Sırrı Süreyya Önder'den Yunus Emre'li barış mesajı

HDP'li milletvekillerinin İstanbul Yoğurtçu Parkı'nda sürdürdüğü 'Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin üçüncü gününde konuşan Sırrı Süreyya Önder parkta yer alan Yunus Emre anıtında yazılı dizeleri okuyarak, " Barışın fragmanı o kadar güzeldi ki Türkiye'nin bütün kesimleri bunu deneyimlediler" dedi.

Abone ol

DUVAR - HDP’nin 'Vicdan ve Adalet Nöbeti' üçüncü gününde İstanbul Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’nda devam ediyor. Ziyaretlerin devam ettiği parkta bugün ilk olarak basın toplantısı yapıldı. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Sibel Yiğitalp, üçüncü yılını geride bırakan IŞİD'in Şengal saldırısına dair açıklama yaptı. Başaran tarafından yapılan açıklamada, eş zamanlı olarak Türkiye genelinde yapılan eylemlerde açıklanan ortak metin okundu. Açıklama öncesi Şengal'de yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu. Önder'in ardından Barış anneleri adına da bir konuşma yapıldı.

Saygı duruşunun ardından basına açıklamalar yapan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Dayanışma duygunuz bizim için yüksek değerlidir. Bu dayanışmalar çok önemlidir" diyerek bir konuşma yaptı. Önder'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

NİCE YUMŞAK SÖYLESE SÖZÜ SAVAŞA BENZER: Bir hapishanenin içerisindeyiz. Hemen yanımızda Yunus Emre adına yapılan bir anıt var. Burada Yunus’un sözlerini hatırlatayım: 'İşitin ey yarenler aşk bir güneşe benzer. Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer. Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter. Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer.' Bugün bu sevgiden uzak, insan sevgisinden uzak, adalete uzak bir zihniyet Yunus’un sözlerini haklı çıkarırcasına savaş pratikleri geliştirip duruyor. Sayın Öcalan bunun böyle olacağını işaret ederek, sadece haber vermekle kalmadı, yol gösterici de oldu. Adil ve eşit bir barışın nasıl korunacağını, sadece bize değil bütün bölge ülkelerine sundu. 'İmralı sistemi' diye adlandırdığımız bir hapse mahkum edildi. Bunun kabul edilemez olduğunu, Sayın Öcalan’a yaklaşımın Türkiye halklarının barışına da yaklaşım olduğunu belirtmek istiyorum.

MAZLUMLARIN SESSİZ KALACAĞINI VARSAYDILAR: Öncelikle barış iradesinin cezalandırılması gerekiyordu iki yöntemle bunu yaptılar. Birincisi sayın Öcalan üzerindeki tecriti ve hapishane koşullarını ağırlaştırmak. İkincisi ise halkın tevecüh ettiği sivil siyaset alanının krimanilize edilmesi ve siyasetten uzaklaştırılması. Tecriti gerçekleştirdiler ardından tarihin gördüğü en pervasız yöntemle sivil siyaseti engellediler. Bütün il, ilçe başkanlarımızı, eş başkanlarımızı büyük bir siyasi imha operasyonunun hedefi haline getirdiler. Korku ve baskı dediğimiz şey süresiz bir şey değildir. Dozunu her gün artması mümkün olmayan bir olgudan bahsediyoruz. Buna, mazlumların sessiz kalacağını, emekçilerin rıza göstereceğini ya da korkacağını varsayarak yaptılar. Ama gelinen nokta gösterdi ki milletin parklarını, toplanma alanlarını bir açık hava hapishanesi alanına dönüştürürseniz buna isyan ve itiraz hiç beklemediğiniz bir duruma gelir.

.

