Sol Parti’nin Avrupa Parlamentosu seçimleri adayları
Avrupa Parlamentosu seçimleri için Sol Parti'nin adayları belli oldu. Eş adaylardan Martin Schirdewan delege oylarının % 83,8’ini alırken, diğer eş aday Özlem Alev Demirel de oyların % 84,4’ünü alarak seçildi.
Tamer İlbuğa* - tamerilbuga07@gmail.com
DUVAR - 2019 Mayıs sonunda yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için Sol Parti 22-24 Şubat’ta yapılan kongrede adaylarını ve seçim programını belirledi. Kongrede partinin keskin bir şekilde iki ayrı kanada bölündüğü tekrar göz önüne serildi; ancak buna rağmen yine de uzlaşı sağlayabilme kapasitesinin de olduğu görülüyor.
Sol Parti, Avrupa Parlamentosu’nda Almanya’nın 96 milletvekili kontenjanından 2014 seçimlerinde oyların %7,4’ünü alarak 7 milletvekili çıkarmıştı. Güncel kamuoyu anketlerine göre yine benzer bir sonuç bekleniyor. Sol Parti “eş başkanlık” sistemine göre parti yönetiminin daha önce üzerinde uzlaştığı iki isim de kongre tarafından onaylandı.
EŞ ADAYLAR BÜYÜK DESTEK ALDI
Eş adaylardan 43 yaşındaki Martin Schirdewan delege oylarının % 83,8’ini ve 34 yaşındaki diğer eş aday Özlem Alev Demirel de oyların % 84,4’ünü alarak seçildi.
Avrupa Parlamentosu milletvekili olan Martin Schirdewan, Doğu Almanya doğumlu ve partinin reform kanadını temsil ediyor. Siyaset bilimi alanında doktorası olan Martin Schirdewan, Avrupa Parlamentosu’nda ekonomi ve finans konularıyla ilgileniyor.
Özlem Alev Demirel, 1989’da mülteci bir ailenin çocuğu olarak Türkiye’den Almanya’ya göç etmek zorunda kalmış. Almanya’da siyaset bilimi okuduktan sonra sendikada çalışmaya başlamış. Almanya’nın en büyük eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’da 2014-2018 yılları arasında Sol Parti’nin eyalet başkanlığını yapmış. 2017’de yapılan eyalet seçiminde parti oyların % 4,9’unu alarak kıl payı barajın altında kalmıştı. Özlem Demirel, Almanya’da sol çevrede ve sendikada aktif çalışırken aynı zamanda göçmen hareketinde de çalıştı. 2012-2014 yılları arasında Türkiye’deki EMEP çevresine yakınlığıyla bilinen DİDF’in (Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu) başkanlığını yaptı. Özlem Demirel, parti içinde sol kanadı temsil ediyor.
Sol Parti seçim programı tartışmalarının merkezinde partinin Avrupa Birliği’ne temel yaklaşımı yer aldı. Parti içindeki uç pozisyonların sol versiyonu AB’nin neoliberal, antidemokratik ve militarist bir yapıya sahip olduğunu savunuyor. Diğer taraf ise bir “Avrupa Cumhuriyeti” vizyonu yönünde bütünleşmenin daha da derinleştirilmesini savunuyor. Parti bu iki uç pozisyon arasında gidip gelirken, tartışmaların odağında AB konusu yer alıyor. Kabul edilen seçim programındaki “yeni bir başlangıç” vurgusuyla her kesimin kendi görüşünü bu başlık altında temsil edebileceği değerlendiriliyor.
ADAYLAR DAHA GÖRÜNÜR OLMALI
Sol Parti’nin bu tartışmaları seçim kampanyasına pozitif bir şekilde nasıl yansıtacağı merak konusu. Genel olarak Avrupa Parlamento seçimleri kamuoyunda en az ilgi gören ve seçime katılım oranının da en düşük olduğu seçimler. Partinin bu seçimle ilgili iki dezavantajı, bir de avantajı var.
Dezavantajlardan biri, ulusal medyada neredeyse hiç tanınmayan eş adayların olması. Seçim kampanyasının görünür yüzü olacak eş adaylar kendilerine medyada bir şekilde yer edinmek zorundalar. Bunu yaparken seçim programı birçok somut konuda çok iyi olmasına rağmen, genel olarak AB’ye yaklaşımın ortak bir dille yansıtılamayacağı konusu önemli bir sorun olarak görülüyor. Bu ortak dili oluşturamama riski partinin diğer dezavantajı olabilir düşüncesi yaygın bir düşünce.
Parti içi yapılan bütün bu tartışmalara rağmen, yapılan anketler Sol Parti seçmeninin % 75’inin AB’ye olumlu baktığını ve daha fazla bütünleşmeyi, yani AB’nin güçlenmesini istediğini gösteriyor. Sol Parti’nin kendi seçmen kitlesini oy vermeye ikna edebilmesi halinde, 2014 seçimlerinde elde ettiği sonucu yakalayabileceği düşünülüyor.
Tamer İlbuğa kimdir?
1970 Avanos doğumlu. 2001’de Hamburg Hochschule für Wirtschaft und Politik’ten mezun oldu. 2001’den 2007’ye kadar Hamburg’da STK’larda göç üzerine çalıştı. 2008-2017 arasında Akdeniz Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ilk önce proje koordinatörlüğü yaptı ve son beş yılda da AB ve Almanya ile ilgili dersler verdi.