Geçtiğimiz sezonu Atatürk Olimpiyat Stadı'nda 90+4'üncü dakikada attığı golle Türkiye Kupası'nı alarak kapatan Beşiktaş, yeni sezonu yine aynı stadyumda bu sefer geçen senenin şampiyonu Galatasaray'a karşı 5-0'lık görkemli bir galibiyetle açtı.
İlk olarak geçen seneki Süper Kupa krizinden sonra bu seneki maçın sorunsuz atlatılmış olması yeni TFF yönetimi için sevinebilecekleri bir sonuçtur.
Hatırlanacağı üzere geçen sene Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanması gereken maç her sene olduğu gibi ağustos ayında lig başlamadan önce değil, aralık ayında Suudi Arabistan'da oynatılmak istenmiş, bayrak ve forma tartışmalarının ardından takımlar sahaya çıkmadan geri dönmüştü. Nisan ayına ertelenen maça ise Fenerbahçe, protesto olarak U-19 takımıyla çıkmış ve birinci dakikada sahadan çekilmişti.
Önceki TFF yönetiminin son icraatlerinden birisi Süper Kupa ve Türkiye Kupası'nın formatını değiştirmek olmuştu. Bundan sonra oynanacak Süper Kupa'lar İspanya ve İtalya'dakine benzer şekilde, dörtlü final olarak oynanacak. Bahsedilen dörtlü finalin de yine İspanya ve İtalya'da olduğu gibi sezon ortasında oynanması ve yurt dışında organize edilmesi muhtemel. Yani Mehmet Büyükekşi yönetimi geçen seneki maçı oynatamamış olsalar da orta vadeli programlarını uygulatmayı başardılar diyebiliriz.
Dün akşam Atatürk Olimpiyat Stadı'nda izlediğimiz maç ise muhtemelen bu formattaki son finaldi.
ERKEN GOLLE BOZULAN PLANLAR
Süper Kupa'lar bir önceki sezonun kupa kazanmış ya da final oynamış iki takımının yeni sezona ne kadar hazır olduklarını, yaz dönemini nasıl geçirdiklerini, ligde neler yapabileceklerini görmemize olanak sağlayan müsabakalar. Kazanan takımın yeni sezona daha özgüvenli ve moralli başlamasını sağlar, kaybeden takımı sezon öncesi silkeleyerek kendine getirir.
Kağıt üzerinde bakıldığında bir önceki sezonu 102 puanla şampiyon tamamlayan, kadrosunu da büyük ölçüde korumayı başaran Galatasaray'ın geçtiğimiz sezon 5 teknik direktör değiştiren, yeni teknik direktör ve yeni oyuncularla yeni bir yapı kurmaya çalışan Beşiktaş'a karşı daha baskın olacağı tahmin edilebilirdi . En azından sahada rakibine göre daha oturmuş bir oyun sergilemesi beklenirdi. Ama dünkü 90 dakikada durum tam tersiydi. Hem daha çok ihtiyacı olan hem daha çok isteyen taraf Beşiktaş'tı, bu iştah da hem oyuna hem skora yansıdı.
Elbette Beşiktaş'ın taze forveti Immobile'nin 21'inci saniyede attığı gol iki takımın da maçla ilgili planlarını alt üst etmiştir. Ancak Galatasaray'ın 90 dakika boyunca sergilediği dağınık görüntüyü sadece bu gole bağlamak da mümkün değil.
TEPKİSİZ VE ETKİSİZ GALATASARAY
Sarı kırmızılılar, gole tepki vermeleri gereken ilk 15 dakikada topa sahip olsa da rakip yarı sahada etkili olmakta zorlandı. Beşiktaş'ın geriden pasla çıkmaya çalışan Galatasaray defansına önde basması, rakibini uzun toplara zorladı. Icardi ve Kerem'in defans arkasına sarktığı pozisyonlar da ofsayta takılınca sarı kırmızılılar maçın ilk bölümünde rakip kalede tehlike yaratamadı.
İlk 15 dakikadan sonra oyun da dengelendi. İlk yarının kalan dakikaları düşük tempo, bol sarı kart ve orta sahada karşılıklı top kayıplarıyla geçti. Beşiktaş bu bölümde orta sahada kazandığı toplarla Galatasaray savunmasını birkaç kez dağınık yakaladı ancak sayıca üstün olduğu pozisyonlarda son pas tercihleri yanlış yapılınca siyah beyazlılar da ikinci golü yakalayamadı.
