'Sigara içenlerde akciğer kanseri riski 15-30 kat fazla'
Sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin içmeyenlere göre 15-30 kat daha fazla olduğunu aktaran Doç. Dr. Özgür Batum, erken tanının hayat kurtardığını belirtti.
DUVAR - Farkındalık çalışmalarıyla her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçilmesinin amaçlandığı 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Akciğer Kanseri Çalışma Grubu, güncel verilere ve risklere dikkat çekti.
TÜSAD Yönetim Kurulu ve Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özgür Batum, 2020 yılında dünya genelinde konulan toplam 19 milyon 292 bin kanser teşhisinin 2 milyon 200 bin civarı bölümünün akciğer kanseri olgusu olduğunu belirterek, bu hastalığın kansere bağlı ölümler arasında ilk sırada yer aldığını vurguladı. 2020 yılında dünya genelinde akciğer kanserine bağlı ölüm sayısının 1 milyon 800 bin olarak saptandığına işaret eden Batum, “Tütün ürünleriyle mücadele ederek, erken teşhis ve tedavi yöntemlerini yaygınlaştırarak akciğer kanseri kaynaklı ölümleri önlemek mümkün” uyarısını yaptı.
Sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin içmeyenlere göre 15-30 kat daha fazla olduğunu aktaran Doç. Dr. Özgür Batum, akciğer kanserine neden olan risk faktörlerini şöyle özetledi:
“Tütün ve tütün ürünleri kullanımı, obezite, meyve ve sebzeden fakir diyet, fiziksel aktivite eksikliği, alkol kullanımı, Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu, hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet, ultraviyole radyasyona maruz kalma, kentsel hava kirliliği ve katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı akciğer kanserinin en bilinen nedenleri. Pasif sigara dumanına maruz kalmanın yanı sıra hava kirliliği, bazı kimyasallara maruz kalmak ve genetik yatkınlık da akciğer kanseri riskini artırabiliyor.”
TEDAVİDE BİRDEN FAZLA SEÇENEK
Akciğer kanserinin semptomlarının hastalığın evresine ve türüne bağlı olarak değiştiğini aktaran Batum, şu bilgileri verdi:
“Hastalık kendini çoğunlukla öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, kanlı balgam, yorgunluk, kilo kaybı, iştah kaybı, ses kısıklığı, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları gibi belirtilerle gösteriyor. Bu semptomlara sahip kişilerin mutlaka bir göğüs hastalıkları hekimine görünmesi hayati önem taşıyor. Hastalığın tanısında röntgen, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, bronkoskopi, tomografi eşliğinde biyopsi gibi radyolojik ve patalojik yöntemler kullanılıyor. Akciğer kanserinin tedavisiyse hastalığın evresine, türüne ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebiliyor. Tedavide birden fazla seçenekten yararlanılıyor. Cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedaviler, immunoterapi ve bu tedavilerin kombine kullanımlarından tedavide yararlanılıyor.”
'ERKEN TANI HAYAT KURTARIR'
Akciğer kanserinin erken evrede teşhisinde son yıllarda önemi artan tarama programlarının faydalı olduğunu hatırlatan Batum, bu tarama programlarının gelişmesi adına bilimsel çalışmaların devam ettiğini vurgulayarak, “TÜSAD olarak her yıl olduğu gibi bu yılda kanser farkındalığını önemsiyor ve erken tanının hayat kurtardığını bir kez daha belirtiyoruz” mesajını verdi.