Solun arşivcisi: Yurt dışında ödül alırdı, Türkiye'de hapiste!

Emin Şakir’in davası ile beraber hayatımıza bir anda dahil olan “arşivcilik suçu”nu ele almak, onun arşivcilik tutkusu ve mücadele hayatı hakkında fikir edinmek için arkadaşları ile görüştük. Şakir'in oluşturduğu arşiv ile yakından ilgilenen Yrd. Doç Dr. Halil İbrahim Yenigün, Emin’in mücadele arkadaşlarından Ziya Dinçsoy, ve uzun yıllar birlikte örgütlü mücadele verdiği yoldaşı Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Eş Genel Başkanı Meltem Oral’dan durum ile ilgili fikirlerini aldık.

Abone ol

İZMİR- Türkiye’de, cumhuriyetten bu yana yayınlanmış ve yayınlanmakta olan sol dergi ve gazetelerin, yayınların arşivini tek bir sitede derlemesi ve Gezi eylemlerine katılmış olduğu gerekçesiyle bir süredir soruşturması süren Devrimci Sosyalist İşçi Partisi üyesi, aktivist Emin Şakir, “kaçma şüphesi” ile geçtiğimiz hafta tutuklanmıştı.

Soruşturmanın başından bu yana birkaç kez yurtdışına çıkıp geri gelmesine rağmen dosyasına gizlilik kararı konularak avukatlarına savunma yapma fırsatı tanınmayarak tutuklanması, özgürlükçü çevreleri ayağa kaldırdı.

Emin’in davasının içeriği hakkında daha önce bilgi aldığımız Avukat Funda Ata, son durum ile ilgili olarak ‘’Savcılık Anadolu Yakası'ndaki dosyayı Çağlayan’a yönlendirdi. Mahkeme artık Çağlayan’da devam edecek. İtirazımızı yaptık sonucunu bekliyoruz” bilgisini verdi.

Emin Şakir’in davası ile beraber hayatımıza bir anda dahil olan “arşivcilik suçu”nu ele almak, onun arşivcilik tutkusu ve mücadele hayatı hakkında fikir edinmek, Emin Şakir'’i daha yakından tanımak için arkadaşları ile görüştük. Şakir'in oluşturduğu arşiv ile yakından ilgilenen Yrd. Doç Dr. Halil İbrahim Yenigün, Emin’in mücadele arkadaşlarından Ziya Dinçsoy, ve uzun yıllar birlikte örgütlü mücadele verdiği yoldaşı Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Eş Genel Başkanı Meltem Oral’dan durum ile ilgili fikirlerini aldık.

Emin Şakir’in sol yayın veritabanı projesinden Üsküdar'da bir sohbet esnasında haberdar olduğunu ve yakından ilgilendiğini söyleyen “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacılarından Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yenigün, ‘’Ben de 1970'lerin en velut yazar ve dergi yayıncılarından birinin oğlu olduğum ve onun arşivi üzerinde çalıştığım için İslâmcı dergilerin veritabanı nasıl oluşturulabilir üzerine hep kafa yorardım. O günler bu fikri sıklıkla konuşurduk. O yüzden Emin'le kahve ve muhabbet için oturduğumuz o akşamda zamanımızın çoğunu projesinin aldığını hatırlıyorum’’, diyor.

.

"EMİN’İN BU PROJESİ DESTEKLENMEYİ HAK EDİYORDU"

İlmi Etüdler Derneği (İLEM) gibi kurumların da bu tarz İslamcı dergiler projesine girdiklerine ve bakanlıktan da haklı olarak destek aldıklarına dikkat çeken Yenigün, “Türkiye'nin kütüphanecilikte ve veri tabanlarında son derece geri kalmış olmasına çok daha sistemik çözümler gerekir ama bu çoraklıkta, hele ki Türkiye'nin ideolojiler tarihinde hemen hepsi kısa ömürlü olan dergilerin taşıdığı önemin farkında olanlar için, böylesine önemli arşiv projelerinin kıymeti izahtan vareste. Ben şahsen bu çabaların her birinden son derece heyecan duydum. Emin'in de bu projesi bütün diğerleri kadar teşviki ve kamu kaynakları ile desteklenmeyi hak ediyordu. Bu hadise Avrupa ülkesinde veya Kuzey Amerika'da olsa muhtemelen son derece cömert kamu kaynakları ile çalışmaları teşvik edilecekti. Kendisi de tarih veya siyaset bilimi dernekleri tarafından ödüller alacaktı’’ diyor.

“Türkiye’de hele ki içinde bulunduğumuz durumda yeni bir tarih silme ve kurgusal tarih yazımı sürecine dalmış durumda. ‘Kültürel iktidar’ tamlamasını obsesyon derecesinde tekrarlayan, bunu da ‘nasıl tahrip edebiliriz’ bağlamında dert edinen bir grup var. Böyle bir vasatta Emin'in emeğine karşı böylesine şedit bir cezalandırıcı muamele, her şeye rağmen absürdlüğünü korusa da anlaşılabiliyor. Kurgusal tarih peşinde olanlar, yaygınlaştırmak istedikleri mitik tarihi belgeleri bozan çalışmalardan rahatsız olabilirler, buna şaşmamak gerekir’’

"TAKDİR EDİLMESİ GEREKİRKEN TUTUKLANIYOR"

Emin Şakir’i azimli, kararlı ve yaptığı bütün işleri tutkuyla yapan biri olarak tanımlayan İzmirli yol arkadaşlarından Ziya Dinçsoy, “Benim bildiğim en az iki uluslararası saygın üniversite -Princeton Üniversitesi ve Washington Üniversitesi- Emin'in oluşturduğu arşivi Türkiye ya da Ortadoğu Çalışmaları bölümlerinde araştırmacılara tavsiye ediyor, temel bir kaynakça olarak gösteriyordu. Çünkü onun sitesinde tutulan arşiv, çıkan sol süreli yayınları olduğu gibi aktarıyor, yorumlama kısmını araştırmacının kendisine bırakıyordu. Bu herhangi bir çıkar gözetmeksizin yapılan muazzam bir iştir.’’, diyor.

Şakir’in başka türlü bir bellek oluşumuna büyük katkı sunduğunu ifade eden Dinçsoy, "Takdir edilerek destek olunması gerekirken, artık kalıp haline gelmiş bir ithamla suçlanıyor, tutuklanıyor. Tarihi egemenlerin, kurumların, resmi ajansların tuttukları arşivlerden mi yazacağız; yoksa aşağıdakilerin, ezilenlerin, kendi hafızalarıyla da kesişen, fedakârca çabalarının ürünü olan özgün arşivlerle mi? Türkiye'de çok yaygın bir kalıp vardır ya, ‘arşivlere bakalım’ diye. Peki, güzel, ama hangi arşivlere bakalım? Herkesin gözlerinin önünde olan bir şey bile, farklı kaynaklar dolayımıyla başka türlü aktarılabiliyor; tarih bunun örnekleriyle dolu. Barış istediği için yargılanan akademisyenlerle arşiv oluşturduğu için tutuklanan Emin arasında bir süreklilik var.”, diyor ve ekliyor: “Bilgi, tarih ve bellekle kavga etmek nafile bir çabadır. Arkadaşımız Emin Şakir bir an önce serbest bırakılmalıdır.’’.

"EMİN BİRÇOK MÜCADELENİN İÇİNDE YER ALAN BİR İNSAN"

“Ben hep İzmirli Emin olarak tanıdım onu” diyen DSİP Eş Genel Başkanı Meltem Oral’a 10 yıllık arkadaşı ve yoldaşı Emin Şakir ile ilgili neler söylemek istediğini sorduğumuzda bize uzun uzun Emin’i ve onun tutkulu mücadelesini anlattı:

“Emin sadece arşivcilik yapmıyordu, politik bir aktivistti de. Birçok mücadelenin içerisinde yer almış bir insan, bir dizi hak talebinin dile getirildiği kampanyada aktif rol almış birisi. Ve orada verdiği emekler de gerçekten çok değerli. Biliyorsunuz 'siyaset' deyince insanlar çok daha büyük şeyler algılar. Halbuki Emin, bir şeyleri tırnakla kazımak denir ya, bu şekilde siyaset üreten aktivistlerden biriydi.’’

Emin’in arşivciliğinin de ötesinde, kararlı bir hak savunucusu olduğunun altını çizen Oral, "Toplantıya gelirken arayıp büroda şeker bitmiş alır mısın dediğinizde alırım diyen, yazı yazar mısın dendiğinde yazarım diyen; ama söylenen şeyleri yapmaktan öte bir karşılıklı sahiplenme durumunun oluştuğu, mücadelenin her bir köşesini sahiplenen biri olma hali vardır Emin’de. Siyaset yapmanın, politik aktivist olmanın; hakkın, adaletin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın yanında olmanın hiç de çiçeklerle karşılandığı bir dönemde yaşamıyoruz. Politika üretmeye elverişli bir ortamda değiliz ve buna rağmen yapıyor olmak ciddi bir kararlılık. Emin’in de bu mücadeleye bu kararlılığı ile verdiği çok ciddi katkılar var.’’, diyerek ne kadar değerli bir yol arkadaşı olduğunu vurguluyor.

"Boş zaman harcıyor diye düşünmüştüm" 

Başlangıçta Emin’in arşivciliğe olan ilgisinin çevresi ve arkadaşları tarafından dahi anlaşılamadığını söyleyen Oral, sol yayınların aynı site içerisinde toplanmasının ve Emin’in oluşturduğu kütüphanenin ne kadar faydalı bir kaynak olduğunu çok sonradan fark etmiş:

‘’Tüm bunların yanında yaptığı bu arşiv çalışması da, benim bile zamanında ne kadar kıymetli olduğunu göremediğim, başladığı ilk zamanlar anlamadığım bir şeydi. Hatta boşa zaman harcıyor diye düşündüğüm bir şeydi bile diyebilirim! Niye kafayı taktı bu kadar diye düşündüğüm çok olmuştur. Bir keresinde basılı yayınları dijitale aktarmak için kullanmak üzere büromuzda bulunan, kullanmadığımız, son derece eski ve hantal bir tarama cihazını evine nasıl taşıyacağını, evinde nerede barındıracağını epey uzun süre dert edindiğini hatırlıyorum. Ben de uzun süre dalga geçmiştim kendisiyle doğrusu, niye bu kadar önemli bi durum diye! Ki zaten vardı ufak boyutlarda bir tarayıcısı, neyi yetmiyor dediğimde daha büyük boyutlardaki dergileri taramak için kullanacağını söylemişti. Ama bir gün kendi yazdığım bir makale için gerekli kaynaklara ulaşmak üzere web sitesine girip o dergiden bu dergiye, o kaynaktan bu kaynağa sayfa sayfa gezebildiğimi görünce ‘Ya ne kadar önemli bir iş yapmış bu çocuk!’ diye idrak etmiştim. Gerçekten de bu çok ciddi bir emek. Türkiye’de solun tarihinde çıkmış tüm yayınların dijital ortama aktarılması diye özetleyebileceğimiz bu cümlenin arkasında binlerce sayfanın tek tek taranması, düzeltilmesi, internete konması gibi emekleri içeren saatler var. Ve Emin bu emeğini başkalarıyla paylaştı. Ben de çoğu insan gibi istifçi birisiyimdir, bazı şeyleri biriktiririm, ama kendim için biriktiririm. Emin bencil bir şekilde biriktirdiklerini kendisine saklamadı ve hiçbir karşılık beklemeden herkesin erişimine açtı. Bilgiyi erişilebilir kılan, tarihi herkesin ulaşabileceği hale getiren; araştırmayı seven herkes için anlatılanlardan başka bir tarihin olduğunu öğrenmeye teşvik eden bir çalışma bu. Bunun yanında, genç kuşaktan bir insanın, bir arkadaşımın çıkıp da geçmişin hafızasını bugüne taşıma çabası çok tatlı bir şey!’’

"Herkesi Emin'le dayanışmayı büyütmeye çağırıyorum" 

Özellikle OHAL döneminde sol ve sosyalist çevreye yönelik artan tutuklama ve baskıların aslında Emin’in şahsına yönelik olmanın yanında ortak mücadeleye de zarar vermek için yoğunlaştırıldığını düşündüğünü söyleyen Oral, baskıların mücadelenin ruhunu daha da öteye taşıdığını ve hem Türkiye’de hem de uluslararası çapta dayanışmayı büyüttüğünü söylüyor. ‘’Bu dönemde bir dizi arkadaşımızı, yanyana mücadele ettiğimiz, farklı farklı talepler etrafında demokrasi mücadelemizi ortaklaştırdığımız pek çok arkadaşımızı çeşitli gerekçelerle alıkoyuyorlar. Bu tabii ki biraz can sıkıcı, sonuçta aramızdan bir arkadaşımız özgürlüğünden mahrum olmuş oluyor. Bugüne kadar alıkonulan bir çok insan için hem Türkiye çapında hem uluslararası düzeyde çok ciddi bir dayanışma sergileniyor. Bu Emin için de böyle oldu; Nijerya’dan Yunanistan’a, İngiltere’den Avusturalya’ya pek çok ülkede mücadele eden insanlar destek mesajlarını yolladılar. Yine Türkiye’den, Emin’in arşivine katkı aldığı bir dizi farklı örgüt ve oluşum da dayanışma mesajı yolladı.

Emin Şakir’e özgürlük isteyen birey ve örgütlerin dayanışma göstermesinin hem Emin için, hem de özgürlük mücadelesi gösteren herkes için ne kadar değerli olduğunu; bu süreçte hafızamızı tazeleyen bir dayanışma örneği sergilendiğini vurgulayan Oral, desteğini sunmak isteyen herkesi 9 Aralık günü Beyoğlu’na, Emin’in özgürlüğü için birlikte mücadele etmeye çağırıyor: Özellikle bu dönemde, bu siyasi iklimde; ayrıştırılmaya çalışıldığımız, kendi alanlarımıza itilmeye, sıkıştırılmaya çalışıldığımız böyle bir dönemde böylesine bir dayanışmanın olması sadece Emin’i iyi hissettireceği için değil hepimizi güçlendireceği için çok önemli. Dolayısıyla demokrasiden, özgürlükten yana olan herkesi Emin’le dayanışmayı büyütmeye çağırıyorum. Biz hem bu dayanışma çağrılarını artırmaya, yan yana gelmeye çalışacağız hem de Emin’e de onun yanında olduğumuzu hatırlatmaya devam edeceğiz. Böyle bir amaçla da 9 Ekim Cumartesi günü Galatasaray PTT Şubesi’nde buluşarak kart atacağız Emin’e hep birlikte. Sadece yoldaşlarının değil, pek çok yol arkadaşının da orada olacağından çok eminim. Dayanışmaya destek veren tüm kurum ve bireyler mektup ve kartlarla bunu Emin’e de ulaştırabilirler.’’