Sınır Tanımayan Doktorlar: Yemen’de hastaneler bile güvenli değil!
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Yemen Programı Yöneticisi Caroline Seguin: MSF ekiplerinin faaliyet yürüttüğü Hudeyde’nin kuzey kesimlerinde El Salakhana Hastanesi’ne çok yakın mesafede çatışmalar yaşanıyor. Personelimiz birkaç gündür binanın çok yakınında patlama ve silah sesleri duyuyor. Kurşunlar hastanenin duvarlarına da isabet etti. Yemen’deki MSF’ye ait sağlık tesisleri 2015 yılından bu yana altı defa vuruldu. Bu nedenle hastanelerin güvenli yerler olmadıklarını biliyoruz.
Yetersiz beslenme nedeniyle acil
bakıma alınan bir Yemenli bebek, Mart 2018, Kamer Yemen
Yemen’de 2015’ten bu yana Husiler ile merkezi hükümet arasındaki
çatışma, Suudi Arabistan destekli Arap koalisyonunun doğrudan ve
İran’ın Husilerin safında dolaylı katılımıyla uluslararası boyutu
olan bir savaşa dönüştü. Yaklaşık dört yıldır süren bombardıman,
saldırılar, buna eklenen hastalıklar ve yiyecek sıkıntısıyla
Yemen’de bir insanlık dramı yaşanıyor.
Yemen, ancak büyük bir saldırı veya toplu kıyım olduğunda
gündemde yer bulabiliyor. Ancak sahada çalışan gönüllü kuruluşların
ve Birleşmiş Milletler'in (BM) raporları, durumun vahameti hakkında
alarm veriyor.
Yemen’de bulunan ve durumu yakından takip eden kuruluşlara kulak
vermek hem durumun anlaşılmasını hem de yaşanan insanlık dramının
düzeyini ortaya koymak için gerekli. Bu noktadan hareketle Yemen’de
savaş başladığından bu yana gönüllü sağlık hizmeti sunan Sınır
Tanımayan Doktorlar (MSF) Yemen Programı Yöneticisi Caroline Seguin
ile sağlık hizmetlerindeki sorunları, hastanelerin neden tam
kapasite hizmet veremediğini, kıtlık olup olmadığını ve Yemen
halkını bekleyen tehlikeleri konuştuk.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)
Yemen Programı Yöneticisi Caroline Seguin
Son zamanlarda Hudeyde’yle ilgili haberleri takip
ediyoruz. Bölgede durum ne kadar kritik ve sahada gördüğünüz temel
insani ihtiyaçlar neler?
Hudeyde’de çatışmalar ve topçu ateşi son zamanlarda şiddetini
artırdı. MSF ekiplerinin faaliyet yürüttüğü Hudeyde’nin kuzey
kesimlerinde El Salakhana Hastanesi’ne çok yakın mesafede
çatışmalar yaşanıyor. Personelimiz birkaç gündür binanın çok
yakınında patlama ve silah sesleri duyuyor. Kurşunlar hastanenin
duvarlarına da isabet etti. Şu anda hastalarımızın ve
personelimizin güvenliğine ilişkin büyük endişelerimiz var.
Yemen’deki MSF’ye ait sağlık tesisleri 2015 yılından bu yana altı
defa vuruldu. Bu nedenle hastanelerin güvenli yerler olmadıklarını
biliyoruz.
Yoğun çatışmanın yaşandığı Hudeyde ya da yakınında
bulunan şehirlerdeki ölü, yaralı sayısı ve bu insanların profili
hakkında bilgiye sahip misiniz?
Bölgedeki kayıplar yüzünden genel verilere ve net bir görüşe
sahip olmak zor. Ama MSF’nin Hudeyde, Abs, Aden, Hacca ve Muha’daki
tesislerinde en az 31'i kadın, 33'ü çocuk 500’den fazla yaralıya
müdahale ettiğini söyleyebiliriz. Bu hastalardan 214’ü ateşli
silahla, 227’si patlamayla, 30’u da şarapnelle yaralandı. Bu
insanlar yalnızca Hudeyde’den değil, aynı zamanda çevre bölgelerden
de geliyor.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri
öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin veya Ensarullah'ın
Hudeyde’yi kuşatma olasılığı var mı? O durumda sivillere ne
olacak?
Bu konu, haziranda yaşanan saldırının başlangıcından beri temel
endişelerimizdendi. Savaşın tarafları ve onları destekleyen
birlikler, uzun süredir şehrin güney ucundaki havalimanının
yakınında savaşıyorlar. Artık şehir merkezine yaklaşmaya başladılar
ve bu durum bir kuşatma korkusunu artırıyor. Bu, sivillerin çapraz
ateşe yakalanmasına ve Hudeyde içinde tuzağa düşmesine yol
açacaktır. Durum daha da kötüleştiğinde insanların buradan nasıl
kaçacağını ve temel hizmetlere nasıl ulaşacaklarını bilmiyoruz.
Şehir içerisinde onları desteklemeye yetecek bir sağlık hizmeti
bulunmuyor.
MSF'nin El Dali'deki Hastanesi,
2018
MSF’YE SALDIRILAR OLDUĞU İÇİN BAZI HASTANELERİ
KAPATTIK
Bunun dışında, MSF’nin, El Dali’deki projelerinden
birine son verdiğini de okuduk. Sebebi neydi? Bu karar, bölgede
acil sağlık hizmetlerine ihtiyacı olan kişileri olumsuz
etkilemeyecek mi?
Son aylarda El Dali kentinde tekrarlanan olaylar ve tehditler
yaşandı. 1 Ekim 2018’de MSF personelinin kaldığı ev patlayıcılarla
saldırıya uğradı. Neyse ki kimse zarar görmedi. Bu olay, bir
haftadan kısa bir süre içinde MSF tesisine yapılan ikinci
saldırıydı. Ekibimiz açısından bariz olan güvenlik sorunu nedeniyle
çalışanlarımızı El Dali’den geri çekmek ve saha programımızı
sonlandırmak zorunda kaldık.
HASTANELERE SALDIRI OLDUĞU İÇİN İNSANLAR ACİL SAĞLIK
HİZMETİNE ULAŞAMAYACAK
Bu durumdan orada yaşan insanlar nasıl
etkilenecek?
MSF, 2012 yılından beri El Dali’de faaliyet gösteriyor ve diğer
üç bölgede de Yemen halkına ücretsiz sağlık hizmeti verilmesine
destek oluyordu. Artık ne yazık ki bu faaliyetleri sunamayacağız ve
elbette bu durum acil sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyan insanları
etkileyecek. Olayların bu noktaya gelmesinden derin üzüntü
duyuyoruz. Bu kararı almak bizim için çok zor oldu. Fakat bu
noktada personelimizin güvenliği için bu karar kaçınılmaz oldu.
Ülkenin geri kalanı ne durumda? MSF ekipleri hâlâ
ülkenin başka yerlerinde çalışmaya devam ediyor mu?
MSF halen 11 şehirde faal ve ülke genelinde 12 hastane ve sağlık
merkezinde tıbbi destek sunuyoruz. Ayrıca 20’den fazla hastaneye de
destek sağlıyoruz.
2016'da Suudi Arabistan
liderliğindeki Koalisyon tarafından bombalanan bir okul, Saada
Yemen.
KITLIK UYARISI GÜVENİLİR DEĞİL; ŞİDDETLİ VE AKUT
BESLENME YETERSİZLİĞİ VAR
Ekim ayında, BM’den, Yemen’de tekrar bir “kıtlık”
başladığını öğrendik. Şu anda durum nedir ve MSF gıda/beslenme
yardımına acil ihtiyaç duyan insanlara nasıl destek veriyor?
Yemen'deki çocuklar için durum nedir?
Aslında Yemen’de çalışan insani yardım kuruluşlarının, ülke
genelindeki beslenme yetersizliği hakkında genel bir görüşe sahip
olması oldukça zor. Bugüne dek BM’ye bağlı kurumlar ve STK’lar
gerekli bilgileri sağlayacak şekilde büyük ölçekli bir beslenme
araştırması gerçekleştiremediler. Çünkü ülke topraklarının çoğuna
güvenlik gerekçesiyle ve politik nedenlerden ötürü ulaşmak
imkânsız. Sonuç olarak, yaklaşan bir kıtlığın söz konusu olduğunu
gösteren güvenilir bir bilgi mevcut değil. Kıtlığın tanımı,
çocuklar kadar yetişkinlerin de etkileneceği biçimde, bir nüfusun
büyük çoğunluğunun kötü beslenmeden ve hastalıklardan dolayı
hayatını kaybetmesidir.
Hacca, İbb, Taiz, Amran ve Saada bölgelerinde beslenme
yetersizliği çeken çocuklara yönelik yürütülen MSF projelerinde
kıtlık haline rastlamadık. Çoğunlukla memeden çok erken kesilmeleri
ya da beslenme yetersizliğine yol açan ve önceden beridir var olan
koşullar nedeniyle, genellikle akut beslenme yetersizliğine maruz
kalan çocuklar görüyoruz. Bu çocuklara son derece besleyici ve
tedavi edici gıdalar veriyoruz. Ayrıca, beslenme yetersizliğine yol
açan ve uzun süredir var olan hastalıkları tedavi etmek amacıyla
ilaçlar kullanıyoruz.
Öte yandan, şiddetli ve akut beslenme yetersizliği oranlarının
arttığı yerler de mevcut. Örneğin, Hamer’deki hastanemizde toplanan
bilgilere göre, Amran vilayetinde durum böyle. Eylül 2018’de,
geçtiğimiz yılın aynı ayına göre beslenme yetersizliğinden
etkilenen ve hastaneye bu nedenle yatırılan çocukların sayısı iki
katına çıktı. Buna karşın, ülke genelindeki durum farklılık
gösteriyor.
YEMEN’DE SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKMEK ÜZERE
Son olarak, şu an Yemen’deki tıbbi/insani durumu
nasıl?
Yemen’deki sağlık sistemi çökmek üzere. Halkın sağlık
tesislerine erişimi oldukça sınırlı. Çünkü sağlık merkezleri ya
zarar gördü ya tam kapasite olarak hizmet veremedi ya da nitelikli
sağlık personeline sahip olamadı. Bu noktada vurgulamakta fayda
var: Eylül 2016’dan beri sağlık çalışanlarına ödeme yapılmıyor.
Aynı zamanda insanlar sağlık tesislerine ulaşabilmek için yol
masraflarını bile karşılayamıyordu. Sağlık hizmetlerine erişimde
yaşanan sorunların doğrudan sonuçları da kolera, difteri ve kızamık
gibi önlenebilir salgınların yeniden canlanmasıyla kendini
gösteriyor.
Yemen halkı ne durumda?
Genellikle sağlık tesislerine çok geç, kritik durumdayken gelen
hastalar görüyoruz. Çünkü savaş korkusu, bitmek bilmeyen yakıt
sıkıntısı, ulaşım maliyetlerinin artması gibi nedenlerle insanlar
uygun tedaviye zamanında erişemiyorlar. Halkın satın alma gücünde
ciddi bir düşüş görülüyor; Yemenlilerin büyük kısmı aşırı fiyat
artışları nedeniyle gıda ve yakıt temin edemiyor. Bu da yaşam
koşullarının gittikçe kötüleşmesine yol açıyor.
SAVAŞIN BEDELİNİ SİVİLLER ÖDÜYOR
Çatışmalar bu durumu nasıl etkiliyor?
Çatışmada en büyük bedeli yine siviller ödüyor. İnsanlar, Suudi
Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki koalisyonun,
özellikle ülkenin kuzey kesiminde yürüttüğü ağır hava
saldırılarında öldürülüyor, yaralanıyorlar.
Sizin tutumuz nedir bu durumda?
Yemen’de devam eden çatışmanın tüm taraflarına çağrımızı
yineliyoruz: Sivilleri ve hastaneler gibi sivil tesisleri
çatışmalardan uzak tutun, sivil yapıların ve sivillerin
korunduğundan emin olun!
Son olarakSınır Tanımayan
Doktorlar hakkında genel sorulara geçelim. Sınır Tanımayan
Doktorlar ne zaman, hangi amaçla kuruldu?
Merkezi İsviçre'nin Cenevre şehrinde bulunan Sınır Tanımayan
Doktorlar (Médecins Sans Frontières -MSF), 1971 yılında Biafra’da
yaşanan kıtlık ve savaşın ardından bir grup doktor ve gazeteci
tarafından kuruldu. Amaç hızlı, etkili ve tarafsız biçimde acil
tıbbi yardım sağlayacak bağımsız bir dernek kurmaktı. MSF
kurulduğunda, 13 kurucu doktor ve gazeteci dahil olmak üzere,
farklı uzmanlıklara sahip doktorlar, hemşireler ve diğer
mesleklerden üyelerle toplamda 300 kişiden oluşuyordu.
Neden “sınır tanımayan” kavramı seçildi?
“Sınır tanımayan” kavramı, dil, din, ırk, toplumsal cinsiyet ve
siyasi görüş ayrımı gözetilmeksizin, haritalardaki fiziksel
sınırlardan bağımsız olarak, dünyanın neresinde olursa olsun, her
bireyin “nitelikli” sağlık hizmetlerine ulaşması gerektiği
inancından ortaya çıktı.
Bugün kaç ülkede varsınız ve çalışan sayınız
kaç?
1980’den bu yana 21 ülkede merkez ofis açan MSF, pek çok
farklı alanda ve 70’ten fazla ülkede ücretsiz sağlık hizmeti
sunarken aynı zamanda tanıklık ve savunuculuk ilkeleri gereği,
kuruluşundan bu yana kötü muamele, istismar ve insanlık dışı
durumlar hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi ve aydınlatmayı amaç
edindi. Dünya genelinde 150 ülkeden gelen 45 binden fazla
çalışanımız var. Bunların yüzde 84’ü gittiğimiz bölgedeki yerel
halktan seçiliyor.
Çok büyük bir sayı bu. Peki çalışanlarınız hepsi doktor
mu?
Bu soru için teşekkür ederim. MSF yaygın olarak yalnızca
doktorların ve hemşirelerin çalıştığı bir kurum sanılıyor. Fakat
çalışanlarımızın çok büyük kısmı aslında, sağlık ekiplerimizin
görevlerini en iyi şekilde yapabilmesi için onlara destek olan
sağlık dışı personelimizden oluşuyor. Yani sağlık ekiplerimize ek
olarak lojistikçiler, su ve sanitasyon (halk sağlığını korumak
amacıyla yüzeylerdeki gıda kalıntıları, mikroorganizmalar, yabancı
maddeler ve temizlik maddeleri gibi kalıntıların ortamdan
uzaklaştırılması işlemlerinin tamamı) uzmanları, psikologlar,
psikiyatrlar, beslenme uzmanları, eczacılar, çevirmenler, kültürel
aracılar ile insan kaynakları, finans ve iletişim uzmanlarıyla
çalışıyoruz. Bunların neredeyse tamamı projeler kapsamında maaşlı
çalışan.
Dünyanın farklı noktalarında hizmet veriyor ve
çalışanlarınıza konaklama, ulaşım desteği ve maaş sağlıyorsunuz.
MSF bu kadar finansal kaynağı nereden buluyor?
Bağışlarla yürütüyoruz. Bağımsızlığımızı korumak ve toplumla
bağlarımızı güçlendirmek adına, bireylerden gelen bağış oranının
yüksek olmasını sağlamaya çalışıyoruz ve fon kaynaklarımızın
yalnızca yüzde 2'sini hükümetlerden veya hükümetlerarası fon
kuruluşlarından alıyoruz. 2017’de MSF gelirlerinin yüzde 96’sı
bireysel bağışlardan oluştu. 2017’de dünyanın her yerinden 6,3
milyondan fazla kişi ve bağımsız kurumun katkıda bulundu.