Sezai Temelli: Neden kayyım?

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'ni ziyaret etti. Temelli kayyımları eleştirirken, parlamentonun bir an önce çalışmaya başlaması gerektiğini söyledi.

Abone ol

Ferhat Yaşar

DUVAR - HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanması ile ilgili Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'ni ziyaret etti. Bugün İstanbul'da bir dizi kuruma kayyım gündemi ile ilgili olarak ziyaretler gerçekleştirecek olan Temelli, yaptığı açıklamada, "Dün 1 Eylül'dü. Bütün alanlarda büyük bir kalabalık vardı. Barış talebi ve mücadelelerini alanlara taşıdılar" dedi. Temelli, kayyımlarla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı:

"Bu savaş şiddetidir. Sadece savaş değil, bütün topluma dayatılan bir şiddettir. Kürt halkına yönelik bir şiddettir. Tüm Türkiye'de demokrasinin yerine diktatörlük inşa ediyor. Kayyımlardan sonra her şey ortaya döküldü buna rağmen toplumu tehdit etmeye devam ediyor. Neden kayyım? Çünkü yönetemiyor. Güvenli bölge, barış koridoru adı altında Fırat'ın doğusuna savaşı götürüyor. Neden kayyım? Çünkü bu kaynaklara el koyarak savaşı finanse ediyor. Bu toplumun en önemli meselesi demokrasi meselesidir. Kürt meselesi ise bu meselelerin en kritik kavşağında yer alıyor."

Özerk demokratik üniversiteyi savunan öğretim üyeleri ile bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu ifade eden Temelli, "Kendim de üye olduğum dernekle görüşmekten mutluluk duyuyorum. Bu entelektüel katkı olmadan demokrasi inşa etmek mümkün değil" dedi.

Anayasa tartışmalarına da değinen Temelli şunları söyledi, "Birlikte anayasamızı nasıl yapmamız gerekiyor? 12 Eylül anayasasından nasıl kurtulacağız? AKP 12 Eylül cuntasının hayalini gerçekleştiriyor. Bir dosya hazırladık, anayasa dosyası. Kürtlerle barışmanın yolu da hukuk devleti inşa etmekle mümkündür. 31 Mart-23 Haziran bizim için çok kıymetli bir buluşmadır. Bütün toplumun birbirleriyle kucaklamasıydı. Anayasa yapım süreci daha uzun solukludur ama acil yapılması gerekenler var. Çok sayıda mağdur var. İktidara rağmen parlamento yargı konusunda çalışmalar yapabilir. En azından bazı mağdurlar giderilebilir. Parlamento bir an önce tatili bırakıp çalışmalara başlamalı."

'BU ANLAYIŞ DİKTATÖREL REJİME ÇAĞRIDIR!

HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, Üniversite Öğretim üyeleri derneğine yaptığı ziyaretin ardından ikinci durağı (İnsan hakları derneği) İHD oldu.

Temelli, Türkiye'de en önemli meselelerden biri insan hakları ihlali olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı: "Siyasete, demokrasi ve barış mücadelesine baktığımızda bunun arka planında ciddi bir insan hakları ihlalinin aklının yattığını görüyoruz. Bugünkü iktidar bu konuda fazlasıyla suç işlemiş. Bugün Türkiye'de çok ciddi sorunlarımız var ama en temel meselemiz budur. Toplumun Beklentilerine sırtını çeviren bu iktidar her türlü hak ihlalinde adeta dünya şampiyonudur. Tüm bu hak ihlalinde Savaş ve şiddet politikasıyla sürdürmeye çalışıyor. Savaşı ve şiddeti dayatıyor. Bu şiddetin en önemli fotoğrafı kayyım atamalarıdır. Siyaseti yok sayan demokrasin en önemli ilk adımı olan seçme ve seçilme hakkının yok sayan bir anlayıştır. Bu anlayış diktatörel rejime bir çağrıdır. Tüm Türkiye toplumuna ve demokrasi mücadelesi veren herkese çağrıda bulunmak istiyorum. Bugün ortaya çıkan kayyım atamalarına mutlaka ses çıkarmalıyız. Eğer bugün güçlü bir tepki ortaya koyamazsak bu hak ihlali konusunda iktidar geri adım atmayacaktır. AKP kimliğini her zaman ön planda tutan Cumhurbaşkanı yine HDP'yi tehdit etmiştir. Belediye başkanlarını ve Milletvekilleri tehdit etmiştir. Seçilmişleri tehdit etmek onu seçen iradeyi tehdit etmektir. Bu konuda da kararlı gözüküyor. Türkiye bu karanlık gidişe dur demeli. Türkiye bu hak ihlali karşısında birleşmeli.

HDP'nin demokratik mücadelede ısrarlı olma hali çok kıymetli olduğunu belirten TİHV başkanı Şebnem Korur Fincancı şunları söyledi:" Bu düreçte adalet arayışı değerlidir. Türkiye'de bir parti başkanı tarafından adli yıl açılması, Türkiye'de hukukun üstünlüğünü nasıl tümüyle ortadan kaldırıldığını ifade etmektir. Barolarımız gitmeyerek ve o tabloda yer almayarak adalet konusundaki ısrarını göstermiştir. Türkiye'de halklar adalet, demokrasi ve insan hakları için mücadele etmeyi sürdürecekler. Türkiye'de sömürge valisi atanmasına da karşı çıkacağız. 2016 yılında kayyımlar atandığında kimse sesini çıkarmamıştı. Bunun cesaretiyle tekrar kayyım atanmıştır. Biz özgür adil bir dünyada insanca, insan haklarının ihlal edilmediği koşullarda yaşama mücadelesi verenleriz. Eğer Türkiye'de bu önlemleri almazsak savaş cığırtkanlığına ses çıkartmazsak daha çok kadın ve işçi cinayetiyle karşı karşıya olacağız. Savaşın koşullarında ırkçılığın yükseldiği, eril şiddetin tüm topraklarımızı sardığı ve emeğin ağır bir sömürü altında olduğu koşulları kaçınılmaz olarak görürüz. İnsanca yaşamak için elbirliğiyle yeni bir anaysa, yeni bir toplum sözleşmesine çok büyük bir ihtiyaç var"