61. İNSAN PARKA SOKULMUYOR: Genç olanlar bilmez 12 Eylül’ün ilk yayınladığı kararnamelerde 5 kişiden fazla insanın bir araya gelmesi gözaltı gerekçesi sayılıyordu. Bugünkü iktidarla o gün arasında 55 kişi kadar fark var. Buraya 61. insanı almıyorlar, ama hapishaneye insan alırken sayıya bakmıyorlar. Bilmedikleri gerçek şudur, zamanı gelmiş bir düşünceyi bir tek kişi bırakın söylemeyi kalbinden geçirse büyük bir hareketi tetikler. Dünyadaki bütün isyan ve direnişler önce bir kişinin aklına düşmesiyle başlamıştır. Ülkeyi getirmek istediklerinin prototipidir bu park. Bunlar siyaseten çoktan kanatlandılar, uçmaya da başladılar nasıl konacaklar Allah bilir. Biz Türkiye halklarının barışı, eşit kardeşliği ve özgürlüğü için bir tek kişi kalana değin bu mücadeleye devam edeceğiz.

BÜTÜN MEYDANLARDA SÜRDÜRECEĞİZ: Bu duygularla tam bir korku esaretine alınmaya çalışılan bu ülkede HDP ve onun dostları, yoldaşları, bu ülkedeki demokrasi cephesi Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde çözümüne kendi pratiği ile işaret etmek için toplandı. Nedir bu pratik. Mazlumun, zalimin tankına topuna karşı tek bir cevabı vardır, birbirine kenetlenmek. Bu gerçeği dünya direniş tarihinden biliyoruz ve bizler bu bayrağın mirasçılarıyız. Bu bayrağı geriye düşürmeye kimsenin hakkı yok, ileriye taşımak, tarihe ve geleceğe borcumuzdur. Amed’de izolasyon koşulları daha fazlaydı. Etrafı barikatlarla çevirip “halk gelmiyor” dediler. Bu halklardaki dayanışma duygusunu tetiklemekten başka bir işe yaramadı. İstanbul nöbetimizde bu açığa çıktı. İnsanlar burada desteklerini, önerilerini paylaşıyor. Buraya gelemeyenler bariyerlerin arkasından bize selam ve sevgilerini iletiyorlar. Dünyada bu itiraz bilincinin karşısında durabilecek hiçbir bend icat edilmiş değildir. Müzakere süreci, bu ülkede başta tutsaklar olmak üzere onbinlerce insanın süresiz açlık grevi başlatması ile başlamıştı. Bu ülkede barışın, umudun fragmanını görmüştük. Fragmanı o kadar güzeldi ki, iyi şeylere alışan insanları kötülüğe bu kadar kolay razı edemezsiniz. Bu nöbeti bu ülkenin zulüm gören tüm meydanlarında, yeni direniş biçimlerinde daha yüksek kararlılıkla sürdüreceğimizi ilan ediyoruz. Gücümüzü haklılığımdan aldığımız bilinciyle hepinizi selamlıyoruz.

.

'BARIŞ ÇOK GÜZEL BİR KELİMEDİR'

Barış Anneleri de nöbetim 3. gününde Yoğurtçu Parkını ziyaret etti. Barış anneleri adına konuşan Ezine Dal "Barışın adı çok güzel. Barış deyince herkes özgürlük ve keyifli oluyor. Savaş iyi bir şey değil. Bizler barış ve adalet istiyoruz. Bizler annelerin ağlamasını istemiyoruz. Anneler ne zamana kadar ağlayacak? Bizler adalet, barış ve özgürlük istiyoruz. Kanımızın son damlasına kadar da barış diyeceğiz" dedi.

'CHP çözüm sürecinde bir parça tutuk davrandı'

DAYANIŞMA ZİYARETLERİ

Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne dayanışma ziyaretleri de sürüyor. KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu ile Çağdaş Avukatlar Grubu üyeleri Yoğurtçular Parkı'na gelerek, desteklerini ilettiler. Cumhuriyet gazetesi davasında 9 aylık tutukluluğun ardından tahliye edilen Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Avukat Bülent Utku ile Kemal Güngör de ziyarete gelen isimler arasındaydı.

