Sanat piyasasını e-ticaret mi kurtaracak?

E-ticaret, bütün sektörlerde olduğu gibi galericiliğin de sorunlarına çare olarak öne çıkıyor. Bu  çerçevede üç online galeriyle çalışma prensiplerini konuştuk.

Abone ol

Kültigin Kağan Akbulut  kultigin.akbulut@gmail.com

Türkiye’de sanat galericiliği her zaman dar bir kesime hitap eden ve krizlerden en kolay etkilenen bir sektör oldu. Çoğunlukla birkaç galericinin özverili çabaları ve birkaç koleksiyonerin de destek amaçlı alımlarıyla ilerleyen “iş” çağdaş sanatın yükselişe geçişiyle birlikte 2000’li yıllardan sonra ayakları yere basan bir sektöre dönüştü. Fakat yaratıcı sektörlerin diğer alanlarında olduğu gibi sanat sektörü de ekonomik ve siyasi krizlerden en çok etkilenen ve refah dönemlerinin ancak sonunu yakalayabilen bir alan.

Ancak bunun dışında günümüz galericiliğinin başka sorunları da var. Sanat pazarının globalleşmesi bunun birinci etkenlerinden. Koleksiyonerlerin yurtdışı fuarlara ve galerilere kolay erişim sağlayabilmesi Türkiye’deki galerileri geri plana itiyor. (Tabii bu noktada koleksiyonerlerin Türkiye’deki bazı vurguncu galerilerle yaşadığı sıkıntılar da var.) Ayrıca İstanbul’daki artan kira fiyatları, döviz yükselişi gibi etmenlerle de birleşince son 10 yıldır okuduğumuz “sanat sektörü yükseliyor” haberlerinin de sonuna geliyoruz.

Galericiliğin sorunlarına çare olarak da diğer bütün sektörlerde olduğu gibi e-ticaret ortaya çıkıyor. Online galeriler ilk olarak belli kişiler içinde dönen koleksiyoner algısını edisyonlu ve uygun fiyatlı işlerle kırıyor. Orta sınıf profesyoneller kendilerini koleksiyoner olarak adlandırmasalar da “iş alıyor.” Kira gideri, lojistik masrafları gibi kalemler minimuma düşüyor. Ve en önemlisi de galeri ortamında bulunmayan sanatçıların da kendilerini göstermesi açısından fırsatlar yaratıyor.

Tabii ki online galericiliğin de belli sorunları var. Ancak Türkiye’de yeni oturmaya başlayan bu sistem şimdilik ana akım galericiliğin sorunlarına bir alternatif oluşturuyor. Öne çıkan üç online galeriyle kuruluş amaçları ve çalışma prensipleri üzerine bir soruşturma gerçekleştirdik.

ULAŞILABİLİR SANAT: MIXER

İlk önce sektörün en eskilerinden ve fiziki galerisi de bulunan Mixer’e bakıyoruz. Direktör Bengü Gün Mixer’in 2012 yılında iki ana misyon üzerine kurulduğunu belirtiyor: “Genç sanatçıları kariyerlerinin başından itibaren desteklemek ve sanatın herkes tarafından ulaşılabilir olması... ‘Ulaşılabilir’ olmak ilk duyulduğunda sadece ekonomik bir gösterge gibi gelse de biz bunu her yönü ile ele alıyoruz her zaman. Online olmak da ulaşılabilir olma fikrinin bir parçası. Kişilerin zaman ve mekandan bağımsız olarak işleri görmesine, sanatçıları tanımasına ve beğenirse satın almasına imkan sağlıyor.”

Gün, kuruluşundan bu yana giden süreçte online eser satışının artışına da vurgu yapıyor: “2012 yılında yola çıktığımızda hali hazırda online olarak satış yapan sanat siteleri vardı. Fakat hem sektörde hem de kullanıcı tarafında çok kabul edilen bir sistem değildi. Hayatımızda akıllı telefonların rolünün artması, sosyal medyanın kurumların iletişiminde etkili olması, online/mobil alışveriş sitelerinden alışveriş yapma alışkanlıkları geliştikçe bu mecra da daha etkin bir şekilde kullanılmaya başlandı. Elbette sanat eseri çok özel bir şey. Fotoğraf her ne kadar kaliteli olsa da, eserin dokusu, renkleri, direkt karşınızda olunca size verdiği his çok daha farklı. O nedenle klasik anlamda bir galeri mekanının varlığı da önemli. Öte yandan da Mixer Editions alt markası ile sunduğumuz edisyonlu olan işlerde, fiyat skalası da daha uygun olduğu için online’da direkt sipariş alabiliyoruz. Web sitesinden çerçeve seçme opsiyonumuz da var. Bu satın alma sürecini hızlandırıyor. Sanat piyasası içerisinde halen online galeri sistemi küçük bir rol oynasa da zamanla bu durum tersine dönebilir.”

