Savunma sırasında ayağa kalkmayan avukat salondan atıldı, üst mahkeme kararı iptal etti

İstanbul'da görülen bir davada savunma yaparken ayağa kalkması istenen avukat Ali Rıza Dizdar, talebin kanuna uygun olmadığı belirterek karar uymadı ve salondan çıkarıldı. Dizdar'ın itirazı üzerine üst mahkeme kararı iptal etti. Kararı uygulamayan mahkeme, üst mahkemeyi HSK'ye şikayet etti.

Abone ol

Ferhat Yaşar

DUVAR - Avukat Ali Rıza Dizdar, bir sanığın avukatlığını yaptığı ve İstanbul 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ayağa kalkmadan savunma yapınca mahkeme hakim tarafından uyarıldı. Hakime, hüküm dışındaki kararlarda ayağa kalkma zorunluluğunun olmadığını söyleyen avukat Dizdar, savunmasını oturarak yapmaya devam etti. Bunun üzerine hakim, avukatın kendisine hakaret ettiği ve avukatlık görevini yerine getirmediği gerekçesiyle duruşmalara alınmamasına karar verdi. İtiraz üzerine üst mahkemenin verdiği iptal kararının uygulanmamasını eleştiren Dizdar, "Ben adaleti temsil eden bu yargıçtan dolayı gerçekten bir hukukçu olarak utanıyorum. Hakimlik bu değil" dedi.

'HUKUK GENEL KARARI BİZİ BAĞLAMAZ, O BİZDE GEÇERSİZDİR'

Avukat Ali Rıza Dizdar, savunma sırasında ayağa kalkmadığı gerekçesiyle hakim tarafından duruşma salonundan çıkarıldı. Dizdar, hakimle arasında geçen tartışmayı şu sözlerle anlattı:

"Bu aslında birkaç durumdan önce başlayan bir olay. Bu yargıç birkaç duruşmadır benden ayağa kalkarak savunmamı yapmamı istiyor. Ben de 'ceza usulü kanununda ayağa kalkmak yoktur' dedim. Oda ısrarla '9'uncu Hukuk genel kararı var' dedi. Onun üzerine 'Hukuk genel kararı bizi bağlamaz. O bizde geçersizdir. Burası ceza usulünce idare edilir. Sadece son kararda, hükümde herkes ayağa kalkar. Biz de yeminde ayağa kalkarız' dedim. 'Hayır, ben seni atıyorum duruşmadan' dedi. Çıkmamakla ısrar edince benimle beraber müdahil vekilleri ve sanık vekilleri 'Biz de çıkıyoruz.' dediler. Hep beraber polis nezaretinde çıktık. Birinci duruşmadan olan olay bu. Daha sonra bu yargıç, benim duruşmalara girmemi ayağa kalkmadığım için yasakladı."

ÜST MAHKEME KARARI İPTAL ETTİ

Avukat Dizdar mahkemenin verdiği bu kararı üst mahkeme olan İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşıdı. İtirazı değerlendiren mahkeme, "Hüküm dışındaki kararlarda ayağa kalkma zorunluluğunun olmadığını" belirterek asliye ceza mahkemesinin verdiği kararı kaldırdı.

'HAKİM, BEN DE BU KARARI YIRTIYORUM DEDİ'

Kararın ardından duruşmaya gittiğini aktaran Dizdar, şunları söyledi:

"3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi oy birliği ile ceza mahkemesinde; 'Avukatın ayağa kalkma mecburiyeti yoktur. Sadece hükümde ayağa kalkar' diye karar verdi. Bunun üzerine duruşmaya gittim. Duruşma başladığında müdahil vekiline bir söz sordu. Müdahil vekili de, oturduğu yerde cevaplandırdığı sırada, 'Ayağa kalkacaksın' dedi. 'Olmaz. Ali Rıza Bey ile ilgili karar verildi' dedi. Yargıç da; 'Ali Rıza bey genel kurul kararını yırtmıştı. Ben de bu 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi kararını yırtıyorum' dedi."

'KANUNA AYKIRI ŞEKİLDE MAHKEME KARARINI DİNLEMİYOR'

Yaşananların tutanağa geçirilmesini talep ettiklerini belirten Dizdar, "Ben ve yanımdaki sanık vekile ısrarla 'Ayağa kalkacaksın o kararı tanımıyorum' dedi ve içeriye polisleri çağırdı. Polislere 'Bu bir kanunsuz emirdir. İşte mahkeme kararı' dedim. 'Nasıl 15 Temmuz'da kanunsuz emre direnilmiş ise, burada da sizin direnmeniz lazım. Bu kanunsuz emri uygulamayız' diye. Ona rağmen polisler zor kullanmak istedi. Ondan sonra hadise çıktı" diye konuştu.

Hakimin kararının kanuna aykırılı olduğunu dile getiren Ali Rıza Dizdar, "Çıktıktan sonra yargıç, basında yer alan kararları almış. Yani burada yargıç kanuna aykırı bir şekilde mahkemenin kararını dinlemiyor. Ceza mahkemesinin kararını uygulamıyor. Keyfi olarak insanları ayağa kaldırıyor" dedi.

'BİR HUKUKÇU OLARAK UTANIYORUM'

Ceza Usulü Muhakemeleri Kanunu'na göre, mahkemede hüküm açıklanırken ve yemin verilirken ayağa kalkılması gerektiğini söyleyen Dizdar, şöyle devam etti:

"Yani bu yargıç kendi kafasına göre insanları her söz söylerken ayağa kaldırmaya kalkan bir yargıç. Bu adil değil. Usul değil. Bunlar yargıca yakışmayan davranışlardır. Bir yargıcın usul ve esası adaletin adabını ve şartlarını bilmesi gerekirken bilmemezlikten gelen bir yargıç. Ben adaleti temsil eden bu yargıçtan dolayı gerçekten bir hukukçu olarak utanıyorum. Hakimlik bu değil. Benim hukuk anlayışım böyledir: Bir yargıç ve hakim benden yaşça küçük olsa bile, her yerde ben ona öncelik sırası veririm. Çünkü biz onun kişiliğine değil, yargıçlık makamına hürmet ederiz. 49 yıldır avukatım, hiçbir yargıçlık makamını temsil eden kimseye karşı hukuksuzluk tavırda olmadım ama adaleti kuşa çevirenler karşısında şiddetli bir şekilde eleştirilerimi yaparım, direnme hakkımı da kullanırım. Ve direneceğim."

ÜST MAHKEME, HSK'YE ŞİKAYET EDİLDİ

Karara uyulmaması üzerine İstanbul 3'inci Asliye Ceza Mahkemesi, üst mahkemeyi Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet etti. Dilekçede, ağır ceza mahkemesi heyeti, mevzuatı yeterince takip etmeden ve dosyayı okumadan karar vermekle suçlandı.

Dilekçede, hakimlerin bütün mevzuatı bilmelerinin beklenmediği, ancak dosyayı okumadan karar vermenin "affedilir yanının bulunmadığı" belirtilerek şöyle denildi:

“Zira dosya okunarak karar verilmiş olsaydı 7 Şubat tarihli celsede Yargıtay içtihadının mahkeme zaptına yazıldığı, içtihad gereği ayağa kalkmaları gerektiği mahkememizce avukata hatırlatıldığında, avukatın, ‘Biz o kararı yırttık artık’ diyecek kadar pervazsız ve hukuk tanımaz bir tavır içinde olduğu ve yok dedikleri hükmün var olduğunu anlamış olacakları, dosya okunmadan karar vermenin affedilir tarafının bulunmadığı, bu sebeple de daha büyük ve vahim olaylara sebebiyet veren bu garabet kararın alınmış olduğu anlaşılmıştır.”

BARO BAŞKANI DURAKOĞLU: MESLEKTAŞIMIZIN YANINDAYIZ

Yaşananları değerlendiren İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Bu eski bir tartışmadır. Biz avukatlar olarak mahkemeye her zaman saygı duyarız çünkü biz de bunun bir parçasıyız. Bununla ilgili kanunda herhangi bir madde de yok. Avukatın duruşmalarda savunma yaparken ayağa kalkma gibi bir zorunluluğu da yok. İstanbul Barosu olarak meslektaşımız Ali Rıza Dizdar'ın yanındayız” dedi.

Duruşma salonunda tarafların durduğu masaya yapıştırılan ve Durakoğlu'nun da Twitter hesabından paylaştığı beyanda ise şu ifadelere yer verildi:

"Sayın AVUKAT MESLEKTAŞIM;

Bildiğiniz gibi tanık ve bilirkişiler tarafından yemin edilirken ve nihai hüküm açıklanırken hariç, duruşma sırasında ayakta durmayı zorunlu kılan bir hüküm kanunlarımızda bulunmamaktadır. Bu sebeple beyan verilirken ve diğer usulü işlemler sırasında da ayakta bulunmanız gerekmemektedir.

Sizlerden böyle bir beklentimiz olmadığı gibi esasen bu durumdan rahatsız olduğumuzu da bilmenizi isteriz.

Duruşmanın disiplinin temini, Mahkemenin mehabetini korumak ve özellikle tarafların Adalete güveninin azalmaması için teamülen tanıkları ayakta dinliyor ve zaman zaman beyanların ayakta verileceği hususunda uyarılarımız olmaktaysa da bu husus sizlerle ilgili değildir."