Savcıdan HDP'ye suçlama: Tam bir parti havası estiriyor

Gaziantep'te HDP'li 61 siyasetçi hakkında hazırlanan iddianamede, 'tam bir siyasi parti havası estirerek KCK faaliyetlerini gizleme', 'CHP'ye sızma', 'DTK çalışmalarına katılma' gibi ifadelerle suçlamalar yöneltildi.

Abone ol

DUVAR - Gaziantep'te aralarında HDP yöneticilerinin de bulunduğu 35'i tutuklu 61 siyasetçi hakkında hazırlanan 668 sayfalık iddianame kabul edildi. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede savcı, son genel seçimde 5 milyon 866 bin oy alarak üçüncü parti olan HDP'nin "sözde parti" olduğu savundu. İddianamede HDP adına yapılan faaliyetler ise suç olarak değerlendirildi.

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 14 Kasım 2019 tarihinde birçok adrese eş zamanlı baskın düzenlenmiş ve aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticilerinin de bulunduğu 57 siyasetçi gözaltına alınmıştı. 35 kişi çıkarıldıkları mahkeme tarafından "Örgüt üyesi olmak" ve "Örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla tutuklanmıştı. 6 ay teknik ve fiziki takibe alınan siyasetçilere, bağlı oldukları partideki faaliyetleri sorulmuştu.

İLK DURUŞMA KASIM'DA

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre savcılık, 35'i tutuklu 61 kişi hakkında hazırladığı iddianameyi mahkemeye sundu. "Örgüt üyesi olmak", "Örgüt propagandası yapmak", "Patlayıcı madde bulundurma ve temin etme" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet" iddialarıyla hazırlanan 668 sayfalık iddianame Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 23 Kasım'da görülecek.

İddianamede, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), HDP Gençlik Meclisi, HDP Kadın Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (TJA) gibi siyasi parti, kurum ve dernekler "KCK'ye bağlı" olarak yazıldı. Sanıklara, "Mali ve Ekonomik Alan Yapılanması", "Kadın Alan Yapılanması", "İl Koordinasyonu", "Cezaevi Dış Koordinasyon Yapılanması" ve "Gençlik Yapılanması" gibi suçlamalar yöneltildi. Yine, zekat, fitre, zarf ve Newroz kartları çalışmaları da "KCK Mali Alan Yapılanması faaliyetleri" olarak değerlendirildi.

'SÖZDE' PARTİ GEREKÇESİ DTK ÜYELİĞİ

İddianamede, HDP'nin "siyasi parti adı altında faaliyet yürüttüğü" ve "ismi dışında siyasi parti olacak emarenin bulunmadığı" savunuldu. İddianamede, "Yürütülen birçok KCK faaliyeti bu sözde partinin içinden yerine getirilmektedir" iddiasına yer verildi. Bu duruma kanıt olarak ise, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınamak için HDP Şahinbey İlçe Örgütü binasında oturma eylemi yapılması, HDP İl Eşbaşkanı Müslüm Kılıç ve HDP Şahinbey İlçe Eşbaşkanı Mehmet Özkan'ın DTK delegesi olması gösterildi. İddianamenin büyük bir kısmında, HDP'nin, KCK'nin faaliyetlerini siyasi parti adı altında yerine getirdiği iddiasına yer verildi.

KADIN TOPLANTISI 'DELİL' OLDU

İddianamede yer alan bir diğer iddia ise, TJA'nın KCK yapılanmasına bağlı "kadın alan yapılanması" iddiası oldu. Yine, TJA'nın faaliyetlerini HDP Kadın Meclisi adı altında yerine getirdiği ileri sürüldü. İddianamede, TJA'nın bir toplantısına dair şu iddia dikkat çekti: "Bir toplantıda faaliyetlerin TJA adıyla mı yapılacağının tartışılabilmesi için toplantının KCK toplantısı olması, katılımcıların da KCK üyesi olması gerekir. Bu toplantıda da bu yapılmıştır. Faaliyetlerin TJA adıyla yapılıp yapılmayacağı tartışılmıştır. Bu konu toplantının KCK toplantısı olduğunu açıkça gösteren en önemli delillerdendir. Bu nedenle yapılan toplantı örgüt üyeliği açısından delil olarak ele alınmıştır."