Tabii ki sanat eseri gibi özel bir “ürün”ün e-ticaret üzerinden satışı diğer herhangi bir ürünü almaktan daha farklı bir yerde duruyor. “İş”i almakla sanatçı arasında bağ kurmak Gün’e göre halen önemli.

“Online sitemizi galeri mekanımızın online izdüşümü gibi görebilirsiniz. Galeride sergilediğimiz tüm sanatçıların eserleri online olarak da sitemizde yer alıyor. Sanatçılar ile sözleşmelerimiz iki yerde sergilenmeyi de kapsıyor ve çalışma şeklimiz iki noktada da aynı. Genelde koleksiyonerlerimiz sergide ya da websitesinde gördüğü işler ile ilk bağı kuruyor, bazen sanatçı ile tanışmak istiyorlar. Biz de bu durumda tanışmalarına aracı oluyoruz. Sanatçının atölyesi ya da Sıraselviler’deki galerimizde onları birbirleriyle iletişime geçirebiliyoruz.”

ERİŞİLEBİLİR VE DEMOKRATİK: Art50.net

art50.net kurucusu Güliz Özbek de online galericiliğin sanatı geniş kitlelerle buluşturmak açısından demokratik bir sistem olduğuna vurgu yapıyor. “Bir de aynı anda birçok eseri görme, inceleme ve fiyat karşılaştırması yapılabilmesi açısından sanatsever için adil ve güvenilir bir ortam. Dünyada büyük bir hızla gelişen ve yükselen bu alternatif mecra yakın gelecekte gerek sanat piyasasında gerek sanata erişim kanalları arasında çok daha önemli bir paya sahip olacak.”

Özbek kuruluş amaçlarını ve hedeflerini de şu şekilde açıklıyor:

“Art50.net, 2014 yılında sanatçı, koleksiyoner ve tüm sanatseverlerin genç sanatçıların orijinal yapıtlarına zaman ve mekan kısıtlaması olmaksızın erişebilmesi düşüncesinden doğdu. 'Erişilebilir sanat' kavramı hem bu yer/zaman sınırlarından bağımsız olarak yapıtları inceleme ve satın alma hem de çok büyük bütçeler gerekmeden koleksiyon yapabilme, sanatla yaşabilme olanağı barındırıyor. Sitemizin Artlog kısmındaki güncel bilgiler, yazılar ve röportajlar ile aynı zamanda sanatseverleri bilinçlendirme, bilgilendirme ve koleksiyonerlik icin teşvik etme hedeflerimiz var.”

art50.net direkt online satış üzerinden işlemlerini gerçekleştiriyor: “Satış online olarak gerçekleştiği gibi, alternatif kanallardan bize ulaşan sanatseverlere doğrudan satış da yapabiliyoruz. Satış gelirinin yüzde 60’ı sanatçıya ait. Temel olarak satışlar müşterinin web sayfamızdaki galeriyi inceleyip beğendiği yapıtları site üzerinden satın alması biçiminde gerçekleşiyor.”

Eserlerin ve sanatçıların seçimi bu noktada art50.net için önemli bir kriter. Özbek geniş bir ekiple bu çalışmayı yaptıklarını vurguluyor: “Eserlerin, sanatın ve dünyamızın içinde bulunduğu gündemle diyalog halinde olmasına ve ayrıca, biçimsel ve kavramsal açıdan yüksek kalitede olduğu kadar estetik açıdan da ilgi çekici ve yenilikçi olmasına dikkat ediyoruz. İşbirliği yaptığımız sanatçıları danışma kurulumuzdaki küratör ve akademisyenlerin de desteğiyle belirliyoruz. Sonraki aşamada sergi projeleri, sitede yer alacak işler vb. kararlarda kendi ekibimizle çalışıyoruz. Öte yandan otel, AVM, restoran, banka gibi yaşayan mekanlarda toplumun sanatla 'karşılaşma' yaşamasını sağlamayı hedefleyen süreli sergiler düzenliyoruz. Burada asıl hedef galeri ve müzeye gitme alışkanlığı olmayan kitlelere de sanatı sevdirmek. Aynı amaçla kurumlara yönelik yeni sanat eğitim projemizi başlattık.”

HERKES İÇİN ORİJİNAL SANAT: SANATBULUR

Online galericilik alanına yeni giren bir kurum da Sanatbulur. Eylül ayında çıkacak platform diğer birçok sektörde gördüğümüz online aracılık sistemini hayata geçiriyor. Kurucu ortaklar Recep İlkbahar ve Onur Basat platformlarını “Sanatbulur, sanatçıyı özgür bırakan, kontrolü ufak bir eleme süreci dışında tamamen sanatçıda olan bağımsız bir girişim” olarak tanımlıyorlar.

Kurumsal hayatının yanında “sanat avcılığı” yapan Onur Basat misyonlarını şöyle açıklıyor: “Bizim bir idealimiz var; o da sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak, bunu yaparken de sanatçıyı tamamen özgür bırakmak. Mesela bazı galeriler ile çalışan sanatçılar maalesef çok isteseler dahi eserlerini Sanatbulur'da sergileyemeyeceklerini söylüyorlar. Çünkü galeriler ile yaptıkları anlaşmalar var ve kimse bu konumunu kaybetmek istemiyor. Bu sebeple biz daha çok bağımsız sanatçılara yönelmiş bulunmaktayız. Bünyemizdeki sanatçılar ile düzenli buluşmalar gerçekleştirerek mümkün olduğunca herkesi bir araya getirmenin, güçlü bir topluluk olmanın peşindeyiz. İstiyoruz ki sanat, sadece birkaç büyük şehirdeki galeri ve sergilerle sınırlı kalmasın, Türkiye'nin her noktasından sanatçı, kendisini ve eserini Sanatbulur'a yüklesin ve yine Türkiye'nin her noktasından sanatsevere ulaşabilsin.”

Uzun yıllardır e-ticaret ve internet sektöründe çeşitli projelerde görev almış bir girişimci olan Recep ilkbahar da sanatbulur.com’daki sistemin diğer satış sitelerine göre farklı olduğuna vurgu yapıyor. “Bizler bu konuda çok netiz; sanatçılarımız tamamen ücretsiz olarak sisteme kayıt yaptırıyorlar ve kendi biyografilerini dolduruyorlar. Daha sonra diledikleri eserlerini, sisteme yüklüyor, özelliklerini kendileri giriyor ve fiyatlarını da kendileri belirliyorlar. Yani Sanatbulur'da sanatçı tamamen özgür ve eseri bir sanatsever tarafından satın alınana kadarki süreçte sanatçı hiçbir şekilde ödeme yapmıyor. Daha sonra eserin satışı ve sanatsevere ulaşması tamamlandığında bizler komisyon olarak yüzde 20 alıyor ve kalan kısmı sanatçının banka hesabına yatırıyoruz. Sadece Sanatbulur'un yeni yolculuğunda bizimle beraber başlayan sanatçılarımız ilk bir yıl bizim üzerimizden satacakları eserlerden çok daha avantajlı bir şekilde kazanç sağlayacaklar. Bu alanda yurt dışında bizlerle benzer çalışan modelleri çok iyi inceledik, Sanatbulur kadar gelir modeli açısından da sanatçı dostu bir başka platformun olduğunu düşünmüyoruz. Sitemizde sanatçı kendisine ait olan panel vasıtasıyla tüm süreçleri takip edebiliyor. Sanatsever ise karşısında, internetten güvenli alışveriş yapabildiği bir platform görüyor, favori sanatçılarını takip edebiliyor, onların çalışma ortamlarına, sanatsal anlayışlarına ve sanata yaklaşımlarına vakıf oluyor. Bir nevi sanatçı ile sanatsever arasında sanal bir bağ kurmayı amaçlıyoruz, sanal fakat güçlü bir bağ.”

Her sanatçının katılabildiği bir platform olması açısından Sanatbulur yurtdışında görülen, ancak Türkiye’de bir ilk olan örnek. Peki, bu havuz içinden bazı sanatçılar nasıl öne çıkıyor.

“Her ay yenileyeceğimiz 'Öne Çıkan Koleksiyonlar' adında bir kısmımız olacak. Alanlarında önemli çalışmalarda bulunmuş sanatçılar, eleştirmenler, küratörler ile ortak çalışacak ve onların seçtikleri eserlerden farklı konseptlerde seçkiler oluşturacağız. Onun dışındaki seçimlerimiz çok ufak bir eliminasyondan geçiyor. Bu noktada sanatçı kendi profilini oluşturup eserlerini yüklemekte tamamen özgür tabi, ancak bizler de platforma ne tarz eserlerin yüklendiğini kontrol ediyoruz. Bu sert bir mekanizma ile olmuyor. Örneğin şimdilik hiç görmediğimiz, duymadığımız, bir şekilde birebir iletişim kurmadığımız sanatçımız yok. Amacımız tüm sanatçılarımız ile bir bağ kurabilmek. En başta söylediğimiz gibi, amacımız tamamen özgür bir platform olmak.”

Onur Basat, kuruluş amaçlarına ters düşeceği için bir galeri mekanı düşüncelerinin oladığını belirtiyor. Ancak düzenli olarak Sanatçı Buluşmaları düzenleyerek bir araya gelecekler. Ve gezici galeri gibi uzun erimli hedefleri de masada duruyor.