Son iki sezonun şampiyonu, bu sene Avrupa’da adımlarını emin attığını hissettiren Beşiktaş’ın neredeyse her platformda övdüğümüz teknik direktörü Şenol Güneş’i baskı altında tanımak zorlaşıyor. Genelde Fenerbahçe derbilerinden önceye denk gelen bu baskı altında yanlış reaksiyon verme, son olarak Atiker Konyaspor maçında ortaya çıktı.
Önce asıl veriyi ortaya koyalım. Türk hakemleri gün geçtikçe ileri gitmesi gerekse de hızla geriye gidiyor. Daha da beteri, futbol kamuoyunda bu kötülük, art niyet olarak kabul görüyor. Çünkü hakemlerimizin kötülüğünde bile maalesef standart bulunamıyor. Peki bu durum, futbolun paydaşlarına kendi meslektaşlarını zan altında bırakmaya yeter mi?
İkinci veri de şu. Mehmet Özdilek, futbolculuk döneminde Beşiktaş’ın en önemli efsanelerinden biriydi. Ama sadece siyah beyazlılarca değil tüm futbol camiasının efendiliği konusunda hem fikir olduğu bir isimdi. Teknik direktörlük kariyerinde de çizdiği tablo pek farklı değildi. Lakin maalesef benim ve benim gibi birçok kişinin kafasında Şifo Mehmet dendiğinde İsviçre maçı geliyor. Efendiliğiyle bilinen Şifo’nun İsviçreli oyuncuya attığı o çelme tüm imajını yerle bir etmeye yetmişti.
Şimdi de konuya dönelim. Atiker Konyaspor maçı sonrasında Beşiktaşlı futbolcular ve Şenol Güneş, hakeme haklı isyanlarını sunmak için çevresini sarmışlardı. Tecrübeli çalıştırıcı, hızla yanlarına gitti. Oyuncularını tek tek çekerek oradan ayrılmalarını istedi. Buraya kadar her şey normal gibi dursa da öyle değildi. Çünkü Şenol Güneş, bu hareketi arkasından gelen Konyaspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek için yapmış sonrasında öğrendik. Güneş, Özdilek’e dönerek ‘Buyur eserlerini tebrik et’ dercesine bir hareket yaptı. Zaten asıl sıkıntı da bu.
Mehmet Özdilek’in yaptığı ya da yapmadığı hatalar kendisini bağlar. Aynı hakemin yaptıkları gibi. Tek bir fark var. Hakemin yaptıkları aynı zamanda maçın ve takımların kaderleriyle oynayabiliyor. Bu anlarda bile sakin kalabilmek belki de liderliğin en önemli noktalarından biri.
Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi ve en kariyerli teknik direktörü olduğu aşikar olan Şenol Güneş’in hem eğitimciliği hem de tecrübeli kariyeri dolayısıyla bunu çok iyi bilmesi gerekiyordu. Hakeme göstereceği her türlü tepki anlaşılabilir. Buna bir neden/bahane de üretilebilir. Lakin bir teknik direktörü tek bir hareketle zan altında bırakmak, işte bu kabul edilemez bir şey.
Şenol Hoca konusunda herkesin kafasında bir imaj var. Bu imajların en önemlisi ise oynattığı pozitif futbolun güzelliği ve yarattığı futbol yıldızlarının fazlalığı. Beşiktaş’ın son 3 sezonda yaptıkları ortada. Bunda aslan payının Şenol Hoca’da olduğu da gerçek ama bazı konularda muhakkak gelişmeye devam etmek zorunda Şenol Hoca.
İlki şike sürecinden kalma tüm düşüncelerin kendisinde yarattığı baskıya direnmeyi öğrenmek ve kriz anlarında sakin kalmak. Tüm bunlar naçizane öneriler. Zira Şenol Hoca’nın da 14 Şubat’ta oyuncularıyla paylaştığı gibi: “Önemli olan neye sahip olduğunuz değil, sahip olduklarınızı kiminle ve daha da önemlisi nasıl paylaştığınızdır.”