Sandinist devrimin rahibi aramızdan ayrıldı
Cardenal’ın ayrıcalığı bir devrim hükümetinde Katolik Hristiyanlık ile sosyalizm arasında görece bir düşünsel sentezi başarmış olmasındandır. Sınıfsız hümanizmi vaaz eden Cardenal, mükemmel bir toplumun komünizmle aynı olduğunu ve İsa’nın İncil’de buna yakın bir sosyolojik tasarımı muştuladığını ileri sürüyordu.
Josef Hasek Kılçıksız
Dalış ve yükseliş, samimiyet ve direngenlik, sevgi ve politika, şiir ve propaganda arasında salınan çalkantılı yaşamı sona erdi. 1925'te Nikaragua'nın Granada şehrinde zengin bir ailenin çocuğu olarak doğan Ernesto Cardenal’dan söz ediyorum.
Nikaragua'da da devrim öncesi rejim onlarca yıldır önce baba, sonra oğul Somoza’nın çiftliği gibi yönetilmişti. Rejimin son demlerinde burjuvazinin bir bölümü de Somoza diktatörlüğünün karşısına dikildi. Nikaragua’da siyasi rejim ve güç dengeleri bakımından Küba’ya çok benzeyen bir durum vardı.
Edebiyat okudu. Cardenal diktatör Anastasio Somoza’ya yönelttiği eleştiriler nedeniyle Kosta Rika'ya kaçmak zorunda kaldı. Sandinistlerle birlikte Somoza’ya karşı savaştı. Kendini kurtuluş teolojisine adamış bir rahipti. Sandinista devriminden sonra gerilla lideri Daniel Ortega başkanlığında kurulan ilk hükümetin kültür bakanı oldu. Küba’ya öykünen bir devrimin kültür alanındaki sosyalist projesini hayata geçirmeye çalıştı.
Cardenal’ın aslında başta siyasi tutkuları yoktu. Kendini, Nikaragua Büyük Gölü üzerinde bir takımadada kurduğu ve "Solentiname Köylüleri İncili" kitabında ölümsüzleştirdiği kilise ve cemaatine adamıştı.
Ama sonra meyveler çürüyüp idealler köreldi ve Cardenal 1994'te Sandinistlerle yolunu ayırdı.
İlk Sandinista hükümetinin sona ermesinden sonra Cardenal eski devrimci yoldaşlarıyla yollarını ayırdı. Sandinista lideri Daniel Ortega'nın otoriter liderlik tarzı ve partideki nomenklaturanın gizlenmeyen iktidar açgözlülüğü yüzünden umutsuzluğa kapıldı. 1987 yılında bakanlık görevinden de istifa etti.
18 bakandan oluşan ilk hükmet FSLN (Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi) içindeki bir çok farklı fraksiyonun mozaiği niteliğindeydi. Mesela hükümetin içişleri bakanı Tomas Borje Martinez açıkça Marksist olduğunu söylüyordu. Burjuva sosyal demokratlarından Marksistlere kadar geniş bir siyasi yelpazeyi bir araya getiren hükümette, Cardenal her şeyden önce bir din adamıydı ve “kurtuluş teolojisi”nin temsilcisiydi.
Cardenal’ın ayrıcalığı bir devrim hükümetinde Katolik Hristiyanlık ile sosyalizm arasında görece bir düşünsel sentezi başarmış olmasındandır. Sınıfsız hümanizmi vaaz eden Cardenal, mükemmel bir toplumun komünizmle aynı olduğunu ve İsa’nın İncil’de buna yakın bir sosyolojik tasarımı muştuladığını ileri sürüyordu. Tüm inanç öğretilerinin aksesuar odalarını dolaşarak didik didik etmiş bir rahibin teolojik bir sosyalizm sentezi oluşturması şaşırtıcı bir şey değildir.
"Marilyn Monroe için Dua" adlı bir şiir onu 1965'te ünlü yaptı "Mezmurlar" (1969) adlı şiir kitabı yoksullar için yazılmış bir ilahiyat öğretisinin lirik ifadesi niteliğindeydi. “Evrenin tezahürleri” adlı şiir kitabında, kendi anlatımına göre, bilimsel bir şiir deneyimi gerçekleştirmeye çalıştı. Burada yapmaya çalıştığı şey, siyaset bilimini ve şiiri aynı yörüngenin içine sokarak onları mistisizm ve devrim ile uzlaştırma çabasıydı.
Kısacası şiir ona toplumcu bir misyon için zamansız araçlar sunmaktaydı. Cardenal ‘iyi’yi ve ‘güzel’i alışılmadık yöntemlerle yeryüzünde arayan biriydi.
Cardenal Somoza diktatörlüğü sırasında esamesi hiç kimsenin haritasında okunmayan bir ülkede, haklarından mahrum bırakılmışların sesi oldu. Sandinista devriminin entelektüel figürüydü. Onunkisi, yüz bin yıllık eşitsizlik ve sömürü tarihinden sonra dünyayı yeniden iyileştirme naif girişimiydi. İdealist bir şair olarak, sosyalist toplumda bir “gökyüzü krallığı” hayal etti. Bakanlığı döneminde kırsal kesimdeki yoksulların okuryazarlığı için seferberlik başlattı.
Papa II. J. Paul onu kiliseden uzaklaştırıp rahip rütbelerini söktü. Fakat ardından Papa 1. Francis zamanında tekrar rehabilite edilip görevine iade edildi.
“Umudun peşinden, imanın peşinden sürüklendiğimden daha güçlü bir şekilde sürüklenirim, sevginin peşindense umudunkinden daha da güçlü” diyen Cardenal için Başkan Daniel Ortega, üç günlük ulusal yas ilan etti.
Oysa daha önce Cardenal, devrimden geriye hiçbir şey kalmadığını, Ortega'nın 2007'de iktidara gelmesinden bu yana ülkeyi yağmaladığını, ülkenin, utanmadan kendisini, karısını ve çocuklarını zenginleştiren bir Ortega diktatörlüğüne dönüştüğünü söylemişti.
Managua'da 95 yaşında ölen bu devrimci papazı hiç kimse kolayca unutmayacak.