Sıfır Bir: Adana'nın kebabına değil, kanayan yaralarına işaret ediyoruz

İzleyici rekorları kıran Blu TV dizisi 'Sıfır Bir – Bir Zamanlar Adana'da' dördüncü sezonunda hız kesmeden sürüyor. Gazete Duvar'a konuşan başrol oyuncularından Savaş Satış “Biz Adana’nın kebabına şalgamına değil de kanayan yaralarına işaret ediyoruz” diye konuştu.

Abone ol

DUVAR - Kısa sürede fenomen haline geldi Blu Tv dizisi 'Sıfır Bir – Bir Zamanlar Adana'da'. Bir grup gencin illegal olaylara karşı mücadelesini konu alan dizinin çekimleri Adana'nın Hürriyet Mahallesi'nde geçiyor. Hikaye kulağa klişe gelse de burada alışılmışın aksine metalaştırılmış kadın karakterler yok. Mahalle kültürünün detaylarıyla işlendiği dizide elektrik tellerine takılan uçurtma bile kadraja girebiliyor. Oyunculukların doğallığı eleştirilse de izleyicide 'samimiyet' hissi yaratan bir özellik bu. Dördüncü sezonunda da senaristinin açıklanmadığı dizinin yönetmeni Kadri Beran Taşkın ve başrol oyuncularından Savaş Satış ile bir araya geldik.

Savaş Satış

Öncelikle Sıfır Bir'in başlangıç hikayesine dönelim istiyorum... Biraz bahseder misiniz nasıl bir araya geldiniz ve 'tamam' dediniz?

Kadri Beran Taşkın: Bazılarımız üniversite çevresinden, ortak arkadaşlar vesilesi ile ya da internetten tanıştık. Böyle bir projeyi yıllardan beri hayata geçirmek istiyorduk zaten. Doğru zamanın geldiğini hissedince de başlayalım dedik.

Dizi ilk başladığında bu kadar ilgi beklediğiniz bir sonuç muydu?

Kadri Beran Taşkın: Tabi ki böyle bir ilgi hayal etmiyorduk. Belirli bir kitle anlayıp takip eder diye düşünüyorduk. Proje senaryo halindeyken okuyan herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Geriye sadece yazılanı resmetmek kalıyordu ve biz de bütün motivasyonumuzu Sıfır Bir’i doğru çekmek üzerine kurduk. Birinci sezon birinci bölüm fragmanını kestiğimizde izlettiğimiz herkesin tepki ve geri dönüşleri projeye daha çok inanmamızı tetikledi...

Hürriyet Mahallesi olaylarıyla bilinen bir yer. Çekimler nasıl geçiyor? İlginç şeyler yaşanıyor mu?

Kadri Beran Taşkın: İlginç şeyler her zaman yaşanıyor. Balkonda temizlik yapan ablaya “Abla gel iki dakika oynayıver” diyoruz. Oradan bir amca ‘Gençler çay demledim, hadi gelin diyor’ Setimiz bir çekim alanından çok aile olmanın verdiği sıcaklıkla ilerliyor.

'TÜRKİYE'NİN SOSYOLOJİK YAPISINDAN YOLA ÇIKTIK'

 Sıfır Bir için mafyatik ilişkilerin yüceltildiğine dair eleştirilere cevabınız ne olur?

Kadri Beran Taşkın: Geçmişte yaşanmış ya da yaşanması mümkün olayların geçtiği bir dünyayı gerçekçi bir şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Bir şeyi yüceltmek ya da yermek söz konusu değil. Maalesef ki Türkiye’de ve dünyanın metropol şehirlerinin arka mahallelerinde böylesi hayatlar yaşanıyor. Biz bu ülkenin genç sinemacıları olarak Türkiye’nin sosyolojik yapısından yola çıkarak böyle bir işe kalkıştık.

.

'ANA AKIM DİZİLER BİZİMLE AYNI KULVARDA DEĞİL'

Günümüz dizilerinden farklı olarak Sıfır Bir zengin kadın fakir erkek konusu işlemiyor. Ve çoğu dizide olduğu gibi metalaştırılmış bir kadın oyuncu yok. Türkiye'de bunları izlemeye alışmış dizi izleyicisine farklı bir işleyiş sundunuz. Buna rağmen geniş kitlelere ulaştınız. Bu tarz dizilere sizin yorumunuz nedir ?

Kadri Beran Taşkın: Sıfır Bir de aslolan hikayedir. Rol alan karakterlerin ana amacı hikayeyi desteklemektir. Bu sebeple kadın veya herhangi bir erkek oyuncumuzun, bedeni veya etkileyici bakışları üzerinden seyirci çeken bir tarzı yok. Bahsettiğiniz ana akım dizi projelerinin süre ve reklam kaygıları olduğundan bizimle aynı kulvarda değiller.

Sizi diğerlerinden farklı kılan ve izleyiciyi yakaladığınız özelliğiniz nedir?

Kadri Beran Taşkın: Herhangi bir yapım firması gücü altında olmadan kolektif bir yapıyla başlamış olmamız. Herkesin ulaşabileceği ücretsiz bir platformda yayına başlamamız ve seyircimiz ile kurduğumuz dostane ilişki projeyi farklı kılan en önemli unsur.

'KİŞİLER DEĞİL HİKAYE ÖN PLANDA'

 Dizinin dördüncü sezonu yayınlandı hala senaristin ismi açıklanmadı. Bunu nasıl açıklarsınız?

Kadri Beran Taşkın: Senaristimizin kişisel tercihine kalmış bir durum... Kişinin değil hikayenin ön planda olmasını savunuyor.

Dizinin bir diğer özelliği de o kültürü tamamlayan rap müzik. Rap müziğin son dönemdeki yükselişinin diziye nasıl etkileri oluyor? Ve bu yükselişi nasıl açıklarsınız?

Kadri Beran Taşkın

Kadri Beran Taşkın:Rap uzun zamandır bu coğrafyada icra edilen ve dinlenen bir müzik türü. Ancak underground bir yapısı olduğu için sadece belli kitlelerce dinlendi, takip edildi. Rap müziğin yükselişinde bir katkımız olduysa ne mutlu bize ki son zamanlarda ana akım dizilerde bile kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Bu da rap müzik yapan kardeşlerimizin emeklerinin karşılığını alabilmelerini sağlıyor. Onlar adına mutluyuz.

'KARAKTERLER MAFYA DİZİLERİNE GÖRE DAHA GERÇEKÇİ'

Oynadığınız rollerle nasıl bir ilişkiniz var? Sizi zorladığı oluyor mu?

Savaş Satış: Ana karakterlerimizin canlandırdığı roller gerçek hayatlarından farklı tabi. Alışılmış mafya dizisi karakterlerinden farklı olarak gerçeğe daha yakın karakterleri canlandırıyorlar. Oyun esnasında bu karakterlerin duygularını kendi içlerinde bulmaya çalışırken ister istemez zorlandıkları oluyor.

Dizi patlayınca sizin hayatınız nasıl değişti?

Savaş Satış: Böyle başarılı bir projenin içinde olmak başlı başına çok büyük bir haz. Bunun yanı sıra takipçilerimizin ilgisi ve sevgisi ayrıca bize güç veriyor.

Bölge halkından ve Adana'dan nasıl dönüşler alıyorsunuz?

Savaş Satış: İnsanlar bizi seviyor. Kendi hayatlarına benzer bir hikayenin anlatılmaya değer bulunması hoşlarına gidiyor. Ama Adana’nın bir kesimi bu şehri kötü tanıttığımızı düşünüyor. Her gün akşam haberlerinde Adana ile ilgili yeterince trajik olaylarla karşılaşıyoruz ki bu haberler bizce şehri çok daha kötü yansıtıyor. Biz Adana’nın kebabına şalgamına değil de kanayan yaralarına işaret ediyoruz.