'CHP'YE SIZMA YAPILDI'

31 Mart 2019 yerel seçim sürecinde Gaziantep'te CHP'nin listesinden Belediye Meclis üyesi olarak seçilen Hurşit Besle ve avukat Adnan Erol için de iddianamede, "CHP'ye sızma" nitelendirmesi yapılması dikkat çekti.

'TAM BİR SİYASİ PARTİ HAVASI ESTİRİLMEKTE'

Yine, DTK delegesi olmak ve HDP İl Örgütü yöneticilerinin 26 Mayıs 2019 tarihli toplantısı da "örgüt üyeliğine" delil olarak kabul edildi. İddianamede, söz konusu toplantı hakkında da şu değerlendirme yapıldı: "Dikkat çekici olan bu toplantının ne kadar sade anlatılmış olmasıdır. Daha öncede bahsedildiği üzere 26 Nisan 2016 tarihli toplantıdan sonra 1 yıllık toplantı tutanakları yoktur. Hem de sonrasında düzenlenen tutanaklardan KCK yapısına ilişkin tüm faaliyetler çıkarılmış tam bir siyasi parti havası estirilmektedir. Ancak gerçeğin öyle olmadığı mevcut soruşturma da teknik araçlarla izleme tutanaklarına ve tape kayıtlarına yansımıştır. Tutanaklardaki bu sadelik güvenlik güçlerimizin yaptığı başarılı operasyonlar nedeniyledir. Hendek, barikat eylemleri ve özyönetim ilanlarının başarısız olması sonrasında siyasi parti gibi görünmeye dikkat ettikleri ve tutanaklarını ona göre düzenledikleri anlaşılmaktadır."

MAHPUS KARDEŞİ ZİYARET DE 'DELİL'

HDP Şahinbey İlçe Eşbaşkanı Mehmet Özkan'ın, Antep H Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan kardeşi Cuma Özkan'a para yatırması da "Cezaevi Dış Koordinasyonu" için delil olarak yer aldı. Bir hafta ara ile toplam 2 bin 400 TL'nin yatırılması için de "dikkat çekici" nitelendirilmesi yapıldı. Özkan'ın, kardeşini ziyaret etmesi esnasında diğer tutuklular ile görüşmesine ilişkin de şu iddialara yer verildi: "Burada yürüttükleri faaliyet cezaevi dış koordinasyon faaliyeti kapsamında ele alınmış ve silahlı terör örgütü üyeliği açısından delil olarak ele alınmıştır."

TOĞRUL: KRİMİNALİZE ETME ÇALIŞMASI

İddianameyi değerlendiren HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, partisinin kriminalize edilmeye çalışıldığını ve çalışamaz hale getirmenin amaçlandığını söyledi. Toğrul, Antep'te bu duruma ilişkin "özel bir çaba" olduğunu belirterek. tüm faaliyetlerinin "örgüt çalışması" olarak lanse edildiğini söyledi. Toğrul, bununla da insanların partiye gelmelerinin önünün kesilmeye çalışıldığını ifade etti.

