Seçimin gizlediği kızlar

Ayşe Begüm Onbaşı, sadece kendi yaş gurubunun değil gerçekten de dünyanın en iyi aerobik jimnastik sporcusu olduğunu ispatlamak istiyordu. İşte bu baskıyla gitti Portekiz’e. Kendisini dünyanın en önemli turnuvasında, en önemli sporcuların arasında sınayacaktı. FIG Dünya Kupası’ndaki Sınav başarılı geçti. Ayşe Begüm Onbaşı, budan önce defalarca kez yaptığı gibi, izleyenleri kendisine hayran bırakmayı başardı.

Onur Salman salmanonur@gmail.com

Hayırlı olsun. Sonunda hayat futbola fena halde benzedi. VAR nedeniyle onlarca kez izlenen pozisyonlarının hayattaki tezahürü bitmek bilmeyen seçim sayımları oldu. Ucunu başını kaçırdık seçimin. Kaç gündür sayıldı, sayılmadı, geçerlileri, geçersizleri diye yatıp kalkıyoruz. Milletvekilleri ve ilçe örgütleri ise oy pusulası diye. Ama aradan geçen bunca uykusuz gecede gördük ki saymakla hedefe varılmıyor. Ancak yerinde sayılıyor. Ya da biz öyle sanıyoruz. Saman altından geçen su bizim gözümüzden uzak. Aynı seçim derdine düşmüşken Rabia Naz’ın cinayetinde son durumun ne olduğu gözümüzden uzakta kaldı gibi mesela.

Rabia Naz gibi gözümüzden uzakta kalan bir kişi daha oldu bu arada. Ayşe Begüm Onbaşı. Henüz 18 yaşına Ayşe Begüm. Özgeçmişinde başarıdan başka bir şey yok gibi. 11 yaşından beri milli takım forması altında mücadele etmesini mi sayalım, kendi yaş kategorisindeki dünya şampiyonluğunu mu, Avrupa şampiyonluğunu mu… Ben diyeyim 60 siz deyin daha fazla madalya Manisa’daki evinde duruyor.

Ama tam de seçim günü öyle bir şey yaptı ki, karambole gitti. Kendisi ilk kez yarıştığı büyükler kategorisinde dünya şampiyonu oldu. Portekiz’de düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda Ayşe Begüm Onbaşı, önce yarı finale ilk sırada yükseldi. Sonra da finalde kimsenin kendisini geçmesine izin vermedi. İlk kez bu seviyede yarıştı ve altın madalyanın sahibi oldu. Peri masalı gibi değil mi? Peki, kimdir bu Ayşe Begüm Onbaşı? Ne işle iştigal eder? Sırrı nedir? Neden bunca büyük başarının arasında adı bu kadar az bilinir? Peri masalının nasıl başladığına gidelim dilerseniz. Sporcu bir aileniz varsa, Türkiye’de sporcu olabilmek için bir adım öndesiniz demektir. Ayşe Begüm, o şanslı kısımda başladı hayatına. 5 yaşındayken sporla tanışması o sebeple tesadüf olmadı. Jimnastikle başladığı kariyeri, 11 yaşında milli takıma kadar ulaştı. Ama kariyer basamaklarını tırmandığı spor dalı aerobik jimnastik oldu.

Çocukluk aşkıydı onun için jimnastik. Bitmeyen bir aşk. Haftanın beş günü 50 kilometre uzaklığa antrenmana git-gel yapabilecek kadar büyük bir sevgi. Bunca koşuşturma arasında hiç sıkılmadan çalışmanın yetenekle buluşması o. Tabii ki ailesinin büyük özverisi sayesinde. Ki burada sporcu bir aileden gelmenin artısı devreye giriyor. Başka bir aile için 50 kilometre git, 50 kilometre gel, sadece çocuğunun yeteneğinin gösterdiği yolda yaşa... Gerçekleştirmesi kolay bir hayat değil bu.

Neyse bulmacanın bütün parçaları tamdı Ayşe Begüm için. O da kendisine ve yeteneklerine hiç ihanet etmedi. 2015 yılında Meksika'da gerçekleşen Dünya Şampiyonası’nda 12 - 14 yaş grubunda yarıştı. Evine döndüğünde boynunda bronz madalya vardı. Bir sene sonra ise en büyük başarısına imza attı. Güney Kore’nin Incheon kentinde düzenlenen Aerobik jimnastik Dünya Şampiyonası'nda 15 - 17 yaş grubunda dünyanın en iyi sporcularından biri olacağını gösterdi. O artık bir gençler dünya şampiyonuydu. 2017’de ise Dünya-Avrupa dublesi yapmak için İtalya’daydı. Ve beklediği duble de gelmişti.

Ama artık yıllar geçiyordu. Ayşe Begüm Onbaşı, sadece kendi yaş gurubunun değil gerçekten de dünyanın en iyi aerobik jimnastik sporcusu olduğunu ispatlamak istiyordu. İşte bu baskıyla gitti Portekiz’e. Kendisini dünyanın en önemli turnuvasında, en önemli sporcuların arasında sınayacaktı.

FIG Dünya Kupası’ndaki Sınav başarılı geçti. Ayşe Begüm Onbaşı, budan önce defalarca kez yaptığı gibi, izleyenleri kendisine hayran bırakmayı başardı. Türkiye’ye dönmek için uçağa bindiğinde koltuğunun altına bir şampiyonluk kupası daha vardı artık. Ama daha da önemlisi artık aerobik jimnastik dalında dünyanın en iyisi olabileceğine dair inancı daha da güçlendi. İlkinde başarabilirse, daha sonrasında da başarabilirdi, bunu biliyordu.

Türkiye’de birçok insan onu gözden kaçırsa da, başarıları kitlelere yeterince ulaşmasa da bilin ki bir dalda daha Türkiye, dünyanın en iyi sporcularından birine sahip. Görebilene.

Tüm yazılarını göster