Sezonun sürpriz takımı Antalyaspor olacak mı?
Bu başlığı atmak için kâhin olmaya gerek yok. Nuri Şahin’in futbol oynadığı yıllardan itibaren kariyerini nasıl ördüğüne ve Antalyaspor’un geçtiğimiz sezon yaptıklarına bakmak yeterli olsa gerek...
DUVAR - Bir gazeteci, Alman din bilimcisi Dorothee Sölle’ye şöyle bir soru soruyor yıllar önce: "Mutluluğun ne olduğunu bir çocuğa nasıl izah edersiniz?" Sölle’nin cevabı kısa ve net: "Bunu kelimelerle açıklayamayız, oynaması için ona bir top veririm."
Eduardo Galeano, 'Gölgede ve Güneşte Futbol' isimli kitabında bu diyaloğu aktardıktan sonra profesyonel futbolun, bu mutluluk kaynağını kurutmak için elinden geleni yapmasına rağmen başarılı olamadığına dikkat çekiyor ve ekliyor: "Belki de futbolun en şaşırtıcı taraflarından biri de budur. Arkadaşım Angel Ruocco’nun da belirttiği gibi, futbolun en güzel yönü daima sürprizlere açık olmasıdır. Teknokratlar futbolu en ince ayrıntılarına kadar programlasalar da, futbolun güçlü ağaları ona istedikleri gibi yön verseler de, futbol beklenmedik olanı, öngörülmeyeni bünyesinde bulunduran bir sanat dalı olmaya devam edecektir.”(1)
FUTBOLUN ÖYKÜSÜNÜ DEĞİŞTİRENLER
Evet, profesyonel futbol, mutluluk kaynağını kurutmak için elinden geleni yapsa da, futbolun genel dinamikleri pek değişmese de ve nadir de olsa “zevkten zorunluluğa uzanan hüzünlü bir öykü”(2) olan futbolun öyküsünü değiştiren bazı isimler ortaya çıkabiliyor. Nuri Şahin’in de bu isimlerden biri olduğunu düşünüyorum. Daha Antalyaspor’un başına geçmeden önce, takımın formasını terletirken kendisiyle yaptığım röportaj(3) sırasında, ileride başarılı bir teknik direktör olacağının sinyallerini veriyordu. Altı sene önce doğup büyüdüğü kasabanın kulübü RSV Meinerzhagen’ı aldığını ve orada hocalık da yaptığını, bu takımın her sene bir üst lige çıktığını söyleyen Şahin, “Dokuzuncu ligdeki takımı aldım ve taktik, sistem, antrenman, beslenme, uyku planlaması, testler vs. hepsini yapmaya başladım. Ben bunu dokuzuncu ligde kısıtlı imkânlarla yapabiliyorsam, bunu birinci ligdeki hocaların hayli hayli yapması lazım” diyordu.
Genç yaşından itibaren birçok başarıya imza atan futbolcu; gelecekteki hedeflerine şimdiden hazırlandığını, maçları analiz ettiğini, notlar aldığını, bu işi bilen insanlarla konuşup eğitimine devam ettiğini heyecanla anlatıyordu. Hatta gelecekteki ekibinin şimdiden hazır olduğunu söylediğinde bu durum biraz abartılı gelmiş ama karşımdaki kararlı kişinin gelecekte adından söz ettiren bir teknik direktör olacağına ben de inanmıştım. Kim bilebilirdi ki gelecek bu kadar yakın olacak... Çok değil, bu röportajdan altı ay sonra Antalyaspor Futbol Takımı’nın başına geçmesi gündeme geldi. Nuri Şahin, hazırdı; belki de daha Antalyaspor’a gelmeden takımın başına geçtiğinde neler yapabileceğini biliyordu. Zaten Şahin, kulüp başkanı Aziz Çetin’le yaptığı görüşmede de bana söylediği cümleyi kuracaktı: “Futbolu bıraktığımda beraber çalışacağım ekip hazır.”(4)
EINSTEIN KADAR ZEKİ, FREUD KADAR İNCE, GANDI GİBİ SABIRLI MI?
Sebepleri başka bir yazının konusu olsa da futbol takımlarıyla ilgili şöyle bir gözlemim var: Hocasının dediğini futbolcunun isteyerek ve severek yapması için ona saygı duyması ve inanması şart. Bu bazen zaman alıyor bazen de hiç kurulamayabiliyor. Belki bazı takım arkadaşları içlerinden “Acaba?” demiştir ama takımla birlikte bizzat futbolcuların bireysel performanslarının da yükselmesi, Nuri Şahin için bu sürecin çok daha kısa sürmesini sağladı şüphesiz. Eduardo Galeano, “Teknik adamlar, futbolun bir bilim, sahanın da bir laboratuvar olduğunu düşünürler. Yöneticiler ve taraftarlar ise ondan Einstein kadar zeki ve Freud kadar ince olmasını istemekle kalmazlar, aynı zamanda Lourdes Meryem’i gibi mucizeler yaratmasını ve Gandi gibi sabırlı olmasını da beklerler” diyor. Şahin, futbolu bir bilim olarak gördüğünü gerek teknik ekibine kattığı isimler gerek onlardan kullanmalarını istediği sistemler gerekse de futbolculara eğitim vermesi için kamplara getirdiği uzmanlarla gösterdi.
Einstein kadar değildir belki ama Şahin, Harvard Üniversitesi’nden aldığı Business of Entertainment, Media and Sports eğitimiyle, geçtiğimiz sezon devre arasında yaptığı transferlerle, takıma oynattığı futbolla, takımın on altı maçlık yenilmezlik serisiyle zekâsını ispatladı. Freud kadar ince olduğunu, futbolcular zaten her demeçlerinde, röportajlarında çeşitli örneklerle söylüyorlar. Lourdes Meryem’i gibi mucizeler yaratıp yaratamayacağını ise bu sezon hep birlikte göreceğiz ama bunun sinyallerini geçtiğimiz sezon verdiği konusunda hemfikiriz. Gandi gibi sabırlı olmak; işte belki de futbolda başarıyı yakalamak için olması gereken ama genelde hiç olmayan en önemli unsurlardan biri! Bugüne kadar plan ve sabırla gelen Nuri Şahin, kendi sabrını gösterdi gerçi, sıra yönetimde, taraftarda, basında... Her ne kadar saldırgan bir tutumla lirik bir sevinç arasında gidip gelen futbol “yorumcuları”, “Harvard’da okumuş ama on kişi kalan Kayserispor’a yenildi” gibi söylemlerde bulunmuş olsa da sonuçta bunun ülkedeki eğitimin ve eğitimli insanların aşağılanması “moda”sından bağımsız olmadığı aşikâr. Çok da ciddiye almaya gerek yok!
'KİMSE CESARET EDEMEZDİ'
Neyse biz yine Antalyaspor’un yükselişini sağlayan dinamiklere dönelim... Gazete Duvar’a özel açıklamalar yapan Antalyaspor Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Adnan Başkan, Antalyaspor’un yükselişinin temel nedeninin aile olmayı başarmak olduğunu belirtiyor: "Başarıya inanan, doğru işler yapıldığında doğru sonuçların alınabileceğini bilen bir yönetim, teknik heyet ve futbolculardan oluşan bir yapı vardı. Türkiye’de değil, Avrupa’da bile pek kimsenin cesaret edemeyeceği bir hamle ile futbolcumuzu futbol sorumlusu yaptık. Tam yetki verdik, işine karışmadık, ona, futbol bilgisine ve çalışkanlığına, karakterine inandık. Nuri Şahin ve futbolcularımız bizi yanıltmadı. Hiç abartmıyorum, gece gündüz çalışıldı. Analizler yapıldı, antrenmanlar son derece ciddi ve verimli gerçekleşti. Teknolojinin tüm imkânları kullanıldı. Sonucunda da kulüp tarihine geçen birçok başarı elde edildi ve on altı maçlık yenilmezlik serisi yakalandı."
'SENELİK DEĞİL, UZUN VADELİ'
Antalyaspor’un bu sezon ligin sürpriz takımlarından olacağını ve başa oynayacağını söylemek, kâhinlik olmasa gerek... Takımın iddiasının "senelik değil, uzun vadeli" olduğunu ifade eden Başkan, "İddiamız her yıl ilk beşe oynayan, Avrupa kupalarına katılabilen bir kulüp olmak. Bunu yaparken idari ve mali disiplininden taviz vermeyen, her yıl üzerine koyarak ilerleyen bir yapı oluşturmak. İlk yılı başarıyla geçtik. Bu uzun bir süreç ama oluruna bırakmayacağız. Süreci daha kısaltmak için ekstra neler yapabileceğimiz üzerinde sürekli çalışıyoruz" diyor.
ANADOLU KULÜPLERİNİN ORTAK SORUNU
"Çok ciddiye almaya gerek yok" dedik ama futbol yorumcularının, gazetelerin, televizyonların ve hatta rakip kulüplerin siz daha maça çıkmadan yenikmişsiniz gibi davranması, fair play’e aykırılığını geçtim, bir takım ya da futbolcu için çok can sıkıcı bir durum. Maalesef bu bakış açısı, tüm Anadolu kulüplerinin ortak sorunu... Ama geçtiğimiz sezon Antalyaspor, bu söylemleri de avantaja dönüştürmeyi başardı. Takımın golcü ismi Haji Wright, daha iki gün önce yaptığımız röportajın satır aralarında şöyle bir cümle kurdu: "Aslında bize ilham veren ve takım olmamızı sağlayan şey; bazı kesimler tarafından kâğıt üstünde, birçok maçı daha oynamadan yenik ya da berabere ilan edilmemizdi. Bunu iddia edenlere maçın sonunda tam tersini ispatladık."
Adnan Başkan’a "Futbol yorumcuları ve rakip yöneticiler, önümüzdeki sezon sizce bu kadar rahat konuşabilecekler mi?" diye soruyorum. Cevabı çok net: "Futbol gelişiyor ama maalesef zihniyet gelişmiyor. Anadolu kulüpleri ne yaparsa yapsın, reytingi yüksek olan İstanbul takımları ve Trabzonspor oluyor. Eski teknik direktörler ve işin temeline inmeden sadece ekrandan bakarak yorum yapanlar, kendilerine geliştireceklerine, gelişmek isteyenleri bu tür yorumlarla eleştiriyor. Ama artık genç ve neler olup bittiğini iyi değerlendiren futbolsever bir nesil var. Neyin ne olduğunu biliyorlar. Nuri Şahin başta olmak üzere genç teknik adamlarımız en güzel cevabı veriyor. Onlar izlesinler, biz çalışmaya, üretmeye ve doğru bildiklerimizi yapmaya devam edeceğiz.”
RAKİP GALATASARAY
Ve yarın Antalyaspor, önce Burdur’da, ardından Almanya’da gerçekleştirdiği sezon hazırlıklarını tamamladı. Ne mutlu ki her ihtimale karşı her zaman takım otobüsünde bulundurulan sedye ve koltuk değneğine ihtiyaç olmadı. Takımda sakat futbolcu yok. Tam kadro olarak, yarın evinde Galatasaray’a karşı çok önemli bir sınava çıkacak. Maça Antalyalıların ilgisi büyük... Bu ilgi sezon boyunca devam eder mi? Yazımızın başlığı gerçek olur mu? Türkiye’nin yedinci şampiyon kulübü Antalyaspor olur mu? Bu soruların cevaplarını hep birlikte göreceğiz...
Dipnotlar
- Eduardo Galeano,”Maçın Sonu”, Gölgede ve Güneşte Futbol, Çevirenler: Ertuğrul Önalp, Mehmet Necati Kutlu, Can Yayınları, İstanbul, s. 262-263.
- Age., “Futbol”, s. 9.
- Serpil Kurtay, Nuri Şahin: “Futbolda Doğru ve İyi Kalabilmek Bir Sanattır”, Antalyaspor dergisi, Nisan 2021, s. 26-33.
- Arifcan Yazgaç, Aziz Çetin: “Biz Seni İstanbul Boğazı’nda Değil, Antalya Güneşinde Sevdik”, Antalyaspor dergisi, Ocak 2022, s. 22-29.