Sanatçılardan 'teröre hayır' yürüyüşü
Sanatçılar ve sanatseverler son dönemde artan bombalı saldırılara karşı birlik mesajı verdi. Yürüyüşe katılanlar arasında Ali Poyrazoğlu, Kenan İmirzalıoğlu ve Selçuk Yöntem de vardı.
DUVAR- Şehir Tiyatrolarının eski Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu'nun çağrısıyla bir araya gelen sanatçılar “teröre karşı birlik” ve “Sanatçı, asker, polis ve halk el ele” sloganıyla yürüyüş yaptı.
Ali Poyrazoğlu, Kenan İmirzalıoğlu, Selçuk Yöntem, Sinan Bengier, Volkan Severcan, Alev Baymur, Emin And, Metin Çoban, Selçuk Soğukçay ve Zihni Göktay'ın aralarında bulunduğu pek çok isim Harbiye’de Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde toplandı.
Sanatçılar, yağmur altında yürüyerek 'Şehitler Tepesi’ne karanfil bıraktı.
Katılımcıların verdiği mesajlar şu şekilde:
Erhan Yazıcıoğlu: Asıl teşekkür bizi kanaat önderi olarak seçen halkımıza. Sanatın bir panzehir olduğunu kanıtlayacağız. Teröre karşı ancak birlikte dur diyerek bunu kanıtlayabiliriz. Sanatçılar olarak halka borcumuzu ödemek üzere teröre dur diyoruz. İzmir’e uzanıyorsa terör, denize dökülmesi çok yakındır. Biz burada aramızda olmayan tüm sanatçıları temsil ediyoruz. Tüm meslek gruplarından 20 kişi toplanıp Şehitler Tepesi’ne yürüyeceğiz. Askerimiz, polisimiz yurdun her yanında kar, dolu, yağmur dinlemeden ülkemizi koruyorsa, biz de bu kadarcık ıslanalım, şeker değiliz ya...
Kenan İmirzalıoğlu: Bütün kalleşliklere rağmen hep beraber omuz omuza, bu çirkinliği yeneceğiz. Bunun üstesinden geleceğiz. Bu millet bu duygusunu bütün dünyaya göstermiştir. Birbirimizin içinde düşman aramamıza gerek yok. Bizim düşmanlarımız belli. Biz birbirimizi daha çok kucaklayalım. Daha öncekilere göre, daha çok anlayalım. Daha toleranslı olalım. Herkes birbirini sevmeye çalışsın ki, bu çirkinlikleri ancak böyle yenelim. Yaşasın Türkiye!
Ali Poyrazoğlu: Biliyorum ki, çok kalabalık olmasa bile, bugün burada 2-3 kişi bile toplanmış olsaydı tavır ortaya konulmuş olacaktı. Akşama haberlerde göstereceksiniz. Milyonlarca insan duyacak. Hep birlikte diyeceğiz ki, insan ötekileştirme işine kendisiyle başlıyor. İçinde yatan öbür kimliklerini kabul etmiyor. Kendisiyle yüzleşmiyor. Kendisiyle yüzleşmeyen insan, başkalarını yüzleşip el sıkışmasını beceremiyor. Önce kendini ötekileştirmeyeceksin, sonra en yakınındakini, farklı düşüneni, farklı bakanı, herkes öteki diye düşündüğünün içinde yatan öteki aslında sensin. Ona el uzatarak, cephelere bölünmeden, dünya bize meydan okuyorsa biz de dünyaya meydan okumasını beceririz. (HABER MERKEZİ)