Siyah poşetlere gizlenen yoksulluk

Bir ülkenin menstrüel ürünlere ve menstrüel sağlığa erişimi önceliklendirmesi, onun insan haklarına, kamu sağlığına, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilir kalkınmaya verdiği önemi yansıtıyor.

Menekşe Tokyay meneksetokyay@gmail.com

“Kimseler uyumasın artık!

Macbeth uykuyu öldürdü.”

William Shakespeare’in Machbeth oyununun İkinci Perde’sindeki o unutulmaz repliği…

Ve devam eder:

Evet, masum uykuyu, kaygılar yumağını çözen uykuyu, her günkü hayatın ölümünü, yorgunlukları yıkayan suyu, yaralı canların merhemini. Yüce tabiatın baş yemeği, hayat sofrasının cana can katan ziyafeti.”

Machbeth masumiyeti ve huzuru öldürmüştür. Çıplak gerçeklikle yüzleşme zamanıdır artık, çünkü acı gerçeğe uyanmıştır.

Bugün çıplak gerçeklik, yoksulluk… Hatta kronikleşen yoksulluk... Sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri ayyuka çıkaran, dezavantajlı kesimleri toplumdan dışlanmış hissettiren, ekonomik enkazı herkesin eşit derecede göğüslemesinin beklendiği ama artık bir kesimin bu yükü kaldıracak mecalinin kalmadığı bir yoksulluk…

Bu, tatilin “lüks” olmaktan “imkânsız” olmaya doğru evrildiği bir ortamda, Bodrum’da plajlara servet ödeyerek giren şanslı kesime karşılık, bayram dönemini “klima önünde oturarak geçiriyoruz, tatile çıkacak imkânımız yok” diyen yurttaşın yoksulluğu…

Bu, menstrüel dönemlerinde hijyen ürünlerine erişemeyen genç kızın çaresizlik ve kırgınlık kokan regl yoksulluğu…

İnsan neslinin sürdürülebilirliğinin temelini oluşturan menstrüel döngü, dünya çapında olduğu gibi Türkiye’de de ekonominin çarklarına takılıyor.

“Ücretsiz hijyenik ped, tampon gibi menstrüel ürünlerin yanı sıra temiz su, çöp kutusu, temiz tuvalet gibi temel hijyen ihtiyaçlarına erişememe sorunu” olarak tanımlanan regl yoksulluğuna karşı menstrüel sağlık, sadece bir sağlık konusu değil, insan hakları sorunudur.

Menstrüasyon döneminde kişinin öz bakımını sağlayabilme yeterliliği, insanın temel hak ve özgürlüklerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ve hatta, insan haysiyetinin ve onurlu bir yaşam hakkının gereğidir.

Siyah poşetlere gizlenen şey, aslında çağdaşlıktan nasibini almamış toplumsal algılar karşısında kadın onurunun hüznü ve kırılganlığıdır.   

Dünya çapında en az 500 milyon kadın ve kız çocuk, menstrüel sağlık için uygun kolaylıklara ve menstrüel ürünlere erişimden yoksun durumda.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA-United Nations Population Fund), eğitim girişimleri ve hijyen kolaylıklarıyla ergenlerin ve yetişkinlerin menstrüel ürünlerine erişimini ve bilinçlenmelerini sağlayan faaliyetler yürütüyor.

Bir süredir özellikle Lübnan, Suriye ve Gazze’de regl yoksulluğunun ciddi boyutlara vardığı ve birçok kadının temel menstrüel hijyen ürünlerine erişimi olmamasından dolayı üreme ve cinsel sağlık açısından ciddi sorunların yaşandığı da bilinen ancak önlen(e)meyen bir gerçek.

UNESCO verilerine göre, Sahra-altı Afrika’da her on kızdan biri, bir okul yılı boyunca menstrüel ürünlere erişemedikleri için yüzde 20 oranında devamsızlık yapıyor. UNICEF, düşük gelirli ülkelerde okulların yarısının yeterli su kaynaklarına, tuvalet ve kanalizasyon sistemlerine sahip olmadığını belirtiyor.

Avrupa Parlamentosu da 2021 yılı haziran ayından bu yana, üye ülkelere, ücretsiz olarak menstrüel ürünleri yurttaşlarına ulaştırmaları ve regl yoksulluğuyla mücadeleyi önceliklendirmeleri yönünde çağrıda bulunuyor.

12-25 yaş aralığındaki 8 kız çocuk ve kadından 1’inin menstrüel ürünleri alacak maddi imkanının olmadığı Belçika’nın başkenti Brüksel’de menstrüel ürün dağıtım noktaları kuruldu ve altı okulu kapsayan ilk pilot projenin ardından 19 okul daha kısa süre önce bu kapsama dahil edildi. 