'ADALET ARAYIŞINDA YANLARINDAYIZ'

Nöbetin bir diğer ziyaretçileri de Çağdaş Avukatlar Grubu oldu. Milletvekilleri avukatları kapıda karşıladı. Ziyarette Cumhuriyet davasından tahliye olan avukat Bülent Utku da yer aldı. Avukatlar adına konuşan Kemal Aytaç "Adalet arayışımız açısından geçirdiğimiz bir yıl hiç hoş olmadı. İstanbul'un göbeğindeki parka cüppelelerimizle geldik. Ama polisler parka cüppelerimizi almadı. Bu bile ülkede baskının ve şiddetin ne kadar arttığını gösteriyor.  Bugün vicdan ve adalet arayışının en önemli noktasını HDP oluşturuyor. Biz Kürt halkının adalet arayışlarında onlarla yan yanayız" dedi.

Aytaç'ın ardından söz alan avukat  Bülent Utku da "Umarız ki Adalet Nöbeti Türkiye'mizde aydın günlere, demokrasiye kapı aralar. Bir hafta önce cezaevinde çıktığımı zannediyordum ama buraya gelince şaşırdım. Burada neredeyse 1 saattir içeriye giremedik. Cezaevinde, CHP'li milletvekilleri bizi ziyaret etti. HDP'den çok yakın dostlarımız var onların ancak selamlarını alabildik" diye konuştu.

KESK HEYETİ NÖBETTE

KESK üyesi bir grup bugün Vicdan ve adalet nöbetine destek ziyaretinde bulundu. Ziyaretleriyle ilgili kısa bir açıklama yapan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, şunları söyledi:

"Bugün halkın iradesine ipotek koyuyorlar. Hakikat arayışında bulunan gazetecileri tutukluyorlar. Sendika üyelerimizi tutukluyorlar. Bizler gördük ki referandumda AKP yıkılabilir. Bizler emekçiler olarak, kadınlar olarak bedenimize, emeğimize sahip çıktık. Bizler milyonlarız. Halkların birliğini sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Bizleri ayırmaya çalıştıkları barikatlara inat birleşeceğiz. Yan yana yürümeye devam edeceğiz.

EMEK PARTİSİ'NDEN DESTEK

HDP'nin Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda devam eden nöbetine bugün Emek Partisi İstanbul İl Örgütü de destek verdi. Destekçiler arasında Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek, Kadiköy EMEP İlçe Başkanı Yunus Demir, Emek Partisi Genel Yürütme Kurulu üyesi Ali Doğan ve Emek Partisinden oluşan bir heyet yer aldı. Emek Partisi üyeleri "Yaşasın halkların kardeşliği", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla parka giriş yaptı.

Park alanında konuşma yapan Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek, adalet, hukuk ve demokrasi talebinin çoğaltılması gerektiğini söyledi. Gerçek, şöyle dedi:

"Halkların Demokratik Partisi'nin geçen hafta Diyarbakır da başlatmış oldukları adalet nöbeti bu hafta İstanbul'da devam ediyor. Bu adalet nöbeti tüm ülkemizin emekçilerini önemli ölçüde meselesidir. Ne yazık ki buraya ulaşmak hepimizin de gördüğü üzere çok zor. 50 yıldır İstanbul'da yaşıyorum hakikaten böylesini görmedik. 12 Eylül'de böylesini görmedik. Cezaevine girer gibi adalet nöbetine ziyaret etmeye, dayanışma içinde bulunmaya özen gösteriyoruz. Ülkeyi getirdikleri durum bu. Türkiye bugün OHAL'le, KHK'lerle yönetiliyor"

'GÖRÜYORUZ Kİ KORKUYORLAR'

Herkesin talebinin barış, adalet, hukuk ve demokrasi olduğunu söyleyen Gerçek, "Bu talepler milyonların talebidir. Bu talebi daha da büyütmeliyiz. Bu sesi yükseltmeliyiz. Hepimiz birlikte adalet ve hukuk talebini dile getirirsek kazanırız. Görüyoruz ki korkuyorlar. Bu barikatlar ondan. Ama bunlar çözüm değildir. Çözüm adalet, hukuk, özgürlük ve demokrasiden geçer. Bundan başka çözüm yok" diye konuştu.