OKAN BURUK'UN RİSKLERİ FARKI ÖNLEYEMEDİ
Okan Buruk ikinci yarıya Kerem Aktürkoğlu ve Mertens'i kenara çekip Barış Alper Yılmaz ve Batshuayi'yi sahaya atarak başladı. Buruk muhtemelen oyuna rakip sahaya yıkacağını düşündüğü için fizik gücü ve deliciliği yüksek isimlere yöneldi ancak sarı kırmızılıların ilk yarıdaki sorunu ileri uçta değil orta sahadaydı. Torreira-Berkan merkezi Beşiktaş'ın Musrati-Gedson-Rafa Silva'dan oluşan orta sahasına karşı etkisiz kaldı. Galatasaray orta sahası ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da rakibine büyük boşluklar bıraktı.
53'üncü dakikada Svensson'un da pas alışverişine katılmasıyla orta sahada sayısal üstünlük kuran ve rahat paslaşmalarla Galatasaray kalesine kalabalık gelen siyah beyazlılar topu sağ çizgide müsait pozisyonda bulunan Rashica'yla buluşturdu. Kosovalı oyuncunun ortası defastan seken ortaso pozisyonu takip eden Svensson'un önünde kaldı ve fark ikiye yükseldi.
İkinci golden sonra oyun Galatasaray için daha sıkıntılı bir hale geldi. Beşiktaş dengeli skor avantajının verdiği rahatlıkla oyun disiplinini korurken sarı kırmızılı ekipte hatlar arası mesafe açıldı. İleride 4 hücumcu oyuncusuna rağmen top tutmakta ve atak üretmekte zorlanan Galatasaray, Beşiktaş'ın kontra atakları karşısında da savunmasız kaldı.
81'inci dakikada Abdülkerim'in hatalı müdahalesiyle penaltı kazanan Beşiktaş farkı üçe çıkarırken Galatasaray ise zaten hiçbir bölümünde etkili olamadığı maçtan tamamen düştü. İlk goldeki büyük hatasını 87'de gördüğü kırmızı kartla taçlandıran Nelsson'un oyundan atılmasıyla siyah beyazlılar, geçtiğimiz sezon iki maçta da yenildiği rakibine karşı farka gitme fıtsatı yakaladı.
Finali ise hazırlık maçlarında kendisini gösteren 2007 doğumlu forvet Mustafa Hekimoğlu yaptı. Rafa Silva'ya önce eliyle koşacağı alanı gösteren Hekimoğlu, iyi bir zamanlamayla gelen pasta defansın arkasına sarktı, sonra da dar açıdan uzak köşeye pis burun vurarak maçın skorunu belirledi; 5-0. Kariyerinin ilk resmi golünü atan Hekimoğlu, sezon boyunca van Bronckhorst'un planları arasında olacağını da ispatladı.
Geçtiğimiz sezonu kaosla geçiren siyah beyazlılar için yeni sezondan ümitli olmak için çok sebep var. Immobile ve Rafa Silva'nın birbirleriyle iyi bir kimya kurmuş olması Beşiktaş'ın ileride daha aklı başında oynamasını sağlamış görünüyor. Sağda Rachica solda Semih'le birlikte hücumda tehlikeli bir hat kuran Beşiktaş'ın ilk 11'inin büyük ölçüde netleşmiş olması da bir avantaj. Siyah beyazlılar için artık süreç, Muçi'ye kadroda yer bulabilmek, Gedson'un topu daha verimli kullanmasını sağlayacak bağlantılar kurması sağlamak ve takım savunmasını güçlendirmeye çalışmakla geçecek gibi görünüyor.
Galatasaray cephesinde ise 5-0'lık ağır yenilgi bazı taşların yerinden oynamasına yol açabilir, açmalıdır da. Sarı kırmızılılar Süper Kupa'yı bir hedef maç olarak görmemiş olabilir, sezon ilerledikçe takımın performansı da muhakkak artacaktır. Ancak Buruk'un ligde yaşanabilecek olası puan kayıplarını önlemek için mevcut duruma müdahale etmesi ve en verimli 11'i bulması şart. Sanchez'in dönüşü savunmayı rahatlatacaktır, Torreira'nın yanına gelecek 8 numara da orta sahadaki sorunlara bir nebze çözüm olabilir. Buruk'un en büyük sınavi ise Icardi, Mertens, Kerem, Ziyech, Zaha, Barış Alper, Batshuayi gibi isimlerden en formda hücum hattını oluşturmak, yedek kalacakları duruma ikna etmek olacak gibi görünüyor.