Sınırlarından taşan video klipler

Kendinden önceki birçok zihin açıcı pop figürü gibi Matiz de bir geleneğin tanıdık unsurlarından hareketle kendine ait bir alan açıyor. Onun referans verdiği ana akım Türkçe popun alaturkadan beslendiği damara dair müzikal tespitler bu köşenin sınırlarını aşabilir. Ancak pop kültürün doğası gereği söz konusu müzikal damar, eşlikçi görsel unsurları da beraberinde getiriyor.

Erman Ata Uncu ermanata64@gmail.com

Pop müziği sadece kendi bağlamında değerlendirmeye yönelik bir çaba, sudaki şekeri tekrar ayırmakla eşdeğer bir zorlukta olmalı. Zira toplumsal hareketlerin hem taşıyıcısı hem de bazen öncüsü bu türler üstü müzik kategorisi, genişliğini acil tepkilerine, farklı kaynaklardan beslenebilme becerisine borçlu. Birçok toplumsal hareketlenmeyi kendisinin kılabilecek güçte, güncel tartışmaların kültür alanına girişinde yer alan bir eşik gibi. Başka bir deyişle, toplumsal meselelerin aciliyetinden bir şey yitirmeden sanatsal ifadenin konusuna dönüştüğü bir noktaya işaret ediyor.

Bu ayın başından bir haber, pop kültürün bu gücünü bir kez daha gösterdi. Üstelik sadece söz veya bestenin değil, video klip gibi -kâğıt üstünde- müzik harici bir yan unsurun bu güçteki payını da hatırlatarak. Mabel Matiz’in “Karakol” şarkısına çektiği video klibin iki erkek arasındaki aşkı betimleyen durağan görüntüleri, 2022 Onur Ayı tecrübesinin kristalleştiği damarlardan biri oldu. Sosyal medyada dolaşıma sokulan nefret söylemi, RTÜK uyarısında cisimleşen resmî baskı ve tüm bunlara hak mücadelesi ekseninde verilen tepkiyle klip, LGBTİ+ direncinin izlenebildiği vakalardan biriydi.

Ne var ki “Karakol”un etkisinin, gündemi yansıtmaktan ibaret kaldığını söylemek ancak hem onun başarısını hem de pop müziğin olanaklarını hesaba katmamakla mümkün olur. Kendinden önceki birçok zihin açıcı pop figürü gibi Matiz de bir geleneğin tanıdık unsurlarından hareketle kendine ait bir alan açıyor. Onun referans verdiği ana akım Türkçe popun alaturkadan beslendiği damara dair müzikal tespitler bu köşenin sınırlarını aşabilir. Ancak pop kültürün doğası gereği söz konusu müzikal damar, eşlikçi görsel unsurları da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla Matiz’in hamlesinde bu unsurların da önemli bir yeri olduğunu, birçok videosunda Türk popunun mirasının bu yönüne bir çentik attığını belirtmeden geçmemeli. Türkçe popun imâlarla kapadığını açık eden, oryantalist unsurlarla bezeli bir geçmiş hayalinde yıldızın kontrolü eline geçirdiğini duyuran “Karakol” şimdilik Matiz’in bu yaklaşımının en cesur örneklerinden.

Video kliplerin pop yıldızlarının politik duruşlarını sergileyebilecekleri birer mecraya dönüşmesinin tarihi ise pop kültürün dinamiklerine dair çok şey söylüyor. Tabii ki üretimi de algısı da coğrafyadan coğrafyaya, dönemden döneme çeşitlenen, kalıba sığdırılması olanaksız bir dinamikler bütünü söz konusu. Pop üretimi geniş ölçekli piyasalardan bölgesel kanallara, ya da tam tersi yönde, yaratıcılarının ön göremeyeceği şekillere bürünerek ilerliyor. Bir dönem seyirci/dinleyiciye ulaşması için büyük müzik marketlere, merkezi televizyon kanallarına ihtiyaç duyan popüler müzik, artık dijital teknoloji sayesinde kişiye özel servisin nimetlerinden faydalanıyor.

Zaman ve mekana bağlı tüm bu değişkenler, bir kesişim noktası tespit edip dondurmayı neredeyse imkânsızlaştırsa da video kliplerin sarsıcı gücü eksilmiyor. Örneğin Madonna’nın “Like a Prayer” videosunun sarsıntısına tanık olanlar, 30 yıl sonra Childish Gambino’nun “This is America”da siyahlara polis şiddetini bir gösteri unsuru olarak yansıtmasının şokundan daha az etkilenmedi. Ya da şaşaalı pop yıldızlarının sonuncularından Beyoncé’nin en büyük sürprizi hâlâ videoları.

MTV çağında göstergeleri -sözde- tüm anlamlarından soyutlayarak izleyicisinin üstüne boca etmesiyle, postmodernizm tespitlerinden memnuniyet duyanlara rüya, geri kalanlara ise kâbuslar gördüren video klipler müzik endüstrisindeki dönüşümlere rağmen ayakta. Aslında ilk gruptakilerin söylediği kadar dağınık bir içeriklerinin olmadığı, şarkılardaki dizilime doğrudan bağlı bir düzende ilerlediklerini yıllar içinde birçok örnek gösterdi. Ancak dış dünyaya, esin kaynaklarına ve müzik/performans tarihine referans vermede sağladıkları serbestlik sayesinde hâlâ popüler kültürde en sert sözleri söylemeyi mümkün kılan mecralar arasındalar. Sadece önüne geleni yutup anlamından soyutlayan bir “temellük” canavarı ya da “yaratıcı” sanatçının önüne engel koyan bir sistem olarak adlandırması zor popüler kültür sahnesinin olanakları, kendilerini bu “şarkı eşlikçilerinde” göstermeye devam ediyor.

Tüm yazılarını göster