük test sayısıyla ilgili kesin bilginin olmadığı ifade edilirken "Ancak testlerin tek bir noktadan çalıştığı düşünüldüğünde; günlük en fazla 600 testin yapılabileceği öngörülmekte, Samsun içinse bu sayının günlük bir kaç yüz civarı olduğu tahmin edilmektedir" denildi.
Numunelerden iki gün sonra sonuç alınabildiği ve Samsun'daki hastanelerin bazı yataklı birimlerinde salgına hazırlıksız yakalandığı belirtildi. Tabip Odası, temizlik ve dezenfeksiyon hizmetlerinde çalışan personelin hizmet içi eğitimlerinin eksiklikleriyle ilgili geri bildirimler alındığını ve özel hastanelerde yardımcı sağlık personeline yeterli eğitim verilmediğini de açıkladı. Samsun Tabip Odası'nın açıklaması şöyle devam etti:
'İŞ YÜKLERİ AİLE HEKİMLERİNİ AŞIYOR'
"Hastane ortamlarında çalışan hekim ve sağlık personeline test yapılmasında sorunlar yaşanmaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın değişen algoritmaları ve bunların uygulamaya sokulmasındaki gecikmeler nedeniyle zorluklar yaşanmakta, meslektaşlarımızın bu konudaki endişeleri bir türlü giderilememektedir. Hekimlerden ve sağlık çalışanlarından salgının başlangıç günlerinden olan 17 Mart baz alındığında, genel olarak malzeme ve çalışma koşulları bakımından çokça olumsuz geri bildirim alınmış bu durum zaman içerisinde görece olarak düzelmiş görünmektedir. Ancak koruyucu ve sarf malzemeleri açısından kısıtlılık, malzemelerin dağılımındaki eşitsizlik ve bunların devamlılığıyla ilgili endişeler devam etmektedir.
Aile sağlığı birimlerinde çalışan aile hekimlerimiz, sahada vatandaşlarla doğrudan karşı karşıya kalan, fiziki koşulları çoğu birimlerde kısıtlı imkanlara sahip olan hekimlerimizdir. Bu birimlerde maske, eldiven ve dezenfektan bakımından geç iletilmesi ve eksiklikler olması gibi sorunlar yaşanmıştır/yaşanmaktadır. Birimlerinde tek hekim olarak çalışan aile hekimlerimiz dönüşümlü sistemden yararlanamamaktadır. Şüpheli vakaların takiplerinin de yapıldığı bu birimlerin iş yükleri zaman zaman kendi kapasitelerini aşmaktadır.
'KENTTE ÖNLEMLER UYGULANMIYOR'
Özel hastanelerin tümünün salgın hastanesi ilan edilmesiyle birlikte ve alınan tedbirler çerçevesinde hasta sayılarının düşmesi neticesinde bu kuruluşlarda çalışan hekimlerin ücret alamama, iş ve gelecek kaygıları artmıştır. Samsun'da da tüm hastanelerin salgın hastanesi ilan edilmesi üzerine salgın dışı sağlık sorunlarına ilişkin hizmetlerde ilerleyen zamanlarda zorluklar yaşanması muhtemeldir. Salgın ortamlarında toplum sağlığı açısından sekonder zarar (ikincil zarar) olarak ifade edilen bu duruma ilişkin net bir açıklama yapılmamıştır. Kentte toplumun genelinde alınan önlemelere uyum orta-düşük düzeyde gözlenmekte ve bu salgınla etkili mücadele için yeterli görülmemektedir.
Bugüne kadar olan süreçte Samsun Tabip Odası bir defa İl Hıfzıssıhha toplantısına bir temsilciyle katılabilmiştir. 29 Mart'ta her ilde kurulmasına karar verilen İl Pandemi Kurulu'na odamız davet edilmemiştir. Halbuki, herkesin yaşam hakkının korunması için bu tür kurullarda işbirliği yapılması hukuksal düzenlemeler uyarınca gerekli ve zorunludur. Bu gerekliliğin hukuksal ifadesi Anayasa'nın 56. maddesinde, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu'nun 1. ve 4. maddelerinde, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3. maddesinde, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu hükümlerinde ve Danıştay kararlarında yer almaktadır. Meslek örgütlerinin, hazırlık ve uygulama sürecine dahil edilerek bu sorunla hep birlikte baş çıkacağımıza inanıyoruz." (DUVAR)