Sinagog saldırısının ilk duruşması görüldü: Soruşturma genişletilmeli
Alperen Ocakları üyelerinin 2 yıl önce Beyoğlu'nda bulunan Neve Şalom Sinagogu'na yaptıkları saldırının ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmaya sanık Kürşat Mican ve avukatı katılmazken avukat Eren Keskin, davada tek sanık olmasına tepki göstererek soruşturmanın genişletilmesini istedi. Keskin, "Sanki tek başına bu suçu işlemiş. Oysaki kayıtlar var. Bir güruh halinde toplu geliyorlar, taşlıyorlar, tehditler savuruyorlar, camları kırıyorlar" dedi.
DUVAR - Alperen Ocakları'na bağlı bir grubun 21 Temmuz 2017'de İstanbul Beyoğlu'nda bulunan Neve Şalom Sinagogu'na yönelik saldırının ilk duruşması bugün görüldü. Açılan davada sadece Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican sanık olarak yargılanıyor. Avukat Eren Keskin, sadece Mican'ın yargılanmasına tepki göstererek soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Keskin, "Burada etkili fiilde bulunan insanların hiçbiri yargılanmıyor" dedi.
İsrail tarafından Mescid-i Aksa'nın kapılarına metal arama dedektörleri yerleştirmesinden sonra, Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican ve beraberindeki bir grup, 20 Temmuz 2017'de Neve Şalom Sinagogu önünde toplanarak, eylem yaptı. Musevilere yönelik tehditkar ifadelerin de sarf edildiği olayda, sinagogun kapısına tekmelendi ve taşlı saldırıda bulunuldu.
Olayın ardından yapılan suç duyurusunun ardından 1 yıl sonra açılan davada Mican hakkında, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "ibadethaneye zarar verilmesi", "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçlarından iddianame hazırlamıştı.
'NE HİKMETSE SADECE KÜRŞAT MİCAN'A DAVA AÇIYORLAR...'
Davanın ilk duruşması bugün Çağlayan Adliyesi 50'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya sanık Ahmet Mican ve avukatı gelmedi. Avukat Eren Keskin ise sanığın duruşmaya gelmemesini "rahatlıktan" diyerek eleştirdi. Keskin, soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini sadece Mican'ın sanık olarak yargılanmaması gerektiğini söyledi.
"Neden sadece Kürşat Mican yargılanmamalı" sorusuna Keskin şu yanıtı veriyor:
"Çünkü Alperen Ocakları'nın bir suç örgütü olduğunu düşünüyoruz. Sürekli toplu halde saldırı düzenliyorlar. Daha önce de LGBTİ+ hareketine yönelik bir nefret saldırısı düzenlemişlerdi ve yine suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu duruşmadan Kürşat Mican ceza aldı. Ancak ne hikmetse bütün savcılar davayı sadece Kürşat Mican'a açıyorlar. Sanki tek başına bu suçu işlemiş. Oysaki kayıtlar var. Bir güruh halinde toplu geliyorlar, taşlıyorlar, tehditler savuruyorlar, camları kırıyorlar... Burada etkili fiilde bulunan insanların hiçbiri yargılanmıyor. Bunun nedeni de Alperen Ocakları'nın bir suç olarak görülmesinin önüne geçilmesi. Bu nedenlerden dolayı soruşturmanın genişletilmesini talep ettik. Bugün görülen duruşmada bir karar verilmedi. Sanığın kendisi o kadar rahat ki zaten duruşmaya bile gelmedi. Avukatları da duruşmaya gelmedi. Mahkeme ihzaren celbe (mahkemeye davet etme) karar verdi."
'DAVANIN AÇILIŞ ŞEKLİ HUKUKA AYKIRI'
Davanın açılış şeklinin hukuka aykırı olduğunu söyleyen Keskin, "Çünkü suçun tek kişi tarafından işlenmiş olması hukuka aykırı. Görünen o ki bu gidişle sadece Kürşat Mican yargılanacak. Ceza alacak çünkü görüntüler mevcut. Ortada bir nefret saldırı var. Ama bizim için önemli olan diğer saldırganların da yargılanması. Esas olarak Alperen Ocakları yargılanmalı. Şiddet kullanan bir suç örgütü yok sayılıyor. Bu da iktidara yakın oldukları için. Gazeteciler, hak savunucuları cezaevindeyken orayı burayı yıkanlar serbest" dedi.
Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 16 Nisan'a erteledi.
İDDİANAMEDEN...
İnsan Hakları Derneği, 21 Temmuz 2017'de Alperen Ocakları'na bağlı bir grubun sinagoga yaptığı saldırı sonrası suç duyurusunda bulundu. 1 yıl sonra hazırlanan iddianame kabul edildi ve Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican'a dava açıldı. Hazırlanan iddianamede ise saldırı ile "kin ve düşmanlığa alenen tahrik edildiği" belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Şüphelinin öncülüğünü yaptığı grup ile sinagogun önünde yapılan basın açıklamasına müteakip sinagogun kapısına ve duvarlarına saldırıldığı, taş ve tekme atmak suretiyle zarar verildiği, toplu olarak dini ibadet ve ayin yapılmasının cebir ve şiddet kullanarak engellendiği, basın açıklaması ve yürüyüş ile halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla alenen tehditte bulunulduğu, ayrıca halkın farklı özelliklere sahip kesimlerinin kin ve düşmanlığa alenen tahrik edildiği sonucuna varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından şüphelinin açıklamaları ile halk arasında korku ve paniğe neden olduğu, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği, ibadethaneye zarar verilmesini ve inanç ve düşünce kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçlarına faili meçhul şüphelileri azmettirdiği anlaşıldığından, yargılamanın mahkemenizce yapılarak, TCK 213/1, 115/1, 216/1, 153/1, 38, 53, 58. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, kamu adına iddia ve talep olunur.”