Benzer şekilde Birleşik Krallık’ta, regl yoksulluğu sebebiyle her yıl 137 bin kadar kız çocuk okula devamsızlık yapıyorlar.

Yunan Sağlık Bakanlığı, bu yıl, kız çocukların ve kadınların menstrüel ürünlere erişimine yardım etmeye dönük yeni bir program açıkladı. Yunanistan’daki son verilere göre, kadınların yaklaşık beşte biri, bu ürünlerin aylık maliyetini karşılayamıyor, ayrıca bu ürünlere erişimi olmadıkları için Yunanistan’da çocukların önemli bir kısmı her yıl okula 30 güne yakın devamsızlık yapıyorlar.

Programın ismi; “Regl Yoksulluğu Programı”... Batı Attika ve Batı Selanik’teki 200 okuldan başlayarak ücretsiz bir şekilde 14 milyon tane menstrüel ürün dağıtılacak; bu konuda ülke çapında eğitim seminerleri verilecek. Zira bu konuda halen toplumsal ayrımcılık ve tabular mevcut. 

Tüm bu ülkelerin ortak noktası, bu konuyu makro perspektiften ele almaları ve bir devlet politikası haline getirmeleri... Bizde ise yoksulluğun her boyutunda olduğu gibi regl yoksulluğunda da içler acısı bir tablo var. Ancak bu konudaki sorumluluk da -tıpkı ücretsiz okul yemeğinde olduğu gibi- yerel yönetimlerin ve sivil toplumun inisiyatifine ve kaynak tahsisine bırakılmış durumda.

Oysa regl yoksulluğu, dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlarda fiziksel, zihinsel ve duygusal zorluklar doğuran, sosyal iyi oluşlarını etkileyen, konuşulmasını bile tabu sayan geri kalmış zihniyete karşı sürekli mücadele etmek zorunda bırakan bir fay hattı.

Kadının insan hakları konuşulurken sık sık atlanan, ancak özünde kadının eğitim hayatından istihdamına, yaşam hakkından sosyalleşmesine dek birçok temel hak ve özgürlüğünü kısıtlayan bir yoksunluk halinden söz ediyoruz. Öyle ki kadınlara dair birçok temel veriye dair düzenli raporlamalar ve izlemeler yapılırken regl yoksulluğu konusunda elimizde çok az güncel veri var.

Türkiye’nin ilk Regl Yoksulluğu Araştırması, 2022 yılında Konuşmamız Gerek Derneği tarafından yapıldı. Amaçları; “Türkiye’de regl olan kişilerin yoksulluk ve tabu deneyimleri, ihtiyaçlarının neler olduğu, bu ihtiyaçlara nasıl politikalarla çözümler üretilebileceği” konusunda bilimsel temellere dayanarak bir yol haritası belirlemekti.

Araştırma, 18-53 yaş aralığındaki 4108 kişiden derlenen verilerle hazırlandı. Dolayısıyla, 18 yaş altındaki çocukların da yaşadığı regl yoksulluğu henüz verilere yansımış değil. Bu araştırmadaki katılımcıların yüzde 16’sının temiz suya, yüzde 22’sinin ise temiz tuvalet kağıdına her zaman erişimi yok. Ancak menstrüasyon döneminde ekonomik sebeplerden dolayı hijyenik ped ve tamponun dışında tuvalet kâğıdı kullanımı, yüzde 13. 

Regl yoksulluğu normal zamanlarda ciddi bir insan hakkı ihlaliyken, 2023 yılı şubat ayında yaşanan deprem felaketinin ardından akut bir hale ulaştı ve sivil toplum kuruluşlarının sahaya şefkatli yardım elini uzatmalarına dek kadınların menstrüel ürünlere erişim olanakları oldukça kıttı.

Lüks olarak görülen menstrüel ürünlere uygulanan adaletsiz vergiler de (“pembe vergiler”) konunun bir başka boyutu. Zira özünde temel ihtiyaç maddesi olan bu ürünlerden alınan vergiler ve cinsiyete dayalı fiyatlandırmalar, enflasyonla birlikte düşünüldüğünde, aslında regl yoksulluğu ve regl tabusunu doğrudan besliyor, zira market raflarına ve kadınların sağlığına indirim değil zam yansıyor.

Bir zamanlar her beş kadından birinin ekonomik zorluklar sebebiyle menstrüel ürünlere erişemediği İskoçya ise bu konuda bir başarı öyküsü olarak anılmaya devam ediyor; zira İskoçya altı sene önce ilkokul, lise ve üniversitelerde hijyen ürünlerini ücretsiz sunarak tüm dünyada bir ilke imza attı; ardından birkaç sene önce de hijyenik pedleri kamuya açık alanlarda ihtiyaç sahiplerine ücretsiz olarak sunmaya başladı.

