Sinan Ateş suikastı davası... Anne Saniye Ateş: Katiller dışarda, azmettiriciler burada

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasında sanıkların bilirkişi raporunun reddi talebi kabul edilmedi. Anne Saniye Ateş, "Oğlumun katilleri dışarda, azmettiricileri burada" dedi.

Abone ol

DUVAR - Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davanın duruşmasına devam ediliyor. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 12'si tutuklu olmak üzere toplam 22 sanığın yargılanıyor.

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINDI

ANKA'nın aktardığına göre, saat 09.30'da başlayan duruşma nedeniyle cezaevi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevi istikametindeki yollarda trafik polisleri ve çevik kuvvet ekipleri görev alırken, cezaevi önünde ise çok sayıda polis aracı, TOMA ve çevik kuvvet polisi hazır bekliyor. Cezaevi çevresinin yanı sıra duruşmanın görüldüğü mahkeme salonunda da çok sayıda polis, jandarma ve cezaevi görevlisi önlem aldı.

Duruşmayı takip etmek için CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, CHP milletvekilleri Deniz Demir ve Mahir Polat, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da salonda hazır bulundu. 

SANIK AVUKATINDAN 'DURUŞMA KAPALI YAPILSIN' TALEBİ 

Duruşma salonunda mahkeme tarafından kendisine söz verilenler dışında kimsenin konuşmaması konusunda uyarıda bulunuldu. Mahkeme Başkanı, Mustafa Ensar Aykal’ın avukatının duruşmanın kapalı yapılmasına karşı dilekçe verdiğini kaydederek, mahkeme heyetinin talebi oy birliğiyle reddettiğini bildirdi.

SANIKLAR BİLİRKİŞİ RAPORUNUN REDDİNİ TALEP ETTİ, MAHKEME KABUL ETMEDİ

Daha sonra bilirkişi raporuna dair sanıkların beyanlarının alınmasıyla duruşma başladı. Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun, 'Sinan Ateş'i öldüren kurşunların yalnızca tetikçi Eray Özyağcı'nın silahından çıktığı' tespitinin yapıldığı bilirkişi raporunun reddini talep etti.

 Tosun, “Ben herkesin huzurunda bu bilirkişiyi tebrik etmek isterim, kendisi insanüstü bir tutum göstermiştir. Selman Bozkurt’un dahil bu bilirkişi raporunu okurken kahkaha attığını düşünüyorum çünkü Selman Bozkurt solundan değil sağından vurulmuştur. Ben söz konusu bilirkişi hakkında da suç duyurusunda bulundum ve bu bilirkişi raporunun reddedilmesini talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık Mustafa Ensar Aykal’ın avukatı Aziz Bingöl de söz konusu bilirkişi raporuna itiraz etti.

Süleyman Kavak, kovuşturmanın genişletilmesi talebini yineledi. 

Sanık avukatlarının yeni tanıkların dinlenmesi ve yeni bilirkişi raporu düzenlemesi talepleri mahkeme heyeti tarafından reddedildi.

BİLİRKİŞİYE SORUŞTURMAYA YER YOK KARARI

Mahkeme Başkanı, dava dosyasına son olarak hazırlanan ve “Sinan Ateş’i öldüren tüm kurşunların tetikçi Eray Özyağcı’nın silahından çıktığına” yönelik tespiti yapan bilirkişi hakkında soruşturma açıldığını ancak Başsavcılık tarafından "soruşturmaya yer olmadığına" karar verildiğini bildirdi. 

AYŞE ATEŞ: KEŞKE DEMEMEK İÇİN...

AA'nın aktardığına göre, Mahkeme Başkanı Güven, önceki celse sunulan mütalaaya ilişkin Sinan Ateş'in eşi müşteki Ayşe Ateş'e söz verdi. Adaletin gerçekleşmesini beklediklerini belirten Ayşe Ateş, "Benim öldürülen kocamın davası devam ediyor. İddia makamı, milletimizin devletimizin yani Cumhuriyetimizin temsilcisidir. Sayın mahkeme de Türk milleti adına karar verir. Cumhuriyetimiz ve milletimiz adına yetkili makamların karşısındayız. Devletimizin ayakta kalması için milletimizin birlik ve barışı, adaletin tecellisi her şeyden önemlidir" dedi.

Başkalarının ölmemesi için sabır ve acıyla adaletin gerçekleşmesi gerektiğini söyleyen Ayşe Ateş, şöyle devam etti: "Keşke dememek için hakkaniyetli, hukuka uygun adaletin sağlanması en büyük arzumdur. Dünyadaki hiçbir şey insanın huzur ve mutluluk içinde Rabbine kavuşmasından daha önemli değildir. Ne mal, ne makam, ne de hırs sahiplerine bir şey kazandırmamıştır. Savcının mütalaasında aleyhimize olanları reddediyor ve mahkemenin vicdanıyla, adaletiyle, hukuka uygun karar vermesini saygıyla arz ve talep ediyorum."

'OĞLUMUN KATİLLERİ DIŞARDA, AZMETTİRİCİLERİ BURADA'

Sinan Ateş'in annesi müşteki Saniye Ateş, sanıkların yüzlerini görmek istemediğini belirterek, "Benim oğlumun katilleri dışarda, azmettiricileri burada. Bundan sonraki hayatları öyle bir zehir olsun ki analarının babalarının yüzüne bakamasınlar. Bizi yaktıkları yerlerden yansınlar aynı şekilde. Utanmadan insan içine çıkabileceklerse ben bunlara bir şey demiyorum. Ama yine de tekrar ediyorum benim oğlumun katilleri para için yaptılar. Benim oğluma vurulan kurşundan çok benim canımı hiçbir şeye acıtmaz. İki yavruyu yetim bıraktılar. Evlat acısıyla yansınlar. Allah'a havale ediyorum" ifadelerini kullandı.

'AMİN' DİYENLER HAKKINDA TUTANAK TUTULDU

Saniye Ateş beyanda bulunurken, izleyicilerden "Amin" diyerek yüksek sesle tepki veren kişi mahkeme başkanının talimatıyla tutanak tutularak dışarı çıkartıldı.

SELMA ATEŞ: GERÇEK SUÇLULAR CEZA ÇEKMEK ZORUNDA

Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş "Bu katiller ceza almazsa Sinan Ateş gibi hakimler de avukatlar da doktorlar da öldürülebilir. Katiller sadece burada oturanlar değil, azmettiriciler en tepede, ortaya çıksın. İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın davaya girmesini istiyoruz. Başka Sinan Ateşler öldürülmesin. Gerçek suçlular cezasını çekmek zorunda. Neden öldürüldü ortaya çıksın istiyoruz. Sinan Ateş'i neden katlettiklerini çıkıp söyleyemiyorlar. Allah bize yaşattıklarının hepsini yaşatsın hakkımızı helal etmiyoruz ama adaleti görmek istiyoruz. Sinan'ın geri gelmeyeceğini biz biliyoruz bu davayı da hayatımız boyunca devam ettireceğiz, biz öldükten sonra çocuklarımız bu davayı devam ettirecek Sinan Ateş'in adı unutulmayacak" dedi.

Müşteki Selman Bozkurt da adalete güvendiğini kaydederek, mahkemeden suçluların en ağır cezayı almasını talep etti.

AVUKAT ŞEYDA ŞAHİN: YARGILAMA EKSİK AMA SORUŞTURMA SÜRECİ DAHA EKSİK

Sinan Ateş ailesinin avukatı Şeyda Şahin ise şunları söyledi: 

"Ankara’nın ortasında organize bir şekilde Sinan Ateşin öldürülmesinin üzerinden 1 yıl 9 ay geçti. Başka Sinanlar ölmesin diye adalet arayışına başladık. Eksik yargılamalar, yargılananların cüreti potansiyel suçluları cesaretlendirecek olmalı ki bir polisimiz öldürüldü. Taleplerimizi sunduk hepsi reddedildi. Yargılama eksiktir ancak delil sunması gereken soruşturma süreci çok daha eksiktir. Yargılama süreci eksik ilerlemektedir.

Bir daha hiç kimse tasarlanan bir cinayetin icra edilmesi için icraata giden tetikçinin rahat ve sorunsuz bir şekilde götürülerek icraatin gerçekleşebilmesi için minibüsünü tetikçiye ve onun güvenle seyahat etmesini sağlayacak polis unvanına haiz kişilere vermeye cesaret edememelidir. Bir daha hiç kimse mensubu olmaktan gurur duyduğu bir camiada genel başkanlık yapmış bir kişinin öldürülmesinden sonra tetiği çeken katilin kaçırılması için yol kenarında onu bekleyen kişinin beklediği yerin konumunu, bu konumu tetikçiye ve onu taşıyan motorcuya atmaya, sonra da kuruma tahsisli olan ve kendisinin de kullanma hak ve yetkisinin bulunduğu çakarlı araçla, bu aracın tahsis edildiği kurumun önceki genel başkanlarından birini öldüren katili kaçırmak için kullanmaya cesaret edememelidir."

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Onur Altundaş da "Bu yargılama öyle bir sonuçlanmalıdır ki bir daha kimse başkentin ortasında birini öldürmeye cesaret edemesin, tetikçiyi kaçırmaya cesaret edemesin. Kimse katili saklamaya cesaret edememeli" dedi. 

'KASTIM ÖLDÜRMEK DEĞİLDİ'

Savcının mütalaasına karşı savunma yapan tutuklu sanıklardan Eray Özyağcı, Sinan Ateş'i tasarlayarak öldürmediğini iddia ederek, "Amacım yaralamaktı, kastım öldürmek olsaydı ben kafeden çıktığımda Sinan ve Selman hep beraber gidiyordu. Sırtlarından vurur olay yerinden uzaklaşırdım. Ben bunu yapmadım kaldırımda bekledim. Karşılarına çıktım, 3 el ayaklarına ateş ettim. Yüz üstü düştü, arkadaşları sağ sola hareket edince panik oldum. Selman silahını bana doğrulttu. Bende Selman'ın omuz bölgesine ateş ettim. Ben zaten onları vurabilirdim, macera aramazdım. Selman kameranın görmediği yerden bana ateş etti. Hedef gözetmeksizin ben de ona karşılık verdim. O sırada Ahmet Keşik de ateş etti, sonra olay yerinden hızlıca kaçtım. Benim niyetim öldürmek olsaydı öldürürdüm, ayağına ateş etmezdim, kafasına, göğsüne ateş ederdim. Siz beni ölümden sorumlu tutuyorsanız, kamera kaydından kastım net olarak belli. Ben suçumu zaten kabul ediyorum. Ama bu şekilde bana zulmedilmez. Benim kastım vallahi öldürmek değildi. Ben direkt kafasına ateş eder kaçardım. Yanındaki kişilerle benim hiçbir alakam yok. Selman'ın koluna ateş etmek istedim, öldürmek istemedim. Sesimizi de kimseye duyuramıyorum. Ben kimseden korkmuyorum" dedi.

'BASİT BİR ALACAK VERECEK DAVASI'

Motosikleti kullanan tutuklu sanık Vedat Balkaya, "Motosikletin plakasının bantlı olduğunu iddia eden buraya iki tane yalancı tanık geldi. Bunlara bir yerlerde dokunulduğuna ben kesinlikle inanıyorum. Asılsız bir iddiadır, tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum. Bu olay benim gözümde basit bir alacak verecek meselesi, bunun ötesine geçmeyeceğini ben kendimce düşünüyordum. Fakat bunların olabileceğini, bu tür bir elim olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim. Bu yüzden plakayı kapatma ihtiyacı da duymadım" ifadelerini kullandı.

Cinayet öncesinde olay yerinde keşif yapakla suçlanan tutuklu sanık Suat Kurt ise "Mütalaa burada kendini yalanlıyor. Selman Bozkurt‘la hiç alakam yok. Doğukan Çep bile ondan muaf tutuluyor, ben tutulmuyorum. Eray Özyağcı, öldürmek istese rahmetli ofisinden çıkıyor, yanındakilerle beraber Eray’la aralarında 50 metre mesafe var. Arkalarından koşup çok rahat bir şekilde hepsini öldürebilirdi. Cinayetle hiç alakam yok, hiçbirini kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorum" dedi.

'KİMSEYİ ÖLDÜREMEYE GÖNDERMEDİM'

İddianameye göre, silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep, "Vereceğiniz her türlü karara saygılı ve de razı olduğumu bilmenizi isterim. Gönül ister ki olguya göre karar verilmesidir. Gönlüm rahat, vicdanım rahat; ben Ankara’ya kimseyi öldürmeye göndermedim, göndersem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten derdim ki 'Evet ben bunu öldürmeye gönderdim' derdim" ifadelerine yer verdi.

'AZMETTİRİCİ YAZILACAK EN SON KİŞİYİM'

İddianameye göre, azmettirici olarak suçlanan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş, "Hiçbir gerçeğe dayandırılmadan yazılan iddianameyi kabul etmediğimi söylüyorum. Mütalaayı kabul etmiyorum. Şahsıma isnat edilen suçları reddediyorum. Benim böyle bir olayın olacağından haberim yok. Maktulle aramda hiçbir husumet yoktur. Tanışıklığım da yoktur. Benim azmettirici olduğumla alakalı bir tane somut delil olmamaktadır. Şu belgelerle bir cinayet filmi yapacağız, elinde 22 tane oyuncu var, azmettirici yazılacak en son kişilerden biriyim. Savcımın bana ağırlaştırılmış müebbet talep etmesini anlamlandıramıyorum. Bilirkişi raporu hatalıdır. Sinan Ateş’in ev adresi, o evin maktule ait olup olmadığını bilmiyorum. Şaibeli bilirkişi raporunda bile maktulün ofisi olduğuna yer verilmemiş. Evladımın başı üzerine yemin ediyorum ki 2 tane kadına kardeş acısı yaşatacak, anne babaya evlat acısı yaşatacak bir olayın içine girmem giremem. Üzerime atılı suçları reddediyorum" dedi.

İddianameye göre, tetikçinin kaçırılmasına katıldığı şüphesiyle yargılanan tutuklu avukat sanık Serdar Öktem, "16 ay iddianame bekledik. Ne yazık ki gelen iddianame maddi gerçeklikten uzak, yalan beyanların olduğu bir yazıt olarak mahkemeye sunuldu. Benimle alakalı şüphenin emaresi yoktur. Hakkımdaki soruşturmanın gayri ahlaki yapıldığını düşünüyorum. Birden fazla Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadem alınmasına rağmen tek bir savcıyla ifademin alınmış gibi gösterilmesi, ardından yaratılan algıyla, 3 dakikada tutuklanmam için talimat verildi. Ben tutuklu olarak yargılanmayı kendime hukuki olarak izah edemiyorum" diyerek tahliyesini talep etti.

Diğer sanıklar önceki beyanlarını tekrar ederek beraatlarını talep etti. Duruşma yarın devam edecek.

TURKUAZ BASIN KARTI OLMAYAN GAZETECİLER DURUŞMAYA ALINMADI

Öte yandan, geçtiğimiz duruşmalarda basın mensupları duruşmaya alınırken, bu duruşmaya turkuaz basın kartı bulunmayan basın mensupları alınmadı. Konuya ilişkin açıklama yapan Mahkeme Başkanı, “Cumhurbaşkanlığı akreditasyonu yapıyor. Bizim kimin basın mensubu olup olmadığına dair belirleme yetkimiz yok, bu yetki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda. Biz, 'bu da basın mensubudur' deyip de yetkimizi aşamayız. Bu yüzden de sadece yeni basın kartı olanları duruşmaya alıyoruz” dedi.

HAFTA BOYU SÜRMESİ BEKLENİYOR

Hafta boyu devam etmesi öngörülen duruşmada esas hakkındaki savunmalar yapılacak. Temmuz ayındaki son duruşmada, sanıklardan Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz, Osman Bayraktar, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Aytaç Ataç, Caner Günay, Umut Ersoy ve Alper Atay tahliye edilmişti.

AYŞE ATEŞ: ASIL AZMETTİRİCİLER DIŞARIDA

Duruşmanın ardından Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, basın mensuplarına açıklama yaptı. Ayşe Ateş, davanın beklendiği gibi devam ettiğini belirterek, "Aslında beklediğimiz gibi oldu, dava devam ediyor. Hızlı bir şekilde davayı kapatmaya çalışıyorlar. Şu an yargılananların sanırım cezası verilip yarın dava bitecek. Ancak bizim için en ağır cezayı da verseler tatmin edici olmayacak. Çünkü asıl yargılanması gereken azmettiriciler, yani gerçek katiller diyebileceğimiz şahıslar, dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor. Ayrıca diğer 17 kişilik dosya da devam ediyor. Mücadelemiz devam ediyor. Ümidimiz, diğer dosyayla ilgili de yargılamanın en hızlı biçimde yapılması ve gerçek azmettiricilerin adil bir şekilde yargılanması" ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU: ASIL FAİLLER GİZLENİYOR

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gerçek katillerin bulunması ve yargının önüne çıkarılması gerektiğini belirterek, "Ayşe kardeşim hiç üzülmesin, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Adalet gerçekleşinceye kadar, gerçek katiller, yani talimatı verenler ortaya çıkıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Elbette bu sadece benim görevim değil; bu, ülkede yaşayan 85 milyon insanın ortak görevi olmak zorunda. Medya da bu konuda üzerine düşeni yapıyor, görevini yerine getiriyor. Ancak dosya bilinçli olarak karartılmak isteniyor, asıl failler gizleniyor. Asıl faillerin kim olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Ama onların yargının önüne çıkması ve 'Sinan Ateş'in kaleminin kırılması gerekiyor' diyenlerin kim olduğunu artık Türkiye’nin bilmesi gerek. Bunun için mücadele edeceğiz" diye konuştu.

DAVUTOĞLU: 17 SANIKLI DOSYA NEDEN AYRILDI

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da davanın münferit bir olay olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Niye 17 sanıklı diğer dosya buradan ayrıldı? O dosyada bütün bu sorulara yanıt verecek isimler var. Maktul yakınlarının avukatlarının başvurularına rağmen birleştirilme talepleri reddediliyor. Sinan Ateş cinayeti aydınlatılmadıkça bu çetelerin önüne geçilemeyeceği açıktır" dedi. 

(ANKA-AA-DHA)

(HABER MERKEZİ)