'BİR PARTİ LİNÇ EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR'

AK Parti-MHP ittifakı dışındaki en önemli gücün partisi olduğunu ve  partisinin 3'üncü yol olarak kabul gördüğünü söyleyen Toğrul, "HDP olmadan Türkiye halklarına demokrasi gelmez" dedi. Toğrul, bu yönde toplumun birçok kesimine yaptıkların çağrıların da kriminalize edildiğini, dolayısıyla bu şekilde HDP'nin etkisizleştirme amacı güdüldüğünü ifade etti. "Hukuk yok sayılıyor" diyen Toğrul, tüzüğü ve programı Yargıtay tarafından onaylanmış bir partinin yaptığı her çalışmanın illegal olarak gösterildiğini ifade etti. Toğrul, şu değerlendirmede bulundu: "Düşünün parti yöneticilerine 'niye toplantı yaptınız' deniliyor. Yine, 'toplantıda ne konuştunuz' deniliyor. 'Siz toplantı yaptınız ve toplantıda bunu konuştunuz ve bu suçtur' denilmiyor. Ellerinde bir suçlama yok. Kolluk gücü HDP üzerinde bir baskı aracına ve sopaya dönüştürülmüş durumda. Yargı da bu açıdan araçsallaştırılmıştır. Bu şekilde arkadaşlarımız tutuklanıyor. Tamamen bir hukuksuzluk var ortada. Burada bir partinin çalışmaları illegal gösterilerek linç edilmeye çalışılıyor."

Toğrul, şöyle devam etti: "HDP'nin Türkiye'de demokrasi için belirleyici gücünü ne yaparlarsa yapsınlar engellemeyecekler. Onlar gün geçtikçe küçülüyorlar. Sıkıştıkça bize saldırıyorlar. Bu baskı ve zora rağmen HDP büyümeye ve Türkiye'de belirleyici olmaya devam edecek."

YARGILANAN SİYASETÇİLER

Dosya kapsamında tutuklu olan siyasetçiler şöyle: DBP önceki dönem il eşbaşkanları Fadile Dikici ve Abdullah İnce, HDP önceki dönem il eşbaşkanı Müslüm Kılıç, DBP önceki dönem Şehitkamil İlçe Eşbaşkanı Selman Tutumlu, HDP önceki dönem Şahinbey İlçe Eşbaşkanı Mehmet Özkan, BDP Şehitkamil İlçe Eşbaşkanı Tahir Altuğ, HDP Şahinbey eski Eşbaşkanı İsmail Berkpınar, HDP önceki dönem Şehitkamil İlçe Eşbaşkanı Bircan Demir, barış annesi Durri Kaygusuz, HDP PM üyesi Ömer Faruk Koç, Güler Erat, Fatma Lebe, KHK ile kapatılan Kurdî Der yöneticisi Mehmet Zeki Demir, HDP Şahinbey İlçe yöneticisi Şükrullah Özalan, DBP eski İlçe yöneticisi Nafi Demir, HDP İl Saymanı Kasım Şan, DBP eski yöneticileri Emin Kavak ile Ahmet İlbaş, HDP İl Örgütü yöneticisi Mustafa Tuç, HDP çalışanı Şefik Sondu, Mehmet Çiftçi, Nesime Çınar, Hasret Ergin, Habat Gengeç, Mehmet Emin Gümüştekin, Müslüm Şahinsoy, Serhat Yıldırım, Süleyman Yağız, Diyar Bayram, Halil Kılıç, Cumali Taşçı, üniversite öğrencisi Ramazan Kuas, Azime Bali, Müslüm Özkan ve Çengiz Tunç.

Dosya kapsamında tutuksuz yargılananlar ise şu şekilde: Servet Bayram, Mahmut Aycan, Şahin Demir, Ali Yıldız, Mehmet Karayılan, Sultan Bayındır, Hamza Bayındır, Faik Dursun, Guli Yaman, Mehmet Şahin, Nuray Göktepe, Bedran Fermanoğlu, Sedıka Yaman, Mustafa Yücel, Bekir Emlik, Hatice Küçüker, İbrahim Kaya, Sultan Özalp, Abdurahman Yalın, Avukat Ahmet Hartavi, Azad İder, Diyar Beçet, Erol Daşdelen, Hasret Ergin, Hüseyin Kılıç, Ömer Gümüştekin ve Merve Öztep.