Sebahat Tuncel: Serçeler bize çiçek atıyor

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, cezaevinde yaşadıklarını yazdığı mektup aracılığıyla aktardı. Tuncel'in mektubunu, dava öncesi yayınlandı.

Abone ol

DUVAR - 6 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, sevk edildiği Kandıra Cezaevi’nden Gazete Sujin'e yazdığı mektupta cezaevinde yaşadıklarını anlattı. Üç ay hücrede kalan, daha sonra iki kişilik tecride son vermek istedikleri için Kandıra’ya giden Tuncel, “Silivri’de bir de bizleri yalnız bırakmayan serçelerimiz vardı. O soğuk mekanda sesleriyle bizi yalnız bırakmadılar. Hatta bazen havalandırmamıza çiçek attıkları oluyordu” dedi.

Tuncel tutuklanmasının ardından, bir gece Diyarbakır Cezaevi’nde kaldıktan sonra Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan’la birlikte Silivri 9 No’lu Cezaevi’ne götürüldüğünü aktardı. Tuncel, “Bizden önce Selma Irmak, Nursel Aydoğan ve Leyla Birlik vekillerimiz de Silivri’ye getirilmişti. Bizden sonra Ahmet Türk, Bekir Kaya, Meral Danış Beştaş, Ayhan Bilgen arkadaşlarımız da tutuklanarak Silivri’ye getirildiler” diye yazdı.

Üç ay boyunca tek kişilik hücrelerde tutulduklarını ve hiçbir haktan faydalanamadıklarını belirten Tuncel, “Bizlere gönderilen faks, mektup, kitaplar verilmedi. 10 gün sonra alabildik, kütüphane listesinden kitaplar alıp okuduk. Gazete alabildik ancak üç ay boyunca Özgürlükçü Demokrasi gazetesi verilmedi. Bu üç ay, avukat görüşleri sırasında arkadaşlarımızı görebildik” dedi.

Üç ay sonra Nursel Aydoğan ve Selma Irmak ile bir araya geldiklerini belirten Tuncel, Kandıra’ya sevklerine kadarki süreyi şöyle anlattı:

'TECRİDE SON VERMEK İSTEDİK'

“Daha sonra Meral ve Ayhan Bilgen’in tutuklanmasıyla ikişerli kalmaya başladık. Selma, Meral, ben ve Nursel heval ile birlikte yan yana odalarda kaldık. Haftada bir 1,5 saat ortak alana çıkmaya başladık. Meral ve Nursel hevaller tahliye edilince Selma heval ile birlikte kaldık. Bizim dışımızda kimse olmayınca sohbete de Selma heval ile birlikte çıktık. Bu süre zarfında bizleri yalnız bırakmayan avukat arkadaşlarımıza, Adalet Bakanlığı’ndan izin alabilen ve ziyaretimize gelen milletvekillerimize sizin aracılığınızla teşekkürlerimi sunmak istiyorum. İki kişilik tecrit durumuna son vermek için Kandıra’ya istedik ve 18 Temmuz itibarıyla Kandıra Cezaevi’ne getirildik.”

‘SERÇELER ÇİÇEK ATIYORDU’

Silivri Cezaevi’ndeki anılarından bahseden Tuncel, tutukluluk sürecini şöyle aktardı: “Silivri’de bir de bizleri yalnız bırakmayan serçelerimiz vardı. Onları anmadan geçmek olmaz. O soğuk mekanda sesleriyle bizi yalnız bırakmadılar, her sabah kuş sesleri ile uyanıyorduk. Hatta bazen havalandırmamıza çiçek attıkları oluyordu. Ben yuvalarına götürürken düşürdüklerini iddia ediyorum, Selma vekilimiz ise aynı boy ve renkte iki çiçek atmalarının tesadüf değil, bize özel olduğunu iddia ediyor. Bu tartışmada henüz bir sonuca varamadık"