Şentop'un Gergerlioğlu ve parti kapatma savunması: Anayasada var
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve HDP'nin kapatılması için iddianame hazırlanmasıyla ilgili aynı ifadeleri kullandı: "İlk defa karşımıza çıkan bir süreç değil. Anayasamızda var."
DUVAR - HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında vekilliğinin düşürülmesi işlemi yapılmasının hemen ardından Yargıtay Başsavcısı'nın HDP hakkında kapatma davası açılmasına tepkiler sürerken, Meclis Başkanı Mustafa Şentop iki adımın da normal karşılanması yönünde açıklamalar yaptı.
Şentop, Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesine ilişkin, "Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili süreç ilk defa karşımıza çıkan bir süreç değil. Anayasada çok açık bir şekilde kesin hükmün Genel Kurul'a bildirilmesiyle milletvekilliğinin düşeceği yazıyor" ifadelerini kullandı. Şentop, HDP'nin kapatılması için iddianame hazırlanmış olmasıyla ilgili de aynı yorumu yaptı: "Anayasamızda, mevzuatımızda parti kapatma var. Bunun gerekçeleri, sebepleri de var. İlk defa karşılaşılan bir durum da değil. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından dava açılıyor. Anayasa Mahkemesi konuyla ilgili incelemeler yaptıktan sonra bir karar verecek" dedi.
Çanakkale Köprüsü inşaatındaki incelemelerin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şentop, şunları söyledi:
PARTİ KAPATILMASIN DİYENLERİN 2010'DA NE YAPTIĞINA BAKILMALI: Kimseye cevap olsun diye konuşmam doğru değil Meclis Başkanı olmam hasebiyle sadece hukuki süreçten bahsedebilirim. Anayasa'ya göre, Siyasi Partiler Kanunu'na göre siyasi parti kapatma davaları var Türkiye'de maalesef. Bu konuda daha önce bir düzenleme gelmişti Meclis'e, bir anayasa değişikliği yapılıyordu 2010 yılında. Bu değişikliklerden birisi de siyasi parti kapatılmasının tamamen yasaklanması maiyetinde bir değişiklikti ama Meclis'ten geçmemişti o zaman. Parti kapatmalar olmasın diyenler varsa o tarihte destek verip vermediklerine bakılmasını öneririm. Ama Anayasamızda, mevzuatımızda parti kapatma var, ilk defa karşılaşılan bir durum da değil.
GÖNÜL İSTER Kİ OLMASIN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından dava açılıyor. Anayasa Mahkemesi (AYM) konuyla ilgili incelemeler yaptıktan sonra bir karar verecek. Sadece Türkiye'de değil başka ülkelerde de siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili düzenlemeler var. Gönül ister ki olmasın ama siyasi partilerin kapatılmasını gerektiren hususlar, sebeplerle ilgili de siyasi partilerin hassasiyet göstermesi, ihlallerde bulunmaması da gerekir.
HÜKÜM OKUNUNCA VEKİLLİK DÜŞER: (Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesi ve TBMM'de beklemesi) Bu şekilde benzer bir olay yaşandı. 3 vekilin haklarındaki hükümlerin okunmasının ardından milletvekillikleri sona ermişti. Birisi Sayın Berberoğlu'ydu, diğer 2 milletvekili de HDP'li idi. Dolayısıyla Ömer Faruk Gergerlioğlu'yla ilgili süreç de ilk defa karşımıza çıkan bir süreç değil. Anayasa'da çok açık bir şekilde kesin hükmün genel kurula bildirilmesiyle birlikte milletvekilliğinin düşeceği yazıyor.
HÜKMÜ OKUMAMA GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK: Burada itiraz edilen hususlardan birincisi karar hukukidir, değildir tartışması... Böyle bir tartışma şüphesiz yapılabilir ama bizi Meclis Başkanlığı olarak ilgilendiren Anayasa'daki açık hükümde yer alan kesin hüküm meselesidir. Ortada bir kesin hüküm var mı, yok mu? Kesin hükümlerden beğendiklerimizi uygulama, beğenmediklerimizi uygulamama gibi bir lüksümüz yok. Bir yanlışlık varsa hükümle ilgili onun nasıl düzeltileceğine dair süreçler mevzuatımızda var.
AYM'YE BAŞVURU HÜKMÜN KESİNLEŞMESİNE ENGEL DEĞİL: İkinci husus da Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapıldı, bu bakımdan beklenmesi gerekirdi şeklinde. Bu da doğru değil. Hüküm kesinleşmesine engel değil Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurular. Bireysel başvuru ayrı bir mekanizmadır. Nitekim Sayın Berberoğlu'yla ilgili Anayasa Mahkemesi kararları da doğru okunursa o kararda da Anayasa Mahkemesi kesin hükmü kendisi kaldırmıyor, kaldıramıyor, böyle bir yetkisi yok. Kesin hükmün kaldırılması konusunda ilgili mahkemeye, kesin hükmün kaldırılaasına dair kararına ayrı bir cümle koyuyor. Bu bakımdan Anayasa Mahkemesi kesin hükmü kaldıracaksa kendisi kaldırırdı ama bunu kaldıramayacağı için diğer mahkemeye havale ediyor. Bu bakımdan bireysel başvuru hükmün kesinleşmesini engellemiyor, burada kesin bir hüküm var. Anaaysa Mahkemesi'ndeki sürecin ne olacağını da bilmiyoruz.
TEDBİR BAŞVURUSUNU AYM REDDETTİ: Bir başka husus tedbir başvurusu yapılmış, bu başvuruyu da Anayasa Mahkemesi reddetmiş. Bu bakımdan hukuki süreç olarak hiç kimsenin karar okunmalı okunmamalı tartışması yapmaya hakkı yok. Bunlar siyasi tartışmalardır. Dolayısıyla milletvekili olmayan birinin genel kurulda bulunması mümkün değildir. Ama bundan daha ilerisi de yasama faaliyetlerinin engellenmesi gibi bir duruma doğru varmaz diye ümit ediyorum.
1994'TE YAŞANANLARLA ALAKASI YOK: 1994'te yaşanan olaylara (Demokrasi Partisi (DEP) milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve TBMM kapısında gözaltına alınmalarına) atıf yapılıyor. Hiçbir alakası yok. 1994 yılında yaşanan olayda milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştı, milletvekillikleri devam ediyordu. Onların gözaltına alınmasıyla ilgili süreç farklı bir süreçti. (HABER MERKEZİ)