İskoç parlamentosunun önce pilot bir uygulamayla başladığı, ardından ülke geneline yayılan, hatta PickupMyPeriod isimli bir mobil uygulamayla birlikte ücretsiz dağıtım noktalarının bile belirlendiği bu kararı almasında, kadın hareketinin ciddi bir lobi faaliyetinin ve İşçi Partisi milletvekili Monica Lennon’ın mücadeleci etkisi olmuştu. Avustralya, Kanada başta olmak üzere birçok gelişmiş ülkenin yanı sıra Kenya da kadınlara özel ürünler üzerindeki vergiyi zaman içinde kaldırdı.

Afrika’nın birçok ülkesinde “kadın onurunu koruma” amaçlı kampanyalar çerçevesinde kız çocuklara ücretsiz hijyen ürünleri sağlanıyor, menstrüel hijyen yönetimi eğitimleri veriliyor, hatta Filipinler, Çin, Güney Kore gibi birkaç ülke de çalışan kadınlara regl izni veriyor.

Bu yıl 28 Mayıs, Dünya Menstrüel Hijyen Günü’ydü ve tema da “Regl Dostu bir Dünya için Birlikte” idi.

Bir ülkenin menstrüel ürünlere ve menstrüel sağlığa erişimi önceliklendirmesi, onun insan haklarına, kamu sağlığına, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilir kalkınmaya verdiği önemi yansıtıyor. Ve birçok gelişmiş ülkede okullar, iş yerleri ve kamu kurumları, insanların menstrüasyon dönemlerini insan haysiyetine yaraşır şekilde geçirmesini sağlamak üzere düzenlenmiş durumda.

İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri, bir süredir regl yoksulluğu konusunda ciddi bir destek veriyorlar. Kadınların hijyenik pede erişebilirliğin artması için 2022 Nisan tarihinden itibaren ücretsiz ped kampanyası başlatılmıştır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2022 yılından beri binlerce kadına her ay düzenli olarak ücretsiz bir paket hijyenik ped desteği sağlıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de üniversite öğrencilerine yönelik yurtlarında hijyenik ped dağıtıyor.

Eriştiğim son verilere göre; 1 Temmuz 2019’dan 31 Mayıs 2024 tarihine kadar regl yoksulluğunun önlenmesi amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kadınlara yaklaşık 510 bin paket hijyenik ped ulaştırıldı.

Birleşmiş Milletler kurumlarının, üniversitelerin, hükümetlerin, özel sektörün, savunu gruplarının, gençlik kuruluşlarının, dini grupların, danışmanların ve uluslararası STK’ların temsilcilerinin birkaç yıl önce kurduğu Küresel Menstrüel Kolektifi (Global Menstrual Collective), regl yoksulluğunu azaltmak konusunda erkeklere, kurumlara ve işverenlere bazı önerilerde bulunuyor:

  • Menstrüel ürünlere erişimi teşvik edecek girişimler başlatıp desteklemek; menstrüasyon ve hijyen pratikleri konusunda daha fazla bilgilendirmede bulunmak;
  • Regl döneminde kadınların suya, hijyen ürünlerine ve atık hizmetlerine erişimini kolaylaştıran seçenekler sunmak;
  • Menstrüel döngülerdeki düzensizliklerde ve sağlık hizmetlerine erişimde kadınlara daha fazla ücretsiz kolaylık sağlamak;
  • Kadınların menstrüasyon döneminde okul, iş, spor gibi yaşamın farklı alanlarına katılımını kolaylaştıracak türden pozitif bir ortam kurmak;
  • Uzmanların regl yoksulluğu konusunda halkı bilgilendirmesi ve biyolojik bir sürecin parçası olan bu konunun tabu olmaktan çıkarılması için farkındalık yaratılmasını sağlamak;
  • Menstrüasyon konusunda kadınlarda utanç yaratacak türden kötü şakalar karşısında sıfır tolerans politikası uygulamak. 

TDK Sözlüğü’nde bir zamanlar “kirli” kelimesinin altında “aybaşı durumunda bulunan kadın” yazıyordu. Sosyal medyaya yansıyan yoğun kampanyalar sonucunda bu madde nihayet kaldırıldı. Ama bu konuda daha kat edecek çok uzun bir yol olduğu gerçeği henüz değişmedi.

Kim bilir bu satırları okuyup ilham alan bir yasa koyucu ile bir hak savunucusu, yeni yasama döneminde bir araya gelir de, İskoçya’nın tüm kadınların özendiği o “Regl Ürünleri Yasası”nın bir benzerinin de Türkiye’de kabul edilmesine ön ayak olur.

İskoçya bir ilkti, ama İskoç milletvekili Monica Lennon’ın da o dönemde dediği gibi “son olmayacak”.

Hayal bu ya, belki kadınların bir mücadele alanı daha hafifler, siyah poşetlerin çevreye de kadının insan haklarına da verdiği zarar yok edilir.

Tüm yazılarını göster