SES’ten ‘Eşitlikçi Feminist Ekonomi’ etkinliği

SES, “Sürdürülebilir Bir Sistem Önerisi: Eşitlikçi Feminist Ekonomi” etkinliği düzenledi. Prof. Dr. İpek İlkkaracan, kadınlarda ücretsiz çalışmada günde ortalama bir buçuk saat artış olduğunu söyledi.

Abone ol

ANKARA -  SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, Prof. Dr. İpek İlkkaracan, Doç. Dr. Emel Memiş, ekonomist Özlem Onaran, ekonomist ve yazar Osman Ulagay'ın katılımıyla “Sürdürülebilir Bir Sistem Önerisi: Eşitlikçi Feminist Ekonomi” etkinliğini düzenledi. Kadın hareketi temsilcilerinin, akademisyenlerin, ekonomistlerin, gazetecilerin ve SES üyelerinin katıldığı etkinlikte, geçtiğimiz günlerde yayınlanan TÜSİAD ve BM Nesiller Boyu Eşitlik Forumu'nun raporları analiz edildi. Yeni kalkınma yaklaşımları ile sürdürebilir bir geleceğin inşası için gerekli politikalar tartışıldı.

'FEMİNİST POLİTİKALARIN HAYATA GEÇMESİ GEREKİYOR'

Etkinliğin moderatörlüğünü yürüten SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç, Türkiye'de demokrasiden bahsedilebilmesi için sivil toplumun devleti denetleyebilmesi ve politikaya direkt dahil olması gerektiğini belirtti.

Onanç, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'nin gelecek hikâyesinde feminist politikaların hayata geçmesi gerekiyor. Pandemi sonrası dünyanın ve Türkiye'nin içine girdiği ekonomik krizden çıkmak için feminist ekonomik önerilerimizin tartışılması ve benimsenmesini sağlamak için bu toplantıyı düzenledik.”

'KADINLARDA ÜCRETSİZ ÇALIŞMADA GÜNDE ORTALAMA BİR BUÇUK SAAT ARTIŞ VAR'

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İpek İlkkaracan, tam zamanlı işlerde çalışan kadınların yüzde 60'ının zaman yoksulluğu riskini göze alması gerektiğini söyledi, pandemiyle eşitsizliklerin küresel boyutta ve türde artığını, Covıd-19'un hane içi üretime talebi çoğalttığını kaydetti. Mayıs 2020'de yaptıkları bir araştırmadan bahseden Prof. Dr. İpek İlkkaracan, kadınlarda ortalama günde bir buçuk saat ücretsiz çalışmada artış olduğunu, erkekler ve kadınlar arasındaki saat farkının 6 saate çıktığını dile getirdi.

Prof. Dr. İpek İlkkaracan bakım ekonomisine yatırım yapmanın ekonomik getirilerini şöyle özetledi:

“Sosyal hizmetlere yapılan yatırımlar, diğer sektörlere göre ciddi miktarda istihdam yaratma kapasitesine sahip ve bunlar daha çok kadınların istihdam edildiği sektörler olduğu için kadın emeğine talep artışı sağlar. Yatırımlar bu anlamda toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirme potansiyeline sahip. Bunun yanı sıra hem işgücüne katılımı artırma hem de tek kazananlı hanelerden, çifte kazananlı hanelere geçişi sağlayarak yoksulluğu azaltır.”

'ADİL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA BAKIM EMEĞİ FARKLARININ ORTADAN KALDIRILMASINI GEREKTİRİYOR'

Greenwich Üniversitesi'nden ekonomist Özlem Onaran ise konuşmasında şunları söyledi:

“Toplumsal altyapının uzun vadeli olumlu etkisini ve yatırım karakterini anlamak, maliye ve sanayi politikalarının geliştirilmesi açısından da bu harcamaların nasıl finanse edileceği çok önemli. Toplumsal altyapı harcamaları hem artan oranlı gelir ve servet vergileriyle hem de kamu borçlanmasıyla finanse edilebilir. Adil ve sürdürülebilir kalkınma, hem yeşil fiziksel hem de mor toplumsal altyapı alanında kamu yatırımlarını, adil ücret ve çalışma koşullarını, çalışma süresinde kısalmayı ve cinsiyetçi ücret, istihdam ve bakım emeği farklarının ortadan kaldırılmasını gerektiriyor.”

'TÜRKİYE MOR EKONOMİYE ÖNCÜLÜK ETMELİ'

Ekonomist ve yazar Osman Ulagay ise konuşmasında, “Türkiye'de ekonominin tüm prensiplerinin tersi uygulanıyor. Neoliberal yaklaşımın pandemi episodu sanki insanlığı suçüstü yakaladı. Dünyanın pek çok şeyin sürdürülemez olduğu ortaya çıktı. Hayatın bütün alanlarında farklı bir dünyaya geçmek artık kaçınılmaz. İnsanlar değişime daha yatkın hale geldiler” dedi.

Renkli ekonomik modelin demokrasiye de hizmet ettiğini söyleyen Doç. Dr. Emel Memiş, “Şimdi iklim ekonomisi ve mor ekonominin tam zamanı. Mor ekonomi kavramının sahibi olarak Türkiye bu konuya öncülük etmeli. Adil ve sürdürülebilir dünya için harekete geçmeliyiz. Yeni bir sosyal kontrat yapılması gerekiyor. Radikal addedilen ekonomik öneriler, bugün uluslararası kurumlar tarafından dile getiriliyor” dedi. (